Gönderen Konu: T-72: Balkans On Fire!  (Okunma sayısı 886 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
T-72: Balkans On Fire!
« : 10 Ağustos 2007, 22:04:20 »
Duyduk duymadık demeyiiiiin! Dumtakadumtak! Peynir ekmek yemeyiiiin! Dumtakadumtak! "Balkanlar Ateş Altındaaaa"! Duntakadumtak!
   -Hadi yaa eyvah battık desene!
   -Yok oğlum oyunun ismi "Balkanlar Ateş Altında".
   -Ha iyi o zaman. Güzel oyun mu bari bu kadar bağırıyorsun?
   -Yoo değil.
   -Ee neden sabah sabah milleti uyandırıyorsun oğlum madem oyun güzel değilse!
   -Ne bileyim ağabey millet oyuna hasret kaldı her oyunu abartmaya başladık işte...
   -Dur dur sabret az kaldı sonbahara.
   -Evet valla sonbaharda coşacak oyun piyasası neyse ki.
   -Eee daha daha nasılsın?
   -İyiyim işte ne olsun.
   -Ha aferin. Keselim mi sohbeti oyuna girelim artık.
   -Otur ağabey konuşuyorduk ne güzel.
   -Yeter oğlum bu kadar geyik hadi otur yaz yazını sen.
   -Peki ağabey hadi görüşürüz yengeye selamlar.
   -Höst lan ne yengesi?
   -Ben bir şey mi dedim? Yenge güzel dediim!
   -O ne lan?
   -Reklam ağabey limonlu kola reklamı.
   -Oha oğlum yarım sayfa konuştuk hadi otur yazıya.
   -Peki hadi görüşürüz yengeye selamlar.
   ...

 
     Selamlar! Sıkıldıkça yazı yazdığı hâlde her seferinde selam veren hıyar yazarınız yasagh'ın biricik radyo programı "yasagh on air"e hoş geldiniz. (Gören de kendimi bir şey zannettiğimi düşünür!) Bugünkü canlı performansımızda Crazyhouse firmasının yaptığı ve IDDK'in dağıttığı "T-72: Balkans On Fire!" oyunundan bahsedeceğiz. Aslında oyuna yapımcı firma "On Fire" derken dağıtımcı ise "In Fire" diyor. Ortada bir uyuşmazlık var yani. Ben de CD kutusunda "on" yazdığı için on diyeceğim. Oyundan bahsetmeye başlamadan önceeee  kısacık bir reklam arası ve 2 güzide parça: Tarık Mengüç - Şak Şuka ve Berdan Mardini - Senden çocuğum olsun istiyorum.

     Evvet sevgili dinleyicilerimiz şarkılarımızı da dinledik ve keyiflendik. Şimdi oyun ile ilgili bilgi almak isteyen oyuncuları bedbaht etmeden biraz oyundan bahsedelim. Arkadaşlar oyunumuz bir tankın içine hapsolmuş olarak Balkanlar'a savaşa giden mazlum adam Emrah'ın acı dolu hayatını konu alıyor. Aslında oyunda Emrah falan yok; biz adı sanı belli olmayan hâtta tipi bile belli olmayan bir askeriz ve tank kullanıyoruz. Tank simülasyonu işte. Tanktan kurtulamamak ve sürekli kullanışı zor olan bir tankta bulunmak insanı bunaltıyor tabii...

      Oyunu genel olarak anlatmadan önce giriş videosundan bahsetmek istiyorum arkadaşlar. T-72'nin giriş introsunda resmen altıma işeme boyutunda kahkahalar attım. Yahu bir savaş oyununun videosu bu kadar mı saçma ve komik olur yaa... Arkadaşlar videoda iki tank kardeş kardeş yan yana giderken garip bir savaş müziğiyle virajı dönüyorlar ve başka bir çift tankla karşılaşıyorlar. O anda 4 tank da 10 saniye kadar birbirlerine bakıyorlar, arkalarını dönüp "Ver müziği! Do'dan gir!" diyorlar ve başlıyorlar hedefe kilitlenip çatışmaya. Sonra da oyunun ismi ekrana akıyor ve gayet güzel hazırlanmış olan ana menüye geçiyoruz. Daha bir önceki cümlede söylediğim gibi, ana menümüz gayet basit ve anlaşılır hazırlanmış. Ancak bir menüden bir menüye geçmek, yeni oyun açmak tam bir işkence. Sistem kasılmamasına rağmen yüklemeler çok uzun sürebiliyor. Bu da "Ayy bir an önce tanısam da çıksam şu oyundan!" dedirtti bana. Her neyse, ana menüden ya campaign modundan direk görev yapmak istiyoruz ya da oturup single player modundan tek çatışmalar oynuyoruz. Ama bence ilk olarak ayarlardan tuş takımını kontrol edin çünkü oyun içinde neredeyse bütün klavyeyi kullanıyoruz. İnsana "sahip olma ve kontrol etme" duygusu verdiği için bütün klavyeyi kullanmayı seviyorum ama tuşları ezberleyene kadar bu insanı biraz kasıyor.

 Single player modunda saçma sapan görevler mevcut arkadaşlar. 2000-3000 kilometre yol gidip de iki adam öldürdüğümüz görevler var. Hulen neden o kadar uğraştırıyorsun da benim zamanımı yiyorsun? Direk savaş alanından başlat oyunu iki dakikada bitireyim çatışmayı. Hayret bir şey. Aynı şey savunma yapmamız gereken bazı bölümlerde de mevcut. Yarım saat düşmanın kendi alanımıza gelmesini bekliyoruz. Ben şahsen bu bekleme sürelerinde sıkıntıdan kendi adamlarımı kovalamaya başladım. Bu konuda çok tip bir olay mevcut. Adamlarıma ateş etmiyorum ama onları kovalıyorum, herifler "ah uh" sesleri eşliğinde kaçışıyorlar ama bir tanesi bile ateş etmiyor. Bunu da sanal bellek konusunda eksi bir yön olarak gösterebiliriz. Sanal bellek konusunda bir saçmalık da rakiplerimiz daha doğrusu düşmanlarımız için geçerli. Bize saldırmaları için illâ ki 50 metre yakınlarına gitmemiz gerekiyor. E gelmişken bir kahve içseydik?

 Oyunumuzda Battlefield 2, Call of Duty gibi mükemmel savaş oyunlarında rastladığımız "takım ruhu" olayından eser yok. Gerçi böyle basit hazırlanmış bir oyundan ruh ve birlikte hareket etme özelliği ne kadar beklenebilir o tartışılır ama yapan olunca insan her oyundan bekler oluyor... Maalesef T-72 bu konuda tam tersi bir görüntü çiziyor. Ordumuzla iletişime bile geçemiyoruz. Daha doğrusu geçebiliyoruz ama etkisi olmayan otomatik komutlardan başka bir şekilde iletişime ve yardımlaşmaya giremiyoruz. Herkes başını alıp hurraa dağılıyor bir taraflara...

    Daha önce de dediğim gibi tankı kullanırken neredeyse bütün klavyeyi kullanıyoruz. Bu konuda yapımcılar biraz kısırlaştırmaya ve basitleştirmeye gidebilirdi. Mesela tankı kullanmak için önce aleti çalıştırmamız, sonra motoru ısıtmamız, sonra da A-Z vites kombinasyonuyla kontrol etmemiz yerine ok tuşlarıyla otomatik olarak konforlu bir şekilde kullanmamız daha iyi olurdu. Hadi tankları kullanmak keyifli olsa bir şey demeyeceğim ama maalesef tankları kontrol etmek de çok zor. Engebeli arazilerde -ki oyun çoğunlukla engebeli arazilerde geçiyor- tankımız bilmem neresini yere sürterek durabiliyor, hâtta patlayıp görevi başarısızlıkla sonuçlandırmamıza neden olabiliyor. Böyle şeylerin olmaması için yavaş gitmemiz gerekiyor, ancak bu sefer de bir yerden bir yere ulaşmak yarım saati bulan zaman kayıplarına neden oluyor. Ayrıca sağa sola dönmek de çok kontrolsüz. Sağ yön tuşuna hafifçe dokunduğumuzda tank 90 derece dönebiliyor. Bu da 4 tam tıklamada 1 tam tur demek oluyor.. Soruda istenen "Ali'nin, oyunun oynanabilirliliğini 4le çarpmasından çıkan sonuç" olduğuna göre cevabı şekille anlatalıım, pıt pıt pıt ahanda sonuç 0!

 T-72: Balkans on Fire!'da kademe kademe tanklar bulunuyor. Bölüm geçtikçe biz de kapasitemizi genişletiyoruz ve daha güçlü tanklara sahip olabiliyoruz. Tanklar ile nişan alıp ateş etme konusu da ilginç. Nişan alma işini Tab tuşuyla yapıyoruz ve 3 adet nişan alma seçeneği var. Nedendir anlamadım ilk ikisinde nişan almak daha kolayken onlarda ateş edemiyoruz. En sonuncusunda, nişan almanın en zor olduğu yüksek zoomlu nişan ile ateş edebiliyoruz. İlginç, bu da oyunu biraz zorlaştırıyor. Ayrıca oyun içinde bazı görevlerde tank yerine kamyon kullandığımız oluyormuş. İnanın buna şahit olamadım ama oyunun resmi web sitesi öyle demiyor. Neyse ben tankların listesini vereyim de susayım:

1.T-34
2.Sherman
3.T-55
4.T-72
5.Leopard
6.Su-100
7.MTLB
8.BRDM
9.BTM


 Eğlendiricilik konusunda oyun tek düze ilerleyişi yüzünden pek başarılı değil. Yarım saat yol git, savaş yap görev bitir, yarım saat daha git, bir görev daha yap... Hep de tankın içinde olup rahatsız edici kontrollerle uğraşmak insana "Ulan şeytan diyor al şu oyunu at çöpe!" diye feryat ettiriyor. Ben de zaten yazıyı yazdıktan sonra dolabıma fırlatıp atacağım cdleri. Hâtta durun şimdi atayım. Attım.

  "Almasanız iyi olur." diyebileceğim oyunumuzun grafikleri de vasatın altında. Özellikle etrafımızda çoban gibi gezinen askerlerin tasarımları ms-dos modunda açılan oyunları aratmıyor. Adamların tank simülasyonu yapmalarının arkasında yatan sebep de bu olsa gerek: İnsan tasarlayamamaları. Sağa sola dağıtılmış köylerin ve kasabaların tasarımları da kötü durumda. Sadece tanklarla gezdiğimiz zemin hakkında yapımcılar çok titiz davranmışlar. Gerçekten de çimenler çok gerçekçi görünüyor ve ayrıca oyunda tam 42 çeşit ot kullanılmış. Lan sen otlarla uğraşacağına önce tank sürme keyfini versene bize! Hiç işte...  Ayrıca evlerin camlarına ateş ettiğimiz zaman hiçbir şey olmuyor, bilginize... Sesler ve müzikler konusunda ise yapımcılar iyiyi başarmışlar. Oyunun iyi olarak gösterebileceğim tek yönü sesler ve müzikler zaten. Etraftaki askerlerin durup dururken çıkardıkları "ow, ohi" gibi hayvanî sesler dışında silah sesleri vs. gayet güzel ayarlanmış. Müzikler de savaş oyunlarında olan klasik savaş müzikleri. Bazen duran, bazen dınıdırın yapan garip gurup müzikler. Savaş müziği işte daha ne diyeyim...

 Sonuç olarak yine kötü bir oyunla karşı karşıya olduğumuzu söylemem gerekiyor. Ben vatanî görevimi yaparak sizi uyardım, oyunu alıp almaması size kalmış. Ama almazsanız aile bütçenizi de mutlu - mesut - bahtiyar etmiş olursunuz, zamandan da tasarruf sağlarsınız. Benden söylemesi... Programımızı İbrahim Tatlıses'in "Yoğurt Koydum Dolaba, Ellere Vay!" isimli şarkısıyla kapatmak istiyorum..
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive

Çevrimdışı Hamza

  • Osc Kurucu
  • 1. SINIF ÜYE
  • ********
  • İleti: 161.429
  • Puan 13008
  • Cinsiyet: Bay
  • Dünyanın En Çok Mesaj Gönderen Üyesi :))
    • Profili Görüntüle
    • Hosting
T-72: Balkans On Fire!
« Yanıtla #1 : 27 Ocak 2008, 16:31:49 »
Paylaşim için Sağol