Gönderen Konu: Sid Meier's Railroads!  (Okunma sayısı 664 defa)

Çevrimdışı melih123

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 12.490
  • Puan 2352
  • Cinsiyet: Bay
    • MSN Messenger - steve_melih@hotmail.com
    • Profili Görüntüle
Sid Meier's Railroads!
« : 30 Aralık 2007, 22:27:56 »
Hiçbir şey eskisi kadar güvenli değil, trenler bile!


 
Çok ünleyen bir insan değilimdir. Sükûneti severim. Sanırım bu yüzden, üç beş ünlemli şişirme cümleleri de (örn: “oku bunu, yoksa bir daha kola içmeyeceksin!!!!” başlıklı e-postalar), paranteze saklanmış, ünlemlerle ifadesi zayıflamış, zorlama istihza cümlelerini de pek sevmem. Ama tehlike uyarısı için kullanılan ünlemlere saygım sonsuz. “Dikkat! Kutup ayısı çıkabilir!”, “Kuçukhanum, tikkaat!” ya da “Aman diyeyim! Bug’lı oyun!” temalı ünlemlerin pek çok masum insanı kurtardığına eminim. Yeter ki o ünlemin orada olduğunu görebilelim...
Bu bağlamda, Sid Meier’s Railroads!’un, Pirates!’tan ödünç aldığı ünlemi “nal” kadar olduğu için görmeme ihtimaliniz yok. Ama dikkatinizin hangi noktaya çekilmeye çalışıldığını görebilmek için oyunun başında biraz vakit geçirmeniz gerekiyor. Ya da bu yazıyı okumanız!(!)

DİKKAT! HEMZEMİN GEÇİT!
Derginin Sid Meier’dan sorumlu (hayran) editörü olarak Railroads’un sonundaki ünlemi ilk algılama şeklim “Yaşasın, çok eğleneceğiz!” kabilinden bir şeydi. Sonra oyuna başladım. Hakikaten de çocukluğumuzun ilk kalkınma hamlelerini hatırlatan bir oyun çıktı karşıma. Mobilyaları ittirip salonda açık alan yaratma kısmı hariçti bir tek. Railroads III’ün proje paftası görünümündeki haritaları yerine daha canlı, daha kolay algılanabilir haritalar dikkatimi çekti öncelikle. Bu bile Railroads!’u başlı başına oyuncak kıvamına getiriyor. Ama dahası da var. Simülasyon yanı ağır basan bir tycoon olan Sid Meier’s Railroads eskiden (yani ismi Railroad Tycoon iken) sabır, analitik düşünce, zoru sevme gibi idealize edilmiş yetenekler gerektirirdi. Railroads!’da ise demiryolu kariyerinizin tamamını basit menülerle yönetiyorsunuz. İki nokta arasına ray döşemeye karar verdikten sonra sizi durduracak hiçbir şey yok. Tünel, köprü, hemzemin geçit gibi mühendislik bilgisi gerektiren işler de başınızı ağrıtmıyor çünkü oyun sizin yerinize bu işleri üstleniyor. Sonuç olarak Rollercoaster Tycoon’da bile ray döşemek daha karmaşık bir işti diyebilirim.

Railroads!’daki asıl işiniz neyse ki ray döşemek değil. Asıl mesele hangi şehirleri ve kaynakları birbirine bağlayıp bunlar arasında hangi tip malzemeleri taşıyacağınız... Yani arzla talebi buluşturmak. Bu noktada işler hafiften karışıyor. Çünkü seçtiğiniz haritaya göre değişmekle birlikte çoğunlukla birbirine hayli uzak 3-4 büyük şehri öncelikle insan ve posta taşımak için bağlamalısınız. Sonra her birindeki sanayi tipine göre, ihtiyaç duyduğu kaynakla arasına rayları döşemeli (örneğin bir şehirde kağıt üretilebiliyorsa, tomruk imalatı yapan bir kasabayla bağlanması gerekiyor), sonra ürettiği kağıdı satabileceği bir şehir bulup, oraya da ulaşmalısınız. O şehir, kağıt üreten şehrinizin talep ettiği bir ürüne sahipse (örneğin altın diyelim) lokomotifin arkasına bir de altın vagonu eklemeyi unutmayın. Bu anlattığım, iki şehirlik bir denklem. İşin içine mesela iki tane daha şehir girdiğinde, tüm bir arz-talep ilişkisini karşılayan bir hat döşemek hakikaten meşakkatli bir hal alıyor. Bu esnada tek kriteriniz arz ve talep de olmayacak. Parayı savurmamak için bu bağlantıları en kısa mesafeleri kullanacak şekilde yapmalı, trenin lokomotifinden vagonların sayısına kadar minimum maliyet-maksimum fayda hesabını da tutabiliyor olmalısınız. Bu arada arap saçına dönen ray ağınıza bakıp “iyi iş çıkardım” diyebilecek kadar da iyimser olmalısınız. Çünkü başka türlüsü mümkün değil.

ABİ! BU İŞTE ÇOK PARA VAR!
TCDD yıllardır benim gariban maaşım kadar bile kâr etmeyi başaramadı belki (Ah! Kafam! - Sinan) ama “gerçek hayatta” demiryolu işletmek büyük ve kârlı bir iş. Nitekim Railroads! oynarken de oturduğunuz yerde ensenizin kalınlaşıp gıdınızın sarkmaya başlamasından bunu anlayabilirsiniz. Bir sanayi yatırımcısı olarak şehirleri birbirine bağlamanın karşılığını fazlasıyla alacağınızı söyleyebilirim. Özellikle herhangi bir rakibe karşı oynamadığınız durumlarda, finansal tabloları açıp bakma gereği bile hissetmeyeceksiniz çünkü hiçbir zaman para probleminiz olmayacak. Zorluk seviyesini abartmadığınız sürece yapay zekâ da rekabetten hoşlanmayan, “dünya malı dünyada kalır” felsefesiyle kendi işine gücüne bakan bir derviş karakteri çiziyor. Ama çok oyunculu modda her şey bambaşka bir hâl alıyor. Örneğin çok ihtiyacınız olan bir hammaddeyi, vaktinde harekete geçmez ve bir rakibe kaptırırsanız normalden çok daha pahalıya satın almak zorunda kalabilirsiniz. Ya da çok kullanılacağını öngörerek yeni bir teknolojinin patentini satın alırsanız, oturduğunuz yerden para basabilirsiniz. Yani açık artırmalarda inatlaşmak, yan görevler için kapışmak, birbirinin rotasını sabote etmek ve kapitalizmin diğer güzellikleri için çok oyunculu moda başvurmalısınız, tabii oynayacak bir gönüllü bulabilirseniz... Tek kişilik haritaların işleviyse hiçbir zaman oturmayacağınız o kalantor koltuğunun ne kadar da rahat, üstelik de tekerlekli ve dönebilir olduğunu göstermek.

İMDAT! KÖPEKBALIĞI!
Ben bu yazıda ünlemin kullanım amaçlarını anlatacaktım. Görüyorum ki konudan bir hayli uzaklaşmışız. İnce ince dalga geçmeyi planladığımız Railroads!’un aslında pek de fena bir oyun olmadığı sonucuna varmamıza ramak kalmış. Ama hayır! Unutmadık! Oyunun karşısında umutsuzca “undo” tuşunu aradığım dakikaları, ortada bir şey yokken kitlenip durduğu için defalarca baştan aldığım görevleri, önüne üç şerit ray döşediğim halde yola devam etmeyi reddedip bir dağ başında manzarayı seyre dalan trenlerimi unutmadım! Anlayacağınız, oyun hafiften bug’lı. En sık rastlayacağınız sorun, oyunun kendi kendine kapanması. Şansınız varsa yani autosave’den kısa süre sonra çökerse bu çok dert değil. Ama her şeyin yolunda göründüğü bir anda trenlerinizden birinin işi bırakması (hayır, grev kavramı falan yok oyunda) cidden sinir bozuyor. Bir bug değil ama söylenmeye başlamışken şu “undo” meselesinden de yakınayım. Diyelim bir rota oluşturdunuz, sıra durakları belirlemeye geldi. Treninizin üç istasyonda durmasını istiyorsunuz ama sıralamayı yaparken ara istasyonu yanlışlıkla üçüncü durak olarak seçtiniz. “Aptal kafam” deyip hemen “undo” yapma eğilimindesiniz doğal olarak. Ama öyle bir seçeneğiniz yok. O treni yok edecek, baştan rotayı kuracak ve bu kez durakları doğru sırayla seçeceksiniz. Verdiğiniz her karardan dönüş için böyle kan dökmeniz gerekiyor Railroads!’da, anlaşılır gibi değil...

SON İSTASYON!
Oyunun en hoş yanı senaryo bolluğu. Farklı zaman dilimlerinden ve Amerika ile Avrupa’nın farklı bölgelerinden, kimisi tarihe dayalı 15 senaryo var oyunda. Haritaların farklı olması çok büyük bir fark yaratmıyor çünkü ray döşemek her tür arazi ve iklimde standart. Ama aldığınız görevler senaryoya ve yaptıklarınıza bağlı olarak her harita için değişiyor ve bu, oyuna heyecan katıyor. Oyun izin verdiği sürece, başladığınız senaryoyu bitirmeden başından kalkmak aklınıza gelmiyor pek. Borsaya girmek, gelişen endüstri kollarına sermaye yatırmak, teknolojinin takipçisi olup trenlerinizi, lokomotiflerinizi yenilemek, gazetelerden sosyal ve ekonomik vakaları takip etmek… Bunlar, senaryoları ayakta tutan ve stratejilerinizi şekillendiren öğeler. Bu açıdan Railroads!, ara sıra açıp birkaç saat sıkılmadan takılabileceğiniz bir oyun. Ama tüm detaylarıyla ilgilenebildiğiniz derin bir strateji istiyorsanız, oyunun sundukları size yetmeyecektir.



ARTILAR
Senaryo seçenekleri
Basit arayüz
Sıcak, parlak grafikler

EKSİLER
Derinlikten yoksun
Anlamsız oynanış hataları
Mülayim yapay zekâ

Grafik: 4/5
Ses: 3/5
Oynanabilirlik: 3/5
Eğlence: 3/5
Multiplayer: 3/5

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.435
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Sid Meier's Railroads!
« Yanıtla #1 : 31 Aralık 2007, 22:10:49 »
Paylaşim için saol