Gönderen Konu: Company of Heroes  (Okunma sayısı 573 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
Company of Heroes
« : 10 Ağustos 2007, 18:58:25 »
Aranızda İkinci Dünya Savaşı'nın konu alındığı oyunlardan usanmayan var mı? Birçokları vuruş oyunu olmak üzere, sayısız vuruş ve strateji oyununa tema alındı İkinci Dünya Savaşı; Adolf, gelecekte neredeyse tüm oyunlarda rakip olarak görüneceğini düşünseydi yine de amacına (amaç?) ulaşmaya çalışır mıydı acaba? Çalışırdı, biliyoruz; fakat son zamanlarda bilmekte tereddüt duyduğumuz bir mesele vardı, o da İkinci Dünya Savaşı konulu oyunların tutulmaya devam edebilip edemeyeceğiydi. Field Ops, Joint Task Force gibi oyunları gördükçe, artık strateji oyunlarının yeni konulara yöneldiğini, İkinci Dünya Savaşı'nı bırakıp son zamanların kasırgası teröre parmak basmaya başladığını düşünmeye başlıyorduk, fakat İkinci Dünya Savaşı'nın etkileri de sürmeye devam ediyordu; bunda savaşa katılan ülkelerin oyun piyasasında ne kadar söz sahibi olduğunun da etkisi var tabii, Alman oyun gücü çok fazla gelişmeyince kendilerini oyunlarla savunma yeterlilikleri de düşük oluyor hâliyle, hele hele savaşta yer almayan bir millet olup milletimizin sayısız destanını oyuna çevirmek konusunda hiçbir yeterliliğimiz olmayınca, piyasa "tüfek çıktı mertlik bozuldu" sözünden haberi olmayanların eline kalıyor. Oyunların teröre yönelmesi de bu konuyla alakalı, her şeyde olduğu gibi, oyunlarda da dünyayı kimlerin yönettiğini, veya yönetiyormuş gibi göründüğünü rahatlıkla anlayabiliyoruz; geçtiğimiz günlerde piyasaya sürülen Joint Task Force'da da Amerikan ağırlıklı bir toplama birlik olarak doğuya, teröre karşı mücadele etmeye gidiyoruz, fakat oyunda görülemeyip gerçekte var olan bir dizi görevimiz bulunuyor. Her neyse, yeri değil, biz oyunumuza dönelim.

 Uzun süredir gerçek zamanlı strateji oyunlarıyla oyuncularda kayda değer, şapka çıkarılacak bir izlenim bırakan, özellikle Warhammer 40.000: Dawn of War serîsi ve Homeworld ile sahne ışıklarını üzerine çeken Relic, Warhammer 40.000: Dawn of War'un yeni oyunundan önce İkinci Dünya Savaşı müdavimlerini de sevindirmek istemiş olacak ki, Company of Heroes'u kendinden emin bir şekilde önümüze koydu. "Yılın strateji oyunu olmak, ya da olmamak" şeklinde kendi kendine düşünce travması yaşayan oyun, bir kısım strateji oyuncuları tarafındansa çoktan "yılın oyunu" îlan edilmiş durumda.

 Çoğu gerçek zamanlı strateji oyunundaki gibi, Company of Heroes'da da eğitim bölümünün ardından görevlere geçebildiğimiz gibi, Skirmish bölümünden kendimiz oyun yaratarak daha serbest de takılabiliyoruz; fakat bu sıradanlık eğitim bölümünü pas geçmenizde bir maruzatın olmadığını göstermiyor, biraz sonra değineceğimiz incelikler ve özellikler nedeniyle eğitim bölümünü bir gözden geçirmenizde fayda var, korkmayın, kesinlikle hantalca hazırlanmamış ve öğrenmeniz gerekenleri öğrenip sakız gibi uzatmadan görevlere geçiveriyorsunuz. Unutmayın, eğitim bölümü başarı oranınızı neredeyse %50 arttıracak.

 İkinci Dünya Savaşı deyince akla ilk gelen kumsallardan, Omaha Kumsalı ile başlıyoruz görevlere. Denizden çıkarma yaparak kıyıya ulaşıp, "tepe eteklerine en az yirmi beş asker ilerletebilme" göreviyle başlayan görevler dizisine giriş yapıyoruz. Serbest bölümde diler haritayı ele geçirmeye göre, diler ordu puanına göre savaşabilirken, görev bölümünde ise birbirinden farklı ve her seferinde yeni şeyleri gözler önüne seren vazifelerle karşılaşıyoruz. Bir görevde yollara mayın döşememiz gerekirken, bir görevde uçaksavarları ele geçiriyoruz, bir diğerinde ana yolu kontrol eden strateji noktalarını ele geçirmeye çalışıyoruz; asla tek düze seyreden bir yapı ile karşı karşıya kalmıyoruz, hiçbir şekilde "düşman birliklerini yok et" gibi düz bir görevle paçayı yırtamıyoruz.

 Serbest bölümde diler haritayı ele geçirmekten, dilersek de ordu puanına göre yarışmaktan bahsettik; haritayı ele geçirmek birazdan değineceğimiz stratejik kurgular ve ordu gücü sayesinde oluyorsa, ordu puanı neye göre artıyor, teknolojimize göre filan mı? Hayır, haritadaki kaynakları ve noktaları elde etme durumuna göre. Burda, Company of Heroes'un sadece adam çıkarıp savaşmaktan ibaret bir İkinci Dünya Savaşı gerçek zamanlı stratejisi değil, kaynak ve bölge ele geçirip, buraları işletmenin de gerekli olduğu tam bir "strateji oyunu" olduğunu belirtmek gerekiyor. Haritada, orduların kamp kurduğu ana bölge dışında ele geçirilebilir birçok yan bölge de bulunuyor, bunlardan en savaşa yönelik olanı strateji noktalarıyken, munition bölgelerini ele geçirip silah üretimi, fuel bölgelerini ele geçirip de araç ve tank üretimi yapabilirsiniz; fakat dikkat edin, kamp alanıyla sınır bağlantısı olmayan bölgelerinizden fayda sağlayamıyorsunuz. Bölge ele geçirilerek elde edilen güçler dışında, "üretim" konusunda ihtiyacımız olan bir başka kaynak da, manpower, diğer bir deyişle iş gücü. Dakikada ortalama +300 iş gücü kazanabilirken, bu iş gücü ile mühendis asker, topçu asker, keskin nişancı gibi özel birimler üretiyorsunuz; birim üretimi konusunda sınır yememize yol açan özellik ise nüfus sınırı.

 Birimler konusunda söylenmesi gereken çok fazla şey yok, her strateji oyunundaki gibi her birimin kendine has özellikleri ve görevleri bulunuyor, araçların tamirini, binaların, tank ve asker engellerinin, siper çuvallarının inşasını, mayınların döşenmesini mühendisler üstlenirken, askerî birimler de tahmin edilebilen saldırı görevlerini üstleniyorlar; ayrıca, mühendisler için mayın aramacılığı, ateş püskürtme silahı kullanıcılığı gibi özellikler de elde edilen kaynaklardan faydalanarak upgrade edilebiliyor. Upgrade konusu bununla sınırlı değil, her birimin, her binanın belirli upgrade'leri var ve kaynak olduğu sürece yapılabiliyorlar. Birimlerle ilgili değinilmesi gereken bir nokta da, görev bölümünde ilerledikçe elimizdeki askerlerin rütbelerinin artması, tecrübelenmeleri ve böylece yeni katılan askerlere oranla çok daha iyi durumda olan askerler hâline gelmeleri. Ayrıca, ilerledikçe biz de madalyasız kalmıyoruz.

 Bir strateji oyunu için grafik, ses gibi niteliklerden önce dikkat edilmesi gereken husus kuşkusuz oynanış ve strateji üretebilmeye elverişlilik. Çoğu strateji oyununda ortaya çıkan hantallık sorunu, Company of Heroes'da asla baş göstermiyor, bir siperin arkasına yönlendirilen birimlerin siperi geçip kabak gibi bir bölgede çatışmaya girdiğini görmek oldukça zor, aynı şekilde, geri çekilmesini söylediğiniz birimlerin emirlere aldırış etmeksizin ölüme koşmasıyla karşılaşmak da imkânsıza yakın.

 Diğer birçok strateji oyununda olduğu gibi, Company of Heroes'da da "araştırma" ve yeni teknolojiler bulma mevzusu bulunuyor, fakat bu kez biraz farklı bir şekilde. Zaman geçtikçe kazanılan deneyim puanına göre, yayan güç, zırhlı araçlar veya hava kuvvetleri arasından bir seçim yapıp herhangi birinin üzerinde yeniliklere gidiyoruz. Yayan gücü seçtiysek, hakkımız -iş gücü ve bir önceki çağrının üzerinden geçen zamana göre belli oluyor- bulunduğu sürece dilediğimiz bölgeye asker veya benzer birimler çağırabiliyoruz, aynı şekilde, hava gücünü seçtiysek hava saldırı desteği, araç gücünü seçtiysekse tank desteği isteyebiliyoruz.

 Yapay zekâ konusundaki gelişmişlik düzeyi nedeniyle oyun, kendi beynimizden zaman zaman şüphe duymamıza yol açabiliyor, hikâye bölümünde bunu rahatça kavramak zor olsa da, skirmish olarak bir oyun kurup düşman seviyesini en üst seviye olarak belirlediğimizde biz daha hazırlıkları tamamlayıp yeterli kaynaklara yerleşemeden kendimizi düşman kuşatması altında buluveriyoruz, ayrıca taktik üretmek konusunda da üstlerine yok, yaptığımız her hamle için boncuk boncuk ter dökmemizi sağlayan yeni sıkıştırmalarla karşılaşıyoruz. Bu durumda, yapılabilecek iki şeyden biri kendimize küfredip oyundan çıkıp yapay zekânın seviyesini düşürmekken, bir diğeri ise bol bol oyunu durdurup geniş harita üzerinden taktik üretmek. Hikâye bölümündeyken, taktik üretmek konusunda yine yapay zekâ, yani oyun bize oldukça yardım ediyor, hâtta kazanmamızı sağlıyor. "Şu yoldan düşman araçları geçtiğine göre, yola mayın döşe, yolun etrafındaki strateji noktalarını ele geçir, şak şuk" derken bize yapacak pek bir şey kalmadan olayı hallediveriyoruz, bu durum belki biraz yakınılabilir bir durum, fakat bu öneriler olmasaydı oyunu nasıl bitirebilirdik, onu da düşünüp yeniden beynimizden kuşku duymamız gerekiyor.

 Şu ana kadar bahsettiğimiz her açıdan oldukça doyurucu ve tatmin edici görünen oyun, görsel ve sessel özellikleri bakımından da kendine en yakın strateji oyunlarına dahi çimleri yedirebilecek derecede kaliteli durumda. Hikâye bölümünde yer yer çıkan ara videolar, bölüm başı videolar, oyun içerisindeki çatışmalarda birbirine yardım eden askerlerin durumları ve özellikle patlama efektleri, gerek atmosfer gerekse video düzenlemeleri konusunda oyuncuların hoş dakikalar geçirmesini sağlıyor. Aynı şekilde, uygun durumlarda ve videolarda parmak kaldıran müzikler ile savaş atmosferine uygun düzenlenmiş seslendirmeler sayesinde oyun alanına üstten bakmamıza rağmen kendimizi rahatlıkla savaşın içerisindeymiş gibi hissedebiliyoruz. Merak ediyorum, Field Ops'ta olması plânlanan "hem GZS hem BBV" özelliği Company of Heroes'da olsaydı ve Relic kalitesine yakışır biçimde yapılsaydı, kaç puan verirdik oyuna. 105?

 Gerçek zamanlı strateji oyunları konusunda son aylarda yaşanan susuzluğun ardından bir kurtarıcı gibi gelen Company of Heroes'un, piyasanın hareketlenmeye başladığı eylül ayının, belki de yılın, en iyi strateji oyunlarından biri, hâtta birincisi olduğunu rahatlıkla söylemek pek zor değil. Şu ana dek asla bekleyenlerini hayal kırıklığına uğratan yapımlarla adını duyurmayan Relic çalışanlarının ellerini bir kez daha öpüyoruz. Tatmin olduk mu? Olduk.
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive