Gönderen Konu: Uzun Kulakli Yarasa  (Okunma sayısı 398 defa)

Çevrimdışı Sinoplu57

  • Osc Admin
  • 1. SINIF ÜYE
  • *******
  • İleti: 17.625
  • Puan 291
  • Cinsiyet: Bay
    • Profili Görüntüle
Uzun Kulakli Yarasa
« : 01 Şubat 2008, 15:57:37 »
Uzun Kulakli Yarasa
Avrupa ile Kuzey Afrika'nın bir hayvanıdır. Bunun kulaklarına büyük kelimesi az gelir. Yumuşak bir kürkle kaplı 5 santim uzunluğunda bir yarasanın, vücudundan sadece 1 santim daha kısa kulakları oluşunu gözünüzün önüne getirin. Hayvan dinlenirken, bu muazzam kulaklar, tıpkı bir koçun boynuzları gibi kıvrılırlar.
Bu kulakların manası: Hayvanlardaki her özelliğin bir işe yarar tarafı vardır. Uzun kulaklı yarasa da bu kaidenin dışında değildir. Meselâ, yiyecek olarak güvelere bayılır. Fakat güvelerin kanatlarım kaplıyan havlar, bu böceklerin gece uçuşurken çıkardıkları azıcık gürültüyü kamufle eder. Ne çare ki, uzun kulaklı civarda olunca, bu yaradılıştan onlara hiç bir fayda yoktur.
Uzun kulaklı yarasa, ses duymak için kulaklarını öne çevirerek uçar. Birdenbire böceğin hafif hışırtısının farkına varır. Bunun üzerine bir kelebeğinki kadar zarif uçuşuna ara vererek, şüpheli yaprak kümesinin üzerinde tıpkı bir arı kuşu gibi havada durur. Derken anî bir hamle ile yaprakların üzerine iner, orada gizli güveyi kapar ve yaprakların üzerine konarak avını yer. Art ayaklarının arasındaki zarı gererek, ziyafet sona erinceye kadar gıdasına cep olarak kullanır.
Fakat bu mükemmel işitme organına rağmen, uzun kulaklı yarasa yansıyan ses titreşimlerini tanıyabilmekten âcizdir. Bu kitabın yazarı İngiltere'de bahsi geçen yarasalardan birinin aralık bir pencereden odaya girdiğini görmüştü. Bundan sonra yarasa camdan geçip dışarı çıkabilmek için boşu boşuna çırpınıp durmuştu. Onun durumunda olan herhangi başka bir yarasa hiç duraklamadan geldiği yoldan çıkıp giderdi.
Keyfini seven bir hayvanı Uzun kulaklı yarasa, Avrupa'daki türîerin arasında açık havanın faydasına inanıp gündüzlerini açık yerlerde, mesela ağaç kabuklarının üzerinde yahut ardına kadar açık ağaç kovuklarının içinde uyuyarak geçiren biricik yarasadır. Akşamlan harekete geç geçer ve güneş battıktan en aşağı otuz beş dakika sonra tüneğinden ayrılır. Ormanlardaki sık ağaçların arasında yol alırken, uyumaktan çok havada yüzüyormuş hissini uyandırır. Bütün gece havadadır ve rahat rahat karnını doyurur. Onda, akrabalarının belli başlı özelliklerinden biri olan acele ile telâştan eser yoktur.
Sonbahar gelip de geceler soğumaya başlayınca, uzun kulaklı yarasa, kışı uyuyarak geçirmek üzere bir mağaraya girer. Bütün yazı ağaçların arasında münzevi olarak geçirmişken, şimdi daha arkadaş canlısı kesilir. Bu yarasaların sekiz veya on iki kadarının kışı salkım olarak geçirdikleri çok görülmüştür. Uzun kulaklı yarasanın uykusu hafiftir. Isı sıfırın üzerinde 7 dereceye çıkınca derhal kanatlanır. Şubat bu yarasanın uyanma ayıdır. Uzun kulaklı, şubatta kış barınağını terkederek kendine yaz için yer arar. Dişisi haziranda bir tek yavru dünyaya getirir.