Türkiye'nin ilk Oyun Forumlarından olan Oyunsiteniz 17 Yasinda
OYUN DIŞI BÖLÜMLER => DİNİ BİLGİLER => KÜLTÜR SANAT EĞİTİM VE TEKNOLOJİ => HADİS => Konuyu başlatan: LeGeND-MæN - 02 Temmuz 2007, 21:06:16
-
Ademoğlu sabaha erdi mi, bütün azaları, dile temenna edip: "Bizim hakkımızda Allah'tan kork. Zira biz sana tabiyiz. Sen istikamette olursan biz de istikamette oluruz, sen sapıtırsan biz de sapıtırız" derler.
-
Allah bir kulu sevdi mi, onu dünyadan korur. Tıpkı sizden birinin hastasına suyu yasaklaması gibi.
-
Resulullah (sav) "Allah'tan hakkıyla haya edin!" buyurdular. Biz: "Ey Allah'ın Resulü, elhamdülillah, biz Allah'tan haya ediyoruz" dedik. Ancak O, şu açıklamayı yaptı: "Söylemek istediğim bu (sizin anladığınız haya) değil. Allah'tan hakkıyla haya etmek, başı ve onun taşıdıklarını, batni ve onun ihtiva ettiklerini muhafaza etmen, ölümü ve toprakta çürümeyi hatırlamandır. Kim ahireti dilerse dünya hayatının zinetini terketmeli, ahireti bu hayata tercih etmelidir. Kim bu söylenenleri yerine getirirse, Allah'tan hakkıyla haya etmiş olur."
-
Biri diğerine ihanet etmediği müddetçe iki ortağın üçüncüsü ben olurum. Biri arkadaşına ihanet etti mi ben aralarından çekilirim.
-
Bir erkek, yanında mahremi bulunmayan (yabancı) bir kadınla yalnız kalmasın!
Bunun üzerine bir adam kalkarak: "Ey Allah'ın Resülü, kadınım hacc için yola çıktı, ben ise falan falan gazvelere yazıldım!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Öyleyse git hanımına yetiş, onunla hacc yap!" diye emretti."
-
Ey Ebu Hureyre, vera sahibi ol (harama götürme şüphesi olan şeylerden de kaçın) ki insanların Allah'a en iyi kulluk edeni olasın! Kanaatkarlığı esas al ki insanların Allah'a en iyi şükredeni olasın. Nefsin için sevdiğini insanlar için de sev ki (kamil) mü'min olasın. Sana komşu olanlara iyi komşuluk et ki (kamil bir) müslüman olasın. Gülmeyi az yap, zira çok gülmek kalbi öldürür.
-
Haberiniz olsun, rahat koltuğunda otururken kendisine benim bir hadisim ulaştığı zaman kişinin: "Bizimle sizin aranızda Allah'ın kitabı vardır. Onda nelere helal denmişse onları helal biliriz. Nelere de haram denmişse onları haram addederiz" diyeceği zaman yakındır. Bilin ki, Resulullah (ASM)'ın haram kıldıkları da tıpkı Allah'ın haram ettikleri gibidir"
-
"Ey Allah'ın Resulü! dedik, mü'min korkak olur mu?" "Evet!" buyurdular. "Pekiyi cimri olur mu?" dedik, yine: "Evet!" buyurdular. Biz yine: "Pekiyi yalancı olur mu?" diye sorduk. Bu sefer: "Hayır!" buyurdular.
-
Allah bir kuluna hayır murad ettimi onun cezasını tacil edip dünyada verir; bir kulu hakkında da kötülük murad ettimi onun günahlarını tutar, Kıyamet günü cezasını verir.
-
Bağışını geri alan kimsenin durumu şu köpeğin durumu gibidir: Yalını yer, iyice doyunca kusar. Sonra kusmuğuna tekrar dönüp onu yer.
-
Kişinin malayani (boş) şeyleri terki İslam'ının güzelliğinden ileri gelir.
-
Kim Allah Teala hazretlerinin rızası için bir derece tevazu izhar eder (alçak gönüllü) olursa, Allah, onu bu sebeple, bir derece yükseltir. Kim de Allah'a bir derece kibirde bulunursa, Allah da onu bu sebeple bir derece alçaltır, böylece onu esfel-i safiline (aşağıların aşağısına) atar.
-
Kim korkarsa akşam karanlığında yol alır. Kim akşam karanlığında yol alırsa hedefine varır. Haberiniz olsun Allah ın malı pahalıdır, haberiniz olsun Allah'ın malı cennettir.
-
Nafaka için harcananın hepsi Allah yolunda harcanmış gibidir, bina için harcanan müstesna, bunda hayır yoktur.
-
"Ne sirayet (buluşma), ne de uğursuzluk vardır. Benim fe'l hoşuma gider." Yanındakiler sordu: "Fe'l nedir?"
"Güzel bir sözdür!" buyurdu."
Buhari'nin rivayetinde şu ziyade mevcuttur: "Benim, dedi, fe'l-i salih, güzel bir kelime hoşuma gider."
-
Ademoğlu ihtiyarladıkça onda iki şey gençleşir:
Mala karşı hırs ve hayata karşı hırs
-
Eğer bir kimsenin bir başkasına secde etmesini emretseydim, kadına, kocasına secde etmesini emrederdim ve eğer bir erkek karısına kırmızı bir dağdan siyah bir dağa ve siyah bir dağdan kırmızı bir dağa taş taşımayı emretseydi, uygun olan, kadının bu emri yerine getirmesidir.
-
Allah'tan daha kıskanç kimse yoktur. Bu sebeptendir ki fevahişin açığını da kapalısını da haram kıldı. Medihten Allah kadar hoşlanan bir kimse de yoktur. Bu sebeptendir ki nefsini medhetmiştir.
-
Muharcirler hicretle Medine'ye gelip (Ensar'ın yardımlarını gördükleri) vakit şöyle dediler:
" Ey Allah 'ın Rasûlü ! Biz, çok maldan böylesine cömertce veren, az maldan da yardımı böylesine güzel yapan aralarına inmiş bulunduğumuz şu Medinelilerden başka bir kavmi hiç görmedik! Bize bedel işlerimizi yaptılar, hayatımızı düzene koymada yardımcı oldular. Biz (hicret ve ibadetlerimizle kazandığımız) sevapların hepsini onlar alacak diye korkuyoruz !"
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) onlara şu cevabı verdi: " Hayır! Onlar sizin dua ve teşekkürlerinizden hâsıl olan sevabı alacaklar. "
-
Allah'tan daha kıskanç kimse yoktur. Bu sebeptendir ki fevahişin açığını da kapalısını da haram kıldı. Medihten Allah kadar hoşlanan bir kimse de yoktur. Bu sebeptendir ki nefsini medhetmiştir.
-
"Allah celle şânühü mahlukâtın olmasına hükmettiği zaman -Müslim'in rivâyetinde: "Allah mahlükâtı yarattığı zaman"- yanında bulunan, Arş'ın gerisindeki bir kitaba şunu yazdı: "Muhakkak ki rahmetim gazabıma galebe çalmıştır."
-
Bir adam gelerek: "Ey Allah'ın Resûlü iyi davranıp hoş sohbette bulunmama en ziyaâde kim hak sâhibidir?" diye sordu. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm): "Annen!" diye cevap verdi. Adam: "Sonra kim?" dedi, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) "Annen!" diye cevap verdi. Adam tekrar: "Sonra kim?" dedi Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) yine: "Annen!" diye cevap verdi. Adam tekrar sordu: "Sonra kim?" Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bu dördüncüyü: "Baban!" diye cevapladı."
-
Resülullah aleyhissalatu vesselam'a: "En efdal insan kimdir?" diye sorulmuştu. "Kalbi mahmüm (pak), dili doğru sözlü olan herkes" buyurdular. Ashab: "Doğru sözlülüğün ne demek olduğunu biliyoruz. Mahmümu'l-kalb ne demektir?" diye sordu.
"(Mahmüm kalb), Allah'tan korkan tertemiz kalptir, içinde günah yoktur, zulüm yoktur, kin yoktur, hased yoktur" buyurdular."
-
Şurası muhakkak ki insanlar Kıyamet günü niyetleri üzere diriltilecekler.
-
Sizden önce yaşayanlardan bir tüccar vardı. Halka borç verirdi. Borçluları arasında fakir görürse hizmetçilerine: "Onun borcundan vazgeçiverin, böylece Allah'ın da bizim günahlarımızdan vazgeçeceğini umarız" derdi. Allah da onun günahlarından vazgeçti.
-
"Ümmetimden birkısım insanları bilirim ki, Kıyamet günü Tihâme dağları emsalinde bembeyaz (tertemiz) hayırlarla gelirler. Aziz ve celil olan Allah Teâla hazretleri o sevapları saçılmış toz haline getirir (değersiz kılar, kabul etmez)."
Sevban radıyallahu anh dedi ki : "Ey Allah'ın Resülü! Onları bize tavsif et, durumlarını açıkla da, bilmeyerek biz de onlardan olmayalım!" Aleyhissalâtu vesselâm açıkladılar:
"Onlar sizin din kardeşlerinizdir. Sizin cinsinizden insanlardır. Sizin aldığınız gibi onlar da gece (ibadetin)den nasiplerini alırlar. Ancak onlar, Allah'ın yasaklarıyla tenhâda başbaşa kalınca o yasakları ihlâl ederler, çiğnerler."
-
Bir kısım insan vardır, Allah'ın mülkünden haksız bir surette mal elde etmeye girişirler. Halbuki bu, Kıyamet günü onlara bir ateştir, başka değil.
-
Himmet yönüyle insanların en yücesi hem dünya hem de ahiret işine himmet gösteren mü'mindir.
-
Resülullah aleyhissalâtu vesselâm'a bir adam gelerek: "Ey Allah'ın Resülü! Bana (dini) öğret ve fakat çok özlü olsun!" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm: "Namazına kalktığın vakit (dünyaya) veda edenin (namazı gibi) namaz kıl. Sonradan (pişman olup) özür dileyeceğin söz söyleme. İnsanların elinde bulunan (dünyalık şeylerden) ümidini kesmeye azmet!" buyurdular.
-
Cum'a namazı, dört kişi hâriç geri kalan her müslüman üzerine cemaat içinde yapması gereken vâcib bir hakk'dır. Cumadan istisna edilen bu dört kişi şunlardır: Köle, kadın, çocuk ve hasta.
-
Cum'a günü kim cemaatin omuzlarını yararak ilerlerse cehenneme bir köprü ittihaz olunur.
-
Bizimle münafıklar arasında yatsı ve sabah namazlarında hazır bulunma farkı vardır. Onlar bu iki namaza muktedir olamazlar.
-
Bir kimse, iflâs edenin yanında malını aynen bulmuş ise, bu mala o, herkesten daha ziyâde hak sâhibidir.
-
- Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalatu vesselâm şu duayı çok yapardı:
"Ey kalbleri çeviren Allahım! Kalbimi dinin üzerine sâbit kıl!" Ben (bir gün kendisine):
"Ey Allah'ın resûlü! Biz sana ve senin getirdiklerine inandık. Sen bizim hakkımızda korkuyor musun?" dedim. Bana şöyle cevap verdi: "Evet! Kalpler, Rahmân'ın iki parmağı arasındadır. Onları istediği gibi çevirir."
-
"Kimin yanında fazla hayvan varsa, onu hayvanı olmayana versin. Kimin de fazla azığı varsa onu azığı olmayana versin."
Resülullah, bazı mal çeşitlerini bu suretle saymaya devam etti. Öyle ki, bizden hiç kimsenin (yol sırasında) herhangi bir fazlalıkta hakkı olmadığı düşüncesine vardık."
-
İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) omuzumdan tuttu ve: "Sen dünyada bir garib veya bir yolcu gibi ol" buyurdu.
-
Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) bir başka rivâyette şunu söyler: "Kendisinde dikbaşlılık olan bir deveye bindim. (Hırçınlık etmeye başlayınca ileri-geri sürmeye başladım. Bunun üzerine Resülullah (aleyhissalâtü vesselâm): "Rıfkla, tatlılıkla davran! diye müdâhale etti..."
-
"Ey Allah'ın Resûlü! dedik, mü'min korkak olur mu?"
"Evet!" buyurdular. "Pekiyi cimri olur mu?" dedik, yine:
"Evet!" buyurdular. Biz yine:
"Pekiyi yalancı olur mu?" diye sorduk. Bu sefer: "Hayır!" buyurdular."
-
Ey Allah'ın Resulü. dendi, hangi kadın daha hayırlıdır?'
"Kocası bakınca onu sürura garkeden, emredince itaat eden, nefis ve malında, kocasının hoşuna gitmeyen şeyle ona muhalefet etmeyen kadın!" diye cevap verdi.
-
(Müslüman erkeklerden) kim, Allah yolunda, ilâ-yı kelimetullah için, devenin iki sağımı arasında geçen müddet kadar savaşacak olsa cennet kendisine vacib olur.
-
Bana en sevgili olanınız, kıyamet günü de bana mevkice en yakın bulunacak olanınız, ahlâkça en güzel olanlarınızdır. Bana en menfur olanınız, kıyamet günü de mevkice benden en uzak bulunacak olanınız, gevezeler, boşboğazlar ve yüksekten atanlardır." (Cemaatte bulunan bâzıları): "Ey Allah'ın Resûlü! Yüksekten atanlar kimlerdir`?" diye sordular. "Onlar mütekebbir (büyüklük taslayan) kimselerdir!" cevabını verdi."
-
İnsanların en hırsızı, namazdan çalandır, buyurdu. Nasıl çalar ya Rasûlallah? denildiğinde: Rükû ve secdeleri tam yapmaz. (Namazı tadil-i erkana riayet etmeden çabuk çabuk kılar). İnsanların en cimrisi de, selam vermekten kaçınandır.
-
Allah'ın hataları silmeye ve dereceleri yükseltmeye vesile kıldığı şeyleri size söylemiyeyim mi?''
"Evet ey Allah'ın Resülü, söyleyin!'' dediler. Bunun üzerine saydı:
"Zahmetine rağmen abdesti tam almak. Mescide çok adım atmak. (Bir namazdan sonra diğer) Namazı beklemek. İşte bu ribâttır, işte bu ribâttır. İşte bu ribâttır."
-
paylaştığın için saol
-
devamı geliyor
-
Bir yerde ölen Ashabımdan hiçbirisi yoktur ki, Kıyamet günü oranın ahalisine bir nur ve onlara (cennete sevkte) bir rehber olmasın.
-
Dişlerinizi misvaklayın. Çünkü misvak ağız için temizlik sebebidir, Allah'ın rızasına vesiledir. Cibril her gelişinde bana misvakı tavsiye etti; öyle ki bana ve ümmetime farz kılacağından korktum. Ümmetime zorluk veririm diye endişe etmeseydim bunu onlara farz kılardım. Ben öyle (ciddi) misvak kullanırım ki, öndeki dişlerimin (veya diş etlerimin) diplerinden kazınacağı endişesine kapılırım.
-
Hz. Mu'az İbnu Cebel radıyallahu anh anlatıyor. "İki kişi Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın huzurunda küfürleştiler. (Öyle ki) birinin yüzünde (diğerine karşı) öfkesi gözüküyordu. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm:
"Ben bir kelime biliyorum, eğer onu söyleyecek olsa, kendinde zuhur eden öfke giderdi: Eûzu billahi mineşşeytanirracim" buyurdular
-
"Cennet ehlinin mertebece en düşük olanı o kimsedir ki: Bahçelerine, zevcelerine, nimetlerine, hizmetçilerine, koltuklarına bakar. Bunlar bin yıllık yürüme mesafesini doldururlar.
Cennetliklerin Allah nezdinde en kıymetli olanları ise, vech-i ilahiye sabah ve akşam nazar ederler."
Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm sonra şu ayeti okudu. (Meâlen): "Yüzler vardır, o gün ter ü tâzedir, Rablerini görecektir" (Kıyamet 22-23).
-
Cennet ehlinden derecesi en düşük olanın seksenbin hizmetçisi, yetmişiki zevcesi vardır. Onun için inciden, zebercedden ve yakuttan bir çadır kurulur. Bu çadır, Câbiye'den San'a'ya kadar uzanan bir büyüklüktedir.
-
Sizden hiç kimse, maruz kaldığı bir zarar sebebiyle ölümü temenni etmesin. Mutlaka bunu yapmak mecburiyetini hissederse, bari şöyle söylesin: "Rabbim, hakkımda hayat hayırlı ise yaşat, ölüm hayırlı ise canımı al."
-
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) yere bir çizgi çizdi ve: "Bu insanı temsil eder" buyurdu. Sonra bunun yanına ikinci bir çizgi daha çizerek: "Bu da ecelini temsil eder" buyurdu. Ondan daha uzağa bir çizgi daha çizdikten sonra: "Bu da emeldir" dedi ve ilâve etti: "İşte insan daha böyle iken (yani emeline kavuşmadan) ona daha yakın olan (eceli) ansızın geliverir.
-
Kim evinden temizlenmiş olarak farz namaz için çıkarsa, onun ecri, tıpkı ihrama girmiş hacının ecri gibidir. Kim de kuşluk namazı için çıkar ve sırf bu maksadla yorulursa onun ücreti de umre yapanın ücreti gibidir. Namaz kıldıktan sonra araya lağv (dünyevi kelam) sokmadan kılınan iknici namaz, İlliyyin (denen cennetin yüce makamın)da yazılıdır.
-
Kim, (din) kardeşinin ırz ve namusunu onu gıybet edene karşı savunursa, Allah da kıyamet günü o kimseyi cehennemden korur.
-
Bereket, büyüklerinizle birlikteliktir.
-
Her sarhoşluk veren şey (dinde yasaklanan içki olan) hamr grubundandır ve sarhoşluk veren her şey haramdır.
-
Çorba pişirdiğin zaman suyunu çok koy. Sonra da komşularını gözden geçir ve gerekli gördüklerine güzel bir şekilde sun!
-
Benim hakkımda yalan söylemeyin. Zira benim üzerime yalan uyduran cehenneme girer.
-
Eğer kişi namazını herkesin gözü önünde kılınca (edebine uygun kılar) güzel yapar, tek başına kimsenin görmediği durumda kılınca da (edebine uygun kılar) güzel yaparsa, Allah Teâla hazretleri (onun ibadetinden memnun kalır ve:) "Bu (kulluğunu riyasız yapan) gerçek bir kulumdur" der,
-
Bir adam: "Vallahi Allah falancayı mağfiret etmiyecek!" diye kesip attı. Allah Teâla Hazretleri de: "Falancaya mağfiret etmiyeceğim hususunda yemin eden de kim? Ben ona mağfiret ettim, senin amelini de iptal ettim!" buyurdu
-
Ashabıma sebbetmeyin (dil uzatmayın). Nefsim elinde olan Zât-ı Zülcelâl'e yemin olsun (sizden) biri, Uhud dağı kadar altın infak etse, onlardan birinin infak ettiği bir müdd'e hatta yarım müdd'e bedel olmaz.
-
Bir sefere üç kişi beraber çıkınca birini emîr (başkan) yapsınlar.
-
Kişinin sırtında odun taşıyarak geçimini sağlaması, versin veya vermesin birisinden bir şey istemesinden daha hayırlıdır.
-
Bir kadın, eve hapsettiği bir kedi yüzünden cehenneme gitti. Kediyi hapsederek yiyecek vermemiş, yeryüzünün haşaratından yemeye de salmamıştı.
-
Ümmetimin kıyâmet gününde dünyada aldıkları abdest eserlerinden yüzleri, elleri ve ayakları nûrlu yani parlak insanlar olarak çağırılırlar. O halde içinizden bu parlaklığı daha ziyâde uzatmağa kimin gücü yeterse yapsın.
-
Ölü can verince melekler ondan "(Âhirete) ne götürdü?" der. İnsanlar da "Geriye (miras) ne bıraktı?" der.
-
Allah'ın rahmet ve inayet eli cemaat ile beraberdir.
-
Allah'ın rahmet ve inayet eli cemaat ile beraberdir.
-
Sizden biriniz mescide girdiği zaman iki rek'at namaz kılıncaya kadar yani kılmadıkça oturmasın.
-
Kişi, dostunun dini üzeredir. Bu nedenle, kiminle dost olacağına dikkat etsin!
-
Her müslümanın haftada bir gün başını ve bütün bedenini yıkamak sûretiyle gusletmesi yani boy abdesti alması onun uhdesinde Allah'ın hakkıdır
-
Namaza durduğun zaman tekbir al. Sonra Kur´an´dan kolayına geldiği kadar âyet oku. Ardından rükûa var, bütün organların tamamen hareketsiz kalıncaya kadar öylece dur. Sonra başını kaldır, ayakta iyice doğruluncaya kadar dur. Ardından secdeye var, bütün organların tamamen hareketsiz kalıncaya kadar secdede öylece kal. Sonra başını kaldır, bütün organların tamamen hareketsiz kalıncaya kadar otur. Namazın bütün rekâtlarında bunu böyle yap.
-
Masrafta iktisat, geçimin yarısıdır. İnsanlara dostluk ve muhabbet aklın yarısıdır. ilmi soruda naziklik, samimilik ve güzellik bilginin yarısıdır.
-
İlim öğretin; fakat uns ve şiddet göstermeyin! Zira güler yüzlü muallim sert olandan hayırlıdır.
-
Canın her istediğini yemek de israf cümlesindendir.
-
Kim bilgisizliğine, ehliyetsizliğine rağmen fetvâ verirse gökteki ve yerdeki melekler ona lanet eder.
-
Dünya, mü'minin zindanı, kafirin de Cennetidir.
-
Arefe, kurban ve teşrik günleri biz müslümanların bayramıdır. Bu günler yeme, içme günleridir.
-
Âdemoğlu, kurban bayramı günlerinde Allah için kurban kesmekten daha sevimli bir iş yapmış olamaz.
-
Cuma gününde öyle bir saat vardır ki, şayet bir müslüman kul o saate rastlar da Allah�tan bir hayır isterse, Allah onu kendisine mutlaka verir
-
Kişinin malı sadaka sebebiyle eksilmez. Bir kula haksız zulüm yapılır o da sabrederse, Allah onun izzetini (dünya ve ahirette) mutlaka artırır...
-
İslam garib olarak başladı, tekrar başladığı gibi garib hale dönecektir. Gariblere ne mutlu!
-
Müslüman, dilinden ve elinden diğer müslümanların güvende olduğu, mü�min de insanların malları ve canları hususunda kendisine güvendiği kişidir.
-
Ümmetimin sonunda yalancı Deccaller olacak. Onlar, ne sizin ne de atalarınızın hiç işitmediği şeyleri anlatacaklar. Onlardan sakının!
-
Her iyilik bir sadakadır.
-
Güneşin üzerine doğduğu en hayırlı gün Cuma günüdür. Adem (as) o gün yaratılmış, o gün cennete konulmuş, o gün cennetten çıkarılmıştır. Kıyamet de ancak Cuma gününde kopacaktır.
-
Allah�ım sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet
-
Müminlerin iman bakımından en olgunu, ahlâkça en güzel olanıdır.
-
Cennete giren hiçbir kimse, yeryüzündeki bütün şeyler kendisinin olsa bile dünyaya geri dönmek istemez. Sadece şehit, gördüğü itibar ve ikram sebebiyle tekrar dünyaya dönmeyi ve defalarca şehit olmayı ister.
-
Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez; onu tehlikeye atmaz�
-
Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez; onu tehlikeye atmaz�
-
İki günü birbirine denk olanlar aldanmıştır.
-
Allah�tan korkunuz. Çocuklarınız arasında âdil davranınız.
-
Nerede olursan ol Allah�tan kork!
-
Hayır, bir alışkanlıktır
-
Kur�ân, Allah�a gökyüzünde ve yeryüzünde bulunan her şeyden daha sevimlidir.
-
İnsan, elinin emeğinden daha hayırlı bir lokma yememiştir. Allah�ın elçisi Dâvût (a.s) da, kendi elinin emeğini yerdi.
-
Kıyamet günü insanoğlu, ömrünü nerede harcadığından, yaptığı işleri ne niyetle yaptığından, nasıl kazanıp nereye harcadığından, vücudunu ve sıhhatini nerede ve nasıl değerlendirdiğinden sorguya çekilmedikçe yerinden ayrılmaz.
-
Çevresindeki insanların şerrinden emin olmadığı kişi, cennete giremez.
-
Kim, sözleşme yaptığı kimseye zulmeder, hakkını kısar veya gücünün üzerinde bir şey emreder yahut rızası dışında bir şeyini alırsa kıyâmet günü onun aleyhine bizzat ben delil (ve davacı) olacağım.
-
Kim, sözleşme yaptığı kimseye zulmeder, hakkını kısar veya gücünün üzerinde bir şey emreder yahut rızası dışında bir şeyini alırsa kıyâmet günü onun aleyhine bizzat ben delil (ve davacı) olacağım.
-
Mü�min, geçimi güzel olan kişidir. Geçimsiz kişide hayır yoktur.
-
Zulümden sakınınız, çünkü zulüm kıyâmet günü zalimleri karanlıklara sokacaktır
-
Yüce Allah, yaptığınız işi sağlam ve iyi yapmanızdan hoşnut olur.
-
Her kul öldüğü hal üzere diriltilir.
-
Bir kimsenin "İnsanlar helak oldu!" dediğini duyarsanız, bilin ki o, kendisi, herkesten çok helak olandır.
-
DEVAMI GELECEK BEYLER...
-
bekliyoruz
-
yarını bekle :D
-
:D oldu yarın hade :D
-
Canın her istediğini yemek de israf cümlesindendir.
-
Kim bilgisizliğine, ehliyetsizliğine rağmen fetvâ verirse gökteki ve yerdeki melekler ona lanet eder.
-
Dünya, mü'minin zindanı, kafirin de Cennetidir.
-
Âdemoğlu, kurban bayramı günlerinde Allah için kurban kesmekten daha sevimli bir iş yapmış olamaz.
-
Cuma gününde öyle bir saat vardır ki, şayet bir müslüman kul o saate rastlar da Allah�tan bir hayır isterse, Allah onu kendisine mutlaka verir
-
Cuma gününde öyle bir saat vardır ki, şayet bir müslüman kul o saate rastlar da Allah�tan bir hayır isterse, Allah onu kendisine mutlaka verir
-
İslam garib olarak başladı, tekrar başladığı gibi garib hale dönecektir. Gariblere ne mutlu!
-
Müslüman, dilinden ve elinden diğer müslümanların güvende olduğu, mü�min de insanların malları ve canları hususunda kendisine güvendiği kişidir.
-
Ümmetimin sonunda yalancı Deccaller olacak. Onlar, ne sizin ne de atalarınızın hiç işitmediği şeyleri anlatacaklar. Onlardan sakının!
-
Her iyilik bir sadakadır.
-
Güneşin üzerine doğduğu en hayırlı gün Cuma günüdür. Adem (as) o gün yaratılmış, o gün cennete konulmuş, o gün cennetten çıkarılmıştır. Kıyamet de ancak Cuma gününde kopacaktır.
-
Allah�ım sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet
-
Müminlerin iman bakımından en olgunu, ahlâkça en güzel olanıdır.
-
Cennete giren hiçbir kimse, yeryüzündeki bütün şeyler kendisinin olsa bile dünyaya geri dönmek istemez. Sadece şehit, gördüğü itibar ve ikram sebebiyle tekrar dünyaya dönmeyi ve defalarca şehit olmayı ister.
-
Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez; onu tehlikeye atmaz�
-
İki günü birbirine denk olanlar aldanmıştır.
-
Allah�tan korkunuz. Çocuklarınız arasında âdil davranınız.
-
Nerede olursan ol Allah�tan kork!
-
Hayır, bir alışkanlıktır
-
Kur�ân, Allah�a gökyüzünde ve yeryüzünde bulunan her şeyden daha sevimlidir.
-
İnsan, elinin emeğinden daha hayırlı bir lokma yememiştir. Allah�ın elçisi Dâvût (a.s) da, kendi elinin emeğini yerdi.
-
Kıyamet günü insanoğlu, ömrünü nerede harcadığından, yaptığı işleri ne niyetle yaptığından, nasıl kazanıp nereye harcadığından, vücudunu ve sıhhatini nerede ve nasıl değerlendirdiğinden sorguya çekilmedikçe yerinden ayrılmaz.
-
"Şüphesiz siz, sizden öncekilerin yoluna karış karış, arşın arşın tabi olacaksınız. Hatta onlar, bir keler deliğine bile girseler, onların arkasından gideceksiniz.� Bunun üzerine sahabe �Ey Allah�ın Rasûlü! Onlar Yahudi ve Hıristiyanlar mıdır� diye sordular. Rasûlullah (s.a.v) �ya kim olacak! evet onlardır� buyurdular...
-
Çevresindeki insanların şerrinden emin olmadığı kişi, cennete giremez.
-
Kim, sözleşme yaptığı kimseye zulmeder, hakkını kısar veya gücünün üzerinde bir şey emreder yahut rızası dışında bir şeyini alırsa kıyâmet günü onun aleyhine bizzat ben delil (ve davacı) olacağım.
-
Mü�min, geçimi güzel olan kişidir. Geçimsiz kişide hayır yoktur.
-
Zulümden sakınınız, çünkü zulüm kıyâmet günü zalimleri karanlıklara sokacaktır
-
Yüce Allah, yaptığınız işi sağlam ve iyi yapmanızdan hoşnut olur.
-
Her kul öldüğü hal üzere diriltilir.
-
Bir kimsenin "İnsanlar helak oldu!" dediğini duyarsanız, bilin ki o, kendisi, herkesten çok helak olandır.
-
Kardeşinin derdine sevinip gülme, sonra Allah ona merhamet eder de, seni onun sahip olduğu dertle müptela kılar.
-
İnsanlar sizlere ilimden sormaya devam ederken şunu demeye kadar gelirler: "Anladık, Allah herşeyin yaratıcısıdır, pekiyi Allah'ın yaratıcısı kimdir?"
Bunu söyledikleri zaman siz: "Allah birdir, Allah sameddir (ne bir yaratıcıya ne de bir başka şeye muhtaç değildir), doğurmadı, doğurulmadı da. O'nun bir dengi de yoktur" deyin, sonra solunuza üç kere tükürüp istiâze ile şeytandan Allah'a sığının.
-
Kim muktedir olduğu halde tevazu maksadıyla (Allah için) (kıymetli) elbise giymeyi terkederse, Allah kıyamet günü, onu mahlukatın başları üstüne çağırır ve dilediği iman elbisesini giymekte onu muhayyer bırakır.
-
Sakın sizin biriniz silâhını (teşhîr edip de) din kardeşine işâret etmesin! Çünkü işâret eden kimse bilmez ki, belki şeytan eline hız verir de (din kardeşini vurur); bu sûretle Cehennem`den bir çukura yuvarlanır.
-
Namazda uykusu kendisine galebe çalan varsın uyusun. Hatta uykusunu iyice alsın. Çünkü kişi uykulu olarak namaz kıldığında istiğfar mı ediyor, kendisine beddua mı ediyor bilemez.
-
Sizden birisi namaza durduğu zaman şeytan ona gelir ve onu şaşırtıp yanlışlığa düşürmeye çabalar, hatta kişi ne kadar kıldığını bile unutuverir. Sizden birisi bu hale düşerse oturur halde iki secde yapsın.
-
Sizden birisi namaz kıldığında hakikatte Rabbiyle konuşmaktadır. Öyleyse nasıl konuştuğuna dikkat etsin.
-
Canım elinde olan zata yemin olsun ki, safların arasındaki boşluklarda şeytanı siyah bir koyun gibi dolaşırken görüyorum.
-
Sizden birisini ailesinin yanına dönmekten alıkoyan sadece beklediği namaz olursa, beklediği sürece namazda sayılır.
-
Namaza gelirken koşmayın. Vakur bir şekilde yürüyün. Yetişebildiğinizi kılar, yetişemediğinizi tamamlarsınız.
-
Her kim abdeste başlarken Allah'ın adını anmaz ise onun abdesti yoktur.
-
Sıkılık huyundan kaçının. Zira sizden önce gelip geçenler bu huy yüzünden helâk oldular. Şöyle ki: Bu huy onlara cimrilik emretti, onlar hemen cimrileşiverdiler, sıla-ı rahmi kesmelerini emretti, hemen sıla-ı rahmi kestiler, doğru yoldan çıkmayı (fücur) emretti, hemen doğru yoldan çıktılar.
-
Allah sizden üç hususta razı olur ve üç hususta da size gazap eder. Sizin kendisine ibadet edip ona hiçbir ortak koşmamanıza; toptan Kur'an-ı Kerim'e yapışmanıza ve Allah'ın başınıza geçirdiği kişilere itaat etmenize razı olur. Dedikodu yapmanıza, malınızı gereksiz yerlere harcamanıza ve çok soru sormanıza da gazab eder.
-
Mü'min cennete kavuşuncaya kadar, kulağına gelen hayırlı söz ve hikmete doymaz.
-
Kıyamet günü üç grup insan şefaat eder: peygamberler, sonra alimler, sonra da şehitler.
-
Allah'ın kitabını okumak ve ders yaparak onu mutaala maksadıyla Allah'ın evlerinden birinde veya başka bir yerde bir araya gelen cemaate, muhakkak ki, Allah gönül huzuru verir. Onları rahmet ve lütfuna boğar. Melekler onların etrafını sarar ve Allah onları -Mele-i 'Âlâda- yanında bulunanların huzurunda överek anar.
-
Her kime bildiği bir mesele sorulur, o da bunu söylemeyip gizlerse, Allah ona Kıyamet Günü ateşten bir gem vurur.
-
Peygamberimiz (SAV) bir şey söylediği zaman insanlar anlayıncaya kadar üç defa tekrar ederdi.
Bir topluluğa rastladığı zaman da işitmedikleri takdirde üç defa selam verirdi.
-
Kıyamet Günü insanlar arasında en şiddetli azaba uğrayacaklar, ilmi kendisine ve başkalarına fayda vermeyen alimlerdir.
-
Cennet bahçesine uğradığınız zaman orada oturunuz.
Sahabiler: "Ya Resulullah, Cennet bahçesi nedir?" diye sordular.
Resulullah (SAV) şöyle cevap verdi : "İlim meclisleridir."
-
Cennet bahçesine uğradığınız zaman orada oturunuz.
Sahabiler: "Ya Resulullah, Cennet bahçesi nedir?" diye sordular.
Resulullah (SAV) şöyle cevap verdi : "İlim meclisleridir."
-
Ne alimlere karşı övünmek, ne cahillerle münakaşa etmek ve ne de meclislerin seçkin köşelerinde yer almak için ilim tahsil etmeyiniz.
Kim böyle yaparsa cehenneme müstehak olur. Cehenneme müstehak olur.
-
Akrabaların gösterdiği yakınlığa karşılık veren kimse, tam anlamıyla akrabalık haklarını gözetiyor sayılmaz. Akrabalık haklarını tam anlamıyla gözeten kimse; yakınları akrabalık bağlarını ondan kestikleri halde, o onlardan alaka ve yardımını kesmeyen kimsedir.
-
İlim öğretmek her müslümana farzdır. Layık olmayanlara ilim öğreten, domuzların boynuna cevher, inci ve altın gerdanlık takan kimseye benzer.
-
Kötü alimler Cehennemin köprüleridir.
-
İnsanlar yalnızlıktaki (mahsuru) benim kadar bilselerdi, hiçbir atlı tek başına bir gececik olsun yol yapmazdı.
-
Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevval ayından altı gün ilave ederse, sanki bir yıl oruç tutmuş olur.
-
Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevval ayından altı gün ilave ederse, sanki bir yıl oruç tutmuş olur.
-
Hangi idareci yoksul ve düşkünlere kapısını kaparsa, Allah da ona fakirlik, ihtiyaç ve düşkünlüğüne karşı rahmet kapılarını kapar.
-
En hayırlılarınız Kur'an'ı öğrenen ve onu öğretenlerinizdir.
-
Allah bir idarecinin iyiliğini murad ettiği zaman, ona dürüst bir yardımcı verir. O, onun unuttuğu şeyleri hatırlatır ve hatırlattığı işlerde de yardım eder.
-
İki vasıf vardır ki, bunlar münafıkta bir araya gelmez:
güzel sima ve dini konularda derin anlayış.
-
Bu din ilmi, dinin ta kendisidir, öyle ise onu kimden öğrendiğinize dikkat edin.
-
Bu din ilmi, dinin ta kendisidir, öyle ise onu kimden öğrendiğinize dikkat edin.
-
Şuna dikkat edin!
İdarecilerinizde hoşlanmadığınız bir husus gördüğünüz vakit, o meseleyi tasvip etmediğinizi gösterin. Ama hiçbir surette de itaatten vazgeçmeyin.
-
Salla'llâhu aleyhi ve sellem (iyd-i) fıtır günü bir kaç (dâne) hurma yemeden (bayram) namaz (ın)a çıkmazdı. Yine (Enes radiya'llâhu anh'den) diğer rivâyette bunları tek (adedli) olarak yerdi, diyor.
-
İçinizden birisinin şu veya bu ayeti unuttum demesi kadar kötü birşey yoktur. Çünkü o unutmamış, unutturulmuştur.
Kur'an-ı Kerim'i tekrar okumak suretiyle hafızanızda tutunuz. Çünkü Kur'an, ezberleyenlerin hafızalarından develerin bağlarından boşanıp kaçtığından daha hızlı kaçar.
-
Bayram sabahı Müslümanlar, namaz için camilerde toplanınca, Allahü Teâlâ, meleklere, �İşini yapıp ikmal edenin karşılığı nedir?� diye sorar. Melekler de, �Ücretini almaktır� derler. Allahü Teâlâ da, �Siz şahit olun ki, Ramazandaki oruçların ve namazların karşılığı olarak kullarıma kendi rızamı ve mağfiretimi verdim. Ey kullarım, bugün benden isteyin, izzet ve celâlim hakkı için istediklerinizi veririm� buyurur....
-
Kim Kadir gecesini, faziletine inanarak ve mükafatını da Cenab-ı Haktan bekleyerek, ihya ederse, o kimsenin geçmiş günahları bağışlanır.
-
Her kimin üç kız çocuğu veya üç kız kardeşi yahut iki kızı veya kız kardeşi bulunur;
onlara iyi muamele eder ve onların haklarını yerine getirme hususunda Allah'tan korkarsa o Cennetliktir.
-
İlim İslam'ın hayatıdır, imanın direğidir. İlim öğrenen kimsenin mükafatını, Allah tam tamına verir. Bir kimse öğrenir ve öğrendikleri ile amel ederse, Allah bilmediklerini de öğretir.
-
Alim, ilim ve amel Cennettedir. Eğer alim bildikleriyle amel etmezse ilim ve amel Cennette alim ise cehennemde olur.
-
"Allah'ın en çok sevdiği amel hangisidir" diye sorulduğunda "Vaktinde kılınan namaz" cevabını verdi.
"Sonra hangisidir?" diye soruldu. "Anneye babaya iyi davranmak" buyurdu.
"Daha sonra hangisidir?" diye soruldu. "Allah yolunda cihad" karşılığını verdi.
-
+repleri esirgemeyin 150 kadar hadis paylaştım sizle...emeğe saygı....
-
sağol kardeşim
-
Paylaşım için teşekkürler ...
-
eyw kardeşlerim
-
Allah Razi olsun kardeşim
-
Allah Razi olsun kardeşim
o nasil söz ALLAH HEPİMİZDEN RAZI OLSUN