Gönderen Konu: Operation Flashpoint  (Okunma sayısı 586 defa)

Çevrimdışı melih123

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 12.490
  • Puan 2352
  • Cinsiyet: Bay
    • MSN Messenger - steve_melih@hotmail.com
    • Profili Görüntüle
Operation Flashpoint
« : 30 Aralık 2007, 22:12:50 »
Üzgünüm, bu oyunda her köşe başında Medikit bulamayacaksınız...


 
Operation Flashpoint, Çek Cumhuriyeti'nde Bohemia Interactive adlı yapım stüdyosu tarafından beş yıldır yapım aşamasında olan bir oyun. İlk oyunları olduğu için birçok eksiği ve hatasının olmasını bekleyebilirsiniz. Ama kazın ayağı öyle değil, çünkü 5 yıl yemeden içmeden üzerinde çalıştıkları Operation Flashpoint (vasat bir oyunun yapımının 6 aydan kısa sürdüğünü de hesaba katarsanız) gerçek savaş alanını koltuk maceracılarına en gerçekçi, en çıplak haliyle yansıtıyor. Rainbow Six, SWAT ve hadi, Counter Strike ile bunun daha önce denendiğini söyleyebilirsiniz. Bu bu üç oyun da özel timleri konu aldığından, kısıtlı ve dar mekanlarda ve nispeten hızlı operasyonlarla geçiyordu. Hiçbir oyun daha önce 144 kilometre-karelik bir alanda piyade, tank, helikopter, her türlü jip ve kamyon ile hayal edebileceğiniz hemen her türlü savaş taktiğini hayata geçirmenizi sağlayamamıştı.

Herşeyden önce Operation Flashpoint'in savaşı en gerçekçi haliyle yansıtmaya çalıştığını bilmelisiniz. Savaştığınız alan küçük bir alan değil, her biri tam 144 kilometre karelik üç ada. Gerçekçiliği tanımla diyorsunuz? Gerçekçilik yediğiniz tek bir kurşunla ölmek demek. Kafanızı kaldırdığınız anda nereden geldiğini anlamadığınız bir sniper mermisini etinizde hissetmeniz demek. Onlarca, bazen yüze yakın askerin arasından sessizce sızmak, yarım metre arkanıza bir Rus tankı gelip durduğunda, bir çalının içinde milim kıpırdamaya cesaret edemeden bildiğiniz tüm duaları okumanız demek. İşler hiç beklemediğiniz şekilde ters gidip bütün takım arkadaşlarınız düştüğünde, 200 metre ötedeki buluşma noktasına, sırf güvenli olduğu için 2 km.'lik ormanlardan sürünerek dolaşmak demek. İşte Operation Flashpoint'in sağladığı gerçekçilik bu.

Operation Flashpoint'te gördüğüm bazı incelikler çok hoşuma gitti. Mesela, ayaktayken nişan almak, çömelmiş veya yatarken nişan almaya nazaran çok daha zor. Hele bir de koştuktan sonra durup nişan almaya kalkınca bu işlerin diğer oyunlardaki gibi "nişangahı ortala, bas tetiğe"den çok farklı olduğunu anlıyorsunuz. Bir düşmanı vurmak için hem mesafeyi, hem adamın koştuğu yönü hesaba katmalı, bir yandan da sınırlı cephanenizi düşünerek tek kurşunda işini bitirmeye çalışmalısınız. Tabii "vur dibine" deyip tetiğe asıldığınız zamanlar da olacak. Ama bunu koşarken yaparsınız, vuracağınız şey karşıdaki düşman değil kendi ayağınız veya güneye göçen kuşlar olacaktır. Ayrıca, ilk defa bir oyunda göz-gez-arpacık tekniğiyle nişan alıp ateş edebiliyorsunuz, ki büyük ihtimalle de oyun boyunca hep bu şekilde nişan alacaksınız.

Oyunun ilgi çekici bir diğer özelliği de, kullanılan kopya koruması. Eğer piyasadaki kopya versiyonlardan birisini alırsanız, oyun normal bir şekilde başlıyor. Ama bir süre sonra yavaş yavaş oyunun bazı özellikleri kapanıyor. Taa ki oyun hiç oynanamayacak hale gelinceye kadar. Oyunu Crack'lemek de bir işe yaramıyor, çünkü oyun kırıldığını farkediyor. Eğer Türkiye'de satılan kopya versiyonunu aldıysanız, ki maalesef orijinali Türkiye'de bulunmuyor, 16. bölüm gibi oyunun tamamen çakılmasına hazır olun.

Bu yazıyı yazdığım sırada Operation Flashpoint'in 41. bölümündeydim ve sanırım oyunun bitmesine 4 veya 5 bölüm kaldı. Dediğim gibi, araç görevleri keşke olmasaymış da onların yerine piyade görevlerini daha çok özen gösterselermiş. Oyunun başlarında David'in Rus gerillalarla birlikte savaşmak zorunda kalması veya oyunun sonlarına doğru Sam Nichols budalasının A10'u Rus saflarının gerisine çakıp, kurşuna dizileceği geceyi beklerken haritasız pusulasız kaçmasının gerektiği görevler gibi daha yaratıcı birçok görev yapılabilirdi. Ama yapmamışlar. Sakın yanlış anlamayın, Operation Flashpoint çok çok iyi bir oyun. Hatta Tuğbek, Burak ve ben birbuçuk aydır dergide neredeyse başka bir oyun oynamadık diyebilirim. Ama sadece iyi, ne yazık ki mükemmel olabilecek potansiyele sahipken, değil. Umarım bu oyuna yapılacak eklentiler ve mod'lar sayesinde hakettiği yere gelir (oyunda kullanması çok kolay bir görev editörü var).
Son sözüm olarak dikkate alınsın: Eğer zor ve gerçekçi savaş oyunlarından, savaş oyunlarından veya sadece zor oyunlardan hoşlanıyorsanız, Operation Flashpoint'i mutlaka oynayın. Eksiklerine rağmen pişman olmayacağınıza kişisel güvence veriyorum.

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.423
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Operation Flashpoint
« Yanıtla #1 : 04 Ocak 2008, 00:18:03 »
Paylaşim için saol