İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - weathered

433
DİNİ BİLGİLER / Nimetler ne zaman artar
« : 26 Ocak 2009, 09:20:23 »
* Müslümanlık nimetlerinin ortadan kalkmasına sebep bunların kıymetinin bilinmemesidir. Elimizden alan Allahü teâlâdır. Allahü teâlânın âdet-i ilahiyesi şöyledir ki, iyi işleri sevdiği kullarına, kötü işleri düşmanlarına yaptırır. Allahü teâlâ Kur'an-ı kerimde mealen, "Nimetlerimin kıymetini bilir şükür ederseniz onları arttırırım. Kıymetini bilmez, nankörlük ederseniz, elinizden alır, şiddetli azap ederim" buyuruyor. Her nimet için de böyledir. Şükür etmek, o nimeti izin verildiği ve emredildiği yerde kullanmak demektir. Dil ile elhamdülillah veya çok şükür demek şükür etmek olmaz. Buna "hamd" denir. Hamd dil ile, şükür beden ile yapılır. Göz nimetine şükür etmek için Allahü teâlânın bak dediği yere bakılır, bakma dediği yere bakılmaz. İman nimetine şükür etmek için de, onu Allahü teâlânın diğer kullarına ulaştırmak gerekir. Ama doğru imanı, yani ehl-i sünnet itikadını.

* Dünyadan sakının demek, haramlardan, yasaklardan sakının demektir.

* Müslümanlar Allahü teâlâya tevekkül eder. Tevekkül çalışmadan yatıp beklemek değildir. Tevekkül, çalışıp sebebine yapışıp, o sebebin tesirini Allahü teâlâdan beklemektir. Çalışmadan bana ver Yarabbi denmez. Namaz kılmadan, Yarabbi günahlarımı af et demeye benzer. Namaz kılmayanın duası kabul olmaz.

* İyi sebebe yapışan iyi netice alır. Çalışırken netice alamazsanız, kabahati kendinizde arayın.

* Haset eden mesut olamaz.
* İbadet için abdest şarttır, ticarette de doğruluk şarttır.

* Dinimizde bir şey istemek zillet, bir şey vermek izzettir.
* Helal parayla beslenen kimseye ibadetler kolay gelir.
* Kovandan çıkmayan arı bal yapmaz.

* Para iş görmek için yaratılmıştır, sevmek ve biriktirmek için değil.
* Paranın sevgisi yılan sevgisi gibidir.
* Dünya malını kalbinden atan, Allah’ın sevgili kulu olur.

* Dini kurtarmak için, dünyayı verin.
* Çalışıp kazanma zahmeti çekmemiş kimsede hayır yoktur.

* Allah’ın verdiği rızka razı olan kimseyi, başkalarının elinde bulunan nimetler mahzun etmez.

* Çalışmayıp herkese muhtaç kalanların, dini ve aklı noksan olur.

* Mal kazanmakla, şeref kazanılmaz.
* Ticarette üç şart vardır: Kalite, fiyat, tatlı dil güler yüz

434
* Müslüman demek, hasreti çekilen insan demektir. Bir kimsenin hasreti çekilmiyorsa, son nefeste imanı tehlikededir.

* Bir müslüman, bir müslümanın yanına, herhangi bir iş için, rahat gidemiyorsa, çekinerek gidiyorsa, o kendisinden çekinilen müslümanın son nefesinden korkulur.

* Güzel ahlak, kimseye yük olmamak, fakat herkesin yükünü çekmektir.

* Kendini beğenmeyip haramlardan sakınanın kabına, rahmet dolmaya başlar, ihlası artar, istifade etmeye başlar. İşte bu istifadenin hasıl olup olmadığı, kimseye yük olmayıp, herkesin yükünü çekmeye başlaması ile anlaşılır.

* Herkeste şef olmak arzusu vardır. Bu insanın tabiatında vardır. Bu hâl yalnız yüzü ahirete dönük olanlarda olmaz.

* Güler yüzlü olmayanın, insanların itimadını, sevgisini kazanması zordur. Cömert olmayan, vermekten hoşlanmayan, insanların sevgisini kazanamaz. Sırf Allah rızasını gözetmeyenin, yaptığı hizmetlerde insanlardan takdir veya maddi bir karşılık bekleyenin ihlası zedelenir. Allahü teâlâ da ihlassız kimseyi muvaffak kılmaz.

* Nefse tâbi olmak, kötü arkadaşlarla düşüp kalkmak sıkıntı verir. Seadet-i ebediyyeye kavuşmak için çok engeller var. En büyük engel, akla, nefse tâbi olmaktır.

* İnsan, ölüme hazırlanırsa, huyu güzel olur. Ölümü hatırlatmak, mümin için müjdeli haber gibidir.

* Ölümü unutup, çok yaşama arzusuna kapılan, üç şeye hasret gider. Topladığına doymaz, umduğuna kavuşamaz. Ahiret yolculuğu için yeterli hazırlık yapamaz.

* Hiçbir zaman, hiçbir şekilde, halinizden şikayetçi olmayın. Her zaman şükredici olun. Beterin beteri vardır.

* Mertlik demek, herkes ile iyi geçinmektir.

* Herkese iyilik yapamayız; fakat, hiç kimseye kötülük yapmaya hakkımız yoktur.

* Mümin kardeşinizin duasını almaya çalışın. Kurtuluşun onun duasında olabileceğini unutmayın.

* Başarının sırrı, güler yüz, tatlı dil ve güzel siyasettir. Güzel siyaset, herkesin memnun olması demektir. Sevgi yakınlık ister, kaçan mahrum kalır, gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Kendisini seveni, başkası sevmez.

* Gıybet aileyi parçalar, toplumu çökertir, cemiyeti felakete götürür. Zinadan daha büyük günah olduğu halde, çok kolay işlenen bir günahtır.

* Herkese sıkıntı veren kibirlilerdir. Herkesi şikayet etmesi kibrindendir. Mütevazı demek ölmüş, demektir. Ölü kimseyi şikayet etmez, ölüyü şikayet eden olmaz.

* Kızdığınız zaman bir kefen yapın.

* (Nefsini bilen Rabbini bilir) hadis-i şerifinin sırrına eren, nefsini sokakta gördüğü köpekten aşağı bilir.

* Her sıkıntıya sebep, günah işlemektir.

* En büyük günah, günahı bilmemektir. Ondan büyük günah, günahı ibadet olarak yapmaktır.

* Başarılı olmak ve ahirette de bu başarısının faydasını görmek isteyen namazlarını aksatmayıp, iki şey yapsın; Sabretsin, ihlaslı olsun.

435
DİNİ BİLGİLER / Kalbinde dünya derdi varsa
« : 26 Ocak 2009, 09:19:42 »
 Eğer bir kişinin kalbinde ahiret derdi varsa, hiçbir dert onun için dert olmaz. Ama kalbinde dünya derdi varsa her türlü sıkıntı onun için derttir.

* Güçlü insan mütevazı, aciz insan kibirli olur.

* Maiyetiniz sizi sevmiyorsa noksanlık sizdedir. Maiyete hizmet edin. Emir vermeyin.

* Rahat etmek istiyorsanız iki şeye riayet edin:
Günah işlemeyin. Bütün sıkıntıların başı günah işlemektir.
Kalb kırmayın. Kâbe’yi yıkmaktan daha büyük günahtır.

* Bu bana lazım, bu bana lazım diyen huzur bulamaz. Bu bana lazım değildir diyen huzur bulur.

* Bir kişi var veriyor, bir kişi var vermiyor. Bunlardan hangisini insanlar sever. Elbette vereni severler. Bu kişiyi insanlar sever de Allahü teâlâ sevmez mi? Elbette sever. O halde vermek lazım.

* Kötülerle münakaşa etme üzerler, iyilerle münakaşa etme küserler.

* Tevazu kendini başkaları ile bir görmektir. Başkalarından daha üstün ve daha aşağı görmemektir.

* Müslümanlara yardım etmeyen, onların iyilikleri ve rahatları için çalışmayan onlardan değildir.

* (Benimki benim seninki de benim) diyen, hayvan sıfatlı kimsedir. (Seninki senin benimki benim) diyen zararsızdır. Makbul olan, (benimki senin seninki de senin) demektir. Bunu salih müslüman söyler.

* Hedefi olmayan gemiye rüzgar fayda etmez.
* Dağlar ne kadar yüksek olursa olsun, üstünden yol geçer.

* Bid’at itikadı sahiplerine ve suizan sahiplerine tevbe nasip olmaz. Bunlar yaptıklarını doğru zannettikleri için tevbe etmezler.

* Allahü teâlâ iki amelin karşılığını bildirmemiştir. Bunlardan biri oruç, diğeri iftiraya uğradığı halde sabretmektir. Bu ikisine kat kat sevap verilecek.

* Vaktin kıymetini bilin. Gözyaşı yerine kan akıtsanız geri gelmez. Ahirette her nefesten hesaba çekileceksiniz.

* Müslüman, Allah katında kıymeti olan insan demektir. Allah’ın sevdiği insan demektir. Bir müslümanın hatalarını görmemek, ona kin tutmamak lazımdır, kusurlarını affetmek lazımdır. Hatta affetmek mecburiyetindesin. Niye? Allah’ın seni affetmesini istiyorsan, sen de Onun müslüman kulunu affetmen lazım. Yani, affedilmek için affetmek lazım. Din kardeşinin kusurunu affedeni, Allahü teâlâ affeder.

* Bütün mevcudat, fen ilimleri, fizik kimya biyoloji vs. hepsi Allahü teâlânın varlığını ve birliğini göstermektedir. İslamiyet ise bu yüce Rabbimize nasıl inanılacağını, nasıl ibadet edileceğini bildirmektedir.

* Doğru iman nimeti en büyük nimettir. Nimetlerde zirvedir. Bunun dışında başka şeylere bakmak, aşağıya bakmak demektir. Aşağı, adi olanı istemek demektir. Kendini zelil etmektir. Allahü teâlâ (Nimetlerimin kıymetini bilirseniz arttırırım, bilmezseniz elinizden alır, şiddetli azap ederim) buyuruyor. Bunun için şükretmek lazım, elimizden gitmemesi için korkmak lazım. Bu vaadi ilahidir. Allahü teâlâ vaadinden dönmez, onu yapar.

Korkmak lazım, imanı muhafaza etmeye çalışmak lazım. İman çok kıymetlidir, müslüman çok kıymetlidir. Kıymetini bilmek lazım. Bir fasık müslümanın imanının nuru dünyada gözükseydi, güneş sönük kalırdı.

* İslamiyet, Allah’ın dinidir. Hiç Allah’ın dinine zarar verilir mi? Hiç Allah’a harp açılır mı? Firavun gibi, Ebu Cehil gibi ahmaklar açtı. N’oldu peki? Şimdi hep acı azap içindeler. Halbuki Allah’ın dini devam ediyor, kıyamete kadar da devam edecek. Çünkü İslamiyet olmazsa, insanların mükellefliği olmaz.

436
DİNİ BİLGİLER / Kalbin hasta olmaması için
« : 26 Ocak 2009, 09:19:20 »
* Nefsin bütün istekleri beden içindir, onun ihtiyaçları içindir. Aklın da böyle. Ancak, dünyadaki her şey insan için yaratıldığından bu isteklerin, ihtiyaçların ardı arkası gelmez, yani sonu yoktur. Akıl ve nefs, bu isteklerini kalbe bildirirler. Kalb de bunlardan gelene göre hareket eder.

Bu akıl, İslamiyet’e kavuşunca, kıymetlenir. Yine istekleri beden içindir ama bu sefer ahireti görür, ebedi hayatı görür, bu bedenin orada da saadete kavuşması için çırpınır. Nefsin her isteğine boyun eğmez. Sınırlama getirir. Şunları şunları ancak şu kadar yapabilirsin der yani bu talimatı kalbe gönderir. Nefs ise yine isteklerine devam eder. Kâfirdir çünkü. Kalb yine akıl ve nefsten gelenlere göre hareket eder. Ancak kalbin doğru, sıhhatli karar verebilmesi için sağlam olması, hasta olmaması lazım. Kalbin hasta olmaması için, mezhep imamlarımızın, ehl-i sünnet âlimlerinin yolunda olmak lazım, salihlerle beraber olmak lazım.

* Dinimizde ruhbanlık yoktur. Nefsi öldürmek, bütün isteklerini reddetmek diye bir şey yoktur. İslamiyet nefsi öldürmeyi değil, kontrol altına almayı istemektedir. Nefsin isteklerinden helal olanları yapmaya izin veriyor. Haram olanlarına izin vermiyor.

* Eshab-ı kiram efendilerimizi çok sevin. Ama istisnasız hepsini. Hepsi Cennetlik çünkü. Hepsi Allah Resulünün arkadaşı çünkü. Onların işlerine sözlerine sakın karışmayın. Onların işine sözüne aklıyla giren mürted olarak çıkar. Bundan çok sakının. Hepsi Cennetliktir. Allahü teâlâ hepsinden razı olduğunu ve hepsine Cenneti vaad ettiğini Kur’anda açıkça bildirmektedir.

* La ilahe illallah Muhammedün resulullah.
Öyle bir kelime ki söylemesi hafif ama değeri çok yüksek. İmam-ı Rabbani hazretleri, (Bu kelime-i tevhidin sevabını terazinin bir kefesine koysalar, yedi kat yerler, yedi kat gökler günahlarla dolsa, bu kelime-i tevhidin bulunduğu yer ağır gelir) buyuruyor.

İmanı olanı ateş yakmaz. Çünkü kelime-i tevhid onu korur. Asırlarca, imansızlar bu kelimeyi söylememek için öldüler, Cehenneme gittiler, asırlarca Müslümanlar bu kelimeyi söyletmek için şehit oldular, Cennete gittiler.

Bu kelime-i tevhidi söylemeyi yani buna iman etmeyi, Allahü teâlâ kime nasip etmişse, ondan daha zengin, ondan daha mutlu, ondan daha bahtiyar hiç kimse olamaz bu dünyada. Onun için bunu söylemeyi kime cenab-ı Hak nasip etmişse onun bundan başka herhangi bir talepte bulunması doğru değildir. Çünkü en kıymetlisini verdi Allahü teâlâ, en kıymetli. Bundan daha kıymetli yoktur.

Allahü teâlâya hamd olsun ki bize bu kelime-i tevhidi söylemek nasip etmiş. Mesela Peygamber efendimizi gördükleri halde, Hazret-i Ebu Bekir kelime-i tevhidi söyledi, Hazret-i Ömer söyledi, Ebu Cehil, Ebu Leheb söylemedi. Yani şaka değil bu iş. Cennet ve Cehennem bahis konusu. Söyleyen Cennete, söylemeyen Cehenneme. Allahü teâlâ muhafaza buyursun. Onun için boş kaldıkça kelime-i tevhid söyleyelim.

437
* Her sıkıntının, her başarısızlığın, her derdin ilacı namaz ve istiğfardır. Allahü teâlâ günah işleyen bir kulunu muvaffak etmez.

* Allahü teâlâ günah işlemeyenlerden ve günah işlenmeyen yerlerden razıdır. Siz, günah işlememeye ve arkadaşlarınızı günahtan korumaya çalışın.

* Allahü teâlâya sığınan hıfz-ı eman-ı ilahide olur.

* İhlas, muhabbet ve itaat, üçü ayrılmazsa feyz gelir. Ayrılırsa, büyük zat feyz vermek istese de, feyz gelmez.

* Allahü teâlâ bir kulundan razı olursa, ona, herşeyi vermiş demektir.

* Her şeyin, her işin bir gayesi, kıblesi vardır. Esas gaye imanla ölmek, Allah demektir. Allah’ı unutarak iş yapan, Cehennem ateşini talep etmektedir. Samimiyet varsa, iyilikle, tatlı dille bu hatırlatılmalı, ona yardım etmeli.

* Müsafeha edince, el ayrılmadan günahlar dökülür.

* Günah işlenmeyen yerde huzur vardır. Günah işlenirse huzursuzluk başlar. Günahlar kalbi sıkar, Zikri ilahi ile meşgul olmak, insana ferahlık verir, günahlara karşı soğukluk getirir. Bir müslüman günah işlemese Cennet nimetleri başlar.

* Şeytan, öfke anında aklı örter, avucunun içine alır, herşeyi yaptırır.
* Nice küçük amel, niyetle büyür, nice büyük amel ise niyetle küçülür.
* Fasıklar Allahü teâlânın sıfatlarına, kâfirler ise Zatına düşmandırlar.

* Cömertlik et, iyilikte bulun. Fakat başa kakma, çünkü cömertliğin faydası sana aittir.

* Müslümanın ikramında şifa vardır. Hediye vermek de almak da sünnettir.
* İyiliği, sayarak değil, saçarak yapın!

* Eline, diline, beline sahip olana, kötülükler uzak kalır.
* Göz iki, kulak iki, ağız tek, çok görüp, çok dinleyip, az söylemek gerek.

* İçi aydın olan, dışına ışık verir.
* İnsanın sözü hikmet, bakışı ibret ve susması ders olmalı.

* Küçük bir delik, büyük bir gemiyi batırır.
* Musibete sabırsızlık göstermek, ondan da büyük musibettir.

* Nasihat tutmayanı musibet tutar.
* Zalim ölmek yerine mazlum olarak öl.

438
DİNİ BİLGİLER / İyi kimselerin son sözleri
« : 26 Ocak 2009, 09:18:34 »
* İbni Münkedir hazretleri ölüm döşeğinde ağlıyordu. Sebebini sordular. “Kasten büyük bir günah işlemedim. Önem vermediğim küçük bir günah, Allah’ın gazabına sebep olduysa diye korktuğum için ağlıyorum” dedi.

* Âmir bin Abdülkays da ölürken ağlıyordu. Soranlara, “Boşa geçirdiğim günlerim için ağlıyorum” dedi.

* İbni Mübarek hazretlerinin ölürken yoksul hâlini gören azatlı kölesi İbni Abdullah ağlamaya başladı. “Sen ne kadar zengin idin, evinde bir şey kalmamış. Bu hallere mi düşecektin” diye sızlandı. İbni Mübarek hazretleri, “Ağlaman lüzumsuzdur. Ben zengin olarak yaşamak, fakir olarak ölmek için dua ederdim. Allahü teâlâ da duamı kabul buyurdu” dedi.

* Salih bin Mismar’a “Ölüyorsun, çoluk çocuğu birine emanet etmeyecek misin?” dediler. O da “Onları âcizlere emanet edemem, Allah’tan utanırım” buyurdu.

* Ebu Süleyman Darani, ölürken “Ne mutlu sana ki, affı ve rahmeti bol Allah’a gidiyorsun” dediler. O da, “Evet iğneden ipliğe her şeyin hesabını vermek üzere gidiyorum” dedi.

* Sırri Sekati, ölüm döşeğinde kan-ter içinde iken, kendisini yelpaze ile serinletmeye çalışan Cüneyd-i Bağdadi’ye, “Ciğerleri yanan adama yelpazenin ne faydası olur?” buyurdu.

* Hikem bin Abdülmelik, baygın yatarken, orada bulunan biri “Ya Rabbi, bu kimse pek iyi bir hayat yaşamadı, fakat cömert idi, ölümü ona kolaylaştır” diye dua ederken Hikem bin Abdülmelik gözlerini açıp dedi ki: Azrail aleyhisselam geldi, “Cömertlerin canını rıfk ile alırım” dedi.

* Salih bir zatın hanımı, efendisinin ölmek üzere olduğunu görünce ağlamaya başladı. Hanımına “Niçin ağlıyorsun?” diye sordu. O da, “Senin için” deyince, “Sen kendine ağla, ben 40 yıldır bugün için ağlıyorum” buyurdu. İbrahim Ziyad, “Ölü için sessiz ağlanabilir. Ama en iyisi, kendi akıbetini düşünüp ağlamaktır” buyurdu.

* Büyük zatlardan biri, “Eskiden biz gittiğimiz cenazelerde herkes hüngür hüngür ağladığı için cenaze sahibinin kim olduğunu tanıyamaz, taziyede zorluk çekerdik” buyuruyor. Halbuki şimdi mezarlıkta bile gülenler oluyor. Bir gün kendisinin de öleceğini düşünmüyor. Bu gafletin sebebi işlenen günahlar yüzünden kalbin kararmış olmasıdır.

* Bir sarhoş öldü. Hanımı cenazeyi yıkayıp defnedecek kimse bulamayınca, iki hamal tutup cenazeyi kabristana getirdi. Orada bir zahid, bir cenazenin namazını kılmaya hazırlanırken, onu görenler de gelip cenazenin namazını kıldılar. Fakat bir zahidin, bir sarhoşun namazını kılmasına hayret ettiler. Zahid dedi ki: “Bu gece rüyamda kabristana gitmemi, orada sahipsiz bir cenazenin namazını kılmamı söylediler. ‘O cenaze affedilmişlerden biri’ dediler.”

Sarhoşun hanımından kocasının iyi yönleri olup olmadığını sordular. O da şöyle anlattı: “Beyim, fasık idi, içki içerdi. Fakat namazını hiç terk etmedi. Sabah namazını hep cemaatle kılardı. Öksüzlere merhamet eder, onların nafakalarını temin ederdi. İçki içip ayıldığı zaman, “Ya Rabbi benim gibi fasıkı Cehennemin neresine atacaksın” diyerek ağlar, içkiyi bırakamadığına üzülürdü.” Zahid bunları dinledikten sonra, “Demek affedilmesine bu güzel huyları sebep oldu” buyurdu.
_______________________________________________________________________________
* Peygamber efendimizin son sözlerinden biri, Namaza dikkat edin idi. (İbni Mace)

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Her Peygamberin ümmetine son nefeste vasiyeti namazdır.) [Gunye]
 
  Logged 
 

439
DİNİ BİLGİLER / İster isyan et, ister şükret!
« : 26 Ocak 2009, 09:18:10 »
* Ölmek felaket değil, öldükten sonra başına gelecekleri bilmemek, tedbirini almamak felakettir.

* Dünya, zıll-i zâildir, yani yok olan bir gölge, bir görüntüdür. Aynadaki görüntü gibi. Bu görüntü ahiretin görüntüsüdür. Ahirette ne var, Cennet, Cehennem. İbadetlerimiz, iyiliklerimiz, Cennetin dünyadaki görüntüsüdür. Günahlar, kötü yerler, karanlık sıkıntılı izbe yerler de Cehennemin görüntüsüdür. Cennetlik, Cennetlik işleri, Cehennemlik olan da Cehenneme götürücü işler yapar. Demiri çürüten, kendi pası olduğu gibi, insanı Cehennemlik eden de kendi günahlarıdır. Mıknatıs demiri nasıl kendine çekiyorsa, haramlar Cehenneme, ibadetler Cennete çeker.

* Kıyamette nereye gitmek istiyorsak, ona göre hazırlık yapmalıyız. Ahirette Cennet ve Cehennemden başka yer yoktur. Cennete girmek için, doğru iman sahibi olmak ve dine uymak gerekir. Cehenneme götürücü tuzaklara yakalanmamalı. Bu tuzaklar şöyle bildiriliyor:
(Dünya hayatı ancak bir laib [oyun], lehv [eğlence], ziynet [süs], aranızda tefahür [övünme] ve mal ve evladı çoğaltma isteğinden ibarettir.) [Hadid 20]
Bunların bir tanesine yakalananın gönlü ölür.

Çalışın ve nefslerinizi, içinde yer alacakları ölüm ötesi için hazırlayın. Önünüzde çözümü zorlaşan şeyleri Allah’ın ilmine havale edin. Öbür âleme geçmeden önce bir şey hazırlayın ki, oraya vardığınızda karşınıza çıksın. Çünkü Allahü teâlâ, buyuruyor ki:
(O gün [kıyamette] herkes, dünyada ne hayır yapmışsa, onu karşısında hazır bulacak, ne kötülük yapmışsa, onlarla kendi arasında uzun bir mesafe olmasını arzu edecektir. Kullarına karşı şefkatli, esirgeyici olan Allah size kendinden korkmanızı emreder.) [Al-i imran 30]

O halde, Allah’tan korkun, yani Onun emir ve yasaklarına riayet edin. Sizden önce gelip geçenlerden de ibret alın. Unutmayın ki, yarın küçük büyük bütün davranışlarınızın karşılığını bulacaksınız.

* Rızk mukadderdir. Yani herkesin rızkı bellidir, artmaz eksilmez, rızkını almadan dünyadan ayrılmaz. İsteyene helalden gelir, isteyene haramdan. Gelen miktar aynıdır. Ecel mukadderdir. Yani herkesin ömrü bellidir, uzamaz kısalmaz, vakti dolunca dünyadan ayrılır. Kaza ve kader, hayır ve şer, zaten imanın şartlarındandır. Peki, daha ne diye isyan ediyorsun, daha ne diye şükretmiyorsun? Rızkın belli, ömrün belli, başına gelenler Allah’tan. İster isyan et, ister şükret. Değişen bir şey yok. İsyan edenin yeri Cehennem, şükredeninki Cennet. Yani aynı şeyler için, ya Cennete gideceksin ya Cehenneme.

* Dünya misafirhanedir. Dünyayı ele geçirmek için ahireti vermek ve insanlara yaranmak için Allahü teâlâyı bırakmak ahmaklıktır. Göğsünü kıbleden çevirenin namazının bozulduğu gibi, yüzünü İslamiyet'ten çevirenin hem dünyası hem ahireti bozulur.

* Laf ile Müslümanlık olmaz. Dinin emir ve yasaklarına önem vermeyenin imanı gider. Önem vermemek, işlediği günaha zerre kadar da olsa üzülmemek demektir.

* Kıyamet derdini bilseydiniz, dünyada dert diye bir şey tanımazdınız. Bütün geçimsizlikler, ölümü unutmaktandır.

* Dinin en büyük düşmanı cehalettir. Cahillik Cehenneme götürür.

* Dini, ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından öğrenmeli, yoksa insan, şeytanın oyuncağı, kötü din adamlarının kuklası olur da ruhu bile duymaz.
 
 

440
DİNİ BİLGİLER / İnsanı hayvandan ayıran edeptir
« : 26 Ocak 2009, 09:17:50 »
* Mümin güneş gibidir. Sararıp, solarak batar ama doğduğunda (ahirette) göz kamaştırır.

* İnsanı hayvandan ayıran edeptir.

* Edep hududa, sınırlara riayet etmek onu taşmamaktır. En büyük edep ise ilahi hududu muhafazadır, gözetmektir.

* Eshab-ı kirama hürmet etmeyen kimse, Muhammed aleyhisselama iman etmiş olmaz.

* Nereye bağlısın diyene imam-ı a'zama demeli veya bağlı olduğu mezhebi söylemeli! Hiçbir yere bağlı değilim dememeli.

* Gelen cereyanın kesilmemesine dikkat edin. Kablonun arasını açmayın. Cereyan geliyor ama sigorta atıyorsa, araya nefs karışıyordur. Nefsin girdiği her aralıktan cereyan kesilir. Nefsinizi aradan çektiğiniz müddetçe kablolar kuvvetlenir. Evliyanın başarılarının sebebi, gelen cereyanın arasına girmeyip, kendilerini sıfırlamalarıdır.

* İki kelime vardır, söylemesi kolaydır, kıyamet günü sevabı çok ağırdır. Bu iki kelime: Sübhanallahi ve bihamdihi, sübhanallahil azim.

* Ölüm acısı yetmiş kere kılıçla doğranmaktan fazladır, bu herkese vardır. Fakat Allahü teâlâ sevdiği kullarına duyurmaz. Ölüm acısı, kabir azabı yanında hiç kalır. Kabir azabı mahşer azabı yanında hiç kalır. Cehennem azabı ondan da fazladır.

* Din kardeşinin bir ihtiyacını görmen, bir sene nafile ibadet etmenden daha önemlidir.

* İnsanların en alçağı, din kisvesi altında dünya menfaati sağlayandır.

* İlimde cimrilik yapan kişiye Allahü teâlâ üç bela verir: Ya ölür, ilmi gider. Yahut unutur veya kendine ilmi unutturacak kimse ile dostluk kurar, öylece ilmi gider.

* Bir âlimin sakınması gereken en önemli husus; Allahü teâlânın haram kıldığı şeylerden uzak durması ve dünyaya gönül bağlamamasıdır.

* İnsanın en büyük yarası dünya sevgisidir.

* Müjdeler olsun imanı olanlara ve ibadetini ihlasla yapanlara... yazıklar olsun üç paralık dünyaya ibadetini değişenlere.

* Allahü teâlânın her emrinde mutlaka nefsi kırma payı vardır.

* Bazı yerlerde, ben bu işten anlamam demeli. Çünkü, insana bazı felaketler kendine güvenmesinden, güzelliğinden, zenginliğinden gelir.

* Emr-i maruf yapmak, her müslümana farzdır. Bu tebliğe evvela kendi nefsinden başlanır.

* İnsan düşmanını iyi tanıması lazım. En büyük düşman, insanın nefsidir.

* Emire itaat vaciptir. İtaat edilmezse, isyan edilirse, Allahü teâlâ verdiği nimeti alır.

* Amirlik memurluk için gelmedik bu dünyaya... Amirlik değil, hizmetkârlık zamanıdır. Nefsimizin arzusu için amirlikten Allah bizi korusun. Başınızdaki amire, içinizde veya dilinizde bir buğzu adavet varsa, bunun, sizin için bir felaket olduğunu bilin. Neticede Cenab-ı Hak sizi bu nimetten mahrum eder.

441
DİNİ BİLGİLER / Öfkede ölü gibi ol
« : 26 Ocak 2009, 09:17:26 »
* Cömertlikte akarsu gibi ol. Şefkatte güneş gibi ol. Kusur örtmekte gece gibi ol. Öfkede ölü gibi ol. Tevazuda toprak gibi ol. Müsamahada deniz gibi ol. Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol.

* Kötü kimseyi; kötülüğü ile anma, bir iyiliğini bul, onu söyle. Eğer kötülüğü din hakkında ise, bid’at ise onu insanlara söyle ve ona uymaktan onları koru. Bid’at ehlinden uzak dur. Küfür ehli ile zaruretsiz konuşma, onlarla dost olma [diyaloga girme]. Anneni, babanı, hocanı hayır duadan unutma.

Komşudan gördüğün ayıpları, emanet bil; sakla, kimsenin sırrını kimseye söyleme. Seninle istişare edene doğruyu söyle. Cimrilikten sakın. Tamahkâr olan mürüvvetsiz olur. Her işte mürüvveti gözet. İhtiyacın olsa da, kimseden bir şey isteme. Dünya ehline rağbet etme.

* Âlim, ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından nakleder, hem kendi aziz olur hem uyanlar. Cahil kafadan söyler. Hem kendi rezil olur, hem uyanlar.

* Yeis haramdır, büyük günahtır.

* Kadere inanan kederden emin olur. Mümin, başına hayır ve şer geldiğinde ben bunu bekliyordum diyendir. Allah’ın kaza ve kaderine iman eden, kederden kurtulur.

* Müslüman su gibi olur. Ama sel gibi değil. İçme suyu gibi. Dinimizin en yüce tarafı kanı su ile yıkamaktır, kanla değil... Elbette ki o kanlı olacaktır, sen de kanlı olursan o temizlik olmaz, sen su olacaksın, o ne şekilde davranırsa davransın, sen müslümanca davranacaksın.

* Allahü teâlâ bütün günahlara sıfatları ile düşmandır, ama kibir ve şirke zatı ile düşmandır.

* Herşey para ile satın alınır, ama iman asla.

* Bir çocuğu sevindirenin, Allahü teâlâ şirk hariç bütün günahlarını affeder.
* Etrafına adam toplamaya çalışan şeytanı da toplar.

* Hayatta verdiğinden dolayı kimse pişman olmamıştır, en fazla yanılmıştır. Ama alanlar pişman olmuştur.

* Bir şeyi güzel yapmak, çok yapmakla olur.

* Evliyanın menkıbelerini dinlemek, muhabbeti artırır, Eshab-ı kiramın menkıbeleri imanı kuvvetlendirir, günahları mahveder.

* Büyüklerin sözü, sözlerin büyüğüdür.
* Evliyanın sözünde rabbani tesir vardır.

* Temiz ve yeni elbise giyiniz. Gittiğiniz yerlerde, ahlakınızla, sözlerinizle, İslam’ın vakarını, kıymetini gösterdiğiniz gibi, giyiminizle de saygı ve ilgi toplayınız.

* Başarılı olmanın üç şartı vardır: 1) Akıllı olmak. Akıllı olmak demek, ahireti tercih etmek demektir. Dünyayı tercih etmek zekiliktir. 2) Siyasi olmak. a) Karşısındaki insanın yapısına, kültürüne hitap etmek, onun gönlünü alacak şekilde hitap etmek. b) Dost meclisinde mert konuşmak, düşman varsa idare etmek. 3) Samimi olmak, ihlaslı olmak.

442
DİNİ BİLGİLER / Her kötülüğün ilacı
« : 26 Ocak 2009, 09:17:01 »
* Namazları geciktirmeden kılmalı. Doğru kılınan namaz, her kötülüğün ilacıdır.
* Namazını kılan, tesettür eden hanım, büyük nimettir.
* Namaz kılmak, yalnız Allahü teâlâdan korkan müminlere kolay gelir.

* Namazlar vaktinde kılınmaz, Allahü teâlânın emir ve yasaklarına itaat edilmez ise Allah dört musibet verir: 1-Rızıklar daralır. 2-Hastalıklar artar. 3-Emniyet olmaz. 4-Merhamet kalkar.

* Evladınıza namazın önemini anlatın ve mutlaka namaz kıldırın. Namaz kılmasına mani her şeyin, felaketine sebep olacağını bilmeli ve bildirmelisiniz. Onun istikbalini garantiye almak, iyi bir müslüman olması ile mümkündür. Diploma ile istikbal garantiye alınmış olmaz. İyi bir müslüman olduktan sonra diploma işe yarar. O zaman, hem kendisine hem insanlara daha çok faydalı olur.

* Namaz bir ölçektir. Kim dolu dolu ölçer, onu hakkıyla kılarsa, büyük ecir ve mükafata kavuşur. Kim ki, eksik ölçerse (şartlarına ve adabına uygun kılmazsa) Allahü teâlânın buyurduğu Veyl'i (Cehennemi) hatırlasın.

* Bir kimse yemek yerken Allahü teâlâyı ne kadar hatırlarsa, namazda da o kadar hatırlar.

* Sadık dost, arkadaşının hüzün ve sevinçte ortağı olandır.
* Haksız sözleri tasdik eden, dalkavuk ve iki yüzlüdür.

* İbret almak istersen, hata sahibi kişilerin akıbetlerine bak da kalbini topla.

* Dünya sevgisi ile Allah sevgisini bir arada toplarım iddiasında bulunmak, yalandır, bunu söyleyen yalancıdır.

* Dünya işlerinde bir darlığa ve sıkıntıya düşen kimse, istiğfara ve namaza yönelmelidir. Doğru kılınan namaz her derdin ilacıdır.

* Gururlanıp böbürlenmek, adi ve bayağı kimselerin vasfıdır.
* Hizmet edene, hizmet edilir.

* Bütün düşmanlıkların aslı, kötü kimseler ile dostluk etmek ve onlara iyilik yapmaktır.

* Dünyada en huzursuz kimse, kalbinde haset ve kin taşıyanlardır.

* Başkalarını senin yanında çekiştiren, senin bulunmadığın yerde de seni çekiştirir.

* Kanaatkâr olmak, rahatlığa kavuşturur.
* Sırrını saklamasını bilen, işinin hakimidir.

* Dinimizde bir şey istemek zillet, bir şey vermek izzettir.
* Menfaatine düşkün insan sevimsiz olur.
* Dünya ve ahiret saadeti için üç şey şarttır: İman, amel ve ihlas.

* Günlerin beraberinde getirdiği hadiseler, seni tesiri altına almasın. Sen iyi bir müslüman olmaya bak. Zaman içerisinde gelen musibetler ve belalardan dolayı sabırsızlık gösterme. Dünyanın sevinci de, kederi de, bolluğu da, darlığı da devamlı değildir.

* Kimin düşüncesi, arzusu, maksadı yemek içmek (dünya) ise; kıymeti, bağırsaklarından çıkardığı kazurat kadardır.

443
DİNİ BİLGİLER / Herkes imtihandadır
« : 26 Ocak 2009, 09:16:35 »
 Herkes imtihandadır. Aldatan aldanmıştır, ezen ezilmiştir.
* Kimseye tepeden bakmayın. Tepeden bakan tepetakla gider.

* En büyük bela dilden gelir.
* Kişinin işi olursa işi, sever onu her kişi. Kişinin işi olursa kişi, çıkmaza girer işi.

* Sevginin temeli karşılıklı güvendir. Güven varsa sevgi de vardır. İkisi varsa başarı da vardır.

* Mümin gıda gibi olmalıdır. Her zaman ihtiyaç duyulmalıdır.

* Yüzü dünyaya dönük olan herkesle kavgalı olur, yüzü ahirete dönük olan, herkesle barışıktır.

* İnsanların sıkıntılarına katlanmak güzel ahlaktır.
* İnsan ancak bu kadar iyi olabilir denilenlere ne mutlu.

* Kırıldığı kimselere iyilik eden, hediye veren rahat eder.
* Kalbi en fazla nurlandıran şey; kızdığınız kimseye dua etmektir.
* Kul hakkından korkan [önemini bilen] ayağını uzatıp rahat yatamaz.

* Fütüvvet [mertlik] seni sevmeyene ihsanda bulunmak ve sevmediğin ile de tatlı konuşmaktır.

* Mürüvvet, insanlık, iyilik yapmak arzusudur

* Kötünün iyi, iyinin de kötü huyu bulunabilir. İyi huylarını örnek almalı! Peygamber efendimiz (Bir müminin iyiliğini unutup, kötülüğünü hatırlayanı Allahü teâlâ sevmez) buyuruyor.

* Takva akıllıca yapılan işlerin en güzelidir. Hakka âsi olmak ahmakça yapılan işlerin en çirkinidir.

* Cömert olmayan, insanların sevgisini kazanamaz.

* Ömrünü faydasız, boş şeylerle geçiren, tarlaya tohum ekme mevsimini kaçırmış olur. Vaktinde tohum ekmeyen ise, hasat zamanı gelince elbette pişman olur.

* Omzunda iki müfettiş var, hep teftiş halindedir. Şu halde, az konuş, ağızdan çıkan sözün hayır veya şer yazıldığını unutma.

* Bir söz söylerken, hem kendinin, hem karşıdakinin ahiretini düşünerek konuş.

* Güler yüzlü olmayanın, sevgi ve itimat kazanması zordur.

* Bir müslüman, bir müslümanın yanına, herhangi bir iş için, rahat gidemiyorsa, çekinerek gidiyorsa, o kendisinden çekinilen müslümanın son nefesinden korkulur.

* Ölümü hatırlamak, ömrü uzatır, çok yaşama arzusu ömrü kısaltır. Böyle biri, üç şeye hasret gider. İsteklerine doymaz, umduğuna kavuşamaz. Ahiret için kâfi hazırlık yapamaz.

* Halinden şikayetçi olma, beterin beteri vardır.

* Bulaşıcı hastalıkların bulaşmama ihtimali de vardır. Fakat bir binada bulunan kötü bir insan, başka bir odada da olsa, ondaki kötü huyların geçmeme ihtimali yoktur. Kötülük çabuk yayılır.

* Başarının sırrı, güler yüz, tatlı dil ve güzel siyasettir. Güzel siyaset, herkesin memnun olmasıdır.

* Sevgi yakınlık ister, kaçan mahrum kalır, gözden ırak olan gönülden de ırak olur.
* Her sıkıntının sebebi günah işlemektir.

* Kibir ve öfke başa çok felaketler getirir.
* İyilerle dost olan kötülerden emin olur.

* Kalbdeki kibre göre, akılda noksanlık olur.
* Söz taşımak, emanete hıyanettir.

* Âlimle gezen aziz, cahille gezen zelil olur.
* Dini hükümleri akıl ile anlamaya çalışan Peygamberliğe inanmamış olur.
* Mümin az konuşur, çok iş yapar. Münafık ise çok konuşur, az iş yapar.

* Akıl gibi sermaye, iyi huy gibi dost, edep gibi miras, ilim gibi şeref olmaz.
* Dil canavar gibidir, serbest bırakılırsa parçalar.

* Kişi, dilinin altındadır, konuşunca belli olur.
* Kötü insan, herkesi kendisi gibi kötü bilir.
* Bütün kötülüklerin başı kötü arkadaştır.

* Kalb temiz olursa, dilden güzel sözler çıkar.
* Her iyilik, sabırla ele geçer

444
DİNİ BİLGİLER / Herşey söz dinleyene verilir
« : 26 Ocak 2009, 09:16:06 »
* Tasavvufta yaptığı hizmetleri kendinden bilene hain denir.
* Herşey söz dinleyene verilir, herşey bu herşeyin içinde vardır.

* Aklını bırak kurtul, tâbi ol saadet bul.
* İnsana devlet birkaç kere geçer. Onun kıymetini bilmeli!

* Fitne çıkaranlar bir günah işliyor. Dinleyenler iki günah işliyorlar. Bir dinlediği için iki susturmadığı için. Sus diyene şehid sevabı var. Bir münafık, bir orduyu bozar.

* Başta İslamiyet’i tam yaşayan emir varsa, ona itaat tamsa, herkes onu seviyorsa, elinde kuru kılıç bile olsa zafer kazanılır.

* İşi ehline vermek lazımdır. Ehline vermeyen mesul olur. Ehli olmayana verirse yine mesul olur.

* Âmir öyle olmalı ki, maiyetindeki herkes (Âmir beni herkesten daha çok seviyor) diyebilmeli.

* En büyük düşmanına, en büyük hediyeyi ver.
* Her hayırlı işe başlarken besmele söylemelidir.

* Çeşitli, lezzetli yemeklerle ve tatlı, soğuk şerbetlerle bedenlerinizi rahat ve hoş tutunuz.

* Hayvan yularından, insan sözünden tutulur.
* İnsan, her söylediğini bilmeli; fakat her bildiğini söylememeli.

* Dertli misin istiğfar söyle, şifa bulursun. Bir arzun mu var, kavuşmak mı istiyorsun, istiğfar söyle. Fakir misin istiğfar söyle, zararından kurtulursun. Zengin misin istiğfar söyle, şükretmiş olursun. Allahü teâlâ, “İstiğfar edenin yardımına yetişirim” buyuruyor.

* İki ziynet insanı süsler: Tevazu, haya ve edep.
* İnsanlara teşekkür etmeyen, Allahü teâlâya şükredemez.

* Hayır görünende şer, şer görünende hayır olabilir.
* Kim Allah içinse, Allahü teâlâ da onun içindir.

* Şükür demek, nimetleri mahallinde kullanmaktır. Mesela, göz nimetinin şükrünü yapmak için, Allahü teâlânın bak dediği yere bakılır, bakma dediği yere bakılmaz.

* Cahillerle dostluk kurmaktan sakının. İslamiyet’i tam bilmeyen, tatbik etmeyen bir kimse, evliyalık yolunda bulunmaya kalkarsa, bunun imanını şeytan çalar. Kendisinde keramete benzeyen bazı haller görülürse de bu, şeytanın oyunudur.