Gün geçmiyor ki II. Dünya Savaşı'nı konu alan bir savaş oyunu çıkmasın sayın seyirciler! Bu kez de garip isimli Kuju firması ve Qxygen firması yapacağını yaptı ve piyasaya bir II. Dünya Savaşı oyunu daha sunarak "Ee yetti olm 1000 tane savaş var bırakın artık şu II. Dünya Savaşı'nı!" dedirtti. Biz ne dersek diyelim, Kuju yine de şimdilik tek görevlik demosunu sunduğu "Pilot Down: Behind Enemy Lines"ı 26 Ağustos'ta piyasaya sunacak...
Efendim oyunumuzun konusu geleneksel konumuz; bir gün ev-iş-ev-iş mekik dokurken, canımız sıkılıyor ve atlıyoruz bahçemizde duran jet uçağımıza ve o sıralar savaşta olan Almanya'ya doğru yola çıkıyoruz. Almanya semalarında uçarken bir savaş uçağı bizi tespit ediyor ve bir güzel haşlıyor. Tabii ölürsek oyun ilerlemez, paraşütümüzü açıyoruz ve atlıyoruz aşağı. Yere indiğimiz anda kontrol bize geliyor ve ahanda ilk saçmalıkla karşılaşıyoruz: Uçağımız 2 metre yanımıza düşmüş. Haydaa yaw o uçak patlamaz mı birşey olmaz mı neden hemen yanımıza düşmüş ki! Her neyse, bu hataya "Hay sizin mantığınıza!" diye küçük bir tepki gösteriyoruz ve kontrollere alışmaya çalışıyoruz. Oyunumuz bir FPS değil, TPS arkadaşlar. Yani oyunu üçüncü şahıs gözünden oynuyoruz. Kontrollerde silah kullanmaya başlayana kadar herhangi bir zorluk çekmiyoruz. Silah aldığımızda zorluk çekmemizin nedeni ise bakış açısı ayarlama ile nişan ayarlamanın ters düşmesi. Yani bakış açısı ayarlarken fareyi yukarı götürünce aşağı doğru bakıyoruz, aşağı götürünce yukarı bakıyoruz. Nişan alırken ise bunun tam tersi. Kafa karıştırıyor işte ne yapayım!
Oyunumuz tam olarak bir savaş oyunu gibi hazırlanmamış, macera payı da var. Hâtta macera payı daha yüksek. Zor ve ayrıntılı olmasa da küçük bulmacalara rastlamak mümkün. Tavşan bul, sonra ateş yak ve onu kızart, karnını doyur gibi. Karın doyurma olayı bize maalesef health kazandırmıyor. Health kazanmak için sağda solda bulabileceğimiz sağlık kutularını alıyoruz. Bu arada kutuyu aldıktan sonra TAB tuşunu kullanarak inventory'nizden seçtiğinizde adamımızın çıkardığı sese dikkat edin. Hıahı-ıh. Yok böyle olay. Her neyse, peki karın doyurmak sağlığa bir yarar sağlamıyor aksine kolestrol seviyesini yükseltiyorsa ne işe yarar bu yemek yemek? Enerji depolamaya arkadaşlar... Oyunda bir sağlık barımız olduğu gibi, bir de enerji barımız var. Bu barın seviyesi zaman geçtikçe veya herhangi bir atraksiyonda bulunduğumuzda tükeniyor ve bizim bir şeyler yaparak enerji almamız gerekiyor. Bunun için de ya yemek yiyoruz, ya da ateş yakıp ısınıyoruz. Bu olay hoş ve gerçekçi olmuş. Bütün oyun boyunca aç bilaç adam öldürmek pek gerçekçi olmuyor. Battal Gazi isimli güzide Türk filminde bile Cüneyt Arkın yemek yerdi yahu adam yüzlerce adamı neyle öldürürdü zannediyorsunuz!
Pilot Down'ın kısa demosunda olmaması gereken bariz saçmalıklar mevcut arkadaşlar. Bunlardan birine yazının başında değindim. Ayrıca oyunda nasıl yaktığımızı görmeden ateş yakıyoruz. "Ateş yak." diyoruz yanıyor. O ne ağabey komutan mıyız biz. "Ateş yakılacaaaak, yak!" Ayrıca demonun bir bölümünde küçük bir klübeye girmemiz gerekiyor ancak bunun için bahçedeki moron kılıklı sivile görünmemeliyiz. Görünmemek için de duvara vurarak adamın bize gelmesini sağlıyoruz. Adam geliyor ve bizi görünce kafasını tutarak kaçıyor. Yahu madem bizi görmesini istiyoruz neden direk bahçeye girmedik. Buradan da şunu anlıyoruz, oyun bizi çok fazla kısıtlamış. Kesinlikle kendi kafamıza göre bir şey yapamıyoruz. Ha esas saçmalığa gelirsek; adam bizi görünce klübesine kaçıyor ve böylece biz klübeye girebiliyoruz. Klübeye bakıyoruz, tek kapılı penceresiz küçük bir yer. Ancak demin içeri kaçan herif bu kez içeri de yok. Yaa bre yapımcılar bari bir kapı daha yapın da oradan çıkmış kaçmış diyelim. Ohoo olmaz ki canım böyle.
Arkadaşlar demomuzda 6-7 tane Alman askerle karşılaşıyoruz ve onları kolayca temizliyoruz. Hem de aşırı "kolayca". Anlamadım gitti bu Almanlar asker değil mi? Adamların gözlerinin önünde durup ateş ediyorum, herifin kafasının üstünde soru işareti çıkıyor. La oğlum buradayım baksana ohoo. Yapay zekaya iyi diyemeyeceğim. Ya da demoda karşılaştığımız adamlar salaktı. Ya da ilk bölüm diye kasmamış yapımcılar. Ha bu arada oyunun belli yerlerinde checkpoint görevi gören janjanlı simgeler var. Demoda bu simgelerden 3 tane var. Sonuncuyu da aldığınızda zaten demo başarıyla sonuçlandırılmış oluyor. Ondan sonra da kazulet AUGUST 2005 yazısını görüp haa demek ki oyun bu ay çıkacak diyoruz. (26 Ağustos)
Oyunumuzun grafikleri üzerinde fazla çalışılmamış. Zaten çalışacak birşey yok, oyuna çizgi film-roman görüntüsü vermişler. Giriş videosu falan vşdeo değil çizgi roman ve okuyoruz. Oyun içi grafikler de tam bir macera oyununu andırıyor. Gayet güzel aslında... Ses-müzik konusunda da oyunu eleştiremem. Belki daha gerçekçi efektler kullanılabilinirmiş ama elimizdekiler de gayet güzel. Özellikle health kazandığımızda çıkardığımız sese toz kondurmam. Müzik konusunda ise oyun savaş tonunu yakalamış. Almanlarla karşılaşmadan önce müziğimiz stresli bir hâl alıyor ve bizi uyarıyor. Oyun sakin sürerken ise müzik yok. Olmasın zaten araba yarışı mı bu!
Yaklaşık 10 gün sonra piyasalarda olacak olan TPS II. Dünya Savaşı oyunumuz "Pilot Down: Behind Enemy Lines" insanda çok fazla merak uyandırmasa da "II Dünya Savaşı severlerin ve savaşı bir de 3. gözden tatmak isteyenlerin denemesi gereken bir tür. Piyasada bomba etkisi yaratmayacak olsa da, hâtta bir çok insan ismini bile duymamış olacaksa da yapımcı firma Oxygen iyi iş çıkarmış...
Yiğit "yasagh" Tokgöz
