Gönderen Konu: Civilization IV  (Okunma sayısı 798 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
Civilization IV
« : 10 Ağustos 2007, 18:56:15 »
Civ4� Age of Empires�tan sonra gözlerimi açtığım ilk strateji. Anlamak için uzun bir süre uğraşmış olmama ve ne zaman işler geri getirilemeyecek bir hâl aldığında bir geçmiş kaydıma dönmeme rağmen hiç sıkmazdı bu şaheser. Hâlâ da sıkmıyor ve sıkmayacak gibi görünüyor. Civilization; 4. oyunuyla da artık doygunluk noktasına ulaştı. Alternatifi yok bu oyunun. Her ne kadar şu an piyasada oynanacak birçok strateji olsa da, çok ayrı bir tat alıyorsunuz ondan. Sid Meier ahh ahhh� Sen git o kadar oyun yap, tabuları yık, bizleri eğlenceden ve genel kültürden yerimizde kapaklanır duruma getir ve en son Civilization�ın mükemmel olsun. Ah be üstat artık yeni bir Civ�e daha ne ekleyebilirsin ki? Bu kadar güzel bir oyunu daha ne kadar güzelleştirebilir, daha çekici yenilikleri nasıl hayata geçirebilirsin?

 Evet, bu kadar yorum yeter biraz da oyunun sokaklarında gezelim. Oyunumuz bir TBS. Yani, sıra tabanlı bir strateji. (Tanışık olmayanlar için benzetme gerekirse, satranç oyununu düşünün derim. Siz yapabildiğiniz tüm hamleleri yaptıktan sonra turu karşı rakibe bırakıyorsunuz.) Tarihin tozlu sayfalarından başlayıp, günümüz modern çağının biraz ötesine gidebiliyorsunuz. Oyunda kazanmanın çok çeşitli yolları var. Bunlara örnek vermek gerekirse; dünyanın büyük bir bölümü sınırlarımız olduğu zaman gerçekleşen Domination Victory; tüm rakiplerimizi yenerek ulaştığımız Conquest Victory; Alpha Centuri�ye uzaygemimizle gittiğimizde gelen Space Victory ve hiçbir şey olmazsa 2050'de en yüksek puanı alanın kazandığı Game Victory�

 Oyunumuzun ilk göze batan özelliği oyun motoru ve grafikler. Civ, yoluna ilk olarak tepeden kuşbakışı olarak başlamış, 2. serisinde izometrik bakış açısını kullanmış, Civ4 çıkmadan önce oynadığımız Civ3 ise bakış açısını koruyarak grafikleri hareketli hâle getirmişti. (Üniteler, şehirde çıkan olaylar vs.) 4. oyunuyla da daha önce Pirates�ten de tanışık olduğumuz Gamebryo oyun motoruyla mükemmel olarak 3d'ye geçti. Savaş ânında en yakın çekimden çok güzel bir şölen yaşarken stratejiye hakim olduğumuz zaman çok uzak bir görüntü alabiliyoruz. Gamebryo�nun  gücünün bu oyunda tam olarak yansımasını görüyoruz. Çevre hareketleri, ünitelerin hareketleri bir hoş olmuş doğrusu. Bazen bakmaktan yapacağım işi unutup tur geçiriyorum.

Belki de, Civ fanlarının en çok merak ettiği konu olan oynanışa geliyoruz. Acaba Civilization 4 3D'ye geçmesiyle hantallaşmış ve ruhsuzlaşmış mıydı? (Genelde sevdiğimiz 2d oyunların başından bu hadiseler geçer.) Yani bu oyunun oynayışı ne düzeyde? Evet, Civ4'ten beklediğimiz gerçekleşiyor ve oynanış eskisi kadar zevkli hâtta motorun verdiği güçle daha çok zevk veriyor. Strateji kurgusu da bir o kadar yenilenmiş. Oyunda aslında büyük bir revizyona gidilmiş. Civ4 yüzeyselleştirilmeden basitleştirilmiş. Örnek vermek gerekirse; şehir yönetimini ve üretimi otomatiğe alabiliyor, başımıza bela olan isyanları ve kirliliği görmüyoruz. Şehirlerimizi etkileyen iki faktör var. Mutluluk ve sağlık. Önemli olan bunları üst düzeyde tutabilmek. Geri kalan sizin askeri ve strateji dehanıza bağlı. Mutluluk ve sağlık konusunun içinden de basit matematik hesaplarıyla çıkabiliyorsunuz. Mesela forge kuruyorsunuz. Sağlık da azalıyor hâliyle. Bunu düzeltmek için şehre temiz su getirmeniz yeterli oluyor.(Aqueduct yapıyorsunuz anlayacağınız)   
 
Oyunda birçok yeni yapı ve national wonders (ulusal harikalar) kavramı ortaya çıkmış. Dünya harikalarımız da artmış. Üstelik wonderların oyuna etkisi artık çok fazla. Size kültür puanı, (Bu kültür puanının tabiri de şöyle: Ne kadar çok yapı, sanat, mimari, estetik = şehrinizin bir o kadar gelişmiş ve kapsamış olması) bilimsel araştırma puanı, ve büyük lider çıkmasını kolaylaştıran phylosophical score (Türkçe tâbiriyle düşünür puanı) veriyor. Dünya harikalarından bir kez yapma hakkınız var, ulusal yapıları da birden fazla yapabiliyorsunuz. Bu gerçekten çok ince düşünülmüş ve şehirleri toptan bir kültürel kalkınmaya sevk etmek için çok uygun.

 Civ4'te her zaman merak ettiğim bir şey vardır. Acaba neden Osmanlı Devleti bu kadar ihmal edilir. Şu anda var olmayan Aztek, Maya gibi devletler ve dünya tarihine fazla katkıda bulunmamış devletler konur ama neden Türkleri ve Osmanlı�yı göremeyiz. Her ne kadar Civ3: Conquest�te var olsa da Civ4'te gene göremeyişim beni ziyadesiyle üzdü. (Oyunu oynayanların çoğunu da üzmüş olmalı.) Civ4'te 18 tane oynanabilir ırka sahibiz. Bunlar; Amerika, Aztekler, Yunanistan, Japonya, Persler, Araplar, (Saladin ismi tanıdık geliyordur herhalde) Çin, Mısır, İngiltere, Fransa, Almanya, Hindular, İknalar, Mali, Moğollar, Roma, Rusya, İspanya. Irkların bir veya iki seçilebilir başkanları var. Her ne kadar birbirlerine karşı kültürel, siyasal, askerî, tarımsal, bilimsel vs. gibi üstünlükleri olsa da bu konuda denge çok iyi tutturulmuş. Bir konuda var olan eksikliğinizi diğer üstünlüğünüzle kolayca kapatabiliyorsunuz.

 Oyuna oynanışı direk etkileyen iki büyük unsur eklenmiş; religion (din) ve civics. (Sosyal yapıyı etkileyen etmenler.) Din; ülkeler arasındaki ilişkileri doğrudan etkileyebilen bir faktör. Üstelik o dinin ilk bulanı olmanız size büyük kültürel puanlar kazandırıyor. Bunun yanında oyunda rakiplerinize doğrudan uygulayabileceğiniz bir strateji. Mesela düşman sizden farklı bir dine inanıyor. Siz de onun yakın şehirlerinin yakınına ve kaynak olarak uygun olan bir yere şehir kurup, fazla worker sayısıyla şehri direk destekliyorsunuz. Sonra bir İslamic temple ve ardından misyonerinizi üretiyorsunuz. Rakip şehrinize İslam�ı yayıyorsunuz ve size artık kendi milletinden daha yakın� (Bir süre sonra sizin oluyor hâliyle) Diğer bir unsur ise civics. Sizin doğrudan üniteleriniz ve şehirleriniz dışındaki tüm varlığınızı yönetmenizi sağlıyor. Yönetim biçimi, işçi sınıfı, mâliye, dinsel yapılanma ve legal yapılanma olarak ayrılmış durumda. Bunların da zamanla buluşlarımızla aktif ettiğimiz beşer seçenekleri mevcut. Unutmayın civic başlığı altında yapacağınız her türlü değişikliği iyi ölçüp biçmelisiniz. İyi hesap etmediğinizde bazen sonuç hezeyan oluyor.
 
Daha önce oyununa getirilmiş bir yenilik olan �büyük lider� kavramı iyice oturtulmuş ve oynayışı etkilemeyi başarmış. Her şehriniz belirli bir puanı doldurduktan sonra, büyük savaşçı, kâhin, tüccar, sanatçı ve komutan çıkarabiliyorsunuz. Bu puanı arttırmanın yolu da yapılar ve wonderlar. Lideriniz çıktığında çeşitli opsiyonları mevcut. İsterseniz ömrünü şehir için ayırıyor, yapılacak bir yapıyı hızlandırıyor, bir buluş bulabiliyor veya başka bir liderle birlikte bizi altın çağa sokabiliyor.
 
 Civilization serisinde zaten başka oyunlarda var olmayan diplomasi derinliği vardı. Fakat 4. oyunda bu daha da geliştirilmiş. Artık şehir, para, buluş, kaynak ticareti vs. gibi sayfaların yanında sınır açma, (serbest dolaşma gibi) başkalarıyla anlaşma veya ilişkide bulunma (detaylı olarak) gibi başlıklarımız da mevcut.

 Yapay zekamız da oynanış açısından bahsedilmesi farz olan unsurlardan biri. Eski serilere göre yapay zeka size göre oynamıyor. Ya da monarch, emporer veya deity gibi yüksek zorlukları seçtiğinizde düşman 4 tur sonra koskoca bir imparatorluk kurmamış oluyor ve tüm ordusunu hazırlayıp sizin yanınızda belirmiyor. Bu konuda bahsedilmesi gereken; yenilenen savaş sistemi. Bilindiği üzere (ya da benden öğreneceğiniz üzere) eski Civler'de her ne kadar askerî olarak teknolojiyi elinizde bulundursanız da bunun pek etkili olmadığını görüyordunuz. (Koskoca panzerle musketman'e yeniliyordum..) Şimdi ise ünitelerin sınıflarının birbirine üstünlük dengesi kurulmuş(mesela pikemaniniz varsa atlılara karşı %50 üstünlük sağlıyor) ve kesinlikle daha teknolojik olan birimleriniz eskilerini yerle bir ediyor.

  Multiplayer modu ise, sıra tabanlı bir stratejinin olabileceği kadar iyi diyebiliriz. Lan üzerinden, internetteki bir server üzerinden oynama gibi seçeneklerimizin yanında; hot seat dediğimiz, aynı bilgisayar üzerinden sırasıyla oyuncuların oynayabildiği (arkadaş davetlerinde idealdir) ve play by e-mail dediğimiz e-mail üzerinden oynanabilen iki seçenek daha genişletilerek eklenmiş.(Conqest�te de vardı ama şimdiki daha iyi.)

 Gelelim müziklerimize� Tek kelimeyle ambiyansı sağlıyorlar. Öyle ki bir gregoryan çığırtılırken birden Rönesans çağına girmenizle Mozart�tan, Beethoven�dan ezgiler duymaya başlıyorsunuz. Seslendirmeler müthiş. (Şimdiden opening menu-Disney�in Aslan Kral'ının müziği- ve tüm çağlara ait soundtrackları Winamp listeme attım!) Özellikle; artık tüm adını kazıtan oyunlarda görmeye alıştığımız �özlü sözler�, her buluş bulduğumuzdan sonra o buluşla ilgili olarak önümüze çıkıyor.(Güzel bir seslendirmeyle.)

 Sonuç olarak daha önce bu oyunu oynamadıysanız ve az da olsa strateji oynayabiliyorsanız bu oyunun tadına mutlaka bakmalısınız. Zaten daha önce oynadıysanız kaçırmayacağınıza eminim. Tek eksiği arayüzünün ve advisor dediğimiz bölümlerin arayüzlerinin gereğinden fazla sadeleştirilmesi. Yeni başlayanlar için bir tavsiyeyle incelemeyi bitiriyorum. Mutlaka tutorial bölümünü oynayın. Çok tatmin edici� Saygılar�
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive