Allah’ın Dostu Var mı? Yok mu?
Kuran’da geçen dost ( veli) kavramı ile ilgili olarak ayetler arasında bir çelişkinin olduğu iddiasında bulunulmakta. Bu iddiaya delil olarak kullanılan iki ayet şöyledir:
İsra 111 Ve de ki: “Övgü, ALLAH’adır. O çocuk edinmemiştir, yönetimde ortağı ve zayıflıktan ötürü de bir yardımcısı ( velisi) yoktur.” O’nu alabildiğine Yücelt.
Nisa:125 ALLAH’a teslim olarak iyilik yapan ve İbrahim’in tektanrıcı dinine uyandan daha güzel bir dine kim sahip olabilir? ALLAH İbrahim’i dost ( veli) edindi.
Şimdi aslında normal bir muhakeme ile bu iki ayet okunduğunda bir çelişkinin olmadığı anlaşılması gerekir diye düşünüyorum.
Veli kelimesinin sözlük anlamı şöyle: Dost, Yakın , Akraba, bakıcı, sahip, ( Kuran Lügatı, Timaş Yayınları, Syf.561)
Birlikte ayetler üzerinde düşünelim.
İsra suresindeki ayette Allah’ın zayıflıktan ötürü bir yardımcısı ( Veli) olmadığı söyleniyor.
Allah bir zafiyete düşmez. Böyle düşüp ona bir dost, bir yardımcı da olamaz. Ayette söylenen sadece budur. Fakat Allah’ın zafiyete düşerek, bu zafiyetinde bir dostunun olmaması, onun her zaman bir dostu olmadığı anlamına gelmez. Eğer ayette zayıflıktan dolayı diye bir ön şart olmasa ve genel olarak hiçbir dostu yoktur dense. Bu durumda Nisa suresindeki ayette ile bir çelişki oluşturabilirdi. Fakat böyle bir durum söz konusu değildir.
Buna çok yakın size İngilizce bir kelimeyi örnek vermek istiyorum. İngilizce’de veli kelimesine yakın “partner” diye bir kelime var. Bu ortak, eş, arkadaş gibi anlamları var.
Mesela birisi dese ki “Benim işte bir partnerım ( ortağım) yoktur.” Yine aynı kişi dese ki: “ Ayşe benim partner’ım ( eşim) dir.” Bu iki cümle arasında bir çelişki var mıdır? Başka birisi iddia etse “ilk cümlede partnerım yok diyor ama ikinci cümle de Ayşe partnerım” diyor dese, bu eleştiri mantıklı olur mu? Çünkü ilk cümlede bir ön şart vardır. İşinden söz eder ve bunda bir ortağı olmadığını söyler.
Bu örnekte olduğu gibi yukarıdaki ayetteki durumu da cümle bütünlüğü içinde okumak gerekir. İlk cümlenin bir şartı vardır ve bu durumda olduğunda Allah’ın böyle bir ortağı yoktur. Nisa suresindeki ayette ise durum farklıdır. Allah İbrahim ‘i dost edinmiştir. Ama bu dostluk Allah zafiyete düştüğünde ona yardımcısı olma şeklinde değildir. Allah Samet’tir. Hiçbir şekilde zafiyete düşmez. Zaten ayette de bu ön şart belirtilmiştir.
Bu açıdan okuduğunu doğru anlamak ve bunun üstüne yorum yapmak önemli diye düşünüyorum. Tam anlamadan hata bulmak kaygısıyla yapılmış yorumların yanlış olduğu da ortada.
Allah İbrahim’i dost edinmiştir. İbrahim Allah birleyen bir hanifdir. Ona hiçbir kimseyi ortak koşmamıştı.
3/67- İbrahim, ne Yahudi idi, ne de Hıristiyandı: ancak, O hanif (muvahhid) bir Müslümandı, müşriklerden de değildi.
Bu güzel özelliklerinden dolayı Allah onu kendisine yakın kılmıştı. Onda tüm inananlar için güzel örnekler vardır. (60/4- İbrahim ve onunla birlikte olanlarda size güzel bir örnek vardır.) Eğer iman edenler de İbrahim peygamberin bu özelliğini örnek alıp her zaman Allah’ı birleyen insanlar olmaya çalışırlarsa, Rabbimize yakınlaşacaklar ve ayetteki bu ifade ile ona dost olacaklardır. Allah bizi kendisine yakın olanlardan, onun dostlarından kılması duası ile….