Gönderen Konu: Return to Castle Wolfenstein  (Okunma sayısı 437 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
Return to Castle Wolfenstein
« : 02 Ağustos 2007, 21:23:46 »
Bilmiyorum aranızda kaç kişi biliyor; 1992 yılında çıkan Wolfenstein 3D piyasaya sürülmüş ilk 3D Shooter’dı. Her ne kadar 2.5D olsa da, yine de bir öncüydü. Bugün gördüğünüz o muhteşem FPS-Action oyunlarının başlangıcı Wolfenstein’dı. Oyunun ilk çıkışından bu yana tam 10 yıl geçti. Tabi teknolojide de müthiş gelişmeler oldu. Artık oyunun yeni versiyonunun çıkarma vakti gelmişti. Zaten bu aralar neden eski oyunların yeni versiyonlarını görüyoruz ve göreceğiz? Çünkü teknolojinin gelişmesi oyun yapımcılarını oyun yapma konusunda bir hayli heyecanlandırıyor. Bu sayede biz de yeni ve mükemmel oyunlar görüyoruz. Sözü fazla uzatmayalım işte Wolfenstein…

Wolfenstein’ı piyasada uzun süre aradım ve bulamadım. Şans eseri arkadaşlarla gittiğimiz bir Internet cafede gördüm ve oyunu aldım. Verdiğiniz paranın hakkını veriyor oyun. Oyunu kurduğunuzda daha CD’yi kullanmanıza gerek kalmıyor. Masaüstüne iki tane Wolfenstein seçeneği çıkıyor. Biri Multiplayer diğeri ise Single Player.

Oyunumuzda B.J. BLAZKOWICZ adlı bir ajanı canlandırıyoruz. Amerikan gizli polis teşkilatında görevliyiz (CIA veya ona benzer bir kuruluş). Oyunun en başında izlediğiniz demoda şöyle bir olay anlatılıyor. Geçmişte bir zamanda gizli güçlerin bulunduğu esrarengiz bir yer var (Wolfenstein’ın kalesi). Burada yapılan bir savaşta bütün esrarengiz olaylar son buluyor ve oradaki herşey yok oluyor (Rahip gibi birisi oraya hakim olmak isteyen kötü prens Heimlich’i yok ediyor). Bundan yaklaşık 1000 yıl sonra yani 1943 yılında Naziler burayı keşfediyor (Zaten 1943 2.Dünya Savaşı’nın en kanlı dönemlerinden biriydi). Nazi komutanı Himmler burada bir takım gizli araştırmalar yapıyor. Geçmişte yaşamış bu kötü kalpli prensi yeniden canlandırmak istiyor (Oyunun sonunda bunu başarıyor da haberiniz olsun).

Ayrıca yaptığı gizli araştırmalar sonucunda bir sürü teknoloji harikası süper savaşçı yaratıyor. Bu ve bunu izleyen olaylar zincirinde biz de Nazi Almanya’sına gidiyoruz. Buradaki esrarengiz olayları biz durduracağız. Yalnız daha başlar başlamaz başımıza bir aksilik geliyor. Bizi farkediyorlar ve arkadaşımızı yakalıyorlar. Oyunu oynayanlar bilir oyunun en başındaki o işkenceler yapılan bir adam var ya ha o bizim arkadaşımız). Zaten ilk görevde kaleden kaçmaya çalışıyoruz. Sonra normal görevler başlıyor.

Oyunun konusu bence süper bir konu .Şimdi diyeceksiniz ki Max Payne’in konusu da süperdi ama oyun ilerledikçe konudan eser kalmadı. Wolfenstein’da konu o kadar mükemmel işliyor ki adeta oyun sizi içine çekiyor (Aynı şeyleri Red Faction’da da yaşamıştım). Bölümler arası görevinizin anlatılması da ayrıca oyuna başka bir hava veriyor (Kendinizi gerçek ajan hissediyorsunuz). Oyunumuzda 7 görev ve yaklaşık 25 tane bölüm bulunuyor. Oyunda gizli bölgelerde var. ID Software bunu hep yapıyor zaten. Yani oyuna Secret Area (gizli bölge) koyuyor. Burada ekipman bulabiliyorsunuz.
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive