Beşiktaş'ın ön libero mevkiindeki değişmez ismi Cisse, Teknik Direktör Mustafa Denizli'nin de gözdesi oldu. Bu sezon 8 lig maçının hepsinde sahaya ilk 11'de çıkan başarılı futbolcu, orta sahanın yükünü de sırtlıyor. Cisse'nin en büyük hayali şampiyonluk turu atmak.
Geçen sezon Paris Saint Germain takımından transfer edilen Eduard Cisse, hem Ertuğrul Sağlam'ın hem de Mustafa Denizli'nin vazgeçemediği isimlerin başında geliyor. Beşiktaş'ta ön libero bölgesini tek başına kapatan Fransız oyuncu, tecrübesiyle takım içinde de ön plana çıkıyor. Ertuğrul Sağlam'ın takımın başında bulunduğu dönemde Uğur İnceman'la birlikte ön libero mevkiinde görev verdiği tecrübeli oyuncu, Mustafa Denizli'nin gelmesiyle birlikte bu bölgeyi tek başına kullanmaya başladı. Bobo, Nobre, Holosko, Delgado gibi pres yapmayan, savunmaya çok fazla yardım etmeyen oyuncuların arkasında defansif olarak mücadele etmek zorunda kalan Cisse, kalitesini Mustafa Denizli'ye kabul ettirdi.
Gençlerbirliği ve Sivas maçlarında ilk 11'de forma giyen ve üzerine düşeni fazlasıyla yapan Fransız oyuncu, "Benim için önemli olan saha içindeki görevimi eksiksiz yapmak. Bunda da başarılı olduğumu düşünüyorum." ifadesini kullanarak yedek kalmasının ya da oynamasının kendisi için bir sorun olmayacağını kaydetti. Bu sezon Siyah-Beyazlı takımla birlikte oynadığı 8 lig karşılaşmasının hepsinde ilk 11'de forma giyen Cisse, 709 dakika sahada kalarak Siyah-Beyazlı takımın en çok süre alan isimlerinin başında yer aldı. Takımın uluslararası tecrübesi en fazla olan isimlerinin başında gelen yıldız oyuncu, geçen yıl toplam 26 maçta forma giyerek 2900 dakika sahada kalmıştı.
Şampiyonlar Ligi'nde Monaco formasıyla final oynamanın gururunu yaşayan Eduard Cisse'nin, Mustafa Denizli'nin gelmesi ile birlikte gözden düşeceği iddia ediliyordu. Ancak tecrübeli teknik adam, yeni sistemde en çok Fransız oyuncuya güvendiğini gösterdi. Oyun içinde verdiği ekstra görevlerle de bunu ispat etti. İleride gole dönük dört adamla oynayan Beşiktaş'ta orta sahanın kontrolünü tek başına Cisse'ye verdi. Bu durumu dert edinmeyen tecrübeli oyuncu, görev alanı ile ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor: "Türkiye'de herkes hücum oynuyor ve gol atmaya çalışıyor. Ancak defansif olarak herkes yardım etmiyor. Türkiye'deki oyun anlayışında herkes atak yapmayı düşünüyor. Halbuki ben defansif bir oyuncuyum ve öyle yetiştirildim. Defansif oynayan oyuncular burada çok göze batmıyor. İleri çıkan, gol atan oyuncular seviliyor. Çok gol atan bir oyuncu değilim; ancak takımıma yeterince katkı yapmaya çalışıyorum. Sistem değişse de benim bu oyun tarzım değişmeyecek."
Avrupa'dan elenmelerinin kendileri için bir şanssızlık olduğunu da kaydeden başarılı oyuncu, "Bizim hedefimiz sezon sonunda şampiyon olmak. Çok iyi bir kadroya ve taraftara sahibiz. Teknik direktör değişimi biz oyuncuları çok fazla etkilemeyecektir. Yine işimizi yapmaya çalışacağız. Ben her zamanki gibi üzerime düşeni yapacağım." ifadelerini kullanarak şampiyonluğun en büyük favorisi olduklarını kaydetti.
