Şu anda Max Payne elime geçeli sadece 1 gün oluyor... Ve oyun bitti! İşte 6 yıllık bekleyişin 24 saat süren hikayesi.
Evet, dün elimize ulaşan Max Payne'e bir yandan ben, bir yandan da Tuğbek aç kurtlar gibi saldırdık. Hiçbir sorunla karşılaşmadan kurulan oyundan max. performans almak için ekran kartı sürücülerinizin en son sürücülerini kurmanızı tavsiye ediyorum. Nvidia işlemcili ekran kartı sahipleri hemen
www.nvidia.com adresine gitsinler ve 12.41 sürücülerini indirmeye başlasınlar.
Max Payne, 6 yıldır şişirilip şişirilip yere göğe sığdırılamayan bir oyun oldu. Çok az oyun bu kadar merakla beklenmitir herhalde. Oyunu makinalara kurduktan sonra, ilk önce grafik şokunu atlatmamız gerekti. Gerçekten, screenshot'larda gördüklerimiz abartı değilmiş. Mermiler havada uçuşuyor, çarptıkları yer yüzeyden gerçeğe yakın partiküller uçuşuyordu (delinen duvardan beton tozlarının akması vs.). Ve ağır çekim olayı da tam olması gerektiği gibi: Oyuna katılan estetik bir incelik değil, oyunda başarılı olmak için gereken çok önemli bir etken. Çarpışmalar o kadar yoğun geçiyor ki ve o kadar çabuk ölebiliyorsunuz ki, ağır çekime geçmeden oyunu bitirmeyi düşünmek bile imkansız. Ayrıca, ağır çekimde siz avantajlı durumdasınız, çünkü hem düşmanlarınızın hareketlerini ve hatta mermilerini çok rahat takip edebiliyor, hem de normal hızda nişan alabiliyorsunuz.
Neyse, bu haberi full-time bir incelemeye dönüştürmek değil amacım. Amacım, "AMANIN MAX PAYNE GELDİ!!!" diyerek bilgisayarcılara hücum edecek olanlara biraz da oyunun daha önce hiçbir yerde bahsedilmemiş kötü yönlerinden bahsetmek. Kısaca:
1 - Şimdiye kadar farketmişsinizdir, oyun inanılmaz derecede kısa. 14-15 saatte bitirebilirsiniz. Tabii bu bizim oyun tüketim canavarı olmamızdan kaynaklanıyor da olabilir ama, siz bilirsiniz.
2- Kısa olmasına kısa, ama oyun bitirince yeni oyun modları açılıyor. Bu modları henüz deneme fırsatım olmadı, sıcağı sıcağına size haber geçmek istedim "A New York Minute" ve "Hard Boiled" zorluk seviyeleri oyunu ilk bitirdiğinizde açılacak. Umarım bunlar oyunun ömrünü uzatır, çünkü oyunda HİÇ MULTIPLAY DESTEĞİ YOK!
3- Grafikler dehşet güzel, üstelik söylendiği gibi P4 1000 falan da istemiyor. Ben AMD500, 32 MB Ge-Force 2 ve 256 Ram'de oynadım. Sıfır sorun. Bir başka arkadaşımız (Omeen, geri gel, oyunu alıp kaçtın hemen!) Voodoo 3 ekran kartı ve 128 Ram'le en yüksek detay seviyesinde sorunsuz oynadığını söyledi.
4- Konu klişe, ailesi öldürülen polis intikam peşinde. Ama iyi işlense zevkli olabilecek bir konu, iyi işlenemediği için harcanmış (bence)
5- Ve işte en can alıcı kısım: Ağır çekimler, mükemmel grafikler, havalarda John Woo tarzı çatışma sahneleri falan güzel de, oyunun tamamının bunlardan oluşması bir süre sonra sıkıyor. Eğer ölesiye Action hayranı iseniz, Max Payne'e biteceksiniz, diğerlerinin bir süre sonra sıkılacaklarını sanıyorum. Ama bu oyunun kötü olduğunu veya yarıda bırakacağınız falan anlamına gelmiyor....
Kısacası: Max Payne, 6 yıllık bekleyişin ardından beklediğimiz "OYUN PİYASASINI BAŞTAN YARATACAK" oyun maalesef değil. Ama çok iyi bir oyun olduğu da su götürmez bir gerçek. Çok daha detaylı ve derinlemesine bir inceleme bulacaksınız Eylül sayımızda. Ama 16 saatlik non-stop bir seanstan sonra benim görüşüm; Max Payne ancak Level Hit olabilir, Level Klasik değil...
