Gönderen Konu: Utopia City (PC)  (Okunma sayısı 449 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
Utopia City (PC)
« : 03 Ağustos 2007, 01:01:04 »
2091 yılında, Postville’in ufak bir kasabasının halkı çok büyük ve eşi benzeri görülmemiş bir deneyin merkezi haline gelirler. Utopia deneyi, Postville insanları için yaratılmış gerçek dünyaya paralel, sanal bir ortamdır. Bu dünya gerçekten bağımsız olarak büyüyebilen ve varolabilen bir ütopya olması için yaratılmıştır. Fakat sanal dünya, dışarıdakinden daha büyük bir hale gelir ve halkı için acı veren bir yer halini alır.


Mükemmel Şehir


Oyuna girdiğimizde pek kaliteli olmayan bir video karşılıyor bizi. Kısaca hikayeyi anlatıyor ve Utopia City’nin artık insalar için bir zulüm haline geldiğini, halkı kurtarmanın tek yolunun bizden geçtiğini söylüyor. Fazlasıyla klasikleşmiş bir hikaye anlayacağınız gibi. Yapıma başladığınızda zaten hikayenin, laf olsun torba dolsun diye yazıldığını görüyorsunuz. Çünkü Utopia City, gerçekten safkan bir FPS’den oluşmakta. Serious Sam gibi önüne geleni öldür türünden ibaret. Aralarındaki fark, Serious Sam’in eğlenceli bir oyun olması.


Ajan Daisy


Sanal bir bayan arkadaş olan Ajan Daisy, başlarda size kısa Tutorial hizmeti veriyor. Çevreyi gezdiriyor, etkileşim araçlarını, tuşları tanıtıyor. Yanınıza da Scanner adında uçan bir cisim takıyor. Nereye gitsek bizimle gelen bu uçan yuvarlak arkadaş, Ajan Daisy’nin bize yolladığı mesajları iletiyor. Ayrıca size saldırmak üzere gelen bir düşmanı da önceden sezebilmek gibi bir yetisi var. Ekranın sağ üst köşesinde bulunan Scanner ikonu tehlike yok iken yeşil, tehlike yaklaştığında kırmızı renkte yanıyor. Sağ alt köşede cephane sayısı, sol alt köşede zırh ve sağlık, sol üst köşede enerji ve disk sayısı bulunmakta. Diskler öldürdüğünüz bir kişinin içinden çıkıyor. Nede olsa Utopia şehrinin sanal insanları bunlar. Gerçek hayata kavuştuğunuzda insanları yeniden hayata döndürmek için bu diskleri kullanacağımız farzediliyor. Ayrıca toplanan diskler belli sayılara ulaştıkça, ödül olarak yeni daha güçlü silahlar verilemekte. Tutorial’dan bir teleport aracılığı ile yuvarlak bir platform üzerine geliyoruz. Platform, üzerlerinde Club, Lunch, Bank, Casino, Hotel, Police isimleri yazan altı kapıya köprüler ile bağlanmış. Her kapı farklı bir bölüm ve her bölümde size verilen görevi yerine getirmeye çalışıyorsunuz. Utopia City’den kurtuluşun yolu, bu altı bölümü tamamlamaktan geçiyor.


Yapay zeka fazla yapay


Yapımcı firma oyunu tarif ederken, oyuncuların seçim yapma hakları olduğunu söylüyor. Utopia’ya ve onun yasalarına boyun eğip kabullenebilir veya kendillerini serbest kılmanın yollarını arayabileceğinden bahsedilmiş. Malesef hiçbir şekilde seçim yolu olduğunu göremedim. Tek düze bir ilerleyiş, önüne çıkanı öldürden başka birşey bulunmamakta. Yapay zeka için de çok iyi şeyler söyleyemeyeceğim. Daha önce odada olmayan bir düşman, odaya girdiği anda nerede olduğunuzu biliyor. Hedef belli, direk size kitlenmiş şekilde üzerinize geliyorlar. Yerinde duramayan askerler, hedef olmamak için hiç durmadan sağa sola koşturuyor. Bazen nişan almak çok güçleşiyor. Sağa sola gelişine kurşun sıkıyorsunuz. Stratejiden eser yok, bileğe kuvvet en hızlı olan öldürür mantığı geçerli. Malesef bölüm tasarımları da yaratıcılıktan yoksun. Eğer yol ikiye ayrılıyorsa bir taraf modellenmiş, diğer taraf simetriği alınmış; Göze hoş gelen grafikler, birbirinin aynı olan mekan tasarımları yüzünden gölgelenmekte.


Son olarak...


Çevresel bir ses sistemi kullanıyorsanız, EAX desteği sayesinde seslerden daha fazla zevk alabilirsiniz. Güzel grafikli, ancak yaratıcı olmayan bölüm tasarımları oyunu tek düzeliğe itiyor. Yapay zekanın yapaylığı ve bazen adamınızın biryerlere takılıp kalması sinir harbi yaşatmakta. Bir yapımda önüne geleni öldürmekten başka birşey aramıyorsanız, bu oyunu alabilirsiniz. Piyasada çok daha güzel FPS’ler varken önceliği Utopia City’ye vermeniz yazık olur. Hele ki Half Life 2: Episode 1 yeni çıkmışken.
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive