İlerle ve öldür. Mümkünse, Nazi öldür
First Person oyunların babası hiç şüphesiz Wolfenstain idi. Nazi hapishanelerinden kaçmayı başarmış, engel tanımayan Amerikan askerini oynuyordunuz . Kapıları açıp, gizli geçitleri bulup askerleri ve köpekleri öldürüyordunuz. Böyle başladı ve tarz olarak çok tutuldu. Ardından benzerleri ortaya çıktı. Farklı konulardaydılar, ama mantık hep aynı idi; ilerle ve öldür. Bu tarzın çok yaygınlaşacağı o günden belliydi. Bilgisayarı olan her insan bu oyunu oynamış ya da görmüştü. Değişik grafik teknolojisi ile karşımıza çıktılar ve son hale geldiler. Değişik motorlar ve hareketler ortaya çıktı. Bu oyunları oynamamış veya görmemiş bilgisayar kullanıcısı sanırım yoktur. Bu oyunların ne kazandırdığını bana sormaya kalkmayın, ama insanların bundan hoşlandıkları belli ki bu oyunlar çıkmaya devam ediyor.
Mortyr de bu oyunlardan biri. Daha önce karşılaştığımız bir konu ile karşımıza çıkıyor. Naziler dünyaya yayılmaya başladığında, bu yayılmayı engelleyecek insanların yetiştirilip düşmanın arasına sızmasını konu alıyor. Siz de bu cesur, dirençli ve kararlı olmaya yemin etmiş ajanlardan birini oynuyorsunuz. Düşman topraklarında ilerleyip adamların tek tek canına okuyorsunuz. Tabii bunu yapabilmek için Mortyr almanız gerekiyor (Tamam kızmayın ).
İleriki bölümlerde karşımıza çıkan, kimsenin bilmediği, sadece oyunu yapanların bildiği olaylar var. Nazilerin bilmediğiniz bir sırrı ortaya çıkıyor. Aslında bu sırrı kimsenin bilmemesini siz sağlıyorsunuz gibi bir şey, eğer siz engellemezseniz şu anda burada olmayıp farklı bir konumda olurduk (Biraz garip konuştum biliyorum, ama önemli bir durum, oynayınca anlayacaksınız ). Bu adamlar aslında müthiş zekasıyla bir zaman makinesi icat edip geleceğe gidiyor. Siz de bu alete atlayıp aynı yere gidip dünyanın bu adamların eline geçmesini engelliyorsunuz .Size şunu söylemelim; grafiği değişmiş Wolfestein taklidi bir oyun, sadece konu biraz abartılmış. Karşınıza gelen düşmanları vurup kapıların anahtarlarını aramak istiyorsanız, bu oyunu alabilir ve oynayabilirsiniz. Hayır “Oyunu aldım, oynuyorum” diyorsanız, Allah kolaylık versin size.
Evet, bir Half Life kadar iyi bir oyun değil, ama gene de insanı sıkmıyor (kim demiş!!). Çünkü saatlerce kapı anahtarı veya bir çıkış aramıyorsunuz. Acayip abuk yerlerde değiller (Örnek Hexen 2)
Kolay ilerlendiği için sizi kesinlikle sıkmıyor. Ses olayı kötü, o kadar. Bir işte çalışıyorsanız, kısın sesini, patron siz projelerle uğraşıyor sanırken bastırılmış olan Neonazi düşmanlığınızı tatmin edin.
