1
FENERBAHCE / Fenerbahçe - Partizan Maçı HANGİ KANALDA ?
« : 13 Ağustos 2008, 12:28:11 »
yha deli edicekler hay bu dsmartı kuranın..... 
babannem yine izleyemicek ilk maçı 
babannem yine izleyemicek ilk maçı
İletileri Göster
Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz
Sayfa: [1] 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 ... 318
2
FENERBAHCE / Fenerbahçe - Partizan Maçı HANGİ KANALDA ?
« : 13 Ağustos 2008, 10:27:42 »
iddaa gazetelinde maçların hangi kanalda verildiği yazıyo bugün baktım ntv spor diyo ama başka yerlerde futbol smart yazıyo inş. ntv spordadır.
3
FENERBAHCE / Sizce 3. Ön Eleme Turu'nda Partizan'ı eleyip gruplara kalabilecek miyiz?
« : 13 Ağustos 2008, 10:19:02 »
fenerbahçemin turu geçiceğine inanıyorum takım kalitesine bakıldığında tabiki fenerbahçe ama futbolda herşeyin olabileceğini unutmamak gerek kadıköydeki maça şans tanımıyorum partizana.... ayrıca iğer temsiilcilerimizede başarılar.... ş.ligi ayrı bi ortam inş fb ve gs katılır guruplara beşiktaş ve kayseriyide kadıköydeki finalde görmek isterim ülkmeze puanlar gerek !
4
GOLDEN SUPER LİG / Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« : 31 Ağustos 2006, 19:56:08 »
Zico takım istiyor
--------------------------------------------------------------------------------
F.Bahçe'nin hocası Zico, Milli Takım'ın 6 Eylül'de yapacağı Malta maçı nedeniyle lige verilen arayı değerlendirmek istiyor. Hafta sonu hazırlık maçı yapamak isteyen Zico'nun bu amaçla yönetimden kendileriyle özel maç yapacak Süper Lig takımı bulmasını talep ettiği öğrenildi.
__________________
--------------------------------------------------------------------------------
F.Bahçe'nin hocası Zico, Milli Takım'ın 6 Eylül'de yapacağı Malta maçı nedeniyle lige verilen arayı değerlendirmek istiyor. Hafta sonu hazırlık maçı yapamak isteyen Zico'nun bu amaçla yönetimden kendileriyle özel maç yapacak Süper Lig takımı bulmasını talep ettiği öğrenildi.
__________________
5
GOLDEN SUPER LİG / Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« : 31 Ağustos 2006, 19:55:40 »
Yıldızlarla antrenman
--------------------------------------------------------------------------------
Sakaryaspor yenilgisinden
sonra Zico'nun üç gün izin verdiği Fenerbahçeli futbolcular, topbaşı yapıyor. Sarı-lacivertliler, yeni transferlerin de katılımıyla bugün çift antrenman yapacaklar. Çalışmalara Milli Takım'da olan Rüştü, Volkan, Tümer, Tuncay, Aureilo ve Can katılmayacak.
__________________
--------------------------------------------------------------------------------
Sakaryaspor yenilgisinden
sonra Zico'nun üç gün izin verdiği Fenerbahçeli futbolcular, topbaşı yapıyor. Sarı-lacivertliler, yeni transferlerin de katılımıyla bugün çift antrenman yapacaklar. Çalışmalara Milli Takım'da olan Rüştü, Volkan, Tümer, Tuncay, Aureilo ve Can katılmayacak.
__________________
6
GOLDEN SUPER LİG / Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« : 31 Ağustos 2006, 19:55:19 »
Kaptan korkmuyor
--------------------------------------------------------------------------------
Fenerbahçe'nin kaptanı Ümit Özat yeni transferlerin kendisini korkutmadığını söyledi. Özat, "Tam tersine yapılan transferler nedeniyle kulübümüz adına gurur duyuyorum. Daha da güçlendik. Hocamız Zico'nun hak edene formayı vereceğine inanıyorum" ifadesini kullandı.
__________________
--------------------------------------------------------------------------------
Fenerbahçe'nin kaptanı Ümit Özat yeni transferlerin kendisini korkutmadığını söyledi. Özat, "Tam tersine yapılan transferler nedeniyle kulübümüz adına gurur duyuyorum. Daha da güçlendik. Hocamız Zico'nun hak edene formayı vereceğine inanıyorum" ifadesini kullandı.
__________________
7
GOLDEN SUPER LİG / Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« : 31 Ağustos 2006, 19:54:59 »
Bir zilleri eksik(HAKKI YALCIN)
--------------------------------------------------------------------------------
Ruhunu şöhrete satmış adamların, futbol yorumlarını izliyoruz ekranlarda. Evlerimize kadar giren akvaryum piranhalarını... Radyolu günlerdeki futbolla, bol yorumculu televizyonlu günler arasındaki "zarafet uçurumunu" hissedebiliyor musunuz? Görmediklerimizi bize namusluca aktaran radyolarla, gördüklerimizi bizlerden saklamaya çalışan televizyonlar arasındaki duruşun, ülkemizi nereye sürüklediğinin farkında mısınız? Sebebi bunlar!
***
Onlar, misket bakışlı çocukların ifadelerini çalan, rakı yüzlü adamlar. Onlar, pusulası takımlar arası teröre çevrili, yeni futbol kaşifleri. Yüzlerinde savaş boyaları. Gizlenmesi gereken yanlarını uluorta meydana dökerken, şeytanı alıyorlar aralarına. Meleklerle işleri yok. Onlar geçmişi geleceğe bağlayan hat üzerinde dans eden delikanlılar! Harika oynuyorlar. Bir zilleri eksik. Görmedikleri golleri bile nasıl güzel anlatıyorlar sizlere.
***
Hangi amaçla tartıştıklarını sanıyorsunuz meseleleri? Hakemleri eleştirmelerinin sebebi, o hakemlerin gelecek haftalarda kendi takımlarının lehine çalışması için. Yoksa onların adaletle işleri olmadığını biliyoruz. Neymiş, ırkçılığa karşı duruş sergiliyorlarmış. Kulüp yorumcusu olmaktan daha ırkçı ne olabilir? Karşısındakinin her sözüne başını sallamaktan daha acı bir insan duruşu olabilir mi?
***
Pozisyon karhanesi haline getirdikleri programlardan elde ettikleri gelirin hanesinde kalite mi yazıyor, kardeşlik mi, yoksa adaleti yok etmek mi? Ganimetleri topluyorlar, namussuz kışkırtmaların ipek yolunda. Kazanan sadece onlar. Kaybeden çocuklarımız.
***
Elbette, dürüst olanı var, elbette namuslu söylemlerin temsilcisi olanları da izliyoruz. Ama onlar bir elin parmakları kadar bile değil. Efendice program yapanlara hayat hakkı tanımıyor bu düzen. Gidenlerin yerine yaygaracı birileri oturuyor. Herkes tahtına oturuyor kanalında(!)
***
Onları sevenler de var elbet, hem de binlerce. İstemediğiniz kadar... Tribünlerde ana avrat küfür edenler, rakip taraftarları bıçaklamak için futbol çeteleri kuranlar seviyor onları. Bedenlerini gecelik otel gibi kullandıran magazin yıldızlarına bayılanlar bayılıyor bunlara. Bu ülkede yükselen değer alçaklık olduğundan beridir ki, insanların değer yargıları da değişti. Onlar halkın altına indiler. Halk da onların üzerinde tepiniyor. Altına kaçırmış düşüncelerin üzerinde...
***
Onların birçoğu, büyük bir tehlike çocuklarımız için. Bir adam deyip geçmeyin. Bir martı uçak düşürür. Bir hokkabaz insanları birbirine düşürür. Tarihin en kışkırtıcı yıllarını yaşıyorsak, sebepsiz değil. O yüzden yayılan yozlaşmanın damarlarında, tedavisi imkansız bir hastalık yatıyor.
***
Keşke bu televizyonların bir sorumluları olsaydı... Terörle kankardeş olmazdı çocuklarımız.
__________________
--------------------------------------------------------------------------------
Ruhunu şöhrete satmış adamların, futbol yorumlarını izliyoruz ekranlarda. Evlerimize kadar giren akvaryum piranhalarını... Radyolu günlerdeki futbolla, bol yorumculu televizyonlu günler arasındaki "zarafet uçurumunu" hissedebiliyor musunuz? Görmediklerimizi bize namusluca aktaran radyolarla, gördüklerimizi bizlerden saklamaya çalışan televizyonlar arasındaki duruşun, ülkemizi nereye sürüklediğinin farkında mısınız? Sebebi bunlar!
***
Onlar, misket bakışlı çocukların ifadelerini çalan, rakı yüzlü adamlar. Onlar, pusulası takımlar arası teröre çevrili, yeni futbol kaşifleri. Yüzlerinde savaş boyaları. Gizlenmesi gereken yanlarını uluorta meydana dökerken, şeytanı alıyorlar aralarına. Meleklerle işleri yok. Onlar geçmişi geleceğe bağlayan hat üzerinde dans eden delikanlılar! Harika oynuyorlar. Bir zilleri eksik. Görmedikleri golleri bile nasıl güzel anlatıyorlar sizlere.
***
Hangi amaçla tartıştıklarını sanıyorsunuz meseleleri? Hakemleri eleştirmelerinin sebebi, o hakemlerin gelecek haftalarda kendi takımlarının lehine çalışması için. Yoksa onların adaletle işleri olmadığını biliyoruz. Neymiş, ırkçılığa karşı duruş sergiliyorlarmış. Kulüp yorumcusu olmaktan daha ırkçı ne olabilir? Karşısındakinin her sözüne başını sallamaktan daha acı bir insan duruşu olabilir mi?
***
Pozisyon karhanesi haline getirdikleri programlardan elde ettikleri gelirin hanesinde kalite mi yazıyor, kardeşlik mi, yoksa adaleti yok etmek mi? Ganimetleri topluyorlar, namussuz kışkırtmaların ipek yolunda. Kazanan sadece onlar. Kaybeden çocuklarımız.
***
Elbette, dürüst olanı var, elbette namuslu söylemlerin temsilcisi olanları da izliyoruz. Ama onlar bir elin parmakları kadar bile değil. Efendice program yapanlara hayat hakkı tanımıyor bu düzen. Gidenlerin yerine yaygaracı birileri oturuyor. Herkes tahtına oturuyor kanalında(!)
***
Onları sevenler de var elbet, hem de binlerce. İstemediğiniz kadar... Tribünlerde ana avrat küfür edenler, rakip taraftarları bıçaklamak için futbol çeteleri kuranlar seviyor onları. Bedenlerini gecelik otel gibi kullandıran magazin yıldızlarına bayılanlar bayılıyor bunlara. Bu ülkede yükselen değer alçaklık olduğundan beridir ki, insanların değer yargıları da değişti. Onlar halkın altına indiler. Halk da onların üzerinde tepiniyor. Altına kaçırmış düşüncelerin üzerinde...
***
Onların birçoğu, büyük bir tehlike çocuklarımız için. Bir adam deyip geçmeyin. Bir martı uçak düşürür. Bir hokkabaz insanları birbirine düşürür. Tarihin en kışkırtıcı yıllarını yaşıyorsak, sebepsiz değil. O yüzden yayılan yozlaşmanın damarlarında, tedavisi imkansız bir hastalık yatıyor.
***
Keşke bu televizyonların bir sorumluları olsaydı... Terörle kankardeş olmazdı çocuklarımız.
__________________
8
GOLDEN SUPER LİG / Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« : 31 Ağustos 2006, 19:54:38 »
Rüya takım(GURCAN BILGIC)
--------------------------------------------------------------------------------
Kiev maçından sonra hızla büyüyen taraftar tepkileriyle birlikte Fenerbahçe yönetimi 100. yıl takımı için bombalarını patlattı. Birbiri ardına gelen oyuncular ve neredeyse saatte bir açıklanan transfer haberleriyle Fenerbahçeliler şaşkına döndü. Şampiyonlar Ligi'nden elenmenin getirdiği şoku atlatmaya çalışırken, Sakarya yenilgisiyle bir şok daha yaşandı. Ama umut tükenmedi. Sadece merak arttı. "100. yıl takımı böyle mi olmalıydı" diyerek, sahadaki gençlere bile tepki gösterenlerin, şimdi merak içinde yeni oyunculardan oluşan "rüya takımın" performansı konusunda tartışmaları başladı. Karamsarlar, bu kez Zico bahanesine sarılıp, "bu hoca ile işimiz zor" diyorlar. İyimserler, "Bu takıma hoca bile gerekmez" diye düşünüyorlar. Tatmin edilemeyenler ise, "Bize Avrupa'da başarı lazım" ahkamını kesiyorlar. Fenerbahçe'de bu üç gruptan bolca bulunduğundan yorumlar ve bakış açıları da çeşit çeşit. Bizim tavsiyemiz herkes kendine bir hedef seçsin ve tatmini bu doğrultuda arasın. Kadronuz ne kadar iyi olursa olsun, Avrupa'da başarılı olmak farklı yetenekler gerektiriyor. Sadece oyuncu kalitesi değil, tecrübesi ve kişilikleri de bu kulvarda önemli. Vizyon arayan oyuncularınız varsa, (Appiah gibi) Avrupa'da fazla zorlanmazsınız. Çünkü bu oyuncular hedefe yürümek adına hem sinerji yaratırlar, hem de takımı taşırlar. Bu karakterde oyuncu sayınız ne kadar çoksa, başarıya yürümeniz de o kadar kolay olur. İkinci olarak teknik adam geliyor. Antrenman kalitesiyle birlikte, maratonu maç maç düşünüp, buna göre taktik kurgu ve analiz yaparak, oyuncularını görevlendiren bir teknik adam. Üçüncüsü yönetim ve taraftarın takıma vereceği destek ve inançtır. Kiev maçındaki gibi ikinci golü yedikten sonra pes edip, kendi futbolcusunu hedef seçen bir taraftar grubuyla tuvalete bile zor gidilir. Maçı önce tribünde kazanmak, sahadaki oyuncuya (ne kadar kötü oynarsa oynasın) desteği sürdürüp, maksimum performansı almaya çalışmak tribünlerin görevi. Bu ahkam içinde, Fenerbahçe'nin yolunu değerlendirirsek, en zayıf halka (Zico), ikinci sırada bile olsa, özellikle UEFA Kupası'nda hedefler açısından alarm veriyor. Fenerbahçe yönetimi hiçbir teknik direktöre sağlamadığı kadar olanağı ve parayı bu sene için harcadı. Çok önemli ve stratejik oyuncular transfer etti. Geç oldu ama önemli olan olmasıydı. Şimdi yine oyuncu performansına yönelik bir düzene sarılan bir hoca ortaya çıkarsa (ki öyle görünüyor), alınacak sonuçlar o güne ait olur. Türkiye'de ise sürprizler yaşanır. Biz mükemmeliyetçi gruptanız galiba...
__________________
--------------------------------------------------------------------------------
Kiev maçından sonra hızla büyüyen taraftar tepkileriyle birlikte Fenerbahçe yönetimi 100. yıl takımı için bombalarını patlattı. Birbiri ardına gelen oyuncular ve neredeyse saatte bir açıklanan transfer haberleriyle Fenerbahçeliler şaşkına döndü. Şampiyonlar Ligi'nden elenmenin getirdiği şoku atlatmaya çalışırken, Sakarya yenilgisiyle bir şok daha yaşandı. Ama umut tükenmedi. Sadece merak arttı. "100. yıl takımı böyle mi olmalıydı" diyerek, sahadaki gençlere bile tepki gösterenlerin, şimdi merak içinde yeni oyunculardan oluşan "rüya takımın" performansı konusunda tartışmaları başladı. Karamsarlar, bu kez Zico bahanesine sarılıp, "bu hoca ile işimiz zor" diyorlar. İyimserler, "Bu takıma hoca bile gerekmez" diye düşünüyorlar. Tatmin edilemeyenler ise, "Bize Avrupa'da başarı lazım" ahkamını kesiyorlar. Fenerbahçe'de bu üç gruptan bolca bulunduğundan yorumlar ve bakış açıları da çeşit çeşit. Bizim tavsiyemiz herkes kendine bir hedef seçsin ve tatmini bu doğrultuda arasın. Kadronuz ne kadar iyi olursa olsun, Avrupa'da başarılı olmak farklı yetenekler gerektiriyor. Sadece oyuncu kalitesi değil, tecrübesi ve kişilikleri de bu kulvarda önemli. Vizyon arayan oyuncularınız varsa, (Appiah gibi) Avrupa'da fazla zorlanmazsınız. Çünkü bu oyuncular hedefe yürümek adına hem sinerji yaratırlar, hem de takımı taşırlar. Bu karakterde oyuncu sayınız ne kadar çoksa, başarıya yürümeniz de o kadar kolay olur. İkinci olarak teknik adam geliyor. Antrenman kalitesiyle birlikte, maratonu maç maç düşünüp, buna göre taktik kurgu ve analiz yaparak, oyuncularını görevlendiren bir teknik adam. Üçüncüsü yönetim ve taraftarın takıma vereceği destek ve inançtır. Kiev maçındaki gibi ikinci golü yedikten sonra pes edip, kendi futbolcusunu hedef seçen bir taraftar grubuyla tuvalete bile zor gidilir. Maçı önce tribünde kazanmak, sahadaki oyuncuya (ne kadar kötü oynarsa oynasın) desteği sürdürüp, maksimum performansı almaya çalışmak tribünlerin görevi. Bu ahkam içinde, Fenerbahçe'nin yolunu değerlendirirsek, en zayıf halka (Zico), ikinci sırada bile olsa, özellikle UEFA Kupası'nda hedefler açısından alarm veriyor. Fenerbahçe yönetimi hiçbir teknik direktöre sağlamadığı kadar olanağı ve parayı bu sene için harcadı. Çok önemli ve stratejik oyuncular transfer etti. Geç oldu ama önemli olan olmasıydı. Şimdi yine oyuncu performansına yönelik bir düzene sarılan bir hoca ortaya çıkarsa (ki öyle görünüyor), alınacak sonuçlar o güne ait olur. Türkiye'de ise sürprizler yaşanır. Biz mükemmeliyetçi gruptanız galiba...
__________________
9
GOLDEN SUPER LİG / Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« : 31 Ağustos 2006, 19:54:15 »
Bjk Tvde En BÜyÜk Fenerbahce Seslerİ
--------------------------------------------------------------------------------
2 gece önce BJK TV deki çinko programına çıkan bir renkdaşımız sorunun cevabını verdikten sonra EN BÜYÜK FENERBAHÇE diye bağırdı.Hatttan alınan renkdaşımızın ardından spikerin hali görülmeye değerdi.
--------------------------------------------------------------------------------
2 gece önce BJK TV deki çinko programına çıkan bir renkdaşımız sorunun cevabını verdikten sonra EN BÜYÜK FENERBAHÇE diye bağırdı.Hatttan alınan renkdaşımızın ardından spikerin hali görülmeye değerdi.
10
GOLDEN SUPER LİG / Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« : 31 Ağustos 2006, 19:53:36 »
Savaş iyice kızıştı
--------------------------------------------------------------------------------
Müthiş bir takım kuran F.Bahçe'de forma aslanın ağzında. Selçuk, Kemal, Mehmet Yozgatlı, Deniz, Önder, Serkan gibi tecrübeli oyuncular şimdi daha fazla çalışmak zorunda. Sakaryaspor maçında sonradan girip gol atan Selçuk, "Savaşacağız" dedi.
__________________
--------------------------------------------------------------------------------
Müthiş bir takım kuran F.Bahçe'de forma aslanın ağzında. Selçuk, Kemal, Mehmet Yozgatlı, Deniz, Önder, Serkan gibi tecrübeli oyuncular şimdi daha fazla çalışmak zorunda. Sakaryaspor maçında sonradan girip gol atan Selçuk, "Savaşacağız" dedi.
__________________
11
GOLDEN SUPER LİG / Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« : 31 Ağustos 2006, 19:53:15 »
Semih sakat oynamış
--------------------------------------------------------------------------------
Sakaryaspor maçında etkisiz kaldığı için eleştirilen Semih'in sakat sakat oynadığı öğrenildi. Golcü futbolcu kasığındaki ağrı nedeniyle maçı tamamlayamadı. İznini İzmir'de geçiren Semih Şentürk bugün İstanbul'a gelecek ve MR çektirecek.
__________________
--------------------------------------------------------------------------------
Sakaryaspor maçında etkisiz kaldığı için eleştirilen Semih'in sakat sakat oynadığı öğrenildi. Golcü futbolcu kasığındaki ağrı nedeniyle maçı tamamlayamadı. İznini İzmir'de geçiren Semih Şentürk bugün İstanbul'a gelecek ve MR çektirecek.
__________________
12
GOLDEN SUPER LİG / Ynt: AĞUSTOS AYI HABERLERİ
« : 31 Ağustos 2006, 19:52:55 »
Sevdam Sari Kavgam Lacİvert
--------------------------------------------------------------------------------
Pazar gecesi tribünlerde olmamama rağmen gözlerim yaşardı resmen.
Belli bir
grup küfür ediyor, (kimlerin olduğunu hepimiz biliyoruz) ve bunu
duyan
herkes ıslıklarla karşılık verip küfürü bastırıyordu. Bu
muhteşemdi
gerçekten. Bana göre bu stadta hiç küfür olmamasından daha
değerli bir olay.
Neden mi?
Aylar önce Aziz Başkan medya yalakalarına vermiş olduğu yemekte
bir açıklama
yapmıştı...
Sorulan soru:
-Sn. Yıldırım, "bizim tribünlerimizde küfür olmaz" diyordunuz,
son maçta
görüldüğü gibi çok fazlaca sinkaf (kötü söz) işitildi, buna
ne diyeceksiniz?
Büyük Başkanın Cevabı:
-Artık tribünlerimiz genişliyor, büyüyor daha da büyüyecektir.
Durum böyle
olunca kişileri kontrol etmek daha da güçleşir! 40-50 bin kişiyi
kontrol
etmek çok kolay değil... Ama taraftarlarımız sağduyulu davranıp,
Fenerbahçenin çıkarlarını düşünürse küfür tamamen ortadan
kalkacaktır.
Yani sayın başkan bir "oto-kontrol" sisteminden bahsediyor. Toplumun
kendi
kendini yönetmesi gibi birşey. İşte başkanımızın
söylediklerini emir telakki
edip uygularsak kazanan Türk futbolu ve FENERBAHÇEM olacaktır.
Boşuna
söylemedik *TAKIM BÖYLE TUTULUR* diye. Bunu pazar akşamı "bir kez
daha"
ispatladık.!
Sayın Başkan AZİZ YILDIRIM'ın anlatmak istediğini o zaman IT THE
xxxx grubu
mensupları anlamamış ve hatta yanlış anlamışlardı. Fakir Fukara
Sınıfı ve
Ezikler Cemiyeti olarak yaptıkları yorum: "Fenerbahçe Başkanı Aziz
Yıldırım
tribünleri tahrik ediyor, ne demek kontrol güçleşir, senin görevin
bu!"
(bayanlardan ve büyüklerimden özür dileyerek bunlara cevap
vermek
istiyorum)
Ulan salak herifler, Be aklı yetmezler! Sen kendi görevini yaptın
mı ki,
görevinden fazlasını yapmaya çalışan Fenerbahçe Başkanına
akıl vermeye
yelteniyorsun? Sana gülerler.! Kendi camianız bile sizleri dikkate
almazken,
kendi taraftarlarınız size g.tyle gülerken, sizler borç batağında
yüzerken,
sizlerle ettiğimiz alaylar yetmemişken, halen demeç verme, basın
açıklaması
yapma ve ona buna b.k atma hakkını buluyorsunuz! Önce kendi
benliğinize bir
bakın, "biz ne yaptık, şuandaki yönetim olarak ne kazandırdık"
sorusunu
sorun kendinize, cevabı ben vereyim: HİÇ BİRŞEY..! Hatta yanlış
söyledim,
siz hiç bir şey yapmaktan öte, "zarar verdiniz".! Bütün bunlara
rağmen,
tribün bütünlüğünü oluşturmuş, "kaliteli gençlerden" oluşan
Fenerbahçe
Tribünlerine laf sallıyorsunuz!
Fenerbahçe bir bütündür,
Adı üstünde Cumhutiyettir,
Ben ve arkadaşlarım bu Cumhuriyetin bir parçası olmaktan gurur
duyuyoruz..!
Her türlü "taktir edilen" olayın içinde bizde varız.!
FBC'den olmak çok basittir, anlamını kavramak çok zordur.
Her davranışınla ölçülürsün, her kesime örnek olman gerekir.
İşimiz çok zor, çoook!
Sevgilisinden ayrılıp, tribünde:
Fenerbahçem Benim,
Biricik Sevgilim,
Söyle Senden Başka,
Kimim Var Benim?
-derken ağlanmasını kimse anlayamaz, bizden başka!
*Bu sebeple çektiğimiz sıkıntıların, yediğimiz lafların,
altında ezildiğimiz
manşetlerin, üstümüzde oynanan bütün oyunların, yanlı
yazıların, açıkça ilan
edilen düşmanlıkların cezası sezon sonunda kesilecek!!!
*
Caddenin ortasında "Kıskananlar Çatlasın" demek için sabrediyorum!
"Kapatın çenenizi artık lan" demek için sabrediyorum!
Kulüp dilencilerini g.t etmek için sabrediyorum!
Hiç tanımadığım bir Fenerbahçeli kardeşimle "dar ağcında olsak
bile, son
sözümüz Fenerbahçe" demek için sabrediyorum!
Çok doldum gerçekten, ama herşey, bütün güzellikler bizim
olacaktır..! Buna
inananlar bizimle, omuz omuza mücadelemizi veriyoruz zaten...
( Hatam varsa affola! )
Saygılarımla,
--------------------------------------------------------------------------------
Pazar gecesi tribünlerde olmamama rağmen gözlerim yaşardı resmen.
Belli bir
grup küfür ediyor, (kimlerin olduğunu hepimiz biliyoruz) ve bunu
duyan
herkes ıslıklarla karşılık verip küfürü bastırıyordu. Bu
muhteşemdi
gerçekten. Bana göre bu stadta hiç küfür olmamasından daha
değerli bir olay.
Neden mi?
Aylar önce Aziz Başkan medya yalakalarına vermiş olduğu yemekte
bir açıklama
yapmıştı...
Sorulan soru:
-Sn. Yıldırım, "bizim tribünlerimizde küfür olmaz" diyordunuz,
son maçta
görüldüğü gibi çok fazlaca sinkaf (kötü söz) işitildi, buna
ne diyeceksiniz?
Büyük Başkanın Cevabı:
-Artık tribünlerimiz genişliyor, büyüyor daha da büyüyecektir.
Durum böyle
olunca kişileri kontrol etmek daha da güçleşir! 40-50 bin kişiyi
kontrol
etmek çok kolay değil... Ama taraftarlarımız sağduyulu davranıp,
Fenerbahçenin çıkarlarını düşünürse küfür tamamen ortadan
kalkacaktır.
Yani sayın başkan bir "oto-kontrol" sisteminden bahsediyor. Toplumun
kendi
kendini yönetmesi gibi birşey. İşte başkanımızın
söylediklerini emir telakki
edip uygularsak kazanan Türk futbolu ve FENERBAHÇEM olacaktır.
Boşuna
söylemedik *TAKIM BÖYLE TUTULUR* diye. Bunu pazar akşamı "bir kez
daha"
ispatladık.!
Sayın Başkan AZİZ YILDIRIM'ın anlatmak istediğini o zaman IT THE
xxxx grubu
mensupları anlamamış ve hatta yanlış anlamışlardı. Fakir Fukara
Sınıfı ve
Ezikler Cemiyeti olarak yaptıkları yorum: "Fenerbahçe Başkanı Aziz
Yıldırım
tribünleri tahrik ediyor, ne demek kontrol güçleşir, senin görevin
bu!"
(bayanlardan ve büyüklerimden özür dileyerek bunlara cevap
vermek
istiyorum)
Ulan salak herifler, Be aklı yetmezler! Sen kendi görevini yaptın
mı ki,
görevinden fazlasını yapmaya çalışan Fenerbahçe Başkanına
akıl vermeye
yelteniyorsun? Sana gülerler.! Kendi camianız bile sizleri dikkate
almazken,
kendi taraftarlarınız size g.tyle gülerken, sizler borç batağında
yüzerken,
sizlerle ettiğimiz alaylar yetmemişken, halen demeç verme, basın
açıklaması
yapma ve ona buna b.k atma hakkını buluyorsunuz! Önce kendi
benliğinize bir
bakın, "biz ne yaptık, şuandaki yönetim olarak ne kazandırdık"
sorusunu
sorun kendinize, cevabı ben vereyim: HİÇ BİRŞEY..! Hatta yanlış
söyledim,
siz hiç bir şey yapmaktan öte, "zarar verdiniz".! Bütün bunlara
rağmen,
tribün bütünlüğünü oluşturmuş, "kaliteli gençlerden" oluşan
Fenerbahçe
Tribünlerine laf sallıyorsunuz!
Fenerbahçe bir bütündür,
Adı üstünde Cumhutiyettir,
Ben ve arkadaşlarım bu Cumhuriyetin bir parçası olmaktan gurur
duyuyoruz..!
Her türlü "taktir edilen" olayın içinde bizde varız.!
FBC'den olmak çok basittir, anlamını kavramak çok zordur.
Her davranışınla ölçülürsün, her kesime örnek olman gerekir.
İşimiz çok zor, çoook!
Sevgilisinden ayrılıp, tribünde:
Fenerbahçem Benim,
Biricik Sevgilim,
Söyle Senden Başka,
Kimim Var Benim?
-derken ağlanmasını kimse anlayamaz, bizden başka!
*Bu sebeple çektiğimiz sıkıntıların, yediğimiz lafların,
altında ezildiğimiz
manşetlerin, üstümüzde oynanan bütün oyunların, yanlı
yazıların, açıkça ilan
edilen düşmanlıkların cezası sezon sonunda kesilecek!!!
*
Caddenin ortasında "Kıskananlar Çatlasın" demek için sabrediyorum!
"Kapatın çenenizi artık lan" demek için sabrediyorum!
Kulüp dilencilerini g.t etmek için sabrediyorum!
Hiç tanımadığım bir Fenerbahçeli kardeşimle "dar ağcında olsak
bile, son
sözümüz Fenerbahçe" demek için sabrediyorum!
Çok doldum gerçekten, ama herşey, bütün güzellikler bizim
olacaktır..! Buna
inananlar bizimle, omuz omuza mücadelemizi veriyoruz zaten...
( Hatam varsa affola! )
Saygılarımla,