Her hafta maçları izliyorum televizyondan. Bazen arkadaşlarımla, bazen yalnız. Ama PES’ten sonra bir şeyler ters gitmeye başladı. Artık maçları izlerken daha farklı tepkiler veriyorum. Mesela Marco topla ilerlerken “Üçgen!”, Luciano topla defanstan çıkarken “L1, Daire!” diyebiliyorum içimden. Veya karşı takım kaleciyle karşı karşıya kaldığında Rüştü’yü çıkarmak için farkında olmadan parmağımı elimdeki kaşarlı sandviçte basılı tutuyorum. Şaka yapmıyorum, bunlar gerçekten oluyor.
PES 4, geçen yıl olduğu gibi, bu yıl da PS2 versiyonundan birebir olarak PC’ye çevrilmiş. Aslına bakarsanız, oyunun PS2 versiyonundan -kontrol sistemi ve online seçeneği dışında- farkı yok. Ancak PES 3’teki (PC) teknik problemlere de (ağırlık vs) oyunda rastlamıyoruz. Bu da ilk iyi haber.
Modlar, PES 3’tekilerle aynı: Cup (International, European, African, American, Asia-Oceanion ve Konami), League, Master League ve Training. League modunda bazı yenilikler var. Gerçek olmayan oyuncular ve takımlar, PES serisinin en çok eleştirilen yanlarından biri. PES 4’te de liglerin tamamı lisanslı değil. Ancak bu kez daha fazla lig lisanslı olarak oyunda yer alıyor. Bunlar; İtalya, İspanya ve Hollanda (oyuncular ve takımlarla birlikte). Diğer liglerse yine lisanssız. Bu çok büyük bir sorun değil aslında. Çünkü az da olsa, lisanslı oyuncuların gerçekleriyle neredeyse aynı olması bir avantaj.
Master League modunda da birkaç değişiklik var. Match modundaki lisanslı/lisanssız takımlarla da Master League’e katılabiliyorsunuz. Buna ek olarak, teknik açıdan da bu mod yenilenmiş. Artık oyuncularınıza kondisyon çalıştırması yaptırabiliyorsunuz. PS2 incelemesinde de bahsettiğim gibi, ana ekrandaki Regulate Condition seçeneğiyle takımınızın kondisyonunu artırmak için antrenman maçı yaptırabiliyorsunuz. Kondisyonunuz kötüye gittiği zaman bu size bir uyarı mesajıyla bildiriliyor. Locker Room seçeneğiyle de diğer takımlar hakkında detaylı istatistiklere ulaşabiliyorsunuz. İyi takip ederseniz, Locker Room çok işe yarıyor.
Her yıl olduğu gibi, Konami bu yıl da oynanışı daha gerçekçi bir hale getirmeyi başarmış. İlk başta, oyun eskisinden daha ağır. Oyuncular daha ağır koşuyor, daha ağır hareket ediyorlar. Her ne kadar PES 3’ün hızı dikkatimizi pek çekmemiş olsa da, PES 4’ün hızı oyunu daha dengeli bir hale getirmiş. Oyuncular sadece koşarlarken değil, şut çekerlerken ve çalım atarlarken de daha ağır hareket ediyorlar artık. Bu aynı zamanda adam geçmeyi de zorlaştırıyor. PES 3’te olduğu gibi topu kendi kalenizden alıp orta sahaya kadar taşımak neredeyse imkânsız. Çünkü sadece topsuz alanda değil, topla birlikte de daha ağırsınız eskisine oranla. Rakip futbolcularsa tam tersine hızlı hareket ediyorlar. PES 3’teki gibi peşinize bir adam takıp ilerlemeye çalıştığınız zamansa hakem genellikle faul çalıyor. Bunlar oyunu daha gerçekçi bir hale getiriyor ve sizi daha fazla pas yapmaya, oyun kurmaya zorluyor.
Tabiî değişen tek şey oyunun hızı ve oyuncuların hareketleri değil. Oyundaki asıl yenilik topun fizik modellemesi. PES 3’teki fizik modellemesinde bir sorun olduğu anlamına gelmiyor bu yenilik. Sadece, oyunun genelinde olduğu gibi topun da hareketi ağırlaştırılmış.
