Gönderen Konu: Kane & Lynch: Dead Men  (Okunma sayısı 539 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
Kane & Lynch: Dead Men
« : 10 Ağustos 2007, 19:30:46 »


KANE
 O sabah işe gitmek üzere evden çıkarken güzeller güzeli karımla ve evlatlarımla öpüşürken, az önce yukarki odada giyindiğim sırada dalgınlıkla tabancamı komodinin üzerinde bıraktığım aklıma bile gelmemişti; son birkaç aydır olduğu gibi, yine güler yüzlü ve yarınımdan umutluydum. Aile yaşantım, iş hayatım, sağlığım... Hepsi kıskanılacak bir uyum içerisinde işliyordu. Ailemi korumak için edindiğim basit bir tabancanın, iki yaşındaki oğlumun eline geçeceğini ve meleğimin, masumca kendini öldüreceğini nereden bilebilirdim ki...
 Ailem, özellikle de eşim, beni katil ilan etmişler ve yüzüme bakmaz olmuşlardı. Yüreğimde evlat acısı, elimde hiçbir şey; terk ettim yaşadığım yeri, ailemi, karımı... Kendimi, geleceğimi bir gıdım dahi düşünmeden Venezüella'ya attım; fakat ne çalışacak bir işim, ne yaşantımı sürdürebilecek bir kaynağım vardı. Sefilleri oynayarak, rezil, lanet olası, nefret edilesi bir paralı asker oldum; elimin toyluğu, gençliği gitmiş, yerine bir katil eli gelmişti. Artık ne kendimden, ne dünyadan, ne de çevremdeki pisliklerden bir beklentim vardı: The Seven isimli profesyonel bir örgüte girdim; artık daha çok para kazanacak, kaybetmişliğime yeni kaybedişler ekleyecektim.
 Önemli bir iş için grupça Amerika Birleşik Devletleri'ne gittik; tüm profesyonel "arkadaş"larım tuzağa düşürüldü ve kendimden kurtulmak istememe rağmen, bir tek ben kurtuldum. İşten kazandığımız servetin tamamını alarak Venezuella'ya geri döndüm; fakat şirketin ana ülkesinde adaletten kaçmayı başaramadım ve idama mahkûm edildim. Şimdi, idama mahkûm edilmiş garip edalı, korkutucu bir adamla birlikte, bir minibüsün içindeyim; ölüm beni, ben de ölümü bekliyorum. Geliyorum oğlum...

LYNCH
 Uyandım. Sanki günlerdir aralıksız uyuyor gibiydim; ne hangi günde olduğumuzdan, ne saatin kaç olduğundan, ne bugün ne yapacağımdan haberim vardı. Yine hayatın anlamsızlığına "günaydın" diyerek açmıştım gözlerimi, fakat bana kimse günaydın demeyecekti: Yokluğu beni bir ölüden beter hâle getirecek olan karım, yanıbaşımda, kanlar içerisinde yatıyordu. Öldürülmüştü. İnanamadım. Kendimi tokatladım. Hâlâ ordaydım. Şizofrenimden korktum.
 Mahkeme katilin ben olduğumu ileri sürerek, idama mahkûm etti beni. Ben daha "ben"den emin olamamış, etrafına anlam verememiş biriyken, sahip olduğu tek kişiyi, karısını kaybetmiş biriyken, canıma da el koyuluyordu. Üstelik onu öldürüp öldürmediğimi bile bilemeden...
 Yanımda bir adam var. Kim olduğunu, nereden geldiğini, beni tanıyıp tanımadığını bilmiyorum. Aslında o ben miyim, yoksa başka biri mi, onu da bilmiyorum. Sadece, son saatlerimi yaşadığımı biliyorum. Herkesten, her şey için, özür dilerim. Bekle beni sevgilim, geliyorum...

 Minibüs, bu iki ölü adamı hakikî birer ölüye çevirmek üzere yol alırken, birden ciddi sarsıntılar oluşur ve minibüs devrilerek durur. Tuhaf görünüşlü dört adam, Kane'i hırpalayarak son işten kazanılan servetin nerde olduğunu sorar, Lynch'se olaylara anlam vermeye çalışarak kaza sırasında kırılan burnuyla uğraşır. Dört kişilik grup, The Seven'ın ABD'deki son işindeki hezimet sonucu hayatta kalan son beş adamın dördünden oluşmaktadır; biri ise, hırpalamakta oldukları Kane'dir. Kane'e, Venezuella'ya götürdüğü ganimetin tamamını getirmemesi durumunda, karısının ve çocuklarının, yetmezmiş gibi, bir de kendisinin öldürüleceği söylenir ve Lynch de başına bırakılır. Şimdi iki ölü adam, gerçekten ölü olmamak için, devletin ve The Seven'ın pençeleri arasından kurtulmaya çalışacaktır; işler karışık, gelecek sisli, hayat hâlâ anlamsızdır...

 IO Interactive'ın az ama öz vuruşlarını görmezden gelmeye kalkan yoktur herhalde: Zaman zaman tökezler gibi olsa da yapısı ve kalitesi itibariyle herkesin saygı duyduğu, son oyunuyla geçmişteki topallamalarını unutturan Hitman serîsi ve kontrolleriyle zamanının en iyilerinden biri olan Freedom Fighters. Firmanın, öz yapımlarında göze çarpan en önemli noktalar, senaryonun ve işleyişin kalitesi, sinematikliği ve sanatsallığı oluyor; aynı firmanın öz vuruşlarından bir yenisi olan Kane & Lynch: Dead Men'in de bakıp geçilecek, üzerinde durmanın değmeyeceği bir senaryoya ve yapıya sahip olacağını bekleyemeyiz. Yukarıda üstü kapalı bir şekilde, karakterlerin kendi ağızlarından okuduğunuz senaryodan da çıkarabileceğiniz gibi, Kane & Lynch, iki karakterin birlikte ilerlediği bir üçüncü bakıştan vuruş-aksiyon oyunu. Fakat biri hain damgası yiyen Kane, biri katil damgası yiyen şizofren Lynch olan iki karakterin ikisini, bölümlere ve tercihlerimize göre sırayla yönetmeyeceğiz; sadece Kane'i yönetip, bir nevî yardımcımız olan Lynch'i yöneten yapay zekâ ile aynı yola baş koyacağız. Koca bir devlete ve The Seven örgütünün son kalan üyelerine karşı sadece iki kişiyle mücadele edemeyeceğimizi de göz önüne aldığımızda, gerçekçilik bakımından olumlu bir adım daha atılmış: Yanımıza paralı adamlar alarak, 6-7 kişilik bir grup kuracağız, fakat bu grubun üyeleri ilk zamanlarda pek nitelikli adamlar olmayacaklar; zaman geçtikçe, daha tecrübeli askerlerle çalışacağız. İlerleyen bölümlerde, yanımıza aldığımız askerler de kendi paralı askerlerini alabilecek ve ufak bir ordu hâlinde mücadelemizi sürdüreceğiz.

 Freedom Fighters'ta düşülen hatanın aksine, biraz önce bahsettiğimiz konu için çok büyük bir önem teşkil eden yapay zekâ üzerinde özellikle duruluyor, çünkü yapay zekânın arıza çıkarması durumunda, koca bir proje, mahvolmuş bir çuval incirden farksız duruma gelebilir. Tuhaf bir karaktere sahip olan Lynch başta olmak üzere, arkamızdaki tüm askerler oldukça gelişmiş yapay zekâlara sahip olacaklar ve her biri sanki gerçekten düşünüyormuş gibi hareket edecek. Lynch'in her zaman için düşünerek, akıllıca hareket edeceğini beklemek ise biraz hayal kurmak olur: O tam bir piskopat ve sürekli kontrol altında tutulmak zorunda; her an kontrolünü kaybedip etrafındaki tanıdık-tanımadık herkesi öldürebilir.

 IO Interactive'ın gerçekçiliğin ve yapay zekânın üstünde ne kadar çok titrediğini fark etmişsinizdir; bu durum, oyunun hemen her alanında etkili olacak. Normal bir insanın taşıyabileceğinden daha fazla eşya-silah taşıyamayacak, kalabalık bir ortamda aksiyon yarattığımızda insanların paniğe kapılarak ortalığı karıştırmasını engelleyemeyecek, iletişim kurmamıza izin verilse de, istediğimiz her askerimizden rahatlıkla herhangi bir silahı alamayacağız. Oyunda her bireyin bir iradesi var ve kimse kimsenin her söylediğini yapma mecburiyeti içerisinde hissetmiyor kendini: Paralı askerlerimiz dahi, gerektiğinde, verdiğimiz görevlere burun kıvırabilecek.

 Bu karanlık, ilaç kokulu, kaybedecek hiçbir şeyin olmadığı oyun ortamının yakalanması için, görsel efektlerin, sinematiklerin ve müziklerin de kendilerine düşen görevi başarıyla yerine getirmeleri gerekiyor ve şimdilik, ulaşılabilen görsellerden ve videonun kalitesinden, başarının pek uzakta durmadığını içimiz sonsuz bir güvenle dolmuş bir şekilde anlıyoruz.

 Yaklaşık yirmi uzun tek kişilik bölümünü, uzun soluklu bir aksiyon filmi izler gibi oynayacağımız Kane & Lynch: Dead Men'in sadece bir defa oynanacak, tek tadımlık bir tek kişilik bölümden ibaret olmayacağını da belirtelim: IO ve Eidos, henüz pek belli etmeseler de, şu ana kadar rastladığımız tüm çok oyunculu bölümlerden farklı, özgün bir çok oyunculu oyun ortamı hazırladıklarını söylüyor. Oyunun çıkış tarihi konusunda henüz bir ipucu verilmediğini ve daha birçok konunun da sır perdesinin arkasında olduğunu düşündüğümüzde, çok oyunculu bölümün yapısı hakkında konuşulmamasının nedenini de anlayabiliriz.

 Paranın konuştuğu ve kısa süreli, sabırsız yapımlara çokça rastlanılan oyun dünyasında Hint kumaşı lakabını kullanabilecek özgünlükte bir senaryoya, işleyişe ve yapıya sahip Kane & Lynch. Yapımcı firmanın geçmişteki başarılarını, vaad ettiklerini ve şu ana kadar sunduklarını düşündüğümüzde, oyunun bu lakapla anılabileceğini söylemek de yanlış olmaz. Fahrenheit'tan sonra, film gibi "sıkı" işleyen bir oyuna daha midemiz bir hayli aç doğrusu.
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive