Gönderen Konu: Harry Potter ve Sırlar Odası  (Okunma sayısı 557 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
Harry Potter ve Sırlar Odası
« : 10 Ağustos 2007, 19:27:12 »
J.K. Rowling'in sadece çocuklar için değil yetişkinler için de yazılmış olan müthiş romanı Harry Potter'ın daha öncekinden farkı olmayan, sadece yeni bir senaryoya ve özgürlüğe kavuşmuş olan ikinci oyunu Harry Potter: Sırlar Odası'nın incelemesine hepiniz hoşgeldiniz arkadaşlar. Nasılsınız, keyfiniz yerinde mi? A-aa kalsaydınız bir kahve içerdik...

 Harry Potter, Lord Voldemort isimli gaddar büyücünün hışmına daha bebekken uğramasına rağmen sadece bir yara iziyle ucuz kurtaran, aslında dersten falan çakmadığı hâlde sırf bebekken kolundan bacağından damlayan bal sayesinde hayatta kaldığı için çevresindeki insanlar tarafından çok sevip sayılmaktadır. Tabiî bunu bilmeyen ve de reddeden mugglelar, yani büyücü olmayan insanlar Harry'i pek sevmezler. Harry'i sevmeyenlerin ve onu öldürmek isteyenlerin içinde bir de Lord Voldemort vardır. Dallama her sene bozguna uğramasına rağmen ikide bir "Harry Potter ölecek!" gibi yarma yarma sözlerle okula geri dönmektedir. Hogwarts Büyücülük Okulu'nun ilk senesinde ölümsüz olmak için okuldaki Felsefe Taşı'nı almak isteyen fakat başarısız olan Lord Voldemort, nahanda bu ikinci oyunda (filmde, kitapta...) ise Hogwarts'ın kurucularından Slazar Slyterin'in yaptığı Sırlar Odası'nı tekrar açmak için harekete geçiyor. Tabiî konuyu tam olarak anlatamadım, oturun kitapları okuyun anlarsınız. Her neyse, biz de oyunda ister istemez senaryo gereği zorla dallama Voldemort'a karşı mücadele edeceğiz. İkinci oyunumuz uzun bir giriş videosu ile başlıyor. Diagon Yolu'na çanak çömlek almaya gidiyoruz ve orada Gilderoy Lockhard ile karşılaşıyoruz. Lockhard, o sene Hogwarts'ta karanlık sanatlara karşı savunma öğretmeni olacağını açıklıyor. Gereğinden fazla artist olan Lockhard, uydurma uydurma hikâyeler yazıp millete kendini öven sahtekârın tekidir. Tabiî ben burada enayi gibi konuyu anlatmaya çalışıyorum ama bütün kitabı yazmazsam nafile, o yüzden ben genel olarak oyunu anlatayım.

  J.K.Rowling, Harry Potter serîsini sadece çocuklar için değil yetişkinler için de yazmış olmasına rağmen Electronic Arts Harry Potter oyunlarını çocuk oyunu olarak tasarlıyor. Hâtta adamların serîyi ciddiye aldıkları bile yok, bkz. ekran görüntüleri grafikler. Serînin ilk oyununda tek düze bir şekilde derse girerdik, büyü öğrenirdik, sonra çeşitli alıştırmalarla (alıştırma deyince aklıma hep ilkokuldaki matematik dersleri geliyor.) büyü kabiliyetimizi geliştirirdik; en sonunda da Voldemort'la karşılaşıp oyunu bitirirdik. Bu kez EA biraz daha çeşitlendirmeye gitmiş durumda. Köşedeki dönercide "döner ekmek + ayran = 750.000TL" kampanyası yiyoruz, arada sırada simit alıp Yumurcak gibi diğer aç çocuklara veriyoruz... Yalnız Yumurcak simit değil köfte ekmek vermişti. Hâtta Çitlembik diye zenci bir boyacı arkadaşı vardı. "Öliiim ben anneciğim!" repliğini unutmak zaten mümkün değildir. Hulen o film Hülya Koçyiğit'in en çok ağladığı filmdir herhalde. Neyse, ne demiştik; EA yeni oyunda biraz daha çeşitlendirmeye gitmiş durumda. Mesela en önemli yenilik, özgürleşme olmuş. Hani bu Harry isyankâr çocuk ya, toplamıştır arkadaşları Ron'u ve Hermione'yi, gitmişlerdir müdür Dumbledore'a eylem yapmışlardır. E Dumbledore da iyi yürekli adam, "Tamam lan hadi ikinci oyunda özgürsünüz! Artık görev dışındayken okulda istediğiniz gibi gezip tozabilirsiniz!" demiştir. Onun için artık rahat rahat etrafta gezip büyücü kızları tavlayabiliyoruz.

   Oyunumuz maalesef yine ilk oyun gibi kısa olmuş arkadaşlar. 3 büyü öğreniyoruz, onların alıştırmalarına katılıyoruz, puanları kazanıyoruz ve sonra da Lord Voldemort'la ve onun yaratığı Basilisk ile karşılaşmak için eski kızlar tuvaletinde bulduğumuz kapıdan Sırlar Odası'na iniyoruz. Bu arada Sırlar Odası'nda sahte isimle (Tom Riddle) yaşayan Voldemort, bir günlüğü kullanarak can dostumuz Ron'un kız kardeşi Ginny Weasley'i Sırlar Odası'na indirmeyi ve onun ruhunu ele geçirmeyi başarıyor. Biz de onu kurtarmak üzere ineceğiz işte odaya. Oraya inmeden önce gireceğimiz derslerde ise büyüleri kuru kuru öğrenmiyoruz, çıkıp ok tuşlarıyla basit  dikkat oyunları oynuyoruz. Sırayla yukarı-yukarı-sağa-sola gibi kombinasyonları uyguluyoruz yani. Ay bunu da anlatamadım, boşverin. Sonra öğrendiğimiz büyüleri öğretmenlerin hazırladığı uygulama salonlarında hayata geçiriyoruz. Karşımıza bazı beyin ve el kıvraklığı ölçücü bulmacalar geliyor, onları çözmeye çalışıyoruz. Ayrıca arada sırada karşımıza yaratıklar da çıkıyor. Sadece 4-5 tür olduğu için insana yeterli gelmeyen bu yaratıklar sizi öldürebiliyor, onun için size tavsiyem sopanızı sıkı tutun. Bazen karşımıza uçurumlar da çıkabiliyor ve bizim aşağı düşmeden bir taraftan diğer tarafa atlamamız gerekiyor. Hayda yahu kardeşim sen öğretmen değil misin neden bizi öldürmeye çalışıyorsun ki? Hadi aynı şeyler Sırlar Odası'na inerken olsa neyse de bir düşün bakalım çocuk ders sırasında ölünce velisi gelip senin sülalenin icabına bakmaz mı? Hayret bir olay bizimkiler daha bahçeden bile dışarı çıkarmıyorlar...

  Harry Potter ve Sırlar Odası'nda aynı Felsefe Taşı isimli ilk oyunda olduğu gibi çok uyuz bir görev alma sistemi var arkadaşlar. Etraf "Harry, puanlama seremonisi var beni izle!", "Harry, hadi iksir dersini kaçırmayalım hoca anamızı beller, izle beni!" diyen öğrencilerle dolu. Tamam yönlendirme olsun diye böyle yapmışlar ama saçma saçma şeylerin olması insanı uyuz ediyor. Mesela bir duvar var fakat çok yüksek olduğu için ona büyüyle merdiven eklemek gerekiyor. Bunun komutunu bize veren ise daha demin yanımızda olmasına rağmen uçarak duvara çıkmış olan arkadaşımız! Lan gelsene yanıma sen çıktıysan ben neden çıkamıyorum? Harry Potter'ım olm ben! Oyundaki sağlık sistemi ise yara izimiz üzerine kurulu. Oyun ekranının sol üst köşesinde bir yara izi bulunuyor ve o yara izi (barı) boşaldığı anda büyücüler cennetini boyluyoruz. Onu boşaldıkça doldurmanın yolu ise iksir hocası Snape'in öğrettiği bir büyüyü kullanmak ya da sağdan soldan çıkan kahverengi kurbağaları toplamak. Ayrıca oyunda bir de fasulye ve büyücü kartı toplama geyiği bulunuyor. Sağda, solda, yukarıda, aşağıda, çaprazlarda yani her tarafta bulabileceğiniz şeker benzeri fasulyeleri toplayarak para yerine kullanabiliyoruz. Ayrı bir oyun yaptıkları için bu yazıda değinmediğim "Quidditch" sporu için bazı malzemeler, kıyafetler... Büyücü kartları ise sırf şekil olsun, oyuncular koleksiyon yaptıklarını düşünsün diye oyuna nakledilmiş. Aynı fasulyeler gibi onları da sağdan soldan toplayıp sonra annemize götürüyoruz ve "Anneee bak parkta ne bulduum ağzıma sokabilir miyiiim?" diyoruz.

  Oyunun grafiklerinde ilk oyuna göre neredeyse hiç gelişme yok. EA kalitesine yakışmayan grafikler şu anda hâlâ yaşayan hiçbir PC'yi kasmayacak gibi gözüküyor.Grafikleri "kötü"den başka bir sıfatla nitelendirebileceğimi zannetmiyorum. Bu arada aklıma gelmişken sizden Harry'nin sağa ve sola doğru nasıl gittiğine dikkat etmenizi istiyorum. Tabiî oyunu oynarsanız. İlk gördüğümde çok gülmüştüm, siz de gülün açılırsınız. Oyunda kullanılan müzikler nedense filmde ve kitapta(!) kullanılan müzikler ile aynı değil. Yine de ortama gayet uymuş müzikler var. Heyecan seviyesine göre ritim değiştiriyorlar falan... Seslendirmeler ise -tam emin değilim ama- orjinal filmdeki oyuncular tarafından yapılmış. Ya da yakın sesli vatandaşlara yaptırmışlar. Gayet güzel yapılan seslendirmelerin yanı sıra videolar sırasında konuşmalar da alt yazı olarak bize sunuluyor.

  4. oyunu tasarlanırken 2. oyununu almak size ne kadar mantıklı gelir bilemem ama, eğer bu seriyi oynamayan küçük arkadaşlarımız varsa Harry Potter ile tanışmalarını ve  böylece hayalgüçlerini biraz daha geliştirmelerini öneriyorum.
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive