Gönderen Konu: Area 51 (PC)  (Okunma sayısı 862 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
Area 51 (PC)
« : 01 Ağustos 2007, 00:20:41 »
51. bölge, 76 Km’lik bir alan içerisine kurulmuş olup, Las Vegas’ın 153 Km kuzeyindedir. Bölgenin uzaktan çekilen fotoğraflarına bakıldığında 51. Bölge, oldukça sıradan bir kaç hangardan oluşuyor gibi gözükse de, asılolanın yerin altında olduğu bilinmektedir. Amerikan hükümeti tarafından önceleri varlığı kabul edilmeyen 51. Bölge, Amerika için kusursuz bir test alanıdır. En gizli denemeler adeta bir sırlar kapısı olan Area 51’de yapılıp, tersine mühendislik diye tabir edilen yöntemle, dünya dışı teknolojiler bir nebze olsun burada çözümsenmeye çalışılıyor. Bölgenin bir başka önemli özelliği de Roswell olayı dahil bir çok ufo enkazının bu bölgede saklandığının düşünülmesi.

Hiç şüphesiz dünya dışındaki hayatlar insanların ilgisini her daim çekmiştir

Kısa süre önce X-Box kullanıcıları için piyasaya çıkan Area 51, en nihayetinde PC’cilerle de buluştu! Inevitable Entertainment’ın yapımcılığını üstlendiği oyun, FPS türünde boy gösteriyor. Malum türünün en iyi yapımları olan Half-Life 2, Doom 3 ve Farcry gibi oyunlara karşın FPS türündeki yeni yapımların, ince eleyip sık dokumaları gerekiyor. Öyleki bu oyunlar(HL-2, Doom 3 ve Farcry) piyasaya çıktıklarında, gerek fizik motorları, gerek grafikleri, gerekse muhteşem hazırlanmış atmosferleri sayesinde, tabir yerindeyse tozu dumana kattılar. Bu gibi astronomik yapımların ardından çıkarılan her oyunun, muhakkak aradan sıyrılacak niteliklere sahip olabilmesi gerekiyor. Peki Area 51 böyle bir oyun mu?

Öncelikle oyunumuz piyasaya çıkmadan önce adından oldukça söz ettirdi. Bu durumun nedenlerinin başında, oyunun konusunun 51. bölge gibi dünya üzerindeki en ilgi çekici mekanlardan birinde geçmesi söylenebilir. Bunun haricindeki bir diğer özellik ise yapımın seslendirmelerinde adı geçen isimler! Bir kere ana karakteri, X-Files dizisinden tanıdığımız ajan Fox Mulder yani David Duchovny seslendiriyor! Onun dışında Marilyn Manson, Ian Ambercrombie ve Phil Proctor(Doom-3’ten Final Fantasy’e, C&C Red Alert’ten Legacy of Kain’e kadar bir çok oyunda, sesiyle karakterlere hayat veren önemli bir seslendirme uzmanı) gibi isimler de seslendirmelerde bulunmuş.

İşler hep yolunda gitse, bize ne oynatacaklar değil mi?

 
Başımıza ne geldiyse onun yüzünden 
 
 
Area 51’in konusu biraz klişe. Malum 51. bölgedeyizdir. Çevrede ne işe yaradığını bilmediğimiz ancak ilgi çekici bir çok cihaz ve makine bulunmaktadır. Kendini bilmez yaşlı bir bilim adamı, içerisinde dünya dışından bir organizmanın bulunduğu tüpün kilitlerini açar ve ortalık karışmaya başlar. Öyleki tüpün içinden bir hayli heybetli görünen yaratık çıkagelir. Olay mahaline varan askeri tim, yaratığı durdurmak üzere orada bulunmasına karşın, kısa sürede etkisiz hale gelmiştir. Hatta bununla da kalmamıştır, üzerine bir de zombi olarak, yaratık camiasına katılmışlardır. İşte bu noktada, içerisinde bizimde bulunduğumuz “Hazmat takımı” yola çıkıyor... Kısaca anlayacağınız, işlerin yolunda gitmediği bir anda asayişi sağlamakla görevliyiz.

Videodan sonra oyun artık bizim kontrolümüze yani David Duchovny’nin seslendirdiği Ethan Cole’e geçiyor. Klasik olarak ilk anlarda “tutorial” tadında bir aşama geçiriyoruz. Silahlı kısa süren bir eğitimin ardından işler karışıyor! Öyleki bulunduğumuz bölgeye kadar zombilerin geldiğini görüyoruz. İşte bu anı hiç unutmayın. Çünkü Area 51’de, aksiyon seviyesi çok ender aşağılara düşüyor. Artık çok uzun bir süre hiç durmadan uzaylı avlayacaksınız! Hazır mısınız?


 
Acaba kapıyı hiç açmasak mı? 
 
 
Oyunda yalnız değiliz. Tıpkı geldiğimiz gibi Hazmat takımı ile beraber ilerliyoruz. Ancak bunun sürekliliği yok. Tim lideri siz olmanıza karşın nerede riskli görev var, hepsini biz yapıyoruz. Oyun boyunca, uzaylılar bir türlü yakanızdan düşmüyor. Nereye baksanız zombi görüyorsunuz. Ancak böyle bir atmosferde koskoca tim liderinin, bir düğmeye basacam diye tek başına girmediği aksiyon kalmıyor. Sonuçta ne oluyor? Ekibiniz açılan kapıdan girip, kısa süre sonra yeniden takılıyorlar. Yanlarına gidince de, bu sefer bilmem neredeki şalteri indirmek için yine uzaylıların ortasına düşüyorsunuz. Anlayacağınız Area 51’de dolaylı yoldan bir takım oyunu var

İnsanın arkadaşları ölümsüz ise sırtı yere gelmez!

Yanımızdakilerden biraz bahsetmek gerekirse, bir kere ölümsüz olduklarını belirtmek gerek. Çünkü onların ölümleri ancak sinematik sahnelerde oluyor. Ya bir uzaylı birinin başını koparıyor ya da düşman tarafından yara alan arkadaşlarımız, dönüşüp zombi oluyorlar. Bu yüzden oyun içi anlarda ölmeleri söz konusu değil. Gönül rahatlığıyla onları yalnız bırakıp, çatışmaları geriden izleyebilirsiniz ancak yaratıklar heryerden geldikleri için, rahat nefes almanız pek söz konusu olmuyor.

 
Sanırım yüksek voltaj(!) 
 
 
Grafiklere bakıldığında Area 51 başarılı gözüküyor ancak görsel efektler çok zayıf yapılmış. Oyunda öyle bir elektrik efekti var ki, bu zamanda halen böyle efektler kullanılıyor mu dedirtiyor. Bunun haricinde görüntülerdeki blur efektinden söz etmek gerek. Oyun içi tüm görüntülerde, blur efekti kullanılıyor. Muhtemelen grafiklerdeki zayıf noktaları bir nebze için saklamayı amaçlayan yapımcılar, blur efektini kullanmışlar. İlk başlarda garipsesenizde sonradan gözünüz alışıyor.

Seslere bakıldığında ortamda yaşanan panik havasını Area 51 oldukça güzel yansıtmış. Heryerden sesler geliyor. Sizde çoğunlukla savaşmakla haşır neşir olduğunuz için, pek fazla dikkat edemiyorsunuz. Ancak durup bir süre çevreyi dinlediniz mi, nefes alıp veriş seslerinden, uzaktaki bağırışmalara kadar, bir çok ayrıntıyı yakalamanız muhtemel.

 
İşte oyundan bir bug. Zeminde sıkışan uzaylı! 
 
 
Oynanabilirlik konusuna gelince Area 51’in bazı eksikleri var. Öyle ki görüntü sanki zoom yapılmış gibi. Hatta zombiler tam dibinizde duruyorsa görmekte çok zorluk çekiyorsunuz. Zira bu zombi milletinin çoğu üzerinize silahsız geliyorlar. Hal böyle olunca yakın dövüşten başka çareleri kalmıyor. Bu gibi durumlarda onları vurmak için biraz geri çekilmeniz gerek. Aksi halde kısa sürede zombiler tarafından öldürülüyorsunuz. Oyunun bir diğer eksik yönü ise karşınıza çıkan uzaylıyı vurduğunuzda, düşmanın hasar aldığı hissine kapılmayışınız. Zaten en çok bu durum oyunun atmosferini dağıtıyor. Örneğin karşınızdaki zombiye ateş ediyorsunuz. Sanki attığınız kurşunlar onun içerisinden geçiyormuş gibi oluyor. Sanki vurulmuyormuşta ölmesi gerektiği için ölüyorlarmış gibi... Bu durum muhtemelen Area 51’in olmayan hasar modellemelerinden kaynaklanıyor. Yani düşmanın neresine ateş ederseniz edin, o bir bütün halinde hasar alıyor. İstediğiniz kadar gövdesine veya bacaklarına kurşun yağdırın, o kendi istediği şekilde ölüyor da diyebiliriz.

51. Bölge’ye hangi sistemle girilir?

Area 51’i oynamanız için gerekli olan minimum sistem gereksinimleri, P4 1.4 GHz işlemci, 256 MB RAM ve 64 MB’lık ekran kartı. Ancak görüntü detaylarını en yüksekte kullanacaksanız., siteminiz en azından P4 2.8 GHz, 512 MB RAM ve 128 MB’lık ekran kartı gerektiriyor. Eğer daha düşük bir sisteminiz varsa, hiç performans kaybı olmadan oynamak için grafik ayarlarını düşürmeniz gerekecektir.

Genel olarak bakıldığında Area 51, türe bir yenilik getirmemesinin yanında, hep aynı düşmanların, üzerinize sürekli aynı şekilde gelmeleri yüzünden, kendini tekrar ediyor. Anlayacağınız Area 51, herhangi bir FPS’den daha iyi ancak Half Life-2 gibi kaliteli FPS’lerden çok uzak bir oyun olmuş. Eğer türün müdavimiyseniz, sürekli kendini tekrar eden bir oyundan sıkılmayacaksanız kesinlikle oynayın. Çünkü ara videoları ve bazı oyun içi videoları film tadında. Grafikler ve seslerde başarılı diyebileceğimiz oyunda, oynanabilirlikte biraz zayıflıklar var. Eğer türe ilgi duymuyorsanız, bu oyuna para harcamanızı tavsiye etmiyorum. Oyuna dalıp gerçek hayatı unutmayın...
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive