Gönderen Konu: Teenage Mutant Ninja Turtles  (Okunma sayısı 493 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
Teenage Mutant Ninja Turtles
« : 08 Ağustos 2007, 19:07:45 »
İsminin ne mânâya geldiği hedef kitlesi tarafından asla merak edilmemiş ebeveyn kurtarıcısı Nesquick'in atıldığı birer koca bardak sütün yanı sıra, kimin hangisini yiyeceği konusunda büyük psikolojik savaşlar verilen, karakteri baskın olanın yüksek ihtimalle en istenilenleri kaptığı abur cuburların ve en ufak kırıntısına kadar tüketilmezse saygısızlığa uğratılacak ufak -fakat çok sayıda; sırf elde edilen taso sayısı artsın diye, bir büyük paket cips yerine, dört beş ayrı küçük paket cips tercih edilir, ufak paketlerdeki "boş yok" kural ihlalinin azizliğine uğramamak için market ile yol arasında bilinen tüm kısa dualara başvurulur- cips paketlerinin kapladığı uzun koltukların boş kalan kısımlarına bir şekilde yerleşip, paketleri açmaya girişerek "Teenage Mutant Ninja Turtles - Teenage Mutant Ninja Turtles - Heroes in the half shells, turtle power!" nidalarıyla selam veren o efsane, abur cuburlara abur cuburluk tadını tam anlamıyla kazandıran yeri doldurulamaz çizgi filmi ağız, kan ve deri yoluyla almaya başlardı zamanın uygun "teenage"leri ve ergenlik hazırlanıcıları. Ticarî tuzaklarla (burda tuzağı olumsuz anlamda kullanmıyorum) elde edilmesi en kolay dönemlerin hâlâ rengarenk olan yaşamlarındaki önemli macera kaynaklarından biri konumundaki Ninja Kamplumbağalar, bu durumdan ötürü kaçınılmaz olarak beyaz perdeye de teşrif etmek durumundaydı ve uzun zaman önce, başarılı olup olmadığını tartışmaya gerek duymadığım bir -belki birden fazladır, tam hatırladığımı söyleyemem- sinema filmiyle bağımlılarının huzuruna çıkmıştı ve filmin ardındaki amaç taşıyıcıların son derece mutlu olmasını sağlamıştı; birileri, modanın ve favorilerin belirli aralıklarla yeniden gündeme geldiğini, yani devir daim yaptığını düşünüyor olmalı ki, artık mâlûm renklerini kaybetmiş olan hedef kitlenin alt yapısının da Ninja Kaplumbağalar'ı, tıpkı üst takımdaki abileri gibi bir efsane olarak gördüğüne inanarak dört kaplumbağanın, usta Splinter'ın ve çevrelerinde dönen olayların baş sorumlularının, ve, tabii ki, muhabir April'ın daha önce teşrif ettiği sinema salonlarına yeniden gelmesini sağladı. Sinema salonlarında küçük kaplumbağaseverlerin yanı sıra, eski günlerini hangi ufak kavramlara borçlu olduğunu bilen, amatör yaşam ruhunu hiç kaybetmemiş, yetişkinliğe adımını atmış kişilere de sık sık rastlamak mümkündü ve her zamanki gibi, bu para kokulu filmin, bir de Ubisoft üst imzalı bir oyunu olmalıydı.

  Eski dostun yeni yüzü, olması gerektiği gibi -hedef kitlesini belli eder şekilde, "beat-'em-up" denilen, küçük yaştaki oyuncuları hedefleyen kansız, gerçekdışı ve eğlencelik aksiyon türünde çıkıyor karşımıza. Kavranması kolay oynanış öğretilerinin ardından, tek düze olacağını ilk birkaç dakikasında kestirebildiğimiz ilerlemeli görevlere girişiyoruz ve anlıyoruz ki, TMNT, doğru bir tercih yapılarak yaşça küçük oyuncular hedef alınarak hazırlanmış bir oyun. Bu doğru tercihin yanı sıra, Ubisoft içerisindeki diğer bir doğru tercihse, oyunu Prince of Persia ekibinin hazırlaması. Akrobatik hareketlere sahip dört ninjanın yer alacağı bir oyunu herhalde Ubisoft içerisindeki başka hiçbir ekip üstlenemezdi; yapımın arkasındaki ekibi göz önünde bulundurarak, oyunun nasıl bir işleyişe sahip olduğunu da çıkarabilirsiniz: Her bölümde farklı bir ninjayı kullanarak, kontrolümüzdeki ninjanın özelliklerine bağlı olarak tasarlanmış tek yollu haritada hoplaya zıplaya, sağa sola tutunup, duvarlarda yürüye yürüye ilerliyoruz ve karşımıza çıkan zekâ hasretlisi, görüntüden ibaret düşmanları iki-üç tuşla kombolar yaparak pataklayıp bölümü en kısa sürede tamamlamaya çalışıyoruz. Ne engellerde, ne düşmanlarla dövüşmekte bir zorluk var; bunun üzerine zaman sınırlamasının olmayışı ve "ölmek" kavramının ortadan kaldırılışı (sadece bayılıveriyoruz ve son kayıt noktasına geri dönüyoruz; bu kayıt noktası asla çok uzakta olmuyor) da eklenince, ortaya tamamen çocukların zevk alması için yaratılmış, çizgi filmsel havaya sahip basit bir oyun çıkıyor.

  Tamamen tekdüze bir işleyişe sahip bölümleri arkada bıraktıkça, ninjalarımız belirli gelişmeler gösteriyorlar ve buna bağlı olarak yaptıkları özel hareketler de değişiyor, güçleniyor; fakat maalesef ninja kaplumbağalarımız o bildiğimiz, kendilerine has hareketlerinden yoksunlar. Aslına bakarsanız yaptığımız hareketlerin nasıl olduğunun da pek fazla önemi yok, her bölümün engelleri karakterimizin özelliklerine göre hazırlandığı ve düşmanları kullanım dışı bırakmak her şekilde gayet basit olduğu için hiçbir zaman elimizde olmayan bir özelliğin özlemini duymuyoruz. Silah konusundaysa hakikati ihlal eden bir tezatlık bulunmuyor, dört karakter de, kendilerine özgü silahıyla hizmetimizde.

  Oldukça normal olarak, oyunun grafikleri çizgi film havasını korumaya yönelik bir temaya sahip ve grafiklerin fazla basit olduğunu, yetersiz olduğunu söylemeye hiç gerek yok; ninja kaplumbağaların oyununda kim gerçekçi görüntüler ister ki? TMNT'den önümüze koyduğunun üzerine isteyebileceğimiz tek şey, çizgisel işleyişin biraz olsun değişebilmesi, düşmanların daha sıkı ve daha "yapay zekâlı" olması ve, bunu önemli bir olumsuzluk olarak algılayın, kamera açılarının isteğe göre, düzgün bir biçimde ayarlanabilmesi. Maalesef, tek yollu ilerlemeler boyunca bakış açımızı biz ayarlamıyoruz, karakterin duruşuna ve geçtiği yere göre açı kendi kendine ayarlanıyor; bu da, bu şekilde hazırlanan çoğu oyunda olduğu gibi, kritik engellerde kaçınılmaz hatalar yapmamıza yol açıyor. Teenage mutant bile olsa, gözleri olmadan önünde ne olduğunu algılayamayan (bu ayrıntı sırf yarasa istisnası için eklenmiştir) bir canlı görmediği duvara nasıl tırmanabilir?

  Netice itibariyle, TMNT, tıpkı ninja kaplumbağalar gibi "teenage ve altı" olan oyunculara hitap ederken, bu kesim dışında da yılların eskitemediği Teenage Mutant Ninja Turtles tutkulularının geçmiş akşamüstlerini anmak adına oynayıp yaşlı gözlerle bölümden bölüme koşabileceği bir oyun olmuş; tam Ubisoft'un istediği şekilde. Film oyunları, doğru ellere verilirse, "işe yaramaz" olmuyormuş demek ki.
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive