2K Sports'u yermek mi lâzım, övmek mi lâzım çözemedik gitti. Yaza girilirken kış sporlarını konu alan bir oyun oynamak mı yerme isteğimizin sebebi, yoksa yaz sıcaklarında biraz olsun kar-kış ögeleriyle içimizi serinlettiği için mi övme isteğimizin sebebi, onu da kendi içimizde tam olarak halledemedik bir türlü. 2K Sports'u değil, kendimi yermem aslında, bu kadar mı geç oynanır Ocak'ta çıkan oyun? Akdeniz'de bir kumsalda, üstsüz kızların denize girdiği bir ortamda dizüstü bilgisayarda Torino 2006 oynamak nasıl bir duygudur acaba? Puan alamayıp sıralamada sonuncu olursak şezlongu kırdığımızda gülerler mi bize? Neden üstsüz kızlar hep turuncu mayolu erkeklerden hoşlanırlar? Peki ya turuncu mayo giyip Torino 2006 oynarsak n'olur? "Serinlet bizi Yiğit" derler mi? Tez zamanda hepsinin cevabını istiyorum.
Futboldan başka sporun adam gibi ilgi görmediği ülkelerden birinde olmamıza rağmen, oyunu çıktığında buz hokeyi, kayak gibi bizimle ilgisiz sporlarla da -hiç olmazsa oyunlarıyla- ilgilenir oluyoruz. Özellikle buz hokeyi konusunda, gördüğüm kadarıyla çevrede büyük bir ilgi patlaması var, bunda EA Sports'un katkısı kuşkusuz tartışılmaz. Bir milli takımımızın olup olmadığını bile bilmediğimiz bir spora sadece bir oyun sayesinde ilgi duymaya başlamak ve aslında ne kadar zevkli bir spor olduğunu anlamak trajikomik olduğu kadar da ders verici nitelikte. Kar lokantası olarak görüp düşmeye gittiğimiz Uludağ'da başka ülkeler nasıl sporlar yapıyorlar acaba, buz gibi karlar midemize inerken hiç düşündük mü? Gerçi, dünyada da kış sporlarının pek bir ilgi gördüğü yok, ancak hiç olmazsa millî takımları, kendilerini temsil edecek sporcuları var. Hem de her dalda! Evet, kış sporları dediğimiz kavramın dalları da var.
Dünyanın en ilgi çekici kış sporları turnuvasının 2006 yılındaki ayağı, Torino'da yapıldı. Turnuvanın resmî oyun yapıcılığı hakkını alan 2K Games de bu hakkı 2K Sports'a postalıyor ve elimize Torino 2006'yı konu alıp üzerimizde didaktik etki bırakan oyun ortaya çıkıyor: Torino 2006. Nedir Torino 2006'nın olayı, karla kaplı stadlarda futbol oynamıyoruz herhalde? Hayır, biz birkaçından fazlasını bilmesek de, kış sporları birçok daldan oluşuyor ve oldukça da ciddiye alınıyor. Tam sekiz dal var ve bazıları kendi içlerinde de dallara bölünüyor. Oyun boyunca yön tuşlarını, enter'ı ve ara ara da klavyenin sol tarafından birkaç tuşu kullanıp dengemizi sağlıyoruz. Bilmediğimiz sporların oyununu oynamak da karmaşık kombinasyonlar istemiyor yani. Dilerseniz, hem sporun dallarını tek tek öğrenelim hem de bunları öğrenirken dalların oyunda nasıl oynandığını, sporcunun nasıl kontrol edildiğini öğrenelim.
Sadece kendini konu alan, "Ski Racing 200.." gibi oyunlar yapılan ve Torino 2006'da sadece bir dal olarak yer alan bildiğimiz kayak sporu, Alpine Skiing adını alıyor. Downhill, Super-G, Giant Slalom, Slalom olmak üzere dört kategoriye bölünen Alpine Skiing'deki tüm kategorilerde olay yan yana dizilmiş bayrak veya direklerin ortasından olabildiğince hızlı geçip yokuş aşağı pisti tamamlamak. En az hata ile ve en az aralık kaçırıp en hızlı olan, ipi göğüslüyor. Downhill, dört kategoriden en kolay ve zevksiz olanı, uzun boşluklarla dizilmiş bayrakların arasından güle oynaya geçiyoruz. Super-G ise Downhill'in biraz daha kompleks hâli. Giant Slalom, Slalom'un Downhill'e benzeyen sürümü, Slalom ise kuşkusuz Alpine Skiing dalının en zevkli kategorisi. Bayrak yerine direklerin arasından geçiyoruz ve direkler birbirlerine bitişik sıralanmış. Bu da durmadan zikzak çizmemizi gerektiriyor.
Ski Jumping ise, adından da anlaşılacağı üzere atletizmdeki "uzun atlama"nın kış sporlarına uyarlanmış versiyonu ve bu kez kayakla uzun atlama yapıyoruz. Uzun atlamada, oldukça dik bir yokuştan bırakılıyoruz ve bu yokuş boyunca yön tuşlarıyla dengemizi sağlayarak rampadan mümkün olduğunca düzgün atlamaya çalışıyoruz. Kaç kere düzgün atlayabildiğimi, düzgün atlayabilip atlayamadığımı hatırlamıyorum, belki de hiç dengede kalamamışımdır ancak eminim siz başaracaksınız. Ski Jumping, iki turdan oluşuyor ve Normal Hill ve Large Hill olmak üzere iki kategoriden oluşuyor. Adından da anlayabileceğiniz üzere Normal Hill'de Large Hill'den daha rahat ve daha az mide kaldırıcı rampalardan atlıyoruz. Bu arada, yere düşerkenki hâlimiz görülmeye değer.
Speed Skating, birçoğumuzun hayatımızda rastlamadığımız türden bir dal olabilir. Eminim ki sadece Eurosport izleyicileri tanışmıştır bu dalla: Kapalı salonda buz pateniyle yarış. Patenden başka bir şey kullanmadan, yön tuşlarıyla hızımızı ve tempomuzu belirleyerek rakiplerimizle yarışıyoruz. 500 metre, 1000 metre, 1500 metre olmak üzere üç kategoriye ayrılan ve iki turdan oluşan Speed Skating'de yapmamız gereken, virajlarda sağ ve sol yön tuşlarına küçük aralıklarla basmak iken, düz yollarda ise uzun aralıklarla basmak.
