Peygamberler, kendilerine hususi bir kitap ve şerîat verilip verilmemesi bakımından nebî ve resûl olarak ikiye ayrılır.
Nebî, haberci demektir, Allah’tan haber getiren mânâsınadır. Cem’îsi (çoğulu) enbiyâ gelir. İslâmî ilimler ıstılâhında ise nebî, yeni bir kitap ve yeni bir şerîatle gelmeyip kendisinden önceki peygamberin getirdiği kitap ve hükümlerle tebliğ vazifesini yerine getiren kişiye denir.
Resûl, lûgatte elçi mânâsına gelen bir kavramdır. Dinî ilimler terminolojisinde ise, yepyeni bir kitap ve yeni bir şerîatle gelen peygamber demektir. Bunun cem’îsi, rusül’dür.
Resûl kavramı nebî kavramına göre mânâ bakımından daha hususi bir konuma sahiptir. Zira her Resûl aynı zamanda nebî’dir, fakat her nebî resûl değildir. Meselâ peygamberlerin sonuncusu Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) hem resûl hem de nebîdir. Çünkü önceki peygamberleri ve onlara verilen kitapları kabul edip inandığı gibi, aynı zamanda yeni ve mükemmel bir din olan İslâm’ı ve onun hükümlerini getirip açıklamıştır.
***