Gönderen Konu: Fenerbahçe’nin rakibi yine Fenerbahçe’dir  (Okunma sayısı 508 defa)

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ***
  • İleti: 161.432
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Fenerbahçe’nin rakibi yine Fenerbahçe’dir
« : 03 Nisan 2010, 17:41:34 »
Fenerbahçe’nin rakibi yine Fenerbahçe’dir

--------------------------------------------------------------------------------
.. ..

Başkanımız Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe Dergisi'nin Nisan sayısındaki baş yazısı şöyledir:

"Derbi maçlar, futbola dair her şeyin en üst düzeyde yaşandığı, 90 dakikalık bir futbol maçının çok ötesinde değere sahip olan maçlardır. Derbinin heyecanı da mücadelesi de hissettirdikleri de çok farklıdır. Ebedi dostumuz, ezeli rakibimiz Galatasaray'ı, kendi evinde bir kez daha yenmenin biz Fenerbahçelilere yaşattığı gurur ve mutluluk şüphesiz ki çok büyük. Ali Sami Yen Stadyumu'nda oynadığımız son derbide, geçtiğimiz yıllardaki derbilere göre nispeten daha az olay çıkmasında, sanıyorum Merhum Başkan Özhan Canaydın'ın, camiamızda karşılık bulan dostluk ve kardeşlik adımlarının etkisi olmuştur. Tüm spor camiasının sevgi ve saygı ile andığı Değerli Başkan Özhan Canaydın'ı kaybetmiş olmanın verdiği üzüntü içimizi burkarken; çıktığımız Ziraat Türkiye Kupası Yarı Final ilk maçında ve derbi mücadelesinde, Merhum Başkan'a hak ettiği değeri veren tavırlarından dolayı taraftarımıza da teşekkür ediyorum. Büyük Fenerbahçe taraftarı, kendine yakışanı yapmış; Canaydın'ı, saygı ve rahmetle ebediyete uğurlamıştır.
Bunca olumlu gelişmenin yanı sıra, derbi mücadelesinde sahaya atılan ve kaptanımız Alex'e isabet eden yabancı maddeler ve hala bu tarz yaklaşımlar olduğunu görmek tabii ki hepimizi üzdü. Bazı kendini bilmezler, ısrarla geçmişten gelen kötü alışkanlıklarını sürdürmeye devam ediyorlar ve bu davranışları ile takımlarına da Türk sporuna da zarar verdiklerini hala göremiyorlar. Galatasaray yönetiminin, bu kendini bilmezleri tespit edip, gerekli cezaları almaları konusunda üst düzey çaba sarf edeceklerine inanıyorum. Bu konuda; yönetimlerin, eskiden yaşanmış olayları gündeme getirerek "Onlar da yaptı" demeleri yerine, bir daha bu tarz olayların olmaması adına, girişimlerde bulunmaları gerektiği ortadadır.
Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetimi olarak, taraftarımızın da bize verdiği sonsuz destekle bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sporda şiddetin önüne geçilmesi adına üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Bu noktada; ülkemizde sporu yöneten ve düzenleyenlerin söz konusu olaylara karşı caydırıcı cezalar uygulaması, spor alanlarında ortaya çıkan her tür şiddet olayını en ağır şekilde cezalandırması, verilen cezaların da kulüplere ya da oynanacak bir sonraki maçın özel durumuna göre farklılık göstermemesini sağlaması gerekiyor. Aksi takdirde, şiddetin önüne geçmek imkansız hale gelir. Bu noktada yapılacak en yanlış şey; 'Sıfır tolerans ilkesinden' popülist yaklaşımlarla uzaklaşmak olacaktır.
Burada, kısaca futbola özgü bazı konulara dikkat çekmek istiyorum. Son dönemde Türk futbolunda, gerek hakemlerin verdiği kararlarda, gerekse TFF kurullarının verdiği kararlarda 'bariz bir istikrarsızlık ve çifte standart' olduğunu görüyoruz. Bu duruma bir son verilmezse, futbol dünyamızda büyük çabalar sonucu temin edilen güven ve istikrar ortamı maalesef bozulacaktır. Adalet terazisinin kefeleri, saha içindeki kararlarda da kurul kararlarında da eşit olmalıdır.
Galatasaray ile oynadığımız son lig maçından iki gün önce, Yönetim Kurulu Üyesi arkadaşlarım ile birlikte düzenlediğimiz basın toplantısında da, Türkiye Futbol Federasyonu'nun saha içi ve saha dışı kararlarında görülen 'çifte standartlara' dikkat çektik. Ancak, bu toplantıyı takip eden hafta sonunda oynanan lig maçlarında, yine kendi içinde bir standart taşımayan, bariz hatalı hakem kararları gördük.
Kayseri maçında, aleyhimize karar verilen ve bu tarihten itibaren yoğun olarak tartışılan 'ceza sahası içinde çekmelere verilen - verilmeyen penaltı kararları' ile İBB maçında, pasif ofsayt kuralı ile geçersiz sayılan nizami golümüzün ardından yaşanan benzer pozisyonlar için uygulanmayan kararlar ve verilen goller ve yine yan hakemlerin açık ofsayt pozisyonlarını kaçırması gibi sayısız hatalara şahit olduk.
Görülüyor ki; yorum farklılıklarına dayalı hakem kararları, her hafta artarak devam ediyor. Formsuz hakemler, bir türlü istenilen düzeye ulaşamıyor. Her maçın ardından yoğun bir şekilde tartışılan 'hakem kararları' konusunda, kamuoyunu aydınlatacak tek bir yetkili dahi ortada yokken; bunun yerine, medya üzerinden kulüpler ile çekişmeler ve gereksiz güç gösterileri var.
Ceza sahası içinde çekişmeler ile alakalı olarak yaptığımız araştırmada, Kayserispor maçının ardından, MHK'nın aldığı karar ve en yetkili ağızdan aldığımız duyumlar çerçevesinde, 'Bu pozisyonlara artık penaltı verilmeyeceğini' ve bu durumun, hakemlere de anlatıldığına dair duyumlar aldık. MHK ne yazık ki bu konuda sessizliğini korumaya devam ediyor, kamuoyu ve bizler de işin gerçeğini resmi açıklamalarla öğreneceğimiz günü bekliyoruz. Karar değişikliği yaşanmışsa da yansımaları bu şekildeyse bu daha da vahim bir duruma işaret eder.
Zira; sezon devam ederken, futbol oyun kurallarının yorumunda yapılacak değişiklik, bu konudaki geçmiş uygulamaları bazı takımlar için avantaja bazı takımlar için dezavantaja dönüştürmektedir. Eğer, söz konusu futbol oyun kuralının yorumlanmasında MHK gerçekten bir değişikliğe gitmiş ise; bu yorum değişikliği ile devam eden sezona da müdahale etmiş sayılacaktır.
Bu bağlamda, yapılan müdahaleden olumsuz etkilenen kulüplerin kayıpları ne olacaktır? Sezon yarışında, adaletsiz durum yaratan bu tarz değişikliklerin kabul edilmesi tabii ki mümkün değildir.
MHK Başkanı, ortaya çıkarak pasif ofsayt kuralının standart yorumunu kamuoyu ile paylaşmalı ve bu şekilde konuya ilişkin tartışmaların son bulmasını sağlamalıdır. Kamuoyu adına dillendirdiğim bu basit beklentinin, Sayın Oğuz Sarvan tarafından karşılık bulmasını "sabırla" bekliyor; hakem atamalarında süren yanlışları giderecek ve müsabaka sonucuna tesir eden hakem hatalarını en aza indirecek bir iç yaptırım mekanizması oluşturulmasını ümit ediyorum.
Türkiye'de futbolu idare edenlerin şunu net olarak bilmesi gerekiyor ki; milyonları ilgilendiren futbol, "Ben yaptım, oldu" mantığı ile yönetilemez. Ortada bu kadar büyük sorunlar varken bunlara sessiz kalıp, bunları dillendirenlere karşı da, 'hesaplaşma mantığıyla' adımlar atmak, kabul edilemez.
Sadece bir kaç yorumcuyu memnun eden, vitrin çalışmasından öteye geçmeyen içi boş icraatlar, günü kurtarmaya yönelik olup yumak şekline gelen sorunların çözümüne dair hiçbir anlam ifade etmemektedir. "Ahenkli karar alma" şeklinde isimlendirilen ve kurullar arasındaki kuvvetler ayrılığı prensibine aykırı bir anlayış, ne kadar masum bir düşünce ile ortaya konmuş olursa olsun, güven ve adalet ilkelerine yönelik bir tecavüz mahiyetindedir.
Bu yönetim modeli üzerinde ısrar edenler, bir gün kaybettirdikleri ve kaybettiklerinin hesabını, TFF Genel Kurulu'na vermek zorunda kalacaklardır.
Tüm bireyleri ile birbirine kenetlenmiş Fenerbahçe camiası, futbol takımı üzerinde oluşan karanlık bulutları dağıtmıştır. Aydınlık ve güzel günler çok yakındadır. Futbol takımımız, sezon başında olduğu gibi bugün de şampiyonluğun en büyük adayıdır ve hedefine doğru ilerlemektedir.
Fenerbahçe'nin rakibi yine Fenerbahçe'dir. Takımımız, büyük Fenerbahçe taraftarının da desteği ile önündeki tüm maçları kazanarak şampiyonluğa ulaşabilecek güçte ve kabiliyettedir. Bunu biz bildiğimiz gibi dosta düşmana da defalarca kez kanıtladık.
Hem Türkiye Kupası'nda hem de ligde zafere ulaşmak adına, gereken güce fazlasıyla sahibiz. Yapmamız gereken tek şeyin sadece 'Tek yürek olmak' olduğunu da biliyoruz.
Yönetim olarak futbolcularımız ile kenetlenmemizi eleştiren, bundan rahatsızlık duyan ve kamuoyunu yanlış haberlerle yanıltmaya çalışanlar oldu. Benzer şekilde taraftarımız ile her daim kenetlenmemizin de belli bir kesimi nasıl rahatsız ettiğini biliyoruz. Ancak şunu da biliyoruz; taraftarımız kenetlenmemize ve güç birliği yapmamıza engel olmak isteyenlere inat, her geçen gün kulübüne daha çok sahip çıkıyor. Biliyoruz ki; bu hep böyle olacak.
Sezon sonunda elde ettiğimiz başarılarla da herkese en güzel cevabı vermiş olacağız.

Bir spor kulübü olan Fenerbahçe, adına yakışan bir şekilde, sporun birçok dalında mücadele etmeye ve mücadele ettiği her dalda şampiyonluklar kazanmaya devam ediyor. Şimdi sırada sporun başka bir dalında yakaladığımız bir başarı ve yaklaştığımız bir başka kupa var. Türkiye'de ilk kez bir takım, Şampiyon Kulüpler Kupası'na bu kadar yakın. Acıbadem Grubu ile gerçekleştirdiğimiz işbirliği, ortaya muazzam bir takımın çıkmasını sağladı. Acıbadem, takımımızın sadece sponsoru değil, bizim doğal bir parçamız haline geldi. Fenerbahçe Spor Kulübü ve Acıbadem'in yöneticilerinin, son derece uyum içinde çalışmaları, teknik heyetimizin kabiliyeti ve sporcularımızın özverisi ve yetenekleri ile birleşince başarı kaçınılmaz oldu. Şimdi sıra, bu başarıları tüm dünyaya kanıtlayacak bir zafere imza atmaya geldi. Taraftarımızın onlara verdiği isimle "Sarı Melekler" yani Fenerbahçe Acıbadem Bayan Voleybol Takımımız, Fransa'nın Cannes kentinde final four oynayacak. Hem Türkiye'de hem de Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde na-mağlup durumda lider olan kızlarımızın, bu Kupa'yı müzemize getireceğine yürekten inanıyoruz. 3-4 Nisan tarihlerinde kızlarımıza destek vermek adına onlarla birlikte olacağız. Fenerbahçe Spor Kulübü'nün, Türk spor tarihine altın harflerle yazılacak bir büyük başarıya daha imza atmasını heyecan ile bekliyoruz.
Atletizm Şubemiz; Türkiye Kulüplerarası Kros Ligi Final Kademesi Yarışları'nda Genç Erkeklerde, 31 puanla üst üste 3. kez Türkiye şampiyonluğu kazandı. Yüzümüzü güldüren bir başka şampiyonluk haberi de Yüzme Şubemizden geldi. Türkiye Açık Yaş Yüzme Şampiyonası'nda, Bayan Takımımız şampiyonluğa ulaşırken; Erkek Takımımız ikinci oldu. Fenerbahçe Yüzme Takımımız, yine takım halinde şampiyon oldu. Bir şampiyonluk haberi de Masa Tenisi Şubemizden geldi. Türkiye Masa Tenisi Süper Lig final maçları sonucunda; Fenerbahçe, ligi kızlarda şampiyon; erkeklerde ise ikinci sırada tamamladı. Erkek Voleybol Takımımız, normal sezonu lider tamamladı ve play off'larda yarışıyor. Yıllardır kupaya damgasını vuran Bayan Basketbol Takımımızın, Teknosa Bayanlar Türkiye Kupası'nda ikincilik elde etmesi tabii ki bizleri üzdü.
Öte yandan, Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımızın ve Milli Takımımızın Baş Antrenörü Bogdan Tanjevic, geçtiğimiz ay içerisinde başaralı bir ameliyat geçirdi. Tanjevic, yaklaşık 1,5 ay sonra görevinin başına dönecek. Kendisine camiamız adına geçmiş olsun dileklerimi sunuyor, acil şifalar diliyorum."

Aziz Yıldırım

Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı

Resmi Site.