Gönderen Konu: Yüksek Tansiyon  (Okunma sayısı 632 defa)

Çevrimdışı Sinoplu57

  • Osc Admin
  • 1. SINIF ÜYE
  • *******
  • İleti: 17.625
  • Puan 291
  • Cinsiyet: Bay
    • Profili Görüntüle
Yüksek Tansiyon
« : 31 Mayıs 2008, 12:19:53 »
Yüksek Tansiyon
Yüksek Tansiyon
Kan dolaşımının sağlanması için bir basınç gereklidir. Bu basıncın normalden fazla olmasına hipertansiyon denir.

Hipertansiyon için kullanılan diğer bir isim ise, YÜKSEK TANSİYON'dur. Kan basıncı ölçülürken 2 kan basıncı değerine bakılır

Büyük tansiyon (sistolik kan basıncı)

Küçük tansiyon (diyastolik kan basıncı)



Hipertansiyonun Derecesi

Hipertansiyon az ya da çok bilinen nedenlere dayanan sınıflandırılmasına ek olarak şiddet derecesine göre de sınıflandırılabilir.


Arteryel hipertansiyon tipi
Kan basıncı düzeyi

Normal
120/80 mmHg ve altı

Prehipertansiyon (Hipertansiyon adayı)
120-139/80-89 mmHg

Evre 1
140-159/90-99 mmHg

Evre 2
160-179/100-109 mmHg

Evre 3
180/110 mmHg ve üstü




Buradaki sınıflandırmaya göre en sık karşılaşılan tip Evre 1 ve Evre 2 hipertansiyondur.


Hipertansiyon çok yaygın bir hastalıktır. Hipertansiyon, kalıcı sakatlık ve ölüm nedeni olan toplumsal bir sorundur. Hastaların azımsanmayacak bir kısmının kan basıncı yüksekliğinin farkında olmaması, hipertansiyonun önemini artırmaktadır. Hipertansiyon, değişik böbrek, kalp, damar hastalıklarına, felçlere ve görme kaybına yol açabilir. Tuz tüketiminin fazla olduğu toplumlarda, kan basıncı yüksekliğine daha sık rastlanır. 70 yaşın üzerinde, hipertansiyon sıklığı % 30'lara çıkabilir. Özet olarak; toplumdaki 5-6 erişkinden birinde, kan basıncı yüksekliği vardır.

Hipertansiyonun Sınıflandırılması

Hipertansiyon, sıklıkla, nedenine göre sınıflandırılır. Buna göre iki tip vardır.

esansiyel (primer - birincil) hipertansiyon

sekonder (ikincil) hipertansiyon

Hipertansiyon vakalarının yaklaşık %90'ı, nedeni bilinmediğinden primer ya da "esansiyel" hipertansiyon olarak adlandırılır.

Hipertansiyon vakalarının geriye kalan bölümüne, yani yaklaşık %10'una bu durumun nedeni bilindiğinden "sekonder " hipertansiyon denir. Böbrek kökenli olan (renal) hipertansiyon bunların en yaygın olanıdır.


Sekonder Hipertansiyon

Bu tipte yüksek kan basıncı, bilinen bir nedenden kaynaklanmaktadır. Neden olan hastalık tedavi edildiğinde hipertansiyon düzelebilir.

Böbrek hastalığı: Renal hipertansiyon olarak adlandırılır. Varolan bir böbrek hastalığı kan basıncının yükselmesine neden olur.

Endokrin hastalıkları: Endokrin sistemi etkileyen hastalıklar kan basıncını da etkiler, çünkü adrenal bezler çeşitli kan basıncını kontrol eden mekanizmaları düzenler.

İlaçlar: Bazı ilaçlar, örneğin kortikosteroidler, oral kontraseptifler (aldosteron sekresyonu ve plazma reninini arttırarak), nazal dekonjestanlar, amfetamin, tiroid hormonları, NSAID, soğuk algınlığı ilaçları, siklosporin, eritropoetin, iştah kesiciler, trisiklik antidepresanlar, MAO inhibitörleri, alkol (günde 70-100 mL civarında alkollü içki alınması hipokalemik alkalozla birlikte hipertansiyona neden olur) kan basıncının yükselmesine neden olurlar. Bu ilaçların bırakılması ile kan basıncı normale döner.


Diğer Sebepler


Aort koarktasyonu: aortun doğuştan dar olması

Gebelik toksemisi: hipertansiyon, albuminüri, ödem ile karakterize, gebeliğin ikinci yarısında oluşan bir hastalık.

Beyin tümörü ya da lezyonu: intrakraniyel basınca yol açarak kan basıncının hızla yükselmesine neden olur.



Yüksek tansiyonun oluşmasındaki faktörler

Değiştirilemez Faktörler

Kalıtım: Ailesinde yüksek tansiyon hastası bulunan kimselerde hipertansiyon gelişme riski yüksektir. Ancak bu, yüksek tansiyonluların yakınlarında da mutlaka yüksek tansiyon gelişeceği anlamına gelmez. Ancak bu kişiler daha dikkatli olmalıdır.

Yaş: Yüksek tansiyon genellikle 35 ile 50 yaşları arasında ortaya çıkar. Ancak bu hastalık daha genç yaşlarda da gelişebilir.

Cinsiyet: Yüksek tansiyon 50 yaşından küçük erkeklerde, kadınlara göre daha sık görülür. 50 yaş üstünde ise kadınlarda erkeklere göre sıklığı artar.

Şeker hastalığı: Şeker hastalarında yüksek tansiyonun ortaya çıkma riski, şeker hastası olmayanlara göre daha fazladır. Şeker hastalarında hipertansiyonun kontrolü çok daha önemlidir ve çok daha aşağılara çekilmesi gerekir.

Değiştirilebilir Faktörler

Şişmanlık: Fazla kilolar, kan basıncı üzerinde olumsuz rol oynayarak yüksek tansiyona zemin hazırlar. Bu yüzden fazla kiloların verilmesi, kan basıncının normal düzeye indirilmesine büyük ölçüde yardımcı olur.

Sigara: Sigara, yüksek tansiyonun damarlar üzerindeki zararlı etkilerini hızlandırır.

Tuz: Yüksek kan basıncı, tuzlu yiyeceklerle daha da yükselir.

Stres: Aşırı sıkıntılı bir yaşam biçimi, yüksek tansiyonun ortaya çıkması için zemin hazırlar.

Hareketsizlik: Düzenli yapılan egzersiz ve spor, yüksek tansiyonun kontrol altına alınmasını kolaylaştırır.

Fazla alkol: Aşırı miktarda alınan alkol, damar sağlığı üzerinde olumsuz etkide bulunur. Günlük alkol tüketimi en fazla 60 ml viski, rakı veya votka, 300 ml şarap veya 720 ml bira olmalıdır. Kadınlar ve zayıf olanlarda bu miktarlar daha az olmalıdır.

Hipertansiyonun belirtileri nelerdir?

Hipertansiyon çoğu zaman belirti vermez. Yüksek tansiyon hastalığının belirtileri, sabahları ense bölgesinde hissedilen ağrı, nefes darlığı, çarpıntı, baş dönmesi, baş ağrısı, sık idrara çıkma olabilir. Daha da önemlisi; tansiyon yüksek, hatta çok yüksek olduğu halde bazı hastalarda hiç bir şikayet olmayabilir.

Bu nedenle dikkatli olmak ve aralıklı ölçüm yaptırmak gerekir. Zaman zaman bulantı-kusma, burun kanaması, uyuşukluk, yorgunluk, endişe, kulak çınlaması, bulanık görme veya gözlerde kararma ve fazla idrar çıkarma gibi belirtiler gözlenebilir.

Kan basıncı ölçülürken nelere dikkat edilmelidir.


Tansiyon ölçülmeden en az 15 dakika önce dinlenmelisiniz. son yarım saat içinde sigara veya kafeinli yiyecek almamış olmalısınız. Tansiyon aleti kolunuzun çevresini ve boyunu yeterli olarak sarmalıdır. Dinlenme cihazları (steteskop) tansiyon aletinin manşonu altına sokmamalısınız.



Hipertansiyonun vücuda zararları nelerdir?

-Ateroskleroz(Damar sertliği)
-Beyin kanaması ve felç
-Kalp krizi ve yetmezliği
-Gözlerde görme kaybı
-Böbrek hasarı gibi hastalıklar kişinin yaşam kalitesini bozar ve ömrünü kısaltır.
Bu nedenle hipertansiyon önemle tedavisi gereken bir hastalıktır.

Tedavisi nedir?

Yüksek tansiyon; kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı, sigara, şişmanlık gibi kalp damar hastalığına zemin hazırlayan ve ilerlemesini hızlandıran önemli risk faktörlerinden biridir. Bunun için yüksek tansiyon tedavisinde diğer risk faktörlerinin de olup olmadığı araştırılmalıdır.

Kan basıncını normale indirmek için hayatınızda bazı değişiklikler yapmanız ve değiştirilebilir faktörlere dikkat etmeniz gerekir. Yüksek tansiyona karşı mücadelede atılacak en önemli adım, fazla kilolar varsa vermek ve yediklerinizi kontrol altına almaktır. Bunun için az tuzlu yemeniz (tamamen tuzsuz değil) ve katı yağlı yiyeceklerden kaçınmanız, porsiyonlarınızı küçültmeniz etkili bir önlem olacaktır. Fazla olan her 10 kilonun verilmesi yüksek tansiyonun 5-20 mm cıva düşmesini sağlar. Diyetin, meyve, sebze ve katı yağ içeriği azaltılmış süt ürünlerinden zengin olması da tansiyonun normale dönmesinde katkıda bulunur.

Düzenli spor yapmanız (veya daha da kolay olarak haftada en az 3 gün ve en az 30 dk tempolu yürüyüş) bir çok yararlı etkisinin yanı sıra yüksek tansiyonu 4-9 mm cıva kadar düşürür.

Sigarayı bırakmanız, alkol tüketimini azaltmanız ve stresle başa çıkmaya çalışmanız da yüksek tansiyonu kontrol altına almaya yardımcı olur.

Yaşam biçiminizde yapacağınız bu değişikliklere karşın kan basıncınız hala yüksekse veya tansiyonunuzun yalnızca bu önlemlerle normale dönmeyeceğini düşünüyorsa, doktorunuz size ilaç tedavisi uygulayacaktır. İlaç tedavisinde kullanılacak ilaçların cinsi, dozu ve çeşitliliği tamamen doktorunuzun kontrolü altında olmalıdır. Doktorunuz bu amaç için, bazen bir, bazen de birden fazla ilaç kullanabilir. Asla doktorunuz dışındakilerden tavsiye üzerine herhangi bir ilaç almayın. Unutmayınız ki başka bir hastada çok iyi sonuçlar vermiş olan bir ilaç sizde tam tersi zararlı sonuçlara yol açabilir.

Doktorunuz, tansiyonunuz kontrol altına alınıncaya kadar sık aralıklarla, kontrol altına alındıktan sonra ise hastalık durumunuza göre belli zamanlarda kontrole çağıracaktır. İlaç tedavisinde en önemli unsur, doktorunuzun verdiği ilaçları, kendinizi iyi hissetseniz bile kesintisiz ve düzenli olarak almaktır. Yapılan en büyük hata, tansiyon kontrol altına alındıktan sonra ilaca gerek kalmadığı düşünülerek ilacın azaltılması veya kesilmesidir. Unutmayınız ki, ilacın azaltılması veya kesilmesi durumunda tansiyonunuz tekrar yükselecektir. İlaçları düzenli almadığınız için tedavi edilemeyen yüksek tansiyonun, ölümcül sonuçlara yol açabileceğini aklınızdan çıkarmayınız.



Önümüzdeki yazıda yaygın olan başka bir hastalığı (astim hastaliği) sizlere aktaracağım insAllah. Tekrar görüşünceye dek Allah'a emanet olun ve sağlık sıhhat içinde kalın.

Saygılar

Hekim Berna Çarıkcı