Gönderen Konu: Starsiege  (Okunma sayısı 533 defa)

Çevrimdışı melih123

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 12.490
  • Puan 2352
  • Cinsiyet: Bay
    • MSN Messenger - steve_melih@hotmail.com
    • Profili Görüntüle
Starsiege
« : 30 Aralık 2007, 22:31:24 »
Karanlığın içinden dev savaş makinelerinin toprağı döven ayaklarının sesiydi duyduğum, bu son savaştı, kıyametti. Ve insanoğlu bu savaşı daha en başından kaybetmişti...


 
Aslında bu yeni bir oyun değil, daha doğrusu yabancı olduğunuz bir konu değil. Savaş robotlarıyla yakından ilgilenenler ve onları konu alan her oyunu oynayanlarınız, eminim EarthSiege 1 ve 2 adlı oyunları hatırlarlar. İşte StarSiege bu serinin üçüncü oyunu, ancak bu defa senaryo sadece dünya üzerinde geçmediğinden yapımcılar oyunun adını bu şekilde değiştirmeyi uygun görmüşler.
EarthSiege serilerini oynadıysanız, o zaman isyancı yapay zeka Prometheus ve onun çocukları Cybrid ırkının, acınası hayvanlar olarak gördükleri insan ırkını yoketmek için nasıl bir savaş verdiklerini biliyorsunuz demektir. StarSiege bu çatışmaya iki farklı açıdan yaklaşarak konuyu daha da derin bir biçimde işlemeyi amaçlamış. Sadece insanların değil, diğer tarafın görevlerini de oynuyorsunuz, yani iki ana senaryo mevcut. İnsan senaryosunu seçerseniz, oyuna Mars kolonisini bağımsız kılmak için çarpışan isyancıların safında başlıyorsunuz. Kısıtlı kaynaklar ve derme çatma araçlarla Mars İmparatorluk Polisi’ne karşı direnmeniz gerekiyor, ancak oyun ilerleyince İmparator Petresun (Epimetheus) tüm donanmayı size karşı gönderiyor ve köşeye sıkışıyorsunuz. Ne var ki, tam o anda, uzun zamandır Güneş Sistemi’nin ücra köşelerinde güç toplayıp, fırsat kollamakta olan Prometheus, var gücüyle Dünya ve kolonilerine saldırıyor. Petresun nasıl bir hata yaptığını farkettiğinde ise artık çok geç oluyor, çünkü Cybrid donanması tüm savunma hatlarını yarıp İmparatorluk kuvvetlerini dağıtıyor. Sıranın kendilerine geldiğini ve durumun ümitsiz olduğunu bilen Mars isyancıları, tek çarenin henüz öldürülmemiş herkesi büyük kargo gemilerine bindirerek uzak yıldızlara doğru göçmek olduğuna karar veriyorlar ve ağır Cybrid saldırısı altında bunu uygulamaya çalışıyorlar. Eğer Cybrid tarafında oynarsanız, o zaman ilk andan itibaren Dünya üzerine yapılan büyük saldırıya katılıyorsunuz, başta tek amacınız insanlığı yoketmek gibi görünse de, zamanla Prometheus’un “üstün” ırkının da aslında göründüğü kadar kusursuz bir birlik içinde olmadığı ortaya çıkıyor.
StarSiege tipik bir robot simülasyonu, görevlere çıkmadan önce konu hakkında brifing almak, eldeki malzemeyi uygun bir biçimde kullanıp savaş araçlarınızı donatmak, yanınıza katacağınız pilotları seçip araçlarına atamak ve sonra da gidip savaşı kazanmak yapılması gereken temel işler. Görevler geçtikçe yeni araçlar, silahlar ve pilotlar emrinize sunuluyor. Bir görevde yanınıza en fazla 3 kanat adamı alabiliyorsunuz, tabii bunların dışında savaş alanında başka dost güçler de bulunabiliyor. Adamlarınızın araçlarını ve tabii kendi aracınızı uygun bir biçimde seçmeli ve donatmalısınız, ayrıca unutmayın ki yardımcılarınız her geçen savaşla daha da tecrübe kazanacaklardır, yani onları sağ tutmaya bakın. Oyunda kullanabileceğiniz 2 temel tip araç mevcut, Herc ve tanklar. Aslında başta hava araçlarına da yer verileceği söylenmiş olmasına rağmen, bu oyunda pek mevcut değiller. İlk oyunda hava araçları büyük rol oynuyordu, o denli gelişmiş bir ordunun hava desteği olmadan savaşması zaten düşünülemez, ancak StarSiege zamanında yetişsin diye programcılar onları devreden çıkarmışlar. Tribes bile bolca hava aracına sahipken, bu oyunda yer verilmemiş olması büyük bir eksiklik ve tabii eksi puan.
Oyunun grafik yapısı hiç kötü değil, özellikle haritalar son derece geniş ve 9 farklı gezegen dekoru kullanılmış. Gerçek zamanlı ışık efektleri oyuna bolca gerçekçilik katıyor. Ne var ki silah ve patlama efektleri o denli iyi değil. Öncelikle silahlar etrafta ve düşman üzerinde pek kalıcı etkiler yapmıyor, savaş esnasında, çok yakındakiler hariç, hedefleri vurup vuramadığınızı anlamak hemen hemen imkansız. Tabii araçlar hasar alınca bazı parçalarını kaybediyorlar, ancak doğrudan düşmanın bacak servosuna ya da omuz topuna nişan alabilmeniz, sizin el maharetinize kalmış birşey. Ayrıca silahlar çeşit olarak bol, ancak sesleri ve atış efektleri pek göz doldurmuyor. Oyun genel olarak, ancak sıradan bir dövüş oyunu kadar karmaşık, çoğuna bu rahat gelebilir, ancak bir robot simülasyonu oynamanın o emek isteyen, zevkli yapısı burada kaybolmuş. Oyun atmosferine gelince, doğru, StarSiege çok daha detaylı bir oyun evrenine sahip, ancak senaryo bolca ara sahneyle ve görev içi olaylarla oyuncuya anlatılmak yerine, basit bir tarih çizelgesine aktarılmış. Bu durum özellikle oyun atmosferine hemen hiç katkıda bulunmuyor, çok kötü bir tasarım hatası bence. Genel olarak baktığımızda, StarSiege daha üzerinde en az 6 ay çalışılması gerekirken, aceleyle piyasaya sürülmüş bir oyun olduğunu resmen haykırıyor. Güzel bir oyun, şu aralar pek alternatifi de yok, ancak beklenenden çok daha vasat bir yapım. Oynadıkça, keşke aceleye getirilmeden yapılsaymış, diyesi geliyor insanın.

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.429
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Star.ge
« Yanıtla #1 : 30 Aralık 2007, 22:33:02 »
Paylaşim için saol