73
FFC 100 / *** ŞAMPİYON BF08 ***
« : 05 Şubat 2008, 19:46:25 »
rahat ol mesut söz verdimi tutar arkasında hamza waR ...!!
İletileri Göster
Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz
Sayfa: 1 2 3 4 5 6 [7] 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 ... 963
74
8.SEZON FIXTUR / BİG SEXY FİXTURES AND MACTH RESULTS
« : 05 Şubat 2008, 19:45:08 »
tmm kanka geçmiş olsun
75
CLAN WAR / KAYITLAR BURADAN
« : 05 Şubat 2008, 19:44:18 »
beni takıma almışsınız.iyi bi kadro olduk nese onaylıyım kaydımı 
78
100 KONTÖR ODÜLLÜ TURNUVA / 1. TUR EŞLEŞMELERİ VE SONUCLARI
« : 05 Şubat 2008, 09:50:48 »
Bitsin artık Şu tuR
80
8.SEZON FIXTUR / MALATYASPORLU FİXTURES AND MACTH RESULTS
« : 05 Şubat 2008, 09:48:55 »Burqi 2 - 1 Evrentbrk
84
HER TELDEN DUYURULAR / FB-GS YORUM
« : 04 Şubat 2008, 19:19:18 »
Lig TV Genel Müdürü Şansal Büyüka, Fenerbahçe-Galatasaray derbisini değerlendirirken sarı kırmızılı takımı övdü. "Fenerbahçe’yi yıllar var ki, Galatasaray karşısında bu kadar çaresiz görmemiştim" diye başlayan yazısında Lugano'nun gördüğü kırmızı kart konusunda ise Fırat Aydınus'u hatalı buldu.
Büyüka'nın Akşam Gazetesi'nde yayınlanan yazısı şöyle:
HEPSİ BİRER ASLAN'DI
Fenerbahçe’yi yıllar var ki, Galatasaray karşısında bu kadar çaresiz görmemiştim...
Galatasaray’ı yıllar var ki, Fenerbahçe karşısında bu kadar kişilikli izlememiştim...
Oysa bahisçiler için, Fenerbahçeliler için “Çantada keklikti” maç...
Öyle olmasa bahisçiler Galatasaray’ın galibiyetine bire beş verir miydi?
Öyle olmasa Fenerbahçe’nin resmi internet sitesi bile “Rakip hiç önemli değil...”
Ya da “Çaresizliğin cesareti” gibi ifadeler kullanır mıydı? Ama taraflı tarafsız herkes gördü ki, golsüzlüğe üzülen, galibiyeti kaçıran Galatasaray oldu...
Son yıllarda Kadıköy’de “çaresizliğin, umutsuzluğun, teslimiyetçiliğin” adı olan Galatasaray bu defa Aslan gibiydi...
Aslında hepsi birer Aslan’dı...
O küçücük Serkan Galatasaray’ın sağında öyle bir duvar ördü ki, Roberto Carlos’u bir kez hücuma çıkarken, bir defa olsun bindirme yaparken göremedik...
Arda Galatasaray’ın sol kanadında öyle bir oynadı ki, o kulvarda adeta rüzgar gibi ıslık çalan Gökhan, bir esinti bile olamadı...
O Gökhan, belki de Fenerbahçe’ye geldiği günden beri en kötü, en etkisiz futbolunu oynadı...
Mehmet Topal, Alex’le, Deivid’le göbekten gelen atakları başlamadan, tehlikeye dönüşmeden bitirdi...
Alex’in 70. dakikada bir şutu, 77. dakikada yine Alex’in banko gol olacak bir vuruşunun Emre tarafından adeta “mucize” bir müdahale ile karşılanışı dışında Fenerbahçe’yi gören oldu mu?
Emre dedik, hakkını teslim edelim... “Cengaver” gibiydi...
Haziran’a kadar ne olur bilemem ama Avrupa Şampiyonası finallerinde ay-yıldızlı formayla görürseniz hiç şaşırmayın...
Barış, Volkan ve diğerleri...
Kontrolsüz oynayan, çok faullü oynayan Servet’i bir kenara koyun, üç gol kaçıran Hakan Şükür de dahil Galatasaray’da kötü oynayan futbolcu yok gibiydi...
Galatasaraylıların “bıraksın” dediği Hakan Şükür ile “gitsin” dediği Ümit Karan gibi iki santrfor bugün Fenerbahçe’de var mı?
Semih tamam, Kezman tamam da, Fenerbahçe’ye çok etkili bir santrfor, “Acil” gerekiyor... “İlk yardım” olarak gerekiyor...
Bir çift sözüm de Fırat Hoca’ya...
Servet, Lugano’nun omzuna basıp yükseliyor, Fırat Hoca faulü vermiyor, Lugano’ya sarı kart veriyor...
Sonra o sarı kart gidiyor, kırmızıya dönüyor...
Yapma be Hoca...
Okyanusları aşarken derelerde boğulma...
Dönelim mücadeleye... Galatasaraylı yöneticiler her fırsatta “eksiğimiz çok ama sahada tekmeye kafa koyan bir takımımız var” diyorlar...
Haklılar...
Kadıköy’de de tekmeye kafa koyan bir Galatasaray vardı...
Daha iyi mücadele eden, golleri kaçıran bir Galatasaray vardı...
Onun için Fenerbahçe golsüz beraberliğe üzülmesin...
Sadece Selçuk ile ayakta kalmaya çalışan Fenerbahçe için bu golsüz beraberlik alabileceği en iyi sonuçtu...
Galatasaray da 0-0’a güvenmesin...
Ali Sami Yen’de her sonuca açık bir maç bizi bekliyor...
Bu maç, bu sonuç bana günlük yaşantımıza giren bir deyimi hatırlattı...
“Gururlanma padişahım, senden büyük Allah var...”
Herkes hesabını ona göre yapsın...
Büyüka'nın Akşam Gazetesi'nde yayınlanan yazısı şöyle:
HEPSİ BİRER ASLAN'DI
Fenerbahçe’yi yıllar var ki, Galatasaray karşısında bu kadar çaresiz görmemiştim...
Galatasaray’ı yıllar var ki, Fenerbahçe karşısında bu kadar kişilikli izlememiştim...
Oysa bahisçiler için, Fenerbahçeliler için “Çantada keklikti” maç...
Öyle olmasa bahisçiler Galatasaray’ın galibiyetine bire beş verir miydi?
Öyle olmasa Fenerbahçe’nin resmi internet sitesi bile “Rakip hiç önemli değil...”
Ya da “Çaresizliğin cesareti” gibi ifadeler kullanır mıydı? Ama taraflı tarafsız herkes gördü ki, golsüzlüğe üzülen, galibiyeti kaçıran Galatasaray oldu...
Son yıllarda Kadıköy’de “çaresizliğin, umutsuzluğun, teslimiyetçiliğin” adı olan Galatasaray bu defa Aslan gibiydi...
Aslında hepsi birer Aslan’dı...
O küçücük Serkan Galatasaray’ın sağında öyle bir duvar ördü ki, Roberto Carlos’u bir kez hücuma çıkarken, bir defa olsun bindirme yaparken göremedik...
Arda Galatasaray’ın sol kanadında öyle bir oynadı ki, o kulvarda adeta rüzgar gibi ıslık çalan Gökhan, bir esinti bile olamadı...
O Gökhan, belki de Fenerbahçe’ye geldiği günden beri en kötü, en etkisiz futbolunu oynadı...
Mehmet Topal, Alex’le, Deivid’le göbekten gelen atakları başlamadan, tehlikeye dönüşmeden bitirdi...
Alex’in 70. dakikada bir şutu, 77. dakikada yine Alex’in banko gol olacak bir vuruşunun Emre tarafından adeta “mucize” bir müdahale ile karşılanışı dışında Fenerbahçe’yi gören oldu mu?
Emre dedik, hakkını teslim edelim... “Cengaver” gibiydi...
Haziran’a kadar ne olur bilemem ama Avrupa Şampiyonası finallerinde ay-yıldızlı formayla görürseniz hiç şaşırmayın...
Barış, Volkan ve diğerleri...
Kontrolsüz oynayan, çok faullü oynayan Servet’i bir kenara koyun, üç gol kaçıran Hakan Şükür de dahil Galatasaray’da kötü oynayan futbolcu yok gibiydi...
Galatasaraylıların “bıraksın” dediği Hakan Şükür ile “gitsin” dediği Ümit Karan gibi iki santrfor bugün Fenerbahçe’de var mı?
Semih tamam, Kezman tamam da, Fenerbahçe’ye çok etkili bir santrfor, “Acil” gerekiyor... “İlk yardım” olarak gerekiyor...
Bir çift sözüm de Fırat Hoca’ya...
Servet, Lugano’nun omzuna basıp yükseliyor, Fırat Hoca faulü vermiyor, Lugano’ya sarı kart veriyor...
Sonra o sarı kart gidiyor, kırmızıya dönüyor...
Yapma be Hoca...
Okyanusları aşarken derelerde boğulma...
Dönelim mücadeleye... Galatasaraylı yöneticiler her fırsatta “eksiğimiz çok ama sahada tekmeye kafa koyan bir takımımız var” diyorlar...
Haklılar...
Kadıköy’de de tekmeye kafa koyan bir Galatasaray vardı...
Daha iyi mücadele eden, golleri kaçıran bir Galatasaray vardı...
Onun için Fenerbahçe golsüz beraberliğe üzülmesin...
Sadece Selçuk ile ayakta kalmaya çalışan Fenerbahçe için bu golsüz beraberlik alabileceği en iyi sonuçtu...
Galatasaray da 0-0’a güvenmesin...
Ali Sami Yen’de her sonuca açık bir maç bizi bekliyor...
Bu maç, bu sonuç bana günlük yaşantımıza giren bir deyimi hatırlattı...
“Gururlanma padişahım, senden büyük Allah var...”
Herkes hesabını ona göre yapsın...