Gönderen Konu: Joint Task Force  (Okunma sayısı 606 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
Joint Task Force
« : 10 Ağustos 2007, 19:30:29 »
Şu sıralar, daha doğrusu uzun zamandır, Orta Doğu'daki karışıklar dışında, Orta Doğu'nun karışıklığına da tuz biber eken fakat aynı zamanda tüm dünya için de büyük bir tehdit unsuru olan terör, gündemi meşgul eden konuların ilk sıralarında gelirken, bunun kaçınılmaz sonucu olarak oyunlar da yavaş yavaş bu konuya yönelmeye başladı. İkinci Dünya Savaşı'nın etkisinden çıkamamış onlarca, belki yüzlerce strateji ve vuruş oyunundan sonra yeni bir konuya yönelmeye başlanması, birbirine benzer konulara sahip oyunlar oynamaktan bıkan oyuncular için sevindirici bir gelişme olsa da, oyunların senaryolarının her zaman yapımcı yaratıcılığıyla ortaya çıkmasını ve grafik olarak değil, tamamen gerçek olarak yaşanan olaylardan ilham alınmamasını, kesin bir isteyişle savaş ve terör sözcüklerinin artık dünyamızı terk etmesini "keşkelemek" ruhumuza verilen duygu hissinin boyun borcu. Yine de, elimizden bir şey gelmediği için susup oturarak, önümüze sunulan gerçekçilik mahsülü oyunları irdelemek durumundayız. Terörizmle mücadele konusunda hayali bir ekip oluşturarak oyunculara bu ekibi hem strateji hem BBV türünde yönetme yetkisini veren Field Ops'tan sonra, HD Interactive, Sierra Entertainment ve VU Games'in birlikte çalışarak hazırladığı Joint Task Force da teröre karşı grafiksel önlemler almaya çalışıyor.

 Field Ops, orijinal bir fikir üreterek strateji ve BBV türlerinin ikisine de mensup olan bir oyunu, terör konusuyla bezeyerek sunacakken, benzer bir konu ve işleyişe sahip olmasına rağmen Joint Task Force sadece strateji oyuncuları için hizmet verecek. Orta Doğu ve Balkanlar'da, terörün etkisi altında yer alan çeşitli bölgelere -Afganistan, Irak, Bosna- giderek operasyonlar düzenleyip, sivillere zarar vermeden teröristleri ortadan kaldırmak veya etkisiz hâle getirmek asli görevimizken, bu bilindik ve anlaşılması kolay sıradan görevlerin dışında sıra dışı bazı çalışmalarımız da olacak. Bilirsiniz, yeni nesil savaşları konu alan strateji oyunlarında ham madde çıkarıp para kazanarak o parayla asker üretmek yerine, elimize verilen teçhizat ile görevi tamamlamaya çalışırız. Şu anda Joint Task Force için çalışan ekibin arkasında bulunduğu Panzers: Phase One'da (zamanında gelmiş geçmiş en iyi savaş stratejisi olarak anılmıştı) ve onu takip eden oyunda da bunu açıkça gördük, Joint Task Force'da ise hazır bulunan teçhizattan öte, ordu bütçesini de yöneterek donanımsal ve araçsal desteği dilediğimiz zaman sağlayacağız. Gelir ve giderler konusunda yüzeysel değil, derin bir yönetim anlayışına ihtiyacımız olacak, çünkü görevler parasal durum düşünülmeden, eldeki asker ve malzemelerle kolayca bitirilebilecek görevlerden oluşmuyor. Tek kişilik oyun bölümündeki beş campaign'de, yirmi civarındaki bölüm sayısıyla, sadece askerî operasyonların değil, parasal durumun ve medya ilişkilerinin de büyük bir öneme sahip olduğu geniş bir strateji oyunu bizleri bekliyor anlayacağınız. Medya konusunda daha önce hiç görülmemiş bir durum söz konusu, her oyunda es geçilen savaş muhabirleri, bu kez dünyayla ilişkilerimiz konusunda çok önemli bir yere sahip ve istediğimiz-istemediğimiz her türlü bilgi ve görüntüyü dünyaya yayarak bize duyulan güvenin sarsılmasına, veya artmasına yol açacaklar. Politik ilişkiler konusunda en önemli güçlerden biri basındır ve şayet basın yanınızdaysa, başaramayacağınız, boyayamayacağınız göz yoktur. Kalbiniz fesatsa ve medyayı da çıkarcı projelerinize alet ederseniz, ülke bir güzel uçuruma sürülürken sizse bulutların üzerinde olursunuz, fakat basın dürüst yayıncılık anlayışındaysa ve her zaman doğru için çalışıyorsa, kazanmanızın mümkünatı yok. Aslında tüm güç, basının elindedir, bir ülkenin basınının ne durumda olduğuna göz atarak ülkenin ne hâlde olduğunu da rahatça anlayabilirsiniz. Joint Task Force'da bu durum direkt olmasa da, benzer bir şekilde geçerli. Uluslararası dayanışmayla kurulan, teröre karşı mücadele veren özel bir ekip olduğumuz için, tüm dünya yaptığımız işleri izliyor ve yargılıyor olacak. Operasyonlarda dilenen başarıyı yakalayamıyorsak ve muhabirler başarısızlıkları dünyaya ulaştırabiliyorsa, "güvenilirlik" seviyemiz düşecek ve bunla doğru orantılı olarak bütçe konusunda da sıkıntılar yaşamaya başlayacağız. Tam tersi olup da başarılı olduğumuzda ve sivillerin hayatlarını yaşanabilir kıldığımızda ise, yavaş yavaş dünyanın güvenini kazanmaya ve böylece kaliteli bir ekip olmaya doğru ilerleyeceğiz. Kaliteli bir ekip olduktan sonra ise önemli firmaların sponsorlukları ve devlet takviyeleriyle, bütçe ve cephane konusunda sıkıntısız bir ekip hâline rahatça gelebileceğiz. Ayrıca, başarılı olunması durumunda artan deneyim puanı sayesinde ileriki bölümlerde hero sınıfında özel yetenekli askerlere sahip olabileceğiz, böylece keskin nişancı ve sağlık görevlisi gibi özel askerler konusundaki sıkıntılarımız da giderilecek, mutlu, huzurlu, pembe panjurlu evlerde yaşayan bir ekip olacağız.

 Ne yazık ki, basınla ilişkileri iyi tutup, parasal konuda da sıkıntı yaşamamak, oyunun her zaman iyi gitmesini sağlayamayacak. Dağ, çöl gibi zorluk verici yerlerde ikamet eden teröristlerin kamplarına yapılan baskınlar sırasında, soğuk hava, aşırı sıcak gibi etkenler askerlerimizin sağlığı için büyük bir sorun teşkil edecek. Bunlara dikkat edip teröristleri etkisiz hâle getirme plânları yaparken, diğer yandan da terörist kamplarının etrafında ve içerisinde bulunan yerleşim birimlerine ve sivillere zarar vermeyecek metotlar bulmamız gerekiyor. Masum insanların ölümleri, görevinizi başarısızlıkla sonuçlandıracağı gibi, tüm dünya tarafından da şiddetle kınanmanıza ve kamuoyunun güvenini kaybetmenize neden olacaktır. Basınla ilişkilere ve sivillere duyulan hassasiyete oranla daha kolay gibi görünen teröristlere karşı olan görevler ise tekdüze olmaktan oldukça uzak, sürekli değişkenlik gösteren görevlerden oluşacak. Zaten, sürekli değişen mekân ve kamp yapıları dolayısıyla oyuncular sıkıntıdan baygınlık geçirme seviyesine asla gelmeyecekken, görevler de "kampı temizle", "şu kamptaki şu kişinin güvenini sağla", "şu kampın icabına bakıp kampın yakınındaki sivilleri sağ salim oradan uzaklaştır" benzeri görevler olacak ve oyunun çok fazla bölüme sahip olmaması dolayısıyla bu durum herhangi bir sıkıntıya sebep olmayacak (veya biz öyle umuyoruz).

 Tek kişilik bölüm dışında, çoklu oyuncu desteği bulunan bölümler için de yapımcı ekip hayli iddialı. Tek kişilik bölümlerin üzerine hazırlanmış basit ve uğraşsız çoklu oyunculu bölümler yerine, tüm şartların modifiye edilebildiği ve oyuncunun oyundan alacağı zevki kat be kat arttıran bölümlerden ve bu bölümlerin oynanabildiği çeşitli oyun türlerinden bahsediliyor.

 Bir strateji oyunundan öncelikle istenen, görsellikten öte, strateji gerçekçiliğidir. Joint Task Force bu gerçekçiliği sağlama konusunda verilen tüm bilgiler ve görüntüler sayesinde güvenimizi kazanırken, grafiksel konuda da görsellik düşkünü oyuncuları hayal kırıklığına uğratmayacağını açık açık gösteriyor. Verilen bilginin daha sonra değişebileceği söylense de, resmî sitesinde sadece 1.5Ghz işlemci, 512MB ram ve 64MB ekran kartı ile sorunsuz çalışacağı belirtilmesine rağmen, videolarında oldukça etkileyici görsel efektlere şahit oluyoruz. Helikopterin kontrolünü kaybederek binaya girişi, caminin yıkılışı gibi sahneleri sizlerin de izlemenizi öneririm.

 Karanlık uykusundan uyanamayanların yanı sıra, uyananların da dur diyemediği gelişmeler karşısında tek yapabildiğimiz oturup bahsi geçen konuların tema edinildiği oyunları oynamak herhalde. Sanırım, susup kendi işimize bakmalıyız, bekliyoruz.
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive