Gönderen Konu: Powerdrome  (Okunma sayısı 857 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
Powerdrome
« : 10 Ağustos 2007, 21:24:42 »
Vıujjjjj....
-Ehehe Aykut Ağabey sağ tarafından kırmızı bir şimşek geçti gördün mü ehkikikiki!

  Aykut Ağabeyinizle multiplayer oynarken yukarıdaki lafı söylemenize, tek kişi oynarken ise kendi kendinize konuşup ev ahalisinin size deli demesine yol açacak olan yarış oyunu Powerdrome'u oynamak için hazır mısınız?!! Tamam çok gaz verici oldu, hadi daha ağırbaşlı bir giriş yazalım.

  Bundan 15 sene önce; kalbur zaman iken, develer tellal iken, ben kayınçomun beşiğini tıngır mıngır sallar iken Amiga denen oyun aleti için tasarlanan ve geçtiğimiz sene de yeniden düzenlenip geliştirilerek Xbox için yapılan Powerdrome'un Xbox'tan PC'ye uyarlamasını oynamaya hazır mısınız arkadaşlar? Hazırsanız başlayalım...

   Oyunumuz, gelecek yıllarda geçen ve uzaylıya benzer garip yaratıkların kullandığı "aşmış" aletler tarafından oynanan bir yarış oyunu. Kullanılan araçları herhangi bir kategoriye koyamadığım için fantezi-yarış diyebileceğimiz oyunumuz güzel ve gazlandırıcı bir giriş videosuyla başlıyor ve sonrasında bizi insanın hiç garipsemediği tipik bir yarış oyunu menüsüne atıyor. Hızlı yarış, şampiyona, zamana karşı yarış gibi alışılagelmiş yarış modlarının bulunduğu Powerdrome, her yarış oyunu gibi basit hazırlanmış. Oyun modumuzu seçiyoruz, aracımızı-karakterimizi seçiyoruz, pistimizi seçiyoruz ve başlıyoruz hiç bir atraksiyonda bulunmadan yarışmaya. Ahanda bu kadar bitti oyun. Yazının geri kalan bölümlerinde teferruata gireceğim, okusanız da bir şey kazanmazsınız.

    Arkadaşlar Powerdrome, henüz üretilmemiş olan janjanlı ve havada yüzen(!) araçlar tarafından yarıştığımız bir oyun olsa da kesinlikle diğer yarış oyunlarından farkı olmayan, son zamanlarda moda olan modifiye geyiğinin de bulunmadığı basit bir oyun. Aslında basit demek çok da doğru değil, easy'de oynarken bile yarış kazanmak çok zor. Tek bir hata, tek bir tökezleme bizi sonunculuğa düşürebiliyor ve ilginç olan rakiplerimiz neredeyse hiç hata yapmıyor. İnanın oynadığım on yarışın ancak birini kazanabildim, onun da nasıl olduğunu henüz anlayabilmiş değilim. Oynamayı bırakmayayım diye oyun bana kıyak geçti herhalde. Tabiî bu kıyak hiç bir işe yaramadı, 19 pisti ve 12 karakter/aracı görmeye gerek kalmadan sildim attım oyunu. Zorluğun en önemli nedeni, oynanabilirliğin çok kötü olması arkadaşlar. Aracımızı düz yolda bile doğru düzgün kontrol edemiyoruz, sağ veya sol tuşlarına küçük bir dokunma da dâhî makina 90 derece kırılıyor. Bununla uğraşmak o kadar zor ki, ben artık yarışlarda hiç dönmeye çalışmadan parkurun kenarına sürterek gitmeye başladım. Tabiî sonunculuk kaçınılmaz oldu! Ayrıca bu viraj alma imkansızlığı dışında bulunan başka bir zorluk da hasar mekanizması. Grafiklere dazla yansımayan ve yüzeysel olan hasar mekanizmasını sağ alt köşemizdeki göstergeden kontrol ediyoruz. Sağ alt köşede aynı zamanda biz yarıştıkça artan başka bir "güç" göstergesi var ve bu gücü yarış sırasında ister aracımızı tamir etmek için, istersek de nitro kullanıp aracı daha da hızlandırmak için kullanabiliyoruz. Tamir olayına girmeyin derim çünkü aracımız havaya uçsa da diskalifiye olmuyoruz; kaldığımız yerden bir kaç saniyelik gecikmeyle yarışa devam ediyoruz. Bu arada şunu söyleyeyim, nitro, aracımızın hızını iki katına çıkarıp ışık hızı diyebileceğimiz seviyeye ulaştırabiliyor. Belki de Powerdrome'u sadece aşırı hız tutkunlarına önerebileceğim...

     Powerdrome'un parkurları belirli bir mekân olmuyor arkadaşlar. Aynı yarış içinde dağ-taş-bayır-ova-deniz-akarsu gezebiliyoruz. Zaten aracımız hafiften havada gittiği için zemin fazla önemli olmuyor fakat her nedense aracımızı yukarı-aşağı da hareket ettiremiyoruz. Şayet bunu yapabilseydik, oyun çok daha eğlenceli olabilirdi; ben de iki yarış oynayıp cd kutusunu bir kenara atmazdım. Parkurlardan bahsettik, grafiklere geçmeden olmaz. Arkadaşlar oyunumuzun grafikleri kendini aşmış vaziyette ve şu anda piyasada bulunan bir çok yarış oyununun grafiklerinin de üstünde. Kayalıkların, suyun gerçekçiliği; karakterlerin modellemesi, araçlar... Hepsi mükemmel tasarlanmış. Seslerin de grafiklerden altta kalır yanı yok. Sağa sola vurduğumuzda aracımızı kullanan karakterler "ah-uh!" gibi sesler çıkarıyor, çok hızlandığımız zaman "jetmobil"imizden uçak kalkarken çıkan sese benzeyen bir uğuldama çıkıyor, hasar seviyesi dolunca aracımızın patlama efekti güzel... Aynı başarıyı müziklerde görmemiz ise biraz zor. Oyunumuzun müzikleri her zaman arka plânda kalan ve insanın dikkatini çekmeyen monoton müzikler olmuş. Hazır oyunun gelecekte geçmesinden de faydalanarak müzikler rock-metal havasında yapılsa hoş olmaz mıydı? Olurdu tabiî! Rap manyakları hiç kusura bakmasın ama rap müzik değildir, resmen şiirdir. Sanat değeri olmayan şiir...

      Diğer yarış oyunlarından pek farkı olmadığı için hakkında çok fazla şey yazamadığım Powerdrome'u "Ben zor nedir bilmem, her şeyi başarırım; viraj alma zorluğu da neymiş!" diyebilen arkadaşlarımıza rahatlıkla önerebiliyorum, bunu söyleyemiyorsanız Powerdrome yarım saatten fazla oynayabileceğiniz bir oyun değil demektir...
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.435
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Powerdrome
« Yanıtla #1 : 27 Ocak 2008, 16:37:04 »
Paylaşim için Sağol