Gönderen Konu: Eragon  (Okunma sayısı 501 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
Eragon
« : 08 Ağustos 2007, 19:08:16 »
Paranın ve beğenilerle süslenen ön izlenimlerin desteğini alan uyarlamalar, en kötü ihtimalde dahi kâra geçirecek kadar satacak olmanın verdiği rahatlıkla olsa gerek, istisnalar haricinde, hiçbir zaman vasatı aşamıyorlar. Bu durumla, şu ana kadar merak edip el uzattığımız her uyarlama oyunda karşılaştık, fakat hâlâ umut taşıyıp, istisnalarla karşılaşabilme ihtimaline güvenerek, film ve kitap uyarlamalarına ön yargı taşımadan yaklaşmaya devam ediyoruz; devam ettikçe de, elimizi yakıyoruz.

 Son alev, roman olarak doğup, filme uyarlanarak, kaçınılmaz olarak oyun sahasına da giriş yapan Eragon'dan geldi. Filmle paralel zamanlarda geliştirilen oyunun, şu ana kadarki örneklerinden farklı olmayacağını tahmin etmek güç değildi, yine elde edilmesi güç senaryolardan biri basitçe harcanacak, bizse sadece izlemekle yetinebilecektik; nitekim öyle de oldu. Eragon, hakkında söz edilmesi birkaç dakikayı geçmeyecek kadar basit yapılı, hatalı ve çizgisel bir uyarlama olarak, maddi çıkarların hizmetçisi olma görevini başarıyla yerine getiriyor.

 Yer yer ara videolardan oluşan geçişlerle süslenen oyun boyunca yaptığımız tek şey, yardımcı karakter olma görevini hiçbir yapay zekâya ve serbest hareket edebilme özelliğine sahip olmaya gerek duymadan yerine getiren başka bir karakterle birlikte, üstümüze bol sayıda salınan düşman türlerini kılıçtan ve oktan geçirmek. Kılıcı ve oku düşmanlar dışında, bir takım nesnelere de kullanabildiğimizi önemsemezsek, oyun bu çizgiden ibaret ve ne farklı seçimlere izin veren alternatif bir güzergâh, ne de sıkıcılığı önleyen onlarca saldırı çeşidi var. İki tuşun farklı kombinasyonlarıyla oluşan dört beş saldırı şeklini kullanarak, sürekli savaşıyoruz; hem de, birçok yapay zekâ eksikliği ve oyun hatasıyla boğuşarak.

 Aslında biz bu filmi daha önce görmüştük, hem de defalarca görmüştük ve anlatmıştık, fakat biz bu tip yapımların basitliğini yermekten usandık, tasarımcılar böyle yapımlar sunmaktan usanmadı. Basit ve çizgisel işleyişin getirdiği dezavantajın üstüne, her zamanki gibi, düşük yapay zekâlar ve sorunlu oynanış eklenerek oyundan uzaklaşılması kaçınılmaz duruma getiriliyor. Kullandığımız iki silahın, kılıcın ve okun kullanımlarında bir sorun olmamasına rağmen, her ne türde (insan, yaratık vs.) olursa olsun, düşmanların savaş sırasında bir anda yerlerinde durup sallanarak zikre başlaması veya bir kişiyle mücadele eden karaktere arkadan girişmemesi, sarılması zor yaralar olarak göze çarpıyor. Üstelik, ikili mücadeleler sırasında düşmanlarla kılıç arasındaki ilişkinin tam olarak nasıl işlediğini çözmek de pek kolay görünmüyor, düşmana doğru sallanan kılıç, oynanış hataları nedeniyle boşlukta süzülebiliyor. Üçüncü bir saldırı gücü olan büyü yapabilme özelliğiyse, istenildiği anlarda değil de izin verildiği anlarda kullanılabilmesi ve basit bir yapıya sahip olması sebebiyle fazla ön plânlık bir konuma sahip değil.

 Maddeler ile karakterler arasındaki etkileşimde de bir takım sorunlarla karşılaşılıyor; içerisinden güç veya puan çıkan kutuların dışındaki tüm maddelerle, idrak edilmesi zor ilişkilere girmek durumunda kalıyoruz ve maddeler o kadar özensizce tasarlanmış ki, tüm maddeler düz duvar olarak hazırlansaydı da, pek bir şey fark etmeyecekti. Demir parmaklıkların arasından okun geçmemesi, fakat aynı boşluklardan kocaman yaratık pençelerinin geçmesi gibi garip durumlar, oyun için pek hayra ağız açılmasına izin vermeyecek derecede basit mantıksızlıklar taşıyor.

 Eragon, teknik özellikleri bakımından da bir film uyarlaması olduğunu sonuna kadar belli ediyor; görsel öğeler birkaç yıl geriden gelirken, seslendirme ve müzik yönünden, oyunun yapısıyla çelişen bir kaliteye rastlanıyor. Çoğu film uyarlamasında, modellemelerden mekân tasarımlarına, her şey vasat olarak hazırlanır fakat seslendirmeler tam tersi bir vaziyete sahip olur. Eragon da, bu açıdan, huydaşlarına sadık kalıyor.

 Birbirini takip eden basit yapımların sonu gelmezken, özgün ve kaliteli olması gereken film uyarlamaları da deri koltukların kurnazca kullandığı nesneler olarak birbirlerini tekrar etmeye ve ilgili yapımların hayranlarını düş kırıklığına uğratmaya devam ediyor, olan, özgünlük hasreti çeken oyunculara oluyor.
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive