Gönderen Konu: John Deere American Farmer  (Okunma sayısı 520 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
John Deere American Farmer
« : 02 Ağustos 2007, 20:24:05 »
Toprakta yuvarlanmamışsa, gübre ile oynamamışsa, yağmurda ıslanmamışsa ne ona çiftçi derim ne de dedirtirim, diyeni de sevmem. Sen ki devlete olan faiz borcun yüzünden topraktan daha kara düşüncelere dalmamışsan, nerede bunun çiftçiliği, ekip biçmesi. İki traktör, bir biçer döver midir çiftçi görünümünü sağlayan, ziyadesiyle hepsine deyineceğiz, oyun yapmak isteyip de çamurdan olsun oyun olsun diyenlere iki çift laf edeceğiz.

Hiç de güzel olmayan açılış ekranlarımızı takiben, ki bu ekranlarda demoya itafen hiçbir şey yok, ulaştığımız ana menümüz bize oyunun, “belki grafikler sağlam olmayabilir ama özü önemli, bunu amaçladık” şeklinde bir giriş yapacağı kuşkusunu içimize salar. Bu sadeliği ayarlar menüsünde de görünce hafiften kuşkularımız su yüzüne çıkmaya başlamıştır. İşini bilen kişiler olduğumuz için paramızı sokağa atmayacağımızı biliriz ve aldığımız bu oyunun da kaliteli olmasını arzu ederek devam ederiz. Fakat bu güzel rüya “New Game” ikonuna tıklamamızla sona erecektir ki felaket “dolu” şeklinde değil, dönmeyen tekerlekler, vasat grafikler, yetersiz seçenekler şeklinde gelecektir (bir çiftçinin kabuslarından önemli bir tanesinin “dolu” olduğunu düşünürsek durumun vahimliği ortaya çıkar).

Gönlüm oyundan ekran görüntüsü bile almak istemedi, ki az biraz bir tarla, bahçe görüp heyecanlanmayasınız, oyunun bir şeye benzediğini sanmayasınız. Adı üstünde, çiftçilik yapacağımız oyunumuzun temeli toprak ilişkilerine dayanmakta. Feodal yapılarda bile çiftçi böyle eziyet görmemiştir ki bizim yanımızda lafı bile olmaz. Eziyet, oyunda bir “tutorial” seçeneği olmadığı için bir an da, tarlada kendinizi çıplak hisseder gibi kalmanızla başlıyor. Siz, yardımcınız, küçük bir köpek, ki oyunda en takdir ettiğim karakterdir, en azından vazifesini yapıyor, etrafta salak salak geziniyor, peşinizden ayrılmıyor. Küçük bir ev ve bir kaç dönüm (kaç yıl oldu hala dönümü metreye çeviremem, dönümün büyüklüğünü kavrayamam, ayıp bana) tarlanızla başlıyorsunuz. Tabii ortada herhangi bir yardımcı olmadığı için ilk başlarda gördüğünüz herşeye (çok fazla şey olmadığını göz önüne alırsak uzun sürmüyor) tıklayarak deniyor, ne işe yaradığını anlamaya çalışıyorsunuz ki “HELP” ikonunu görmenizle bir nebze rahatlayıp, “tutorial” menusunun yazılı şekli de olsa bu kısmı okuyup hatmediyorsunuz. Neymiş; “corn”, “April”ayında ekilir, “September” ayında biçilir, toprağı ekilir hale getirmek için “tiller”, ekmek için de “planter” kullanılır, bu edevatlar da traktöre şu şekilde (resim ile gösterim) monte edilir. Anladığınız üzere elinizde İngilizce - Türkçe sözlüğünüzün bulunması şart, kimi yerler kabartma ile anlatılıyor ama çok fazla yormayacak bir İngilizce çevirisi sizi bekliyor.

Az çok bir şeyler öğrendik, oyuna başladık, takvimimiz yavaş yavaş ayları geçerken Nisan ayına gelince okuduklarımızdan anladığımız üzere mısırımızı ekmek için traktörümüze biniyor, önce toprağımız ekilir hale getirmek için “tiller”ımızı monte edip toprağı sürüyor, sonra da “planter”ı traktörümüze monte edip, tohumumuzu seçip ekiyoruz. Bu arada belirteyim, bu saydığım aletlere ilk anda sahip olamayabilirsiniz, kimi görevlerde size veriliyor ama sıfırdan başladığınız bölümlerde “market” bölümünden satın alıyorsunuz. Her neyse, seçenek dedik, mesela tarlanızı süreceksiniz, ekilir hale getireceksiniz, bunun için alacağınız parçanın değişik modelleri olabiliyor, model farklılığı genel olarak aletin büyüklüğü ve gücü ile ilgili. Traktörde güç, ekip biçme de büyüklük, büyüklük de tahmin ettiğiniz gibi size tek seferde daha fazla ekip biçme olanağı sağlıyor. Traktörünüz tarlada bir aşağı, bir yukarı giderek ekip biçerken, bu gidişlerde ne kadarlık bir şeritte işlem yapacağı aldığınız parçanın büyüklüğüne bağlı olarak değişiyor. Bu da traktörünüzün daha az zamanda tarlada ki işini bitirmesini sağlıyor ki; birden fazla tarla, yakın tarihli hasat zamanları ve tek traktör olunca zaman kıymete biniyor, öyle ki geç kalınan hasat, vasata dönüşebiliyor.

Seçimlerinizden bir tanesi de ürünlerin markası ile ilgili, tohum ekerken ucuzuna kaçarsanız kalitesiz, pahalısına kaçarsanız tarlada havyar yetiştirmeye çalışır hale geldiğiniz durumlar söz konusu, balıkların Karadeniz yöremiz dışında toprakta yetişmediğini düşünürsek meşakatli bir işlem. Tabii tarlayı ekip gidemiyorsunuz, bunun sulaması var. Asıl önemli olan ise sulanan toprağın verimliliği. Bu gibi işlemler içinde su kuyusu ve toprak bakımı gibi seçenekleriniz mevcut. İlk aşamaları atlattıktan sonra geriye yıl boyunca tarla ile ilgilenmek kalıyor, ki binbir çeşit demek isterken sadece ot ve böcek saldırısına uğradığınızı belirtebiliyorum. Bunlar da gözle görülür şeyler değil, böcekleri görüyorsunuz ama onlar tarla boşken de sürü halinde gezdikleri için pek bir mana veremiyoruz.
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive