Gönderen Konu: Sword of the Stars  (Okunma sayısı 492 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
Sword of the Stars
« : 08 Ağustos 2007, 19:20:58 »
Her canlı gibi, her dilin de bir doğuş, yaşayış ve ölüş zamanı varsa, bu tez, hemen hemen her kavram için de ortaya sürülebilir elbette ki; o zaman, her oyun türünün de, bir doğuş zamanı, zirveye çıkma zamanı ve ilgiyi kaybetme zamanı vardır. Bu durum, -maalesef- seç ve tıkla macera oyunları için ne kadar geçerliyse, son zamanlarda sıra tabanlı stratejiler için de o kadar geçerli; kim, son zamanlarda, Cilivization IV ve Heroes of Might & Magic dışında yapılmış iyi bir sıra tabanlı strateji gösterebilir?

 Bu sıra tabalı strateji kısırlığı içerisinde, galaksi mücadelelerini taban alan strateji oyunlarını bulmak, daha da büyük bir kısırlığa yol açıyordu. Galactic Civilizations'ın ardından yeni arayışlar içerisine giren uzay temalı sıra tabanlı strateji oyuncuları, bırakalım vasatı, vasatın altında bir oyuna bile razı olacak pozisyona düşmüşlerdi; derken, Sword of the Stars çıkageldi. Geldi de, hoş mu geldi, yoksa eli boş mu geldi; işte sorulması gereken asıl soru bu.

 Sıra tabanlı strateji oyunlarının en büyük sorunu, biz afra tafralı, evhamlı oyuncuları mutlu etmeyi bilmeyip, gereksiz bilgi menüleri ve aşamalarla dolu oluşlarıdır. Kerberos bunun farkına varmış, ya da bilinen yoldan gitmeye üşenmiş olacak ki, Sword of the Stars da fazla bilgiyle haşır neşir olmadan, menülerde fazla zaman geçirmeden, turları tıkır tıkır geçiyoruz. Tek yapmamız gereken, düzenlice hazırlanan research bölümünden aşama aşama gerekli güncellemeleri yapmak, bu güncellemeler doğrultusunda, güçlü gemiler tasarlamak ve uzay seyahatleri yaparak yeni gezegenlerde, yeni koloniler kurarak, galaksideki hakimiyet genişliğimizi büyütmek.

 Ne zaman tek başına kalmış ki bir ırk, savaş üzerine kurulan bir oyunda? Sword of Stars'da da, birbirinden apayrı özelliklere sahip dört ırktan birini seçerek galaksiye dalış yapıyoruz, zaman geçtikçe, tüm ırkların birbirinden hakikaten ne kadar farklı olduğunu anlıyoruz; bu anlama evrelerimiz, genellikle ırklar arasındaki savaşlar sırasında meydana geliyor. Tabii, ortada dört ayrı ırk olur da, bu kasaba hepsine yetebilir mi hiç? Gezegenler ve uydularla dolu kocaman galaksinin içerisine kendini sığdıramayan dört ırk, birbirleriyle savaşmaya başlıyor ve oyunun kurulu olduğu temel yavaş yavaş kendini göstermeye başlıyor: Irklar arası çatışmalar. Karmaşık yapıda olmanın kıyısından dahi geçmeyen, basit tasarımlı, "geçerken uğrama" menülerinin arasından kolayca sıyrılıp, gezegenler arasında turlarken karşımıza çıkıp duran düşman gemileriyle savaşa giriyoruz, fakat, bu savaş ekranının pek de iç açıcı olduğunu söylemenin mümkünatı yok. E hani menüler rahattı, ayağımız dolanmıyordu fazla bilgiye, oysa ne güzel başlamıştı her şey... Nerden çıktı ki, ne olduğunun anlaşılması yarım saati alan, sağı solu görmenin neredeyse imkânsız olduğu, üstelik düşman yapay zekâlarının iki dakikada gemilerimizi yok edecek güçte olduğu savaş ekranları?

 En önemli noktalardan birinde, savaş ekranlarında basit hatalar yapılınca, hayat damarlarından biri kopan oyunun değeri dörtte bir oranda düşerken, geriye takdire şayan bir şekilde basit hazırlanan menüler kalıyor; fakat durun, savaş ekranlarının ilk bakışta imkânsız görünmesi, elimizde çöplük bir oyun olduğu anlamına gelmiyor. Zamanla, kontrolleri zor kılan üç boyutlu uzay tasarımına da, saldırıların nasıl yapıldığına da alışıyor ve oyundan aldığımız zevki biraz olsun arttırıyoruz, ve burdan güzel bir ders alıyoruz: Sabreden derviş, muradına ermiş.

 Sword of the Stars'ı farklı kılan önemli özelliklerden biri, gemi tasarım bölümü. Research'ler arttıkça, yeni yeni teknolojilerin ve silahların bulunmasıyla birlikte, gemi tasarım bölümüne de yeni seçimler ekleniyor ve turn geçtikçe yapılabilecek gemilerin kalitesi de yükseliyor; bu da, oyundan alınan zevkin giderek artmasını sağlıyor.

 Oyunun gol yemekten kurtulamadığı bir başka yön ise, görsel ve işitsel efektler. Pratik oynanışı ve zevkli ilerleyişiyle gönlümüzü çalıp, bir an, 'acaba bitiyor mu bu kısırlık?' diye sorduran Sword of the Stars, grafikleri, menü tasarımları ve ses efektleri yüzünden puanını biraz daha düşürüyor ve kısırlığı biraz olsun dindirir gibi olsa da, tüm yaraları kapatamayacağının sinyallerini veriyor. Uzay havası verilen uğuldamalar sürekli kulağımızı çınlatırken, uyarıların uzaylı ırkların sesi tarafından yapılması ile atmosfere biraz olsun bağlanır gibi oluyoruz, fakat bağlanamıyoruz, çünkü bazı efektler aşırı antipatik ve basit seslerden oluşurken, uzaylı seslendirmeleri de fazla çocukça kalıyor. Menü tasarımları da ekranı kaplayan, kaba tasarımlar olup, gemi ve gezegen modellemeleri de çağa ayak uyduramayınca, Sword of the Stars, sadece pratik oynanışı ile hatırlanacağını göstermiş oluyor.

 Vasatın altında bir oyuna bile razı olan sıra tabanlı strateji oyuncuları memnun kalabilecek olsa da, uzay temasına fazla sıcak bakmayan oyuncuların, özellikle de sabırsız oyuncuların yakınına dahi yaklaşmaması gereken bir oyun olarak karşımıza çıkıyor Sword of the Stars. Farklılık yaratıp, kısırlığı önlemeye çalışırken vasat işler ortaya çıkarmanın ne kadar büyük bir hayal kırıklığı yarattığını, ömür boyu unutamayacaktır Kerberos.
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.413
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
Sword of the Stars
« Yanıtla #1 : 08 Ağustos 2007, 19:36:03 »
eywallah kardeşim