Gönderen Konu: Need for Speed: Underground  (Okunma sayısı 551 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
Need for Speed: Underground
« : 02 Ağustos 2007, 21:08:03 »
Hız tutkusu, insanları her zaman kendine çeken bir tutkudur. Kimbilir kaç insan bu yüzden ölmüş, yaralanmış, bir şekilde etkilenmiştir? Ancak kazanın sorumlusuna sorduğunuzda alacağınız tek bir cevap vardır: "Yine olsun, yine yaparım!"

Bir de modifiye olayı var ki, o bambaşka bir şey! Aile arabası olarak dizayn edilmiş masum görünümlü bir arabayı (mesela Citroen C3) hem görünüm hem de performans açısından bir canavara dönüştürmek bu işin ustaları için çok da zor değildir. Kendilerine Murat 124 verseniz size tanıyamayacağınız bir halde teslim edecek olan bu yüce insanlar, düşünüp taşınıp "madem bu arabaları yapıyoruz, hadi yarıştıralım!" mantığıyla modifiye arabalarla sokak yarışlarını icat etmişlerdir. İyi de yapmışlar, yoksa ben her egzoz sesinde cama yapışıp, bilgisayarı her açtığımda Need For Speed: Underground adlı harika oyunu oynayamazdım.

Vrnn!...

Need For Speed: Underground, Midnight Club 2'ye çok benzediği için yazı sırasında bazı karşılaştırmalar yapacağım. Ayrıca benim ekran kartım GeForce 2 MX 400 olduğu için, grafiklerdeki yansıma ve detay gibi şeyler ya yok, ya da çok düşük. Bunları anlatırken Internet kafedeki tecrübelerime dayanacak ve oyunun gerçek grafik kapasitesini görebilmeniz için bazı ekran görüntülerini arkadaşımdan alacağım (siyah arabalı olanlar benim, diğerleri arkadaşımın). Şimdi yazıya gönül rahatlığıyla başlayabilirim...

Need For Speed: Underground, tamamiyle sokak yarışları üzerine kurulu bir oyun. Oyun oldukça güzel ve ana fikrini anlatan bir videoyla açılıyor. Ardından bir sürücü profili yaratmamız isteniyor.

Oyunun asıl noktası, 111 yarıştan oluşan uzun bir maratonu kapsayan bir "underground" kariyeri. Go Underground seçeneği ile girdiğiniz bu mod, sizi ilk olarak bir test yarışına tabii tutuyor. Bu yarışı kazanırsanız, ilk arabanızı seçme hakkını kazanıyorsunuz. Sonra seçtiğiniz bu aracı çeşitli modifiyelerle görsel açıdan ve performans açısından geliştiriyorsunuz. Arabanız geliştikçe yarışları daha kolay kazanıyorsunuz, yarışları kazandıkça yeni yarışlar açılıyor, yeni yarışlarla birlikte yeni modifiye seçenekleri açılıyor, yeni arabalar, değiş-tokuşlar, turnuvalar derken bir de bakmışsınız ki oyunun başından kalkamıyorsunuz. Şimdi yarış türlerini tanıyalım.

Circuit, genel olarak diğer araba yarışlarından alışık olduğumuz çok turlu ve genelde 3 rakip ile yaptığınız yarış. Bitiş çizgisine birinci olarak varmanız gerektiğini söylememe gerek yok herhalde?

Sprint, tek turluk ama Circuit'e göre daha uzun olan bir yolda yarıştığınız yarış türü. Bunda da genelde 3 rakibiniz oluyor.

Drag, bence oyunun en zevkli yarışı. Düz bir rotada, yine genelde 3 rakibe karşı yarıştığınız, tamamiyle vites ve şerit değiştirme üzerine kurulu bir yarış türü. Eğer otomatik şanzıman kullanıyorsanız bu yarışta zorunlu olarak manuel'e geçiyorsunuz. Çünkü dediğim gibi, olay zaten vites değiştirme üzerine kurulu. Ekranın sağ tarafı tamamen devir saatinizle kaplanıyor. İbre kırmızı bölgelere gelmeden biraz önce ya da kırmızı bölgelerin başında yeşil oluyor. İbrenin yeşil olduğu zaman vites değiştirmeniz gerekiyor. Kalkışta da aynı şey geçerli. Eğer bunu tam zamanında yaparsanız "Perfect Shift", biraz geç ya da erken değiştirirseniz "Good Shift", çok erken değiştirirseniz "Short Shift" ve çok geç değiştirirseniz "Over Rev" yaparsınız. Ne kadar iyi zamanlama, o kadar hız demek oluyor bu da. Motoru aşırı devir yaparak zorlarsanız motorunuz yanar ve yarış dışı kalırsınız. Herhangi bir şeye çarpıp arabanızın yerden kalkmasına ya da spin atmasına neden olursanız da yarış dışı kalırsınız. Şerit değiştirmek için bir kere sağ ya da sol tuşa basmanız yeterli, otomatikman diğer şeride geçiyorsunuz.


Drift'te ise, bol virajlı kısa bir pistte birkaç tur içinde (tur sayısı genelde dört oluyor) arabanızı kaydırarak puanlar kazanmanız ve bu puanlarla birinci olmanız isteniyor. Drift pistleri normalden çok daha fazla kaygan, o yüzden kayma konusunda bir endişeniz olmasın. Kaymayı ne kadar hızlı yapar ve ne kadar çok dönerseniz o kadar fazla puan alırsınız. Kaymaya devam ederek zincirleme hareketler yapabilir ve böylece abartı puanlara ulaşabilirsiniz. Ancak dikkat edin, duvara dokunduğunuz anda o hareketten alacağınız bütün puanlarınız yanar! Böylece oyun size 36000 puanlık bir kombonun yanmasının neden olduğu sinir krizlerinizi de kontrol altına almanızı öğretiyor. Çok yararlı şeyler bu bilgisayar oyunları canım.

Egzoz Yanıyor Galiba

Gelelim modifiye seçeneklerine. Arabayı ilk masum haliyle aldığınızda yapabileceğiniz çok az şey var. Ancak yarış kazandıkça yeni modifiye seçenekleri açılıyor. Her modifiye alanı (ön tampon, lastikler, neon, egzoz vs.) 3 seviyeye ayrılmış. Level 1 en düşük, Level 3 ise en yüksek upgradeler yani.

Görsel açıdan yaptığınız modifiyeler sizin "Reputation Multiplier"'ınızı artırıyor. Bu diğerlerinin gözünde sizin değeriniz diyebilirim. Her yarışta yaptığınız atraksiyonlarla (öndeki arabanın arkasına yapışma, trafikteki arabaları kılpayı geçme vs.) kazanacağınız Style Point'ler bu Reputation Multiplier ile çarpılıyor ve sizin hanenize ekleniyor. Reputation Multiplier en fazla 5 olabiliyor.

Aracınızın performansını da motor, lastik, şanzıman gibi şeylerini modifiye ederek yükseltiyorsunuz. Performans üç açıdan değerlendiriliyor, aracınızın hızlanması (Acceleration), maksimum hızı (Top Speed) ve yol tutuşu (Handling). Bir de Nitro olayı var ki o bambaşka bir şey. Asıl adı Nitrous Oxide olan bu madde, nitro tuşuna bastığınızda aracınıza bitene kadar ekstra bir güç sağlıyor. Level 3'de sahip olabileceğiniz maksimum nitro miktarını elde ediyorsunuz. Bu konuda bir güzellik ise nitroyu ne kadar kullanacağınıza sizin karar vermeniz. Midnight Club 2'de tek basışınızla bir nitroyu bitiriyordunuz. Bunda ise ister azar azar, ister tek seferde hepsini kullanabiliyorsunuz.

Abi Kaç Basıyo Bu?

Oyunun grafikleri tek kelimeyle mükemmel. Özellikle arabalar muhteşem olmuş. Benim GeForce 2 MX 400'ümde (bu oyunun minimum gereksinimlerinden biri) yansımalar yokken, detay seviyesi düşükken her şeyi kapatmışken bile çok güzel gözüküyor. Arkadaşımda ve Internet kafede ise oyunun maksimum detaydaki grafiklerini gördüm ve gerçekle arasında tek bir fark bulamadım. Ehm.. karton ağaçlar dışında...

Sesleri ise oldukça güzel. Arabaların sesleri birbirlerine çok benziyor ama aralarındaki fark da fark edilmiyor değil. Müzikler ise aslında güzel ama ben sevmedim. Çünkü bir metalci olarak rap ve punk gibi türleri hiç sevmem ve bu oyunda da hep onlar var. Keşke Midnight Club 2'deki gibi istediğimiz mp3'leri koyabilme imkanımız olsaydı (belki vardır da ben bulamamışımdır).

Oynanılabilirliği düşürecek pek bir etken göremedim. Oyun oldukça kolay ve az tuşla oynanabiliyor.

Atmosfer de çok güzel. Oyunun başından kalkamıyorsunuz. Her yarış sizi daha da hırslandırıyor, kaybettiğiniz yarışlar saç baş yolduruyor, ancak bu sizi oyunun içine daha da çekiyor. Bir de benim gibi Mitsubishi Eclipse aşığı olup onu açana kadar rahat edemeyecek tiplerdenseniz...

Elinize Sağlık

Genel olarak Need For Speed: Underground, oldukça güzel ve eğlenceli bir oyun olmuş. Herkese alıp oynamasını tavsiye ediyorum, tabii eğer sisteminize güveniyorsanız. Son sözüm şu; Bu oyunu sınav haftasında almayın!
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive