Gönderen Konu: Rise of Nations  (Okunma sayısı 532 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
Rise of Nations
« : 02 Ağustos 2007, 21:24:16 »
İnsanoğlu, yeryüzünde geçirdiği zaman süresince sürekli evrim geçirip kendini geliştirmiştir. İster büyük olsun, ister küçük olsun, bu gelişmeler bizim için çok büyük bir önem taşımaktadır. Çağlar atlanır, imparatorluklar yıkılır, sömürgecilik yapılır... Ama nükleer füze de icat etse, tekerleği de geliştirse yine insan aynı insandır!

Rise of Nations da insanoğlunun çağlar boyunca gelişmesini ve büyümesini taban alan bir oyun. Her ne kadar karanlık çağı kapsamasa da, insanlığın "hatırlanan" tarihte ne yaptığını oynamamıza imkan veren bir oyun.

Abi Gel Çağ Atlayalım

Rise of Nations, şu ana kadar oynadığımız stratejilerden kesinlikle farklı bir oyun. Diğer stratejilerden farklı bir şekilde kaynak topluyor, farklı bir şekilde üs kurup haritayı geziyorsunuz.

İlk başta ırklardan bahsedelim. Artık ırkınıza ve düşmanın ırkına göre oyun tarzınızı belirlemeniz gerekiyor. Mesela, hücumda güçlü olan bir ırkı seçip sürekli defans yapmayı beklerseniz zorlanırsınız. Ya da ırkınızın diğer ırklara göre daha güçlü olduğu çağda saldırmanız size büyük bir avantaj sağlayacaktır. Veya bütün Wonder'ları (özel binalar, mesela Özgürlük Heykeli, Piramitler, Eyfel Kulesi, vs.) normalden bir çağ önce yapabilen Mısırlılar'ı seçip bu Wonder'ları avantajınıza kullanabilirseniz herkezi ezebilirsiniz. Bu örnekler oyunun içinde daha çok var ama hepsini sayacak değilim (aklıma gelmedi).

Wonder demiştim. Bu Wonder'lar size sürekli birim üretebildikleri gibi (Terra Cota Army) bütün kara ve hava birliklerinizi upgrade de edebiliyor (Özgürlük Heykeli), ya da bütün upgrade'lerin anında olmasını sağlayabiliyorlar (Super Collider). Ayrıca bu Wonder'lar şehrinize harika bir görüntü katıyor, özellikle bir platformun üstünde onlarca çamurdan asker heykeli olan Terra Cota Army, teknoloji olayını aştığınızı simgeleyen Super Collider ve şehrin en tepesine yükselen Özgürlük Heykeli harika gözüküyor. Güzel durduğu için iki örnekte de onları verdim zaten.

Artık Town Center'lar da yok. Onun yerine şehirler kurup o şehrin sınırları içine binalar yapıyorsunuz. Her şehrin ırkınıza göre bir ismi otomatikman oluyor (Türk iseniz Ankara veya İstanbul mesela). Bu ismi istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Şehirlerin maksimum çiftlik kapasitesi var. Ayrıca her şehre sadece bir Wonder yapılabiliyor (Mısırlılar iki tane yapabiliyor). Ayrıca yaptığınız Market'lerden ürettiğiniz Caravan'lar şehirleriniz arasında gezip para topluyor. Eğer müttefikleriniz varsa Caravanlarınızın müttefiğinizin şehri ile sizin şehriniz arasında dolaşabilmesini de sağlayabiliyorsunuz.

Oyunda duvar öremiyorsunuz. Ancak şehir sınırlarınız zaten duvar! Eğer bir düşman birliği (scout hariç) sizin topraklarınıza girerse, sürekli hasar görüyor, oldukça mantıklı ve gerçekçi bir savunma yolu bu. Bu hasar alma sisteminin ismi Attrition. Bazı araştırmalar ile bu Attrition'un etkisini artırabiliyorsunuz. Ancak düşman birliklerinin yanında birkaç Supply Wagon da getirirse, bu Supply Wagonlar belli bir alan içindeki askerleri Attrition'dan koruyor, daha doğrusu etkisini azaltıyor. Attrition, müttefiklerinizin sınırları içinde işlemiyor. Bu arada Attrition'u geliştirmek için yapmanız gereken araştırmanın bir seviyesinde ismi Nationalism ve sembolü de selam veren Ruslar. Küçük ama hoş bir ayrıntı. Gerçi milliyetçilik nasıl "araştırılabilir", o ayrı konu.

Oyundaki kaynak sistemi de farklı. Belli bir zamanda elde edebileceğiniz kaynak sınırlı. Bu sınır ilgili araştırmaları yaptıkça yükseliyor. Altın para olarak geçiyor, eskisi gibi (eskisi derken Age of Empires'dan bahsediyorum) kazarak çıkartmıyorsunuz, dediğim gibi şehirler arası ticaret yapan Caravan'larınız size belli bir miktar altın getiriyorlar. Odun toplamak için de ağaçlık bir alana Woodcutter Camp yapmalısınız. Bu kamplarda belli bir sayıda köylünüz odun topluyor, mesela bir kampınız var ve o 5 kişilik. Siz 6 köylü ile odun toplamak istiyorsunuz. Sadece 5'i o kampta çalışabilir, diğeri için yeni bir kamp yapmalısınız. Bilgi de bir kaynak olarak geçiyor ve üniversitede yaptığınız öğretim görevlileriyle bunu sağlıyorsunuz. Diğer kaynaklar da yemek ve metal. Metali yine kazarak çıkartıyorsunuz ve Woodcutter Camp ile aynı şekilde çalışıyor. Yemeği ise çiftliklerle elde ediyorsunuz. Yine küçük bir ayrıntı ama çiftlikler tavuk çiftliği, koyun çiftliği veya tarla olabiliyor. Ayrıca Market'dan kaynak alışverişi yapabiliyorsunuz. Mesela bol bol paranız varsa ama metale de ihtiyacınız varsa parayı bastırıp metali alabiliyorsunuz. Burada da gerçek hayattaki ekonomi sistemi var, mesela metali üst üste birkaç kere aldınız, gittikçe pahalılaşıyor ve satış fiyatınız azalıyor.

Haritada genellikle birkaç çeşit özel kaynak bulunuyor. Bu kaynaklara pamuğu ve elması örnek verebiliriz. Bunlar size bazı özel avantajlar sağlıyor ve belirli zamanlarda çıkıyor. Ayrıca ileri çağlarda ortaya çıkan petrol de normal bir kaynak olmaya başlıyor. Gerçi petrol her zaman vardı ama kimse işlemesini bilmiyordu değil mi?

Savaşsak Mı Acaba?

Her stratejinin vazgeçilmezi diplomasi burada da var. Siz güzel güzel üç kişilik haritanızda diğerlerinden daha hızlı gelişip büyürken birden taraflardan biri "Siz harikasınız, süpersiniz, sizden öğrenecek çok şeyimiz var, şu 500 odunu alıp ittifak kursak fena olmaz mı ?!" diyebilir. Kabul edip etmemek de size kalmış. İsterseniz kabul edip önce tek kalan zavallıyı ezin, sonra ittifağı bozup eski dostunuzu halledin.
Savaşın götürülerinin yanı sıra getirileri de var tabi. Bir şehrin merkezini yıktıktan sonra kara birliklerinizle orayı ele geçirmeniz gerekiyor, yoksa o merkez zamanla tekrar eski haline döndürülebiliyor. Merkezi ele geçirdikten sonra şehirdeki binaları tamamen yıkarak ve Caravanları öldürerek bayağı bir kaynak yağmalayabilirsiniz.

Dikkat etmeniz gereken önemli bir nokta ise teknolojide ilerlemeniz. Eğer Osmanlı'nın gerçekte yaptığı hatayı siz de yapar ve teknolojik açıdan geç gelişirseniz, siz düşmana kılıçlar ve mızraklarla saldırırken o tek bir düğmeyle kafanıza nükleer füzeyi bırakabilir. Ya da önceki örnekteki kadar geri kalmayıp nükleer füzeyi geliştirdiğinizi varsayalım. Siz düşmana füzeyi yollarsınız ama adam füze kalkanını çoktan kurmuştur bile! Zaten sayıca üstün ama biraz geri kalmış ordular kurup işgal etmeyi unutun, çünkü bir birimi yaptıkça değeri artıyor ve ilk yaptığınız birimle yirminci biriminiz arasında dağlar kadar fiyat farkı olabiliyor.

Nükleer füze demişken, oyunda nükleer füze olayını abartmamanız için Armageddon diye bir şey konmuş. Her nükleer füze attığınızda bu Armageddon sayısı aşağı iniyor ve 0 olduğunda da herkes oyunu kaybediyor. Oldukça yaratıcı ve güzel bir özellik.
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive