Gönderen Konu: City Life  (Okunma sayısı 554 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
City Life
« : 08 Ağustos 2007, 19:34:08 »
Yaratıcı, yaratılanları yaratırken sormaz onlara, "ne olsun senin cinsiyetin?" diye. "Ten rengin ne olsun, peki ya gözlerin?" diye de sormaz. Sadece yaratır ve dünyaya salar, fakat, daha önce yarattıklarına "sonradan gelen mavi gözlüleri yaşatmayın, işkence yapın onlara!" da demez. Tıpkı onun söylediği kurallar dışında oturtulan ve herkesi kendisine uymak zorunda bırakan insan kuralları gibi. Hepsini biz uydurur, düzenli olduğunu düşünür ve yaşam kuralları hâline getiririz. Halbuki o öyle bir şey dememiştir. Bu düzen doğrultusunda, "eşitlik!" diye bir taraflarını yırtarak bağıran kişi ve topluluklar diğer bazı kesimleri ezerken, diğerleri de sesini çıkarmayınca sınıf ayrımları oluşur, sınıf ayrımları abartılınca da bu durum çöküşün habercisi olur. Bilinen bir şey mi anlattım, peki City Life ile ne ilgisi var bunların?

 Çıkış tarihi birbirleriyle kesişen şehir kurma stratejileriyle, strateji ve özellikle şehir kurma stratejisi oyuncuları belki bir daha asla göremeyecekleri bir şehir kurma stratejisi şöleni yaşamakta. Bahsi geçen oyunların genelinde çok büyük eksiler olup, hayal kırıklıkları yaratmalarına rağmen, ne bulurlarsa oynayabilecek kadar aç olan kesimler bundan pek de rahatsız olmamalı. City Life da, yakılan Roma'yı yeniden kurmaktan sıkılan oyuncular için ikinci bir Simcity türevi olmayı amaçlıyor (birincisi TycoonCity: New York idi).

 Şehir kurma stratejilerinin stratejisini çözemeyen veya tahmin edemeyen yoktur herhalde, şehrin her bir şeyiyle ilgilenip güllük gülistanlık bir şehir yaratmak, kısa ve öz olarak. Derin olarak ise, bitmesi zor gibi görünen bir cümle şeklinde, "şehirde yaşayan insanların istekleri doğrultusunda hazırlanan altyapının üzerinde iyi bir yöneticilik anlayışı göstererek, vergi-gelir dengesini ve yönetimin de gelir-gider dengesini oturtarak ekonomiyi her zaman güvenilir tutarak şehrin çeşitli sorunlarıyla ilgilenmek ve genel ihtiyaçları eksiksiz olarak karşılamak, halkı herhangi bir aktivite ve gereksinimden mahrum etmemek ve evsiz-işsiz insan bırakmamak" diyebiliriz. Bu, her şehir kurma stratejisinde farklı olarak karşımıza çıkar, kimisi bir üstyapı oyunu olup bizlere yol bile yaptırmazken, kimisi boru hatlarını bile bize döşetir (keşke). City Life da, altyapı konusunda oyunculara çöp ve kirli su dönüştürme alanı ve enerji üretim alanları dışında herhangi bir altyapı oturtma şansı tanımıyor. İnşa edilen binalar doğrultusunda yollar kendi oluşuyor, bize sadece bu yolları geliştirebilmek kalıyor. Bunun dışında, üstyapı konusunda bir konu dışında oyun pek bir sorun teşkil etmiyor. Binaların çeşitliliği, grafikler, biraz kısıldığında rahatsız etmeyip aksine iyi bir tablo oluşturan müzikler ve ses efektleri, hepsi oyunu oynanabilir kılıyor. Sorun, hem de bütün oyunu yerle bir eden sorun ne mi? Anlam verilemeyen ilk paragraf, bu sorunun cevabı.

 Daha oyunu açıp ilk haritayla karşılaşır karşılaşmaz, elit kesimden fakir kesime doğru sıralanmış tam altı sınıfla karşılaşıyoruz. Yani daha şehre yol bile inşa etmemişken ilerde oluşacak kültürel farklılığın boyutunu  görebiliyoruz. İlk başta, "o zaman ben tüm şehri elit kesime uygun hazırlarım, lüks lüks yaşarız" dense de, sonradan bunun mümkün olmadığı anlaşılıyor. Elit kesimlerin ihtiyaçlarını karşılaması gereken fakir ve orta düzey kesimlere ihtiyaç duyulurken, iki sınıf iç içe olduğu anda sorunlar yaşanmaya başlıyor. Üstüne üstlük, bir bölgede yaşayanın sınıfını biz belirlemiyoruz, kendi belirleniyor. Bu da, içinden çıkılması zor karmaşalara yol açıyor. Sınıf farklılıklarının neredeyse dünyanın her yerinde olduğu doğru ve bu gerçeğin oyuna dahil edilmesi de artı bir yön, fakat bu dahil etme tadında bırakılsaydı elimizde çığırından çıkmamış bir oyun olacaktı. Bir sokağın tamamı orta düzeyse ve bu sokaktaki ailelerden biri erken zenginleşmişse, hurra tüm mahalle zenginleşen ailenin evinin önünde eylem yapıyor. Aynı şekilde, sokaklarda sürekli sınıf çatışmaları oluşuyor, insanlar birbirlerine düşmanmış gibi bakıyor. Bilmiyorum, yapımcılar kendi yaşadıkları bölgeleri örnek alarak mı bu kadar titiz davrandı acaba, fakat bir gelip bu taraflardaki bölgeleri kontrol etselerdi herhalde daha iyi sonuçlar elde edeceklerdi. Ne yani, eski Türk filmlerindeki fakir şoför ile zengin aile kızı evlenemez mi, bunu mu söylemeye çalışıyorsunuz? E tamam o zaman, bizim yan mahallede dört tane güzellik salonu var, gidiyorum ben eyleme. Köşede de villa var, oraya da uğrarım. Yaktım seni belediye.

 Tüm genişliklerine ve güzelliklerine rağmen oyunu oynanamaz kılan bir başka yön de, insanların acizliği. Zaten küçücük alanlarda şehirler kurarken, bir de üstüne üstlük bir yerden bir yere gitme özürlü insanlarla uğraşıyoruz. Örneğin bir ilkokul ancak yirmi tane evin olduğu bölgeye hizmet verebilirken, halka hizmet veren her kuruluş için de aynı durum söz konusu. İnsanlar neredeyse her mahalleye bir alışveriş merkezinin kurulmasını isteyecek kadar acizler, hem de bu bahsettiğim aciz kişiler orta düzey ve fakir kesimlerden oluşuyor. Elit kesim böyle bir sorun yaşasa bir yere kadar tahammül edebilirdik, fakat her inşayı her noktaya yapmak, hele hele yapısı itibariyle monoton olan bir oyunun iyice öldürücü olmasına yol açıyor.

 City Life'ı çığırından çıkaran iki büyük sorunu söylemeden önce, bu iki kritik soruna rağmen grafik, ses gibi özelliklerin oldukça iyi olduğunu belirtmiştim. Sims kokan ve iyi de olan menülerin kullanımının kolaylığının üstüne, sistemleri sıkmayan düşük grafik kalitesine de, görsel açıdan birinci şahıs bakış açısına geçtiğimizde güzel görüntülerle karşılaşmamızı sağlayan yüksek grafik kalitesine de sahip olunması ve biraz kısıldıklarında güzel bir arkaplân oluşturan müzik ve uygun ses efektlerinin de oyuna bezenmesi ile ortaya "üzerinde fazla durulmayan yönleri yüzünden oynanması imkânsız kılınan kaliteli bir oyun" çıkıyor.

 Son günlerdeki şehir kurma stratejilerinin içerisinde, TycoonCity: New York'tan sonra gelen Simcity türevi City Life, Roma'yı yeniden kurmaktan sıkılan ve sabırsızlığa âşina olmayan, bahsettiğimiz "insanlık için küçük ama oyun için büyük" sorunlara dayanabilen oyuncular için başkanlıkla dolu dakikalar vaadediyor. Dakikalar diyorum, zira daha fazla dayanabileceğinize pek ihtimal vermiyorum. Hem yapımcılar elit kesime katılmışlar, toplanın eyleme gidiyoruz!
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.413
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
City Life
« Yanıtla #1 : 08 Ağustos 2007, 19:35:21 »
eywallah kardeşim