5
« : 23 Temmuz 2007, 17:41:41 »
aq adam gibi konuş . seni
ülkeyi sattı lan adam ruhun duymuo yakında seni de satın alır gevurlar
ekonomi iiimiş ülkeyi sattınız borçlar ne ile ödenecek
adam demiş ki oğlunn yumurta fabrikası vergileri beleş olan bakan sattık sattık bitiremioz demş
lan snnde karını satarlar bakın sizin adama:Bu ara başlık Türenç’in kendi başlığı. Türenç aynı gafı iki üç ay önce bir toplantıda Dışişleri Bakanı Gül’ün de yaptığını ve Kıbrıs sorununu anlatırken, ‘Eğer o politikaları uygulamasaydık bizi de Suriye’yi Lübnan’dan çıkardıkları gibi Kıbrıs’tan çıkarırlardı’ dediğini ve kendisinin ‘Siz Suriye’nin Lübnan’daki konumu ile Türkiye’nin Kıbrıs’taki konumunu aynı kefeye koydunuz. Oysa Suriye Lübnan’da işgalcidir. Türkiye ise uluslararası antlaşmaların kendisine tanıdığı garantörlük hakkını kullanarak Kıbrıs’tadır. Bu söyleminiz Türkiye’yi dünyaya işgalci olarak tanıtmak için büyük çaba harcayan Rum ve Yunanlıların savlarına yardımcı olmuyor mu?’ sorusu üzerine Dışişleri Bakanının yaptığı gafı anladığını ve sözlerini düzeltmeye çalıştığını, ama pek de başarılı olamadığını yazıyor.
Şimdi aynen Türenç’in orijinal yazısıyla devam edelim:
“Gariptir, aynı gafı önceki gün Başbakan da yaptı. Aynen şöyle dedi: ‘Mevcut politikaları sürdürseydik, Lübnan’la Suriye gibi olurduk. Birileri bize ‘Çık’ derdi. Kuzu kuzu çıkardık.’ Aynı gafın iki veya üç ay sonra Başbakan tarafından da yapılmasından hükümetin içinde ciddi bir kopukluk olduğu, dış politikanın el yordamıyla yürütüldüğü anlaşılıyor. Belli ki Dışişleri Bakanlığı devre dışı bırakılmış.”
Bakın bu durum kayıtdışı siyaset anlayışının örneğidir. Bir önceki yazımızda AKP’nin kayıtdışı siyaset anlayışından bahsetmiş ve bunun Türkiye’yi felakete sürüklediğini söylemiştik. Kapalı kapılar ardında danışmanlar eliyle yürütülen kayıtdışı siyasetin sonucu budur. Türkiye Cumhuriyeti devletinin yetişmiş elemanlarını devre dışı bırakarak kendi vehimlerinizle ve siyasi ve ekonomik çıkarlarınıza uygun politika izlerseniz, Türkiye’yi ve Türk milletini zor durumda bırakırsınız.
Daha önce Rauf Denktaş ve M. Ali Talat ile ve Kıbrıs ile ilgili açıklamalarda yaptığı gibi, AKP hükümeti, daha doğrusu Erdoğan ve Gül bu gafla da Kıbrıs’ta Türkiye’yi işgalci gibi gösterenlere koz vermektedir.
Bu bölümü yine Türenç’in yorumuyla bitirelim ve diğer gaflara geçelim…
Dış politikada olsun, iç politikada olsun gelişmelerden, devlet ilke, kural ve stratejilerinden bu iktidarın fazla haberi yok. Tufan Türenç doğru söylüyor ama eksik söylüyor: AKP iktidarının bu konulardan haberi olması için gayreti de yok, tam tersine kimse karışmasın biz her şeyi biliriz, her şeyi yaparız mantığıyla hareket ediyorlar.
Valla Ben Yapmadım, Baykal Yaptı!
Başbakan Erdoğan kendisinden Türkiye’deki anti-amerikancılık eğiliminin artmasını engellemesini isteyen ve bu konuda kendisini sıkıştıran ABD’ye yaranmak için CHP’yi ve marjinal kesimleri suçlamasına Baykal anında tepki gösterdi. CHP lideri Deniz Baykal, Erdoğan’ın “Ben Türkiye’yi satmaya hazırım ama CHP bırakmıyor.” demek istediğini savundu. Baykal, Başbakan’ın ‘yaramaz çocuklar gibi’ suçluluğunu başkalarının üzerine atmaya çalıştığını ileri sürdü.
Yani anti-amerikancılığın toplumsal bir tepki olduğunu ve bunda Türk milletinin haklı olduğunu ve dolayısıyla da hatayı ABD tarafının kendisinde aramasını söyleyecek değildi herhalde!
Tabii ki, suçu birinin üzerine yıkıp kurtulacaktı…
Zalim (ya da Despot!) Türkiye! Mazlum Başbakan!
Başlığa bakınca lütfen şaşırmayın! Çünkü Başbakanın diğer bir gafından çıkan sonuç maalesef bu!
Başbakan Erdoğan, CNN International televizyonuna verdiği röportajda türbanla ilgili soruya cevap verirken şöyle diyor: ”Toplumsal gerilim olmasın diye sabırlı davranıyoruz. Bakın benim kızlarım başları kapalı olduğu için ABD’de okuyor. Burada bu özgürlük anlayışı var, ama ülkemde yok.”
Yani bir ülkenin başbakanı çıkıp benim ülkem özgür değil diyor ve bir nevi Türkiye’yi şikayet ediyor. Sabrediyormuş! Neye ve kime sabrediyorsun?
Değerli okurlar! Anayasayı bile değiştirecek çoğunluğa sahip bir iktidar, aynen ABD’lilere verdiği sözler gibi, muhafazakar kesime de seçim öncesinde bol keseden verdiği ve tutmadığı sözler karşısında sıkışmış ve ne yapacağını bilemez durumdadır.
Yine Tufan Türenç ile bitirelim…
Türenç yukarıda bahsettiğim yazısını şöyle bitiriyor:
“Bu iktidar lafla çağın yakalanamayacağını anlayabilecek mi bilmiyorum. Bazılarımız iyi niyetle hala umutlu, ama ben değilim.”
Valla ne yalan söyleyeyim, ben de hiç umutlu değilim!
Belki de lafla değil de “gafla” çağı yakalamaya çalışıyorlardır, kimbilir!
Bu kadar gaf yaptıklarına göre…
Ama şunu unutmasınlar! Türkiye Kıbrıs'tan "kuzu kuzu" çıkmaz.
Olsa olsa kendileri kuzu kuzu giderler.