İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - Force23

Sayfa: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 [14] 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 ... 452
157
ANKARA (ANKA)- Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, geçirdiği iş kazası nedeniyle sık sık rahatsızlanan ve bu nedenle uzun süreli raporlar alan işçinin iş sözleşmesini fesh eden işvereni haklı buldu.

 
Kartal 3. İş Mahkemesi'nin verdiği kararı bozan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 5 yıl içerisinde 565 gün rapor alan işçinin sözleşmesini fesh eden işveren aleyhine açılan davada, “Davacının davranışlarından kaynaklanan geçerli nedenler mevcuttur. İş ilişkisinin sürdürülmesi açısından beklenemez hal almıştır” görüşünü dile getirdi.
Geçirdiği iş kazası sonrası 31 kez viziteye çıkarak toplam 565 gün rapor alan işçiye, "kurşun intoksikasyonuna bağlı plinoropati" tanısı kondu. Kurşun asit akümülatör tesisinin üretim bölümünde çalışan işçinin sık sık rapor alması nedeniyle iş sözleşmesi fesh edildi.

 
Kartal 3. İş Mahkemesi'ne dava açan işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etti. Mahkeme, işçinin tutulduğu hastalığın tedavi edilemeyecek nitelikte olması, iş yerinde çalışmasında sakınca bulunduğunun sağlık kurulunca saptanması gerektiği, bu koşulların oluşmadığını, sağlık kurulunca bu konuda karar verilmediğini ve işverenin kesin rapor alınana kadar kurşunsuz bölüm dışında çalıştırabileceğine karar verdi.

 
Dosyanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin verdiği kararı bozarak davanın reddedilmesi gerektiğine hükmetti. Yargıtay, kararında şu görüşlere yer verdi: “4857 sayılı İş Kanunu'nun 18. maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından kaynklanan geçerli bir sebebe dayanılarak feshedilebileceği düzenlenmiştir. Söz konusu geçerli sebepler İş Kanunu'nun 25. maddesinde belirtilen derhal fesih için öngörülen haklı nedenler olduğu gibi, bu nitelikte olmamakla birlikte, işçinin ve işyerinin normal yürüyüşünü olumsuz etkileyen hallerdir. İşçinin sık sık rapor alması, yasanın gerekçesinde bu nedenler içinde sayılmıştır. İşçinin yeterliliğinden veya davranışlarından kaynaklanan sebepler, ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde fesih için geçerli sebep olabilirler. İş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli sebeplere dayandığı kabul edilmelidir. Davacının sık sık rapor alması ve bu olgunun devam etmesi karşısında, iş görme ediminden davalı işverenin yararlanamadığı ve sonuç olarak işyerinde olumsuzlukların yaşandığı sabittir. Davacının davranışlarından kaynaklanan geçerli nedenler mevcuttur. İş ilişkisinin sürdürülmesi işveren açısından beklenemez hal almıştır. Davanın reddi yerine yazılı şekilde kabülü hatalıdır”


158
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bugün beş ili kapsayan Güneydoğu gezisine çıkıyor.

Yüksekova, 16 yıl sonra Cumhurbaşkanı ağırlayacak

Gül, AKP'nin miting güzergahını izleyecek



Gül, 11-14 Eylül tarihleri arasında Van'ın Başkale, Hakkari'nin Yüksekova ilçeleriyle Siirt, Şırnak ve Diyarbakır'a gidecek.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre, Gül gezisi sırasında, valilikleri, garnizon komutanlıklarını ve üniversiteleri ziyaret edecek, yöredeki sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile görüşecek.

159
YEREL HABERLER / Alkollü yakalanan kamuya hizmet edecek
« : 11 Eylül 2007, 10:05:15 »
Yargıtay, alkollü araç kullanarak trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçunu işlediği gerekçesiyle 30 gün hapis cezasına çarptırılan sanığın cezasının ertelenmesi yerine ‘kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar' dan birine mahkum edilmesi gerektiğini belirtti.

Aksaray 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararı bozan Yargıtay 2. Ceza Dairesi,daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olan sanığın, alkollü araç kullanarak trafik güvenliğini tehlikeye sokan sanık hakkında verilen 30 günlük hapis cezasının ertelenmesi yerine kamu yararına işlerde çalışmaya mahkum edilebileceğini kaydetti.

Yargıtay 2. Ceza Dairesi, sanık hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 50. maddesinin 3. fıkrası gereğince aynı yasanın maddesinin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun mahkeme tarafından gözetilmemesini bozma gerekçesi saydı. Yargıtay, alkollü araç kullanarak trafik güvenliğini tehlikeye sokan sanık hakkında verilen 30 günlük hapis cezasının ertelenmesi yerine aşağıdaki yaptırımlardan birine mahkum edilmesi gerektiğine karar verdi:
“Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre;

- Adlî para cezasına,
- Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle, tamamen giderilmesine,
- En az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkânı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmeye,
- Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya,
- Sağladığı hak ve yetkiler kötüye kullanılmak suretiyle veya gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılarak suç işlenmiş olması durumunda; mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, ilgili ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınmasına, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanmaya,
- Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya, çevrilebilir.

ANKA

160
YEREL HABERLER / Seyahat firmalarından örnek davranış
« : 11 Eylül 2007, 10:05:00 »
KASTAMONU (İHA) - Vatani görevini yaparken şehit düşen ya da gazi olan Mehmetçiklerin yakınlarını ücretsiz olarak seyahat ettiren Kastamonu firmaları yetkililerine, Şehit ve Gazi Aileleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği tarafından teşekkür plaketi verdi.

Kastamonu Otobüs İşletmecileri Derneği'nin geçtiğimiz aylarda başlattığı "Şehit ve Gazilerin birinci derece yakınlarını ücretsiz taşıma" programına öncülük eden Kastamonu firmaları temsilcilerine Şehit ve Gazi Aileleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Şaduman Sivrioğlu tarafından teşekkür plaketi verildi.
 
Vatanı için şehit düşen ve gazi olan Mehmetçiklerin yakınlarına otobüs firmalarının gösterdiği saygıdan dolayı duygulandıklarını dile getiren Şaduman Sivrioğlu, bu davranışın diğer illerdeki otobüs firmalarına da örnek olmasını istedi.

Kastamonu Otobüsçüler Derneği Başkanı Kamil Yahyaoğlu, "Bugün evlerimizde rahat uyuyabiliyorsak, bunu Mehmetçiğe borçluyuz. Vatan için canını, kolunu bacağını verenlere yapılanların hepsi azdır. Diğer illerdeki meslektaşlarımızla bir araya geldiğimde bu konuyu gündeme getireceğim" dedi.

161
YEREL HABERLER / Cami avlusunda define avı
« : 11 Eylül 2007, 10:04:44 »
GÜMÜŞHANE (İHA) - Gümüşhane'nin Hasanbey Mahallesi, Daltaban Semti'nde bulunan Sadullah Efendi Camii avlusunda, 3 kişi tarafından define aramak amacıyla kazı çalışması başlatıldı.

Reşit Dabağ (74), İbrahim Öztürk (57) ve Halit Köprülü (65) tarafından Gümüşhane Belediyesi'nden kiralanan iş makinesi ile 100 metrekarelik alanda define aramak amacıyla başlatılan kazı çalışmasında ilk günkü çalışmalar sona erdi.
 
Konu ile ilgili olarak Gümüşhane İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünden alınan bilgiye göre Sadullah Efendi Camisi'nde define kazısı yapmak isteyen Halit Köprülü adına 27.01.1984 gün ve 18294 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "Define Arama Yönetmeliği"nin ilgili maddeleri uyarınca 05.09.2007 tarih ve 1034 sayılı define arama ruhsatı düzenlendiği, Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nden alınan ruhsat sonrası 10.09.2007 tarihinde define aramaya başlanılacağı, kazıya nezaret ve kazı başkanlığı yapmak üzere Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Müze Müdürlüğü'nde görevli arkeolog Ali İhsan Kartal'ın görevlendirildiği belirtildi.

Kazı sırasında Gümüşhane Valiliği tarafından birer Maliye ve İçişleri Bakanlığı temsilcisinin, alanın emniyeti için ise il emniyet müdürlüğünden 4 polis memurunun görevlendirildiği belirtildi. Reşit Dabağ, İbrahim Öztürk ve Halit Köprülü Gümüşhane Belediyesi'ne kiraladıkları araç ile ilk gün çalışmalarına başladı. 100 metrekarelik alanda yapılacak olan çalışmanın birinci gününde herhangi bir defineye ulaşılamazken, çalışmalara ara verildi.

Konu ile ilgili olarak bir açıklama yapan Halit Köprülü "Define aramak için gerekli olan tüm yazışmaları tamamladık. Anıtlar Trabzon Bölge Müdürlüğü'nden alınan izin doğrultusunda ve Gümüşhane Belediyesi Meclisi'nden çıkan onayla kazı çalışmalarına başladık. Gümüşhane Belediyesi'ne ait iş makinesini 3 günlüğüne kiraladık. 100 metrekarelik alanda derinliği 7 metreyi bulan alanda kazı çalışmasını sürdüreceğiz" dedi.


162
YEREL HABERLER / 10 bilen 1 kişi 153 bin 794 YTL kazandı
« : 11 Eylül 2007, 10:04:06 »
Ankara (AA)- Milli Piyango İdaresi'nce düzenlenen On Numara oyununun bu haftaki çekilişinde 10 bilen 1 kişi 153 bin 794 YTL 25 YKr kazandı.

266. hafta çekilişinde, büyük ikramiyeyi kazanan talihlinin kuponunu Ankara'nın Çankaya İlçesi'nde bayiye yatırdığı bildirildi. Çekilişte, 9 bilen 73 kişi bin 404 YTL 95'er YKr, 8 bilen bin 462 kişi 70 YTL 40'ar YKr, 7 bilen 14 bin 562 kişi 10 YTL 5'er YKr, 6 bilen 88 bin 379 kişi 1 YTL 80'er YKr, hiçbir numarayı doğru tahmin edemeyen 140 bin 505 kişi bir YTL 35'er YKr ikramiye kazandı.


163
Cumhurbaşkanını halkın seçmesinin de öngörüldüğü Anayasa değişiklik paketi için yapılacak referandumda gümrük kapılarında oy verme işlemi bugün gece başladı.
 
Gümrüklerdeki oy kullanma işlemi referandumun yapılacağı 21 Ekim Pazar günü saat 17.00'de sona erecek.
 
Yüksek Seçim Kurulu'nun belirlediği referandum takvimine göre, gümrük kapılarında dün fiilen çalışmaya başlayan sandık kurulları dün geceden itibaren ilk oyları kabul etmeye başladı.
 
Yüksek Seçim Kurulu'nun belirlemelerine göre Kapıkule ve İpsala ile Antalya, İzmir Adnan Menderes, Ankara Esenboğa, İstanbul Atatürk ve Sabiha Gökçen, Kayseri Erkilet ve Adana Şakirpaşa havalimanlarındaki gümrük kapılarında oy kullanılacak. Bu noktalarda tatil günleri de dahil olmak üzere 21 Ekim Pazar günü saat 17.00'ye kadar 24 saat oy kullanılabilecek.
 
Gümrük kapılarında, Türkiye'de seçmen kütüğüne yazılı olmayan, yurt dışında 6 aydan fazla ikamet eden, oy verme günü olan 21 Ekim tarihinde 18 yaşını doldurmuş olan, oy vereceği günde yurda giriş veya çıkış yapan, çifte vatandaş olup da Türkiye Cumhuriyeti pasaportunu ibraz eden Türk vatandaşları oy kullanabilecek. Oy verme isteminde bulunacaklar, pasaportlarını sandık kurulu başkanına göstermeleri gerekecek. Pasaporttan başka bir belgeyle oy kullanma talebi kabul edilmeyecek.
 
Diğer taraftan Yüksek Seçim Kurulu, 21 Ekim 2007 Pazar  günü yapılacak referandum oylamasında oy kullanma saatlerini açıkladı.

YSK'nın kararına göre seçmenler, Adıyaman, Ağrı, Artvin, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Hakkari, Kars, Malatya, Kahramanmaraş, Mardin, Muş, Ordu, Rize, Siirt, Sivas, Trabzon, Tunceli, Şanlıurfa, Van, Bayburt, Batman, Şırnak, Ardahan, Iğdır ve Kilis illerinde 07.00-16.00, diğer illerde 08.00-17.00 saatleri arasında oy kullanacak.

164
YEREL HABERLER / Türkiye'nin Sesi Radyosu 70 yaşında
« : 11 Eylül 2007, 10:03:29 »
Ankara (AA)- Devlet Bakanı Mehmet Aydın, ''Kendisini tanıtamayan ülkeler, kendi kendilerini vebal ve günah altında tutarlar'' dedi.

Türkiye'nin Sesi Radyosu'nun 70. yıl dönümü bir resepsiyonla kutlandı. Hilton Oteli'ndeki resepsiyona Devlet Bakanı Mehmet Aydın, RTÜK Başkanı Zahit Akman, Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Hilmi Bengi, TRT Genel Müdür Vekili Ali Güney de katıldı. Bakan Aydın, burada yaptığı konuşmada, geçmiş yıllarda Türkiye'nin Sesi Radyosu'nun sadece Türkiye'yi Batı'da tanıtan değil, aynı zamanda yurt dışına göç etmiş ve Türkiye'de neler olup bittiğini heyecanla bekleyen vatandaşların haber aldıkları tek kanal olduğunu söyledi.

Radyonun eski dönemlerde yaşanan zor şartlarda dahi büyük bir hizmete imza attığını belirten Aydın, ''Eskiden Türkiye'nin Sesi Radyosu 2-3 dilde yayın yapıyordu. Ama bugün durum farklı. Dünya küresel bir köy haline geldi. Dünyamızı küresel köy haline getiren iki şeyden biri iletişim, diğeri de ulaşımdır. Elbette ikisi arasında bir karşılaştırma yapacak olursak iletişimin hızını ve küreselleşen dünyadaki önemini ve değerini hiç kimse küçümseyemez'' diye konuştu.

Bugün dünyadaki her ülkenin kendisini tanıtması gibi bir görevi olduğunu ifade eden Aydın, bu konuda çok ciddi bir yarış yapıldığını kaydetti. Dış yayınların, sadece turizm ve kültür açısından bir tanıtım olmadığını belirten Aydın, bunun hem ekonomi, hem dış ticaret ve hepsinin de ötesinde barış, diyalog ve birlikte yaşama çabasına katkı meselesi olduğunu söyledi.
 
Bakan Aydın, bu anlamda sorumlu yayıncılığın etik ve ahlak görevi olduğunu ifade ederek, ''Kendisini tanıtamayan ülkeler kendi kendisini vebal ve günah altında tutarlar'' dedi. Türkiye hakkında bugüne kadarkinden çok daha fazla güvenilir bilgi verilmesi gerektiğini belirten Bakan Aydın, ''Türkiye'nin derin tarihini, evrensel değerleri içeren kültürünü ve uygarlığını anlatmamız lazım. Eğer bunu yapamazsak uzun soluklu bir ekonomik başarı ya da sanayi başarısını gerçekleştirmemiz mümkün değil. Çünkü günümüz dünyasında her şey her şeyle ilişkilidir, bağlantılıdır'' görüşünü kaydetti.

Bundan sonra Türkiye'yi kültürüyle ve diliyle en iyi şekilde tanıtacaklarını anlatan Aydın, 27 dilde yayın yapan Türkiye'nin Sesi Radyosu'nun yakın bir tarihte tüm dünyaya sesleneceğini umduğunu belirtti.

TRT Genel Müdür Vekili Ali Güney de Türkiye'nin Sesi Radyosu'nun Türkçe dahil 27 dilde yayın yaptığını söyledi. Radyonun, Türkiye'nin siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda dünyaya tanıtılmasında önemli bir görev üstlendiğini belirten Güney, radyonun Türkçe yayınlarla yurt dışındaki vatandaşların dostu, yabancı dildeki yayınlarıyla da kültür elçisi olduğunu ifade etti.


165
YEREL HABERLER / Hızlı tren 261 km hız yaptı
« : 11 Eylül 2007, 10:03:13 »
Ankara (AA)- Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesi'nin ilk etabını oluşturan Ankara (Esenkent)- Eskişehir (Hasanbey) hattında gerçekleştirilen deneme seferlerinde bugün saatte 261 kilometre hıza ulaşıldı.

Ankara-Eskişehir ''hızlı tren hattında'', 23 Nisan 2007'de başlayan test sürüşlerine, İtalya'dan kiralanan 3 vagon ve 2 makineden oluşan setle devam ediliyor.

Başlangıçta 70-80 kilometre hızla başlanılan test sürüşlerinde bugün saatte 261 kilometre hıza ulaşıldı. Test sürüşünün bugünkü bölümünün tamamlandığı Ankara Garı'nda yapılan açıklamada, yarın 275 kilometre test hızına ulaşılmasının hedeflendiği belirtildi.

Test sürüşüne katılan ekipte yer alan TÜV-SÜD Projelendirme ve Sertifikasyon Sorumlusu Valentino Monaco, Ankara Garında yaptığı açıklamada, test sürüşü sırasında ''çok yüksek bir kalite seviyesine ulaşıldığını'' belirterek, ''Genelde sertifikasyon kurumu olarak, bir günden bir güne 260'a kadar çıkılması çok nadir yapılan bir şey ama bugün bütün gereksinimler hazırdı. O yüzden bunu uygun gördük'' dedi. Gelinen aşamada ''bazı eksiklerin'' olduğunu kaydeden Monaco, bunlar
tamamlanınca sertifikasyon belgesini kasım ayı başlarında teslim edebileceklerini söyledi.
 
Deneme seferinde bulunanlardan Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Karaşahin de hattın saatte 250 kilometre hız yapılabilecek bir geometriye sahip olduğunu ifade ederek, ''Dolayısıyla bu yeni bir hat. Eski hat biliyorsunuz duruyor. O hatta yük trenleri çalışacak. Bu yeni yapılan hatta tamamen hızlı trenler çalışacak, saatte 250 kilometre hıza ulaşacaklar'' şeklinde konuştu. Deneme seferinde kullanılan trenin ''test treni'' olduğunu anımsatan Karaşahin, maksimum hızın yüzde 25 arttırımlı olacağını, dolayısıyla hatta en fazla saatte 275 kilometre hıza çıkılabileceğini söyledi.
 
Trenin İtalyan Makinisti Giuseppe Parisi ise ''Türkiye koşullarında bu rekorun kırılmasının çok önemli ve tarihsel bir olay olduğunu'' ifade etti.


166
Ankara (AA)- Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Türkiye'de demokrasinin kökleştiğini ve parlamentonun günün ihtiyaçlarına cevap verebilecek yepyeni bir anayasa yapabileceğini kaydetti.
 
Çiçek, "AK Parti, bilim adamlarından gelen taslağı kendisi yönünden bir değerlendirme yapıyor, yaptı. 'Bu taslak bizim taslağımız' diyebileceğimiz bir noktaya henüz gelmedik" dedi.

Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında açıklamalarda bulunan Bakan Çiçek, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Çiçek, ''sivil anayasa'' çalışmalarının hangi aşamada  olduğu, kamuoyunda bu çalışmaların ''gizli'' yürütüldüğü gibi bir algılamanın bulunduğu, bunun nereden kaynaklandığının sorulması üzerine, anayasa değişikliklerinin hükümetlerin değil, parlamentonun işi olduğunu belirtti.
 


167
ANKARA (ANKA)- Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan başka kurumlara geçişlerin kadrolaşmadan değil ücret dengesizliğinden kaynaklandığını söyledi. Çiçek, kurumlar arası yer değiştirmelerin personel reformu yapılarak eşit işe eşit ücret verildiği zaman son bulacağını belirtti.

Çiçek Bakanlar Kurulu toplantısının ardından gündemdeki konular hakkında bilgi verdi ve gazetecilerin sorularını yanıtladı. Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan'ın Avrupa Birliği süreciyle ilgili hükümet üyelerine bilgi verdiğini belirten Çiçek, konunun Türkiye için önemine değindi. Güven oyu aldıktan sonra gerçekleştirilen ilk toplantının ilk maddesi olarak bu konuyu görüştüklerini dile getiren Çiçek, Avrupa'da 5 milyona yakın Türk kökenli vatandaşın bulunduğunu ve Türkiye'nin ihracatının yüzde 60'ının AB ülkeleriyle yapıldığını kaydetti.

-YURT DIŞINDA YAŞAYAN VATANDAŞLARIN OY KULLANABİLMELERİ-

Çiçek, yurtdışındaki vatandaşların oy kullanabilmelerine ilişkin düzenleme konusunun da kurulun gündemine geldiğini ifade etti. Sorunu “Türkiye'nin kanayan bir yarası” olarak değerlendiren Çiçek, kendisinin başkanlığında ve Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı, Dışişleri Bakanı, yurt dışındaki vatandaşların sorunlarıyla ilgili olan Devlet Bakanı Sait Yazıcıoğlu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'ndan oluşan bir grup kurulduğunu açıkladı. Çiçek, çalışmaların bir sonraki seçime kadar bitirilmesini hedeflediklerini belirtti.

-ŞENLİKLERE YENİ DÜZEN-

Hükümet Sözcüsü Çiçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve bazı siyasi partilerin liderlerinin Söğüt'te düzenlenen Ertuğrul Gazi Şenlikleri'ne katıldığını hatırlatarak, tarihi öneme sahip mekanlarda düzenlenecek olan şenlikler için yeni projeler geliştireceklerini kaydetti. Bu çerçevede Malazgirt, Çanakkale, Dumlupınar ve Söğüt'te yapılacak şenliklerin dinamik bir anlayışla gerçekleşeceğini söyleyen çiçek, Çanakkale'deki proje belli bir noktaya geldiğini açıkladı.

-“MECLİSTE BEKLEYEN 140 TASARI VAR”-

Çiçek, 1 Ekim'de yeni yasama yılının başlayacağını hatırlatarak erken seçim kararı alındığı için görüşülemeyen yeni döneme devrolunan 140 tasarının yanı sıra bakanlıkların üzerinde çalıştığı ancak yasama yılına yetiştirilemediği için TBMM'ye gönderilememiş ve halen komisyonlarda bekleyen birçok tasarının da olduğunu belirtti. Bu tasarılarla ilgili değerlendirme yapıldığını ifade eden Çiçek, toplantıda hükümetle parlamento arasındaki ilişkinin de ele alındığını dile getirdi.

-"KADROLAŞMA DEĞİL ÜCRET DENGESİZLİĞİ"-

Bir gazetecinin TÜSİAD Başkanı'nın hükümete yönelik özellikle Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan başka kamu kurumlarına devlet kadrolaşma eleştirileri hakkındaki değerlendirmesini sorması üzerine özetle Çiçek şöyle konuştu:  “Biz ne yapıyorsak ülkede açık ve şeffaf yapıyoruz. Kapalı kapılar ardında yaptığımız bir şey yok. Maalesef kurumlar arasında bazı kesim Diyanet'i öne alıyor. Her seçim döneminde, kamu kuruluşları arasında ücret dengesizliği olduğu için o kurumdan bu kuruma geçmeye çalışan pek çok insan oluyor. Bu bana da geliyor. İnsanların işe girmesi ayrı bir dert, işe girdikten sonra da nerede para daha fazlaysa oraya haklı olarak geçmeye çalışıyor. Bu ilk defa bugün olmuyor. Geçmişte de oldu. ‘Eşit işe eşit ücret' bunu gerçekleştirebilseydik.
 
 Aynı görevi yapan insanlar arasında maaş farklılıkları var. Geçen dönem personel reformu gerçekleştirmeye çalıştık. Bu çok da kolay değil. Böyle bir reform olduğu zaman bütün taşlar yerinden oynuyor. Bu geçişlerin temelinde yatan ücret farklılıklarıdır.

Yoksa kadrolaşma iddiaları her defasında söylenir. Diyanet'te çalışanlar da 657 sayılı devlet Memuru Kanunu'na tabidir ve onlar da devlet memurudur. Belli kriterler her yer için geçerlidir. O kritlerlere uyuyorsa bugüne kadar olduğu gibi yatay geçişler oluyor ama keşke olmasa.” Çiçek, bu tür açıklamalar yapılmadan önce ilgili kurumlara sorularak doğru bilgilerin alınmasını istedi.

-"İŞ KAZALARINI ÇALIŞMA BAKANINA SORUN"-

Çiçek, başka bir gazetecinin, Tuzla'da ölümle sonuçlanan iş kazalarını anımsatarak, “İş güvenliğiyle ilgili denetimlerin artırılıp artırılmayacağı ve yeni dönemde taşeronlaştırmayla ilgili yasal bir düzenleme yapılıp yapılmayacağı” şeklindeki bir soru üzerine şu yantı verdi: “Bu Bakanlığı ilgilendiren bir konu. Ben her şeyin ayrıntısını bilemem. İş kazası gibi özel yasaları Çalışma Bakanı'na sorarsanız daha doğru bilgi almış olursunuz. O da sizi tatmin eder mi etmez mi bilemem.”

168
YEREL HABERLER / Bakanlar Kurulu AB'ye uyumu görüştü
« : 11 Eylül 2007, 10:02:24 »
Ankara (AA)- Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, 60. Hükümetin de önceki iki hükümet gibi AB konusunu her zaman gündeminde tutmaya devam edeceğini bildirdi.

Türkiye'nin çağdaşlaşması ve modernleşmesi açısından AB konusunu önemsediklerini kaydeden Çiçek, bu nedenle gündemde yer alsa da almasa da Hükümetin her defasında bu konuya gereken önemi verdiğini söyledi. Çiçek, şöyle konuştu: "60. Hükümet de önceki iki hükümet gibi AB konusunu her zaman gündeminde tutmaya devam edecektir. Bununla ilgili olarak hazırladığımız ulusal programdaki reformları yapma noktasındaki kararlılığımızı bir defa daha ifade etmek istiyorum.

Zaten, Türkiye'nin AB müktesebatına uyum programı 2007-2013 dönemini kapsayan bir önemli çalışma, belge, kamuoyunun bilgisine, ilgisine sunulmuştur. Her bakanlığın 2007-2013 arasında ne tip çalışmalar yapacağı, yasal ve kurumsal çalışmalar, takvimleriyle beraber bu dokümanda var. 1 Ekim'den itibaren yasama çalışmalarına başlayacağımıza göre, hem AB müktesebatına uyum programındaki taahhütlerimiz yerine getirebilmek adına, hem de yapısal reformları gerçekleştirebilmek adına bunu önemsiyoruz ve gündemimizde tutuyoruz. 1 Ekim'den itibaren bu yöndeki çalışmalar hızlanacaktır."

AB'nin Türkiye bakımından önemli olduğunu, Avrupa'da 5 milyona yakın Türk ve Türk kökenli vatandaşın bulunduğunu anlatan Bakan Çiçek, bu nedenle AB ile ilişkilerin önemini bir kez daha vurguladı. İhracatın yüzde 60'ın üzerindeki oranının AB ülkelerine yapıldığını anlatan Bakan Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu manada biz bir ölçüde AB'ye zaten belli noktalarda işbirliği içinde olan ülke olmamızdan dolayı da bu konu üzerinde her zaman önemle durulması gereken bir gündem maddesi bugün bu konudaki kararlılığımızı bir kez daha ifade etmek istiyorum. bu kadar vurgu yapmamın sebebi şudur; zaman zaman 'Türkiye reform yorgunu, Türkiye bu konuları 2. plana itti, yeteri kadar önem vermiyor' tarzında yanlış değerlendirmeler olabiliyor. Belki içerde yapılan çalışmalar yakından takip edilmediği için yanlış değerlendirmeler olabiliyor. Daha güvenoyu aldıktan sonra ilk Bakanlar Kurulu toplantısında birinci madde olarak bunu aldığımıza göre, bundan sonraki süreçte de bu kararlılığın devam edeceğini herkesin bilmesini istiyoruz. Sayın Babacan, bu çalışmalarla ilgili kapsamlı bilgi verdi. Ayrıca 22 Temmuz'da yapılan seçimlerin AB camiasında olumlu etki bıraktığını da ifade etti. Türk vatandaşları, Türk seçmeni, büyük bir demokratik  olgunlukla herkesi hayran bırakacak bir seçimi geride bıraktı.
 
Demokrasinin, özümsendiğini, benimsendiğini, demokratik hayat tarzının artık bu ülkenin vazgeçemeyeceği bir noktaya geldiğini kanıtlanması bakımından da önemli olmuştur. Herkes, Türkiye'nin bu tutumunu orada takdirle ifade etmişlerdir."

-YURT DIŞINDA OY KULLANMA-

Bakanlar Kurulu toplantısında ayrıca, ''Türkiye'nin bir yarası'' diye nitelendirdiği ''yurt dışındaki vatandaşların oy kullanabilmesine ilişkin yapılacak düzenlemelerle'' ilgili bir değerlendirme de yapıldığını anlatan Bakan çiçek, şu bilgileri verdi: ''Maalesef siyasetçiler ve parlamento alarak bunu çözememiştik. Yurt dışındaki vatandaşlarımızın oy kullanmasıyla ilgili sıkıntı. Her gittiğimizde oradaki vatandaşlarımızı bizden aynen diğer ülkelerin vatandaşları gibi, bulundukları yerden oy kullanmayı arzu etmişlerdir. Türkiye ile ilişkilerin devamı açısından onların oy kullanmaları bir külfet teşkil ediyordu. Biz bulunduğumuz yerde oyu bedava kullanıyoruz tabiri caizse. Bulundukları yerlerden gümrük kapılarına gelerek bir masraf yapmak suretiyle vatandaşlık haklarını yerine getirmeye çalışıyorlardı. Hiç olmazsa bundan sonraki dönem açısından çözümü kavuşması için bugün bir kurul oluşturduk, benim başkanlığımda... Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı, Dışişleri Bakanı, yurt dışındaki vatandaşların sorunlarıyla ilgilenmesi gereken Devlet Bakanı Sait Yazıcıoğlu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'ndan oluşan bir grup kurduk. Bir çalışma başlatıyoruz. Bunu hemen seçimin akabinde başlatmış olduk ki öbür seçimlere kadar işin yasal ve kurumsal düzenlemeleri neyse bunları biran evvel yapalım, son
noktaya bırakmayalım diye ümit ediyoruz. Bundan sonraki genel seçimlerde vatandaşlarımızın oy kullanmalarını mümkün kılacak bir sistemi Türkiye'de gerçekleştirmiş oluruz.''

Bakanlar Kurulu'nda, yeni yasama döneminde ele alınacak konuların da değerlendirildiğini söyleyen Bakan Çiçek, şunları söyledi: ''Geçen dönemden sıra sayısını almış, ancak erken genel seçim kararı alındığı için görüşülememiş 140 tasarı var. Buna karşılık bakanlıklarımızın üzerinde çalıştığı ve yasama yılına yetiştirilemediği
için TBMM'ye gönderilememiş olanlar var. Komisyonlarda bekleyenler var. Bununla ilgili değerlendirme yaptık. Dolayısıyla yeni dönemde hangi tasarılar öncelikle çıkarılacak, bununla ilgili değerlendirme yaptık. Daha verimli bir parlamento ve hükümet ilişkisini nasıl tesis edebiliriz, bununla ilgili ben bir bilgi sunumu yaptım.
Geçen dönem TBMM çok partili hayata geçtiğimizden itibaren çok önemli tasarıları kanunlaştırdı. 900 civarında yeni mevzuat hayatımıza girdi. Bu dönemde de bu ve bunun çabaları aynen, kararlılıkla sürdürüleceği için verimli bir hükümet-parlamento ilişkisi açısından neler yapılabilir  bunları konuştuk. Hükümet olarak biz kendi üzerimize düşeni yapacağız, hiç şüphesiz Parlamento da kendi ayrı bir organ olduğuna göre, onlar da  buna katkı sağlayacaklar. Hükümet-parlamento ilişkisi de bu çerçevede görüşülmüştür.''


Sayfa: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 [14] 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 ... 452