Gönderen Konu: S.T.A.L.K.E.R.: Shadow of Chernobyl  (Okunma sayısı 662 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
S.T.A.L.K.E.R.: Shadow of Chernobyl
« : 10 Ağustos 2007, 21:32:57 »

Eklenme Zamanı: 06.09.2006 17:40:12

  Çernobil Ukrayna’nın kuzeyinde, Beyaz Rusya sınırından birkaç mil ötede ve başkent Kiev’den 100’lerce mil ötede yer alır. Aynı büyüklükteki en yakın şehir doğuya doğru yaklaşık 60 mil olan Chernigov’dur. Burası, nükleer santral kurulmasından sorumlu Sovyet bakanlığı Gidyoproyekt 1972’de burada bir nükleer santral kurmaya karar verene kadar tamamen bir tarım arazisiydi. Santrale güneydoğuya doğru 6 mil ötede yer alan tarihi kasabanın adı Çernobil’i verdiler.

  Bundan 15 yıl önce, 25 Nisan 1986'da öğle yemeğinden çıkan bir mühendis, belki yemeğin de verdiği rehavetle, bir elektrik denemesi için, RBMK tipi reaktörün "acil soğutucu sistemleri"ni kesiyordu. Teknisyenler, akşamüstüne doğru, reaktörün gücünü minimuma indirmişlerdi. Amaçları, kendi gücüyle dönen tribünlerin elektrik debisini kontrol etmekti. Ancak, bu durumda, RBMK tipi grafitgaz reaktörlerinin müthiş bir istikrarsızlık kazanacağından haberleri yoktu.

 Gece yarısı saat 1'i 23 dakika 58 saniye geçe, ardı ardına gelen iki müthiş patlama yaşandı. Artık Çernobil'den yavaşça nükleer bulutlar yayılmaya başlamıştı..

  Şimdi ben bunları neden anlattım? Oyunun adından da anlayacağınız gibi oyunumuz Çernobil faciasını konu alıyor. Bu bilgilendirici girişin ardından şimdi oyunumuzun derinliklerine inme vakti...

  İsmi kamuoyuna Oblivion Lost olarak duyurulan ve daha sonra Shadow of Chernobyl olarak değiştirilen S.T.A.L.K.E.R., Çernobil faciasının yaşanmasının birkaç yıl ardından tekrar patlak vermesi, bu patlamadan sonra ortaya çıkan radyasyonun etraftaki hayvanları mutasyona uğratmasından ve ölülerin dirilmesinden sonra dünyayı temizlemek için görevlendirilen Stalker birimlerinden birinin komutanı olmamızı konu alıyor.

  Benim ilgimi çeken özellik oyunun FPS ve RPG türlerinin karışımından oluşması oldu. Örneğin; FPS olarak oynadığımız oyunda, silah ve aletlerimizi satıp para kazanabiliyor ve kazandığımız para ile yeni silah ya da alet alabiliyoruz. Taşıyabileceğimiz teçhizat RPG oyunlardaki gibi slotlara bölünmüş durumda. Aldığımız her silahın ya da aletin kapladığı belirli bir slot sayısı var. Bu durumdan dolayı ağır bir silah taşıyacaksak bazı teçhizatları feda etmemiz gerekiyor. RPG motoruna bağlı olarak, hareket alanımız da haritada belirlenen bölgelerden oluşmamakta. İstediğimiz yere gidebilmekte, istediğimiz taktiği yapabilmekte özgürüz. Bu özelliğin olmasının en başarılı tarafı, birazdan değineceğim özellik olan araç özelliğinin serbestçe kullanılabilmesini sağlaması.

  Yapımcıların en çok üzerinde durduğu yapay zekâ ise gerçekten çarpıcı.. Bizden bağımsız birliğimiz ile savaşırken, canavarların yaptığı saldırılara adamlarımız kendiliğinden karşı koyabiliyor ve cephaneleri bitmişse bir yerlere saklanıp bizden yardım istiyorlar. Bu sadece bizim birliğimiz için geçerli değil tabii ki. Düşmanlarımız da bizim yaptığımız hamlelere göre karşılık verecekler, bizi alt etmeye çalışacaklar..

 Elimizde silah olması gücün bizde olması demek değil tabii ki.. Bazı canavarları silah ile alt edemiyorsunuz. Bu yüzden bir plân oluşturup onu farklı yöntemler ile ortadan kaldırmanız gerekecek. Bu da oyunda taktiğin ne kadar önemli olduğunu göstermekte.

 Bu kadar detayla uğraştığımız gibi bir de askerlerimizin ve kendimizin insanî ihtiyaçları ve fizikî durumları ile uğraşmamız gerekecek. Adamlarımızın uykusu gelecek, yorulacaklar, radyasyondan bitkin düşecekler, acıkacaklar; dolayısı ile bunları gidermeleri gerekecek. Aynı şekilde biz de yorulacağız, acıkacağız, uykumuz gelecek. Takdir ettiğim ince detaylardan biri de acıktığımızda etrafta bulduğumuz otlardan, böceklerden, hayvanlardan beslenirken; içinde bulunduğumuz radyasyonlu durum yüzünden zehirlenebilmemiz ve bunun sonucunda anti-radyasyon fonksiyonu olan bir ilacı içerek kendimizi tekrar toparlamamız oldu. Çoğu oyunda senaryoya göre olmayacak durumlarla karşılaşırken, bu oyunda senaryo içindeki tüm olaylar her şeyi etkileyebilmekte.

 Her şeyin bulunduğu, FPS ve RPG tarzına yeni soluk getiren oyunumuzda bir de araç özelliği bulunmakta. Çeşitli zamanlarda ya da zorunluluk hâlinde araçlara binebiliyor ve bu araçları kullanıp çeşitli yerlere gidebiliyoruz. Ancak yapımcılarımız bu özelliğin de gerçekçilik payını unutmamışlar ve karşımıza bir fizik motoru daha çıkartmışlar. Aracımızı kullanırken aracın aldığı hasar, gittiği hız, dönüşlerdeki sertliği gibi her türlü unsur bizi yakından etkilemekte. Dolayısı ile araç kullanırken kendi aracımız gibi kullanmamız ve dikkatli olmamız gerekecek..

  Grafik bakımından büyük gelişmeler olmasına rağmen biraz üzücü bir durum bulunuyor. Oyunda; her türlü detaya yer verebilmek için yeni nesil nVidia grafik kartlarında çalışabilen özellikler kullanılmış. Bu özellikler bizim çevredeki unsurları daha detaylı ve gerçekçi görebilmemize olanak sağlamakta ancak oyunun da sadece yeni nesil nVidia grafik kartlarında çalışabilmesine yol açmakta. Yani anlayacağımız ATI markalı grafik kartı ve eski nVidia grafik kartı kullananlar bu oyunu çalıştıramayacak ya da çalıştırmakta zorluklar yaşayacak denilebilir..

  S.T.A.L.K.E.R.: Shadow of Chernobyl büyük bir bekleyişten sonra 2007'nin ilk çeyreğinde karşımıza gelecek. Hem gerçekçi bir olaydan doğan yaratıcı senaryosu hem de senaryodaki işlevsellik beni yakından etkiledi...

Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.427
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
S.T.A.L.K.E.R.: Shadow of Chernobyl
« Yanıtla #1 : 27 Ocak 2008, 16:35:57 »
Paylaşim için Sağol