Gönderen Konu: MDK 2  (Okunma sayısı 412 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
MDK 2
« : 02 Ağustos 2007, 20:29:52 »
Öncelikle MDK 1'i oynamamışlar için kısa bir bilgi verelim. MDK 1 3D Action türünde, hızlı ve heyecanlı çok güzel bir oyundu. Elinizdeki silahla, üçüncü gözden gösterilecek şekilde ekranlar dolusu level'ı gezip, az biraz da bir iki ufak bulmacayı çözüp, bayağı hareketli bir action filmindeymişçesine ortalığa mermi falan yağdırarak evreni kurtarıyorduk. Ama evren bu, başıboş sakin bir şekilde uslu uslu yerinde durmaz ki; yine başını belaya sokmuş bir şekilde bizi bekliyor. Neyse, güzelim MDK oyunun devamı MDK 2 en sonunda bilgisayarcı raflarına düştü. Bize de onu incelemek kalıyor. Bakalım serinin ikinci oyunu nasıl birşey?

GENEL BAKIŞ

Öncelikle oyunun grafiklerine, seslerine falan bakalım sonra detaylara ineriz. Grafikler oldukça iyi. Özellikle çözünürlüğü arttırdıysanız, bayağı gerçekçi ve pürüzsüz ekranlarda oynuyorsunuz. Karakterler ve mekanlara verilen önem belli oluyor. Sesler bayağı iyi ve temiz. Bir oyunda olması gerektiği gibi. Müzikler gaza getirici. Oyunun havasına kendinizi kaptırmanıza yol açacak biçimde hazırlanmışlar.

Oynanabilirlik derseniz eğer, çok rahat derim. Hiç zorlanmadan klavye ve mouse ikilisinin uyumlu birleşimiyle oluşmuş kontroller, yerli yerinde kamera açılarıyla birleşince ortaya harika bir oynanabilirliğin çıktığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Zaten kontrollere alışmanız için tutorial görevler de var.

Atmosfer ise kusursuz derecede. Eh, iyi grafikler, güzel ses ve müzik ve çok rahat bir oynanabilirlik haliyle mükemmel bir atmosfer sağlıyor size.

Görüldüğü gibi iyi bir oyunun size sağlaması gereken herşeye fazlasıyla sahip MDK 2. O zaman gelelim oyunun detaylarına...

DETAYLAR

Oyun 8 bölümden oluşuyor. Ancak hemen kaçmayın. Burada sekiz devasa bölümden bahsediyorum. Şunu söylemeliyim ki bölümler gerçekten çok uzun. Ayrıca her bölüm kendi içinde sub-level'lara ayrılmış durumda. Bölümler sadece düşmanları öldürmekle sınırlı değil. Karşılaşabileceğiniz bulmacaları da çözmelisiniz. Ancak elbette Gabriel Knight 3'deki kadar zor değiller. Karşımızda bir action oyunu duruyor. Bilmeceler de action oyununda olması gerektiği gibi ve kolaylıkla çözebileceğiniz türde hazırlanmışlar. Neyse, bir bölüm içindeki tüm sub-level'ları geçtikten sonra bölüm sonu canavarıyla yüzleşmelisiniz. Genellikle normal silahlarla yok edilemeyen bu "boss"'lar bazı mekanizmaları harekete geçirmekle veya zayıf noktalarına ateş etmekle ölüyorlar. İşini bitirdiğiniz zaman ise şık bir demo sizi bekliyor olacak.

Ve oyunun en can alıcı özelliğine geldik. Oyunda tamı tamına üç tane ayrı karakteri yönetme hakkına sahipsiniz. Bunları kendiniz seçemeyeceğiniz gibi, bölüme göre kendileri otomatik olarak yönetiminiz altına veriliyorlar. Bu karakterlere bir göz atarsak:

Kurt Hectic: İlk oyundaki karakterimiz elbette buradaki yerini de almış durumda. Bilmeyenler için özelliklerine bakalım. Bu arkadaş Dr. Hawkins'in sıradan bir yardımcısıyken, doktorun üstün zekasının bir ürünü olan kıyafet sayesinde gerçek bir süper kahraman olmuştur. Kıyafet ona hem muhteşem bir zırh, hem mermisi tükenmeyen bir makineli tüfek, hem 75x'e kadar zoom yapabilen bir sniper hem de eşi benzeri olmayan bir paraşüt sağlamaktadır. Muhteşem hızı ve karizması sayesinde Kurt oyundaki favori karakteriniz olacaktır.

Max: İnsan boyutlarında, iki ayağı, dört tane de eli bulunan bu 1920'lerin mafyasından fırlama robot köpek, dört eliyle dört silah kullanabilir, Dr. Hawkins'in onun için özel ürettiği ve mermisi tükenmeyen magnumu ile etrafa dehşet saçabilir, kendisine has jetpack'i sayesinde uçabilir ve tüm bunları yaparken de ağzından purosunu hiç düşürmeyecek kadar becerikli ve bir o kadar da zekidir. Ancak demin bahsettiğim jetpack'i öncelikle bulmanız gerekiyor.

Dr. Hawkins: Kurt Hectic'e o süper kahramanlık için gerekli olan elbiseyi sağlayan, Max'i üreten dahi adam Dr. Hawkins elbette ki unutulmamış. Ancak ne yazık ki silah kullanamaz. Ama diğerlerinin yapamadığı şeyleri yapabilir ki bunların arasında tost ekmeğiyle tost makinesini plütonyumla karıştırıp, atomik bir nükleer tost atıcısı yapmak bile var! Yani etrafta bulduğunuz nesnelerle değişik kombinasyonlar uygulayıp, kendinize çok ilginç ama bir o kadar da aptalca silahlar yapmalısınız. Ancak yine de çok geniş bir hayal gücü, inanılmaz bir şekilde gelişmiş zekası ve dünyadaki tüm insanların toplam IQ'suna sahip olan bilim adamımız Dr. Hawkins'i yönetmek, diğer iki karakteri yönetmekten daha sıkıcı. Doktorun sağ ve sol elinin inventory'si ayrı ayrıdır. Cisimleri buradan teker teker seçip birleştirmelisiniz.

Yazının sonu geldi ancak daha en azından bir 1000 karakter daha yazmam gerekiyor. O zaman size ilk bölüm için bazı tüyolar vereyim. Evet, hazırsanız başlıyorum...

İlk bölümde Kurt'u yönetiyoruz. Yörüngedeki gemimizden aşağı atlıyoruz. Aşağıdan gelen lazerlerden ve güdümlü mermilerden kaçmaya çalışın. Yere inince Doktor’un dediklarini aynen yapın (eğitim bölümü gibi birşey). Bir sonraki odada yaratığın elinde tuttuğu hedef tahtasını sniper’la vurun. Daha sonraki odada da herkesi temizledikten sonra elektrikli küreyi sniper’la vurup, Fan’ın üzerinde paraşütü açarak çıkışa doğru yükselin. Kapıları, mekanizmaları, fanları, vs açmak için daha önce belirttiğim küçük elektrikli küreleri sniper’la vurmamız gerektiğini farkettiniz sanırım. Oyunun geri kalanında da bu böyle olacak. Bu küreler bir anahtar görevi görüyorlar.

Çoğunlukla rasgele ama az da olsa bazen belli bir sıra ile vurmak gerekebiliyor. Bu bölümde tavana monte edilmiş lazerler var. Bunları sadece sniper’la vurabiliyoruz. Bu bölümün sonunda çıkan yaratığı yenmek için merkezinde bulunan 4 anahtar küreyi snipler’layın. Durun daha bitmedi. Bundan sonra ortaya aynı yerde tek bir küre çıkacak. Onu da vurun. Ve uçan aletin kullanıcısı korumasız olarak karşımızda duruyor. Şimdi geminin içindeki yaratığı sniper’la vuralım. Yaratık gemisini terkedip üzerimize atlayacak. Decoy fırlatalım ve bu bölümde bulabileceğimiz Super Chaingun’ı yaratığın üzerine boşaltalım. Birinci bölüm böyle. Diğer bölümlerde de başınız çaresine bakarsınız artık:)

BİTİRİYORUZ

Oyunun bölümleri oldukça karmaşık. Sekiz tane olduğu için geçilmesi zor bölümler yapmışlar. Bazen düşmanlardan çok ayrıntılara takılabilirsiniz. Geçemediğiniz bir yer olursa mutlaka etrafı defalarca dolaşın, gözünüzden kaçmış bir yer vardır. Bazen özel bir karenin içinde olmanız veya belli bir yere ateş etmeniz gerekebilir. Uzun uğraşlardan sonra geçemediğiniz bölümlerde sıkılıp, oyundan çıkmanız da olası birşey. Ama uğraşmak da zevkli olabiliyor. Oyunun belki de tek eksiği ise herhangi bir multiplayer modunun bulunmaması.

Sonuç itibariyle MDK 2'yi tüm action severlere tavsiye ediyorum. MDK 1'i sevmiş olanlar zaten bu oyuna da bayılacaklardır. İlk oyundan hiçbir eksiği yok, daha da geliştirilip güzelleştirilmiş. Benden bu kadar. Gerisi size kalmış...
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive