Gönderen Konu: Ice Age 2: The Meltdown (Playstation 2)  (Okunma sayısı 541 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
Ice Age 2: The Meltdown (Playstation 2)
« : 02 Ağustos 2007, 22:13:03 »
2003 yılının Ocak ayında çıkmıştı ilk Ice Age filmi ve etkilemişti bir çok kesimi. Daha çok çocuklar sevseler de, büyüklerin de aslında hoşuna gitmediği söylenemezdi. Aradan 3 yıl geçti ve 14 Nisan’da Ice Age 2 sinema salonlarına geldi. Bir çok kesim, özellikle çocuklar anneleriyle filme giderken; benim gibi platform oyunu delileri de soluğu Playstation başında aldılar.

Nedir Ice Age 2, yani Buz Devri 2’nin konusu? İşte cevabı; sinema ile paralel konusundan yola çıkarak film hakkındaki bilgi vereceğiz öncelikle…

Ice Age’de 3 ana kahraman var. Manny, Sid ve Diego… Bunlar buzulların arasından çıkıyorlar ve artık sıcacık dünyanın keyfine bakıyorlar. Bu arada boş durmayıp aralarına yeni isimler de ekliyorlar. Bu isimlerden en önemlisi de, ailesi olsun isteyen mamut Manny… Mamut Manny dünyada kalan tek dişi mamut Ellie ile tanışsa da araları pek iyi olmaz, anlaşamazlar, çünkü Ellie kendini mamut olarak görmemektedir. Bir opassum sanmaktadır. Ayrıca Crash ve Eddie diye 2 opossum kardeşi de vardır. Ana karakterimiz Scrat da elinde palamudu ile eriyen buzulların çıkaracağı felaketten korkup, karşı tarafa geçmeye çalışan arkadaşlarına katılır ve maceralar başlar…

Yapımcısı ve yayıncısı Vu Games olan basit, eğlenceli platform oyununu; oyun içi grafiklerden oluşan keyifli bir açılış videosu ile karşılıyoruz. Sonra da karşımıza geliyor ana menü…

Ana menüde sırasıyla yeni oyuna başlayabilmemiz için New Game; kaldığımız yerden başlayabilmemiz; memory kartımızda da cüzi bir yer tutmasıyla sevdiğimiz, save’leri açabilmemize yarayan Load game; ses, kontrol ve görüntü ayarlarını yapabildiğimiz Options; kitaplarıyla ilgili bilgiler, açılmayan ve oyunda ilerledikçe açılan gizliliklerle dolu eğlenceli bölümü Bonus Features; ve yapımcılarla ilgili bilgiler alabildiğimiz Credits bölümleriyle birlikte eğlenceli bir arka plan da bizleri beklemekte.

Fazla uzun olmayan yükleme süresiyle girdiğimiz oyunda Scrat ile işe başlıyoruz. İlerle, vur, kır parçala türü sayılmaz oyun. Şunu da diyeyim ki hiçbir düşmanımızı öldürecek kadar güçlü değiliz, onları en fazla bayıltabiliyoruz. Oyunun içinde ilerleyip, yenil bilgiler alıp devam etmemiz söz konusu. Örneğin L1 ile etrafı koklayıp, oyunu bitirmemiz açısından çok önemli olan bazı objeleri çalılıklar arasından alabiliyoruz. Peki L1 ile koklamasak ne olurdu? Objeyi bulamazdık ve bölüm bitmezdi… veya bazı yerlerde, özellikle kaygan yerlerde durmadan üçgen’e basmamız gerekiyor, yukarı çıkabilmemiz için. Zaten oyunda her yer kaygan, buzlar içindeyiz, benim ki de laf hani…

Oyun bu şekilde ilerliyor, bölümleri geçiyoruz, işleri yapıyoruz. Üçgene basılabilecek her yerde basın. Bazen buzullar arasında gizli yollardan geçmemiz gerekiyor, bazen de ortadaki fışkıran su kütlesine bakmamız gerekiyor. Mesela ona bakarken bastım üçgene bir anda kendimi içi suyla dolmuş ve havada uçuşan bir arkadaş olarak buldum. Sonra gitmemiz gereken yere uçtuk. Buradan da anlaşılacağı üzere bu ve bunun gibi, mesela korkması, düşmanları görüp üzgün gözlerle bakması gibi bir çok iç videolar var oyunda ve bu videoları oldukça iyi yansıtmışlar.

Sıra geldi oyunun içindeki bulmaca tarzı işlere. İlk örneklerden vereyim size… Mesela 14 tane palamut var karşımızda, Adı ölüm oyunu yani “dead game” olan bu işte bir kaplan arkasını dönük bir şekilde duruyor. 2 dakika süremiz var. Parmak ucunda yürüyüp, dikkatli olmak zorundayız. Aynı Hugo’nun cadı Sila’dan korunmak için ekranlarımızın camına vurup söylediği sözler gibi değil mi? Neyse, konumuz bu değil. Bu kaplan sık sık arkasını dönüp ortamı kontrol ediyor. Diyelim ki aldınız 5 palamut, arkasını döndüğü anda sizi görüp nişan alıyor ve elinizdeki palamutlar dökülüyor, etrafa saçılıyor. Her şeye baştan başlamak zorunda kalıyorsunuz. En büyük sorun da elbette bu palamutların etrafa dağılması değil; aynı zamanda sürenin işlemeye devam etmesi. Peki ne yapacağız bu durumda? Tam arkasını döndüğü anda ölü numarası yapıyorsun. Bunu Kare ile X tuşuna aynı anda basarak yapabiliyoruz. Sonra yeniden önüne dönünce kare tuşuna basarak kalkıyor ve palamutları toplamaya devam ediyoruz.

Oyunumuzun klasik tarzı bu işte. Etraftaki her bir şeyi, palamutları, çiçek yapraklarını (canımız için) v.s toplayarak devam ediyoruz ve gidiyoruz. Benim gibi Crash serisi hayranlarını hayal kırıklığına uğratabilir oyun elbette ama özellikle küçük yaşta arkadaşlarımız için bire bir. Bu oyunu kesinlikle alın der miyim? Hayır ama filmine gidenlere ve bu tür yapımlara ilgi duyanlara öneririm.
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive