Gönderen Konu: Dünya ve ahiret saadetinin anahtarı  (Okunma sayısı 731 defa)

Çevrimdışı weathered

  • 4.SINIF UYE
  • **
  • İleti: 1.909
  • Puan 65
  • Cinsiyet: Bay
  • OyunSiteniz.Com
    • Profili Görüntüle
Dünya ve ahiret saadetinin anahtarı
« : 26 Ocak 2009, 12:40:46 »
6 cilt Mektubatın yani Mektubat-ı Rabbani ve Mektubat-ı Masumiyyenin özeti bir cümledir:
"Bu yolun büyüklerini tanımak ve sevmek dünya ve ahiret saadetinin anahtarıdır."

* Bir büyük zat bir talebesine vazife verirken, ”Beynime mi girmek istersin, kalbime mi girmek istersin?” diye sorar. Efendim, farkı ne diye sorunca, kalbime girersen ahirete kadar benimlesin. Beynime girersen yarın unutabilirim buyurur. Talebe bu sefer, efendim, kalbe girmenin şartı nedir diye sorar. Şartı ikidir: Kimseyi bana şikayet etmeyeceksin ve kimse de seni bana şikayet etmeyecek. Çünkü orada sen beni temsil ediyorsun, yolumuz almak değil vermek yoludur, yük olmak değil, yük almak yoludur. Sıkıntı vermek değil, sıkıntı çekmek yoludur. Hep sen sineye çek, kimseyi şikayet etme. Öyle yaşa, öyle hareket et ki kimse de seni şikayet etmesin.

* İnsanı Allahü teâlâ kendisi meşhur yapar, insanlara tanıtırsa onu muhafaza eder. Ama insanın kendisi meşhur olmak isterse afettir, felakettir.

* Bu yolun büyükleri kendilerine tâbi olanlardan gafil değildir.

* Büyükler göç ettikleri zaman ilimleri, ihsanları, feyzleri heybelerinde beraber gider. Dünyada bereket kalmaz.

* Büyüklerin talebeleri üç sınıftır:
1.Hane halkı gibi
2.Akraba gibi
3.Komşular gibi.

* Aynanın karşısına mum koysanız, aynada mum gözükür, o da ışık verir. O aynanın karşısına başka bir ayna koysanız, o ayna da ışık verir. Dilediğiniz kadar ayna koyun, mum yine orada ışık vermeye devam eder. Asıl mum (kaynak) Peygamber efendimizdir. Büyükler Onu yansıtırlar.

* İnsanlar zor zamanlarda, zor ile karşılaştıklarında müdara [insanları idare etme] yapamazlar. Böyle zamanlarda herkes içindekini ve gerçek yüzünü dışa vurur. Yani, bencil bencilliğini, fedakâr fedakârlığını, hain hainliğini gösterir. Bu problemli zamanlar bir imtihandır. Ve dünyada hiçbir imtihanda, girenlerin hepsi kazanmamıştır. Bazıları imtihandan başarılı çıkar, bazıları ise kalır.

* Hep gülmek iyi değil. Gün tevbe ve istiğfar zamanıdır. Yarına çıkacağımız belli değil. Mümin müminin kıymetini bilmez ise Allahü teâlânın kıymetini hiç bilmez.

* Bilenlerle çalışmak zor olur, sıkıntılı olur. Peki diyen, ihlaslı samimi kimselerle çalışmalı. Bir kimse ihlaslı ise, Allahü teâlâ daha sonra o işi yapma kabiliyetini de verir ona. Ve o da bilenlerden, ama ihlaslı bilenlerden olur.

* Müslüman, dinini, malını, namusunu, şerefini korumak için zengin olmak zorundadır. İsraf zaten haram, israftan kaçınmak zorundadır. Tasarruf etmek zorundadır. Peygamber efendimiz, “Ey Eshabım, fakirlik sizin için saadettir, ahir zamanda, ümmetim için zenginlik saadet olacaktır” buyurdu. Başka bir hadis-i şerifte de, “Ahir zamanda iki sarısı olmayan, kullanılmış, horlanmış mendil gibi atılacaktır” buyuruldu. İki sarı, altın ve gümüştür