Gönderen Konu: Dİyanet İŞlerİ BaŞkani BardakoĞlu'nun IĞdir Zİyaretİ 07.06  (Okunma sayısı 259 defa)

Çevrimdışı J@koß

  • 5. SINIF UYE
  • *
  • İleti: 813
  • Puan 1000
  • David ViLLa
    • Profili Görüntüle
Dİyanet İŞlerİ BaŞkani BardakoĞlu'nun IĞdir Zİyaretİ 07.06
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, din görevlilerinin vazifelerinin sadece cami ile sınırlı olmadığını belirterek, "Din görevlisi aynı zamanda sosyal bir doktor olmak zorundadır. Gönül doktoru olması gerekir" dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, geldiği Iğdır'da ilk olarak Vali Saim Saffet Karahisarlı ile Iğdır Belediye Başkanı Nurettin Aras'ı makamlarında ziyaret etti. Bardakoğlu, daha sonra Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Iğdır Kültür Merkezi'nde düzenlenen bilgilendirme ve değerlendirme toplantısına katıldı. Toplantıda konuşan Iğdır Valisi Saim Saffet Karahisarlı, "Devletimiz köylere imam ve öğretmen görevlendirmektedir. Bunlara düşen görev, köydeki insanları aydınlatmak ve bilgilendirmektir.


İmamlarımıza büyük görevler düşüyor. İmamla öğretmen el-ele verecek bir güneş gibi insanları aydınlatacaktır. Cehaleti yenecektir. Bilimle irfanla yoğrulmuş hurafelerden uzaklaşmış, vatana millete hizmet eden insanlar yetiştirmek zorundadır. Kız çocuklarının okullu olmasını sağlayacak olan imam ve öğretmenlerdir" dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu da, "İmam ile öğretmen, polis ile hemşire arasında hiç bir fark yoktur. Hepsi de toplum için çalışan görevlilerdir. Öğretmen ve imamları köydeki kız ve erkek çocukları her yönüyle aydınlatan, onlara yol gösteren kişiler olarak görüyoruz. Bizi biz yapan, bizi millet yapan değerlere önem vermek zorundayız. Iğdırımızda ve Türkiyemizin birçok yerinde değişik şekillerde ibadet yapan insanlarımız var. Bu insanlarımızı zenginlik olarak görmek bizi güçlendirir. Bizim en güzel zenginliğimiz kültürümüzdür. Tarihteki kültürümüzü alıp yenileyerek insanımıza sunacağız. Bunun için de okumak gerekir. Bugün Iğdır'a üniversite kurulacağını duydum, sevindim. Eğitim her şeyin üstündedir. İnsanlarımızı dini konuda aydınlatsın diye köylerde görev yapan imamımıza lojman yapmaya karar verdik. Bunu gerçekleştiriyoruz. Ayrıca da üniversitesi olan illere öğrenci yurtları yaparak, öğrencilerin barınma problemlerine çözüm sunmaya çalışıyoruz. Bunları gerçekleştirebildiğimiz takdirde eğitime en büyük katkıyı gerçekleştirmiş olacağız. Din görevlilerimiz sayesinde geçen yıl ülkemizde 3 bin civarında kız çocuğumuzu okula kazandırıp eğitim masraflarını üstlendik. Cami yapmak kadar, yurt yapmak, köprü yapmak da gereklidir" ifadelerini kullandı.

Bardakoğlu, din görevlilerine bir hedef koyduklarını, onların vazifelerinin sadece cami ile sınırlı olmadığını, kendilerinin sosyal amaçlı din parolasıyla yola çıktıklarını da vurgulayarak, şunları söyledi:

"Bir bölgede aç, açık, yoksul varsa, insanlara karşı haksızlık, mağduriyet varsa, kadına yönelik şiddet varsa, kız çocuklarına karşı ayrımcılık varsa, tedavi olması gerektiği halde tedavi olamayan, okumak istediği halde okuma imkanı bulamayan aile içi veya bölge, aşiret arasında kavga şiddet varsa bunu ilk duyan imam ve din görevlisi olmalı, o problemi çözen de din görevlisi olmalıdır. Çevreye önem veren, çevreyi koruyan, insanlara çevre bilincini aşılayan, yeşili ağacı, hoşgörüyü, esas almalıdır. Din görevlisi aynı zamanda sosyal bir doktor olmak zorundadır. Gönül doktoru olması gerekir. Bir mahallede veya bir köyde vatandaşımızın sıkıntısı varsa ve derdini ilk bize açamıyorsa demek ki biz insanlara yeterince yakın mesafede durmuyoruz. İnsanımıza o güveni vermeli ve her türlü sıkıntısının yanında olmalıyız. Din bizden böyle bir görev bekliyor. Çünkü İslam dini umumi bir rahmet dini olması hasebiyle insanın sadece cami içinde namaz kılarken mutlu olmasını değil, aile hayatında, toplum içerisinde, ticaretinde, işinde, çalışmasında mutlu olmasını, faydalı olmasını ve hem Allah'ın rızasını hem insanların duasını kazanmasını bilmesi gerekir. Özellikle bayan vaizlerimiz toplumun iki yakasını bir araya getirmeyi, insanlara ulaşmayı, insanlara dinin o sevecen yapısını anlatmada çok başarılılar. Camilerimizde bayanların, genç kızların yer alması dinimizin aydınlık mesajını alması, bilmesi, duyması gerekmektedir. Kuran kurslarımız sadece Kur'an-ı Kerim'in öğretildiği bir yer olmak yerine dinimizin bütün kurallarının öğretildiği, doğru bilgilerin öğrenildiği Allah'ı tanımanın, Peygamber Efendimizi sevmenin, İslam'ın güzel ahlakını öğrenmenin mektebi, mekanları olmuştur. Çünkü hepimiz çok iyi biliyoruz ki, biz Diyanet İşleri Başkanlığı olarak anayasal bir kuruluşuz. Devletimiz bize hem İslam dini konusunda doğru bilgi ile aydınlatma hem de din hizmetlerini topluma en iyi şekilde sunma görevi vermektedir. Bizim Diyanet İşleri Başkanlığı olarak temel mutabakatımız bellidir. Bunun birisi İslam dinini bilgisini eğip bükmeden doğru bir şekilde insanlara aktarmaktır. İnsanları memnun etmek değil, dinimizi en iyi doğru bir şekilde esasını söylemektir. Bir başka mutabakatımız Cumhuriyetimizin temel ilkeleridir. Laikliktir. Biz laikliği aynı zamanda din özgürlüğü olarak farklı inançlar, farklı dinlerin birbirine saygı duyarak yaşaması imkanı olarak görüyoruz. Bunun için Diyanet İşleri Başkanlığımızın devletimizin ve milletimizin ortak mutabakatları ile hiçbir sorunu olmamıştır. Aksine bu zemini de biz sağlıklı bir din hizmeti sunmanın çok önemli bir imkanı olarak görmekteyiz." Bardakoğlu, kız çocuklarının eğitimiyle ilgili olarak da, "Kız çocuklarımızın eğitimini önemseyen, kız çocuklarımıza sahip çıkmak geleceğimize sahip çıkmaktır. Kız çocuklarımızı erken yaşta zorla evlendirmeyelim. Her iki tarafın rızası olduktan sonra evlendirelim. Sadece erkeklerin haklarını gözetmek yerine iki tarafın da haklarını gözetelim" şeklinde konuştu.

Bu arada cumhuriyet tarihinde ilk defa bir Diyanet İşleri Başkanı'nın Iğdır'ı ziyaret ettiği öğrenildi.