Bu Kaçıncı Quest?
Sierra şirketi ‘80’lerin sonunda, fantastik bir dünyada macera peşinde koşan bir gencin başından geçen hafif uçuk olayları konu alan Hero’s Quest serisi ile bu iki oyun türünü birleştirmişti. Zaman içinde evrim geçirip Quest for Glory adını alan bu serinin beşinci oyunu Dragonfire, yıllar sonra yeniden karşımıza çıktı.
Dragonfire bir adventure-RPG-action oyunu. Bu formül en azından ticari olarak genelde başarılı sonuçlar vermiştir. Başlangıçta hırsız, savaşçı ve büyücü mesleklerinden birini seçip (o zamanlar öyleymiş abi, hatta kaynanalar kızımı ne paladinler ne büyücüler istedi de gitmedi geyiği yaparlarmış), size verilen puanları da çeşitli özelliklerinize dağıtarak yeni bir karakter yaratıyor ya da serinin daha önceki bir oyununda kaydettiğiniz bir karakteri Import seçeneği ile yüklüyorsunuz. Savaşlar dışındaki oynanış biçimi tamamen Adventure tarzında. Bu nedenle az buçuk İngilizce biliyor olmanız şart. Dövüşmek gerektiğinde ise aynen bir dövüş oyunundaki gibi reflekslerinizi kullanmanız gerekiyor, ama genelde kılıcınızdan çok beyninizi çalıştırmak zorunda kalacaksınız. Karakterler ve belli büyüklükteki objeler üç boyutluyken, mekan grafikleri iki boyutlu olarak çizilmiş. Siz ekranda hareket ettiğinizde, arka plan gittiğiniz yöne göre dönüyor ya da yaklaşıp uzaklaşıyor. Ne yazık ki bu sırada iki boyutlu grafiklerde bozulmalar oluyor. Karakterlerin hareketleri, bu kadar basit grafikleri olan bir oyundan beklenilmeyecek kadar gerçekçi.
Hero’s Quest’in ilk bölümleri binbir gece masallarını hatırlatan bir ülkede geçerdi, Dragonfire ise Helenistik Yunan yaşam biçimini andıran bir atmosfer taşıyor. Silmaria kentinde Grek sitelerindeki gibi bir pazar yeri ve akropol bile var. Kentin dışına çıktığınızda ise bir harita üzerinde hareket ediyorsunuz.
Herkes Larry’yi komik bulur, bence Larry’nin esprileri QFG’ninkiler yanında halt etmiş. Örneğin yürüme bandına çıktığınızda fitness salonlarında çalanlara benzeyen müzikler başlıyor. Bu yalnızca bir örnek. Karşılaştığınız karakterlerin uçukluğu da cabası. Bir Adventure hoşuma gitti, aman Tanrım sanırım yaşlanıyorum
