Gönderen Konu: Beyin ameliyatları Urfa'da da yapılıyor"  (Okunma sayısı 414 defa)

Çevrimdışı Sinoplu57

  • Osc Admin
  • 1. SINIF ÜYE
  • *******
  • İleti: 17.625
  • Puan 291
  • Cinsiyet: Bay
    • Profili Görüntüle
Beyin ameliyatları Urfa'da da yapılıyor"
« : 05 Şubat 2008, 16:35:18 »
Beyin ameliyatları Urfa'da da yapılıyor"
Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinde yüksekten düşme sonucu şuur kaybı ile ağır kafa travaması (diffüz Aksonal Hasarlanma) Şanlıurfa Devlet hastanesine sevk edilen 7 yaşındaki Emine Barışhan Cerrahi Yoğun Bakım Ünitesinde takip edildi. Şanlıurfa 500 Yataklı Devlet Hastanesi Beyin, Omurilik Ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Soner ŞAHİN tarafından Şuuru kapalı olarak solunum cihazına bağlandı.Kafa içi basınç monitorizasyonu uygulandı.Solun cihazından ayrıldı.Kollarını ve bacaklarını hareket ettirmeye başladı. Kafa içi basınç değerleri kontrol altına alındı.Hastanın durumu her geçen iyi gidiyor.

UYUYAN HASTALARIN SESİ NÖROMONİTÖRİZASYON' ;

Nörolojik yoğun bakım servislerinde, hasta takiplerinin nöromonitörizasyon tekniği ile yapılması halinde ölüm riski %30 oranında azalıyor. Şanlıurfa 500 Yataklı Devlet Hastanesi Beyin, Omurilik Ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Soner ŞAHİN, nöroloji-nöroşirüji yoğun bakım servislerinde özellikle ağır kafa travmalı hasta takiplerinin beyin içi basınç monitorizasyon tekniği ile yapılmasının hastaların ölüm riskini %30 oranında azaltılabildiğini, gereksiz ameliyatların da önlenebildiğini belirtti.
Endüstri ve teknolojideki gelişmelere paralel olarak multipl vücut yaralanmaları artmaktadır. Multipl yaralanması bulunan hastalarda kafa travması ( KT ) ve spinal travmanında tabloya eşlik etmesi sık görülen bir durumdur. KT li bir hastada ilk müdahale hasta acil servise veya yoğun bakıma geldiğinde değil, travmanın olduğu yerde başlamalıdır. Hastaya travma anından, devamlı tedavisin yapılacağı kliniğe gidene kadar transportun her aşamasında sistematik ve hızlı yaşam desteği başlanmalı ve sürdürülmelidir.Travma hastalarının % 20 sinin, ilk travma anında veya transport sırasında kaybedildikleri, buna da en çok hipotansiyon ve ikinci sıklıkta hipoksinin sebeb olduğu düşünülürse, bu hastaların erken tanı ve tedavisinin ne kadar önemli olduğu anlaşılır.Son 10 yılda travma patofizyolojisinin anlaşılmasında ilerlemeler olmuştur. Deneysel ve klinik bulgular, beyin hasarının ilk darbe sonrası oluşan birincil hasar ile bitmediğini, aksine izleyen saatler ve günler içerisinde ilerlediğini ve ikincil hasarın prognozda daha önemli olduğunu göstermektedir.

Uyuyan Hastaların Sesi 'Nöromonitörizasyon : Nörolojik yoğun bakım servislerinde, hasta takiplerinin nöromonitörizasyon tekniği ile yapılması halinde ölüm riski %30 oranında azalıyor. Şanlıurfa 500 Yataklı Devlet Hastanesi Beyin, Omurilik Ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Soner ŞAHİN, nöroloji-nöroşirüji yoğun bakım servislerinde özellikle ağır kafa travmalı hasta takiplerinin beyin içi basınç monitorizasyon tekniği ile yapılmasının hastaların ölüm riskini %30 oranında azaltılabildiğini, gereksiz ameliyatların da önlenebildiğini belirtti.
Kafa travması geçirmiş şuuru kapalı bir hastanın, intrakranial kan basıncı, beyin doku oksijen basıncı, serebral kan akımı ve mikrodializle, travma sonrasında beyin içinde ortaya çıkan basınç artmasının, kan akımı azalmasının ve travma veya iskemik sonrası açığa çıkan maddelerin yoğunluğunun ölçülüp, buna göre tedavi edilmesi gerektiğini belirten, bu takiplerin bütününden oluşan nöromonitorizasyon tekniklerinin artık, çağdaş bir yoğun bakımı servisinin olmazsa olmazı haline gelmesi gerektiğini ifade etti.
Nörolojik yoğun bakım servislerinde, hasta takiplerinin nöromonitörizasyon tekniği ile yapılması halinde ölüm riski %30 oranında azalıyor. Op. Dr. Soner ŞAHİN, nöroloji-nöroşirüji yoğun bakım servislerinde özellikle ağır kafa travmalı hasta takiplerinin beyin içi basınç monitorizasyon tekniği ile yapılmasının hastaların ölüm riskini %30 oranında azaltılabildiğini, gereksiz ameliyatların da önlenebildiğini belirtti.
Kafa travması geçirmiş şuuru kapalı bir hastanın, intrakranial kan basıncı, beyin doku oksijen basıncı, serebral kan akımı ve mikrodializle, travma sonrasında beyin içinde ortaya çıkan basınç artmasının, kan akımı azalmasının ve travma veya iskemik sonrası açığa çıkan maddelerin yoğunluğunun ölçülüp, buna göre tedavi edilmesi gerektiğini belirten Op. Dr. Soner ŞAHİN, bu takiplerin bütününden oluşan nöromonitorizasyon tekniklerinin artık, çağdaş bir yoğun bakımı servisinin olmazsa olmazı haline gelmesi gerektiğini ifade etti.

NASIL UYGULANIYOR ?
Beyinde oluşan herhangi bir travma, damar tıkanıklığı veya beyin tömörü gibi nedenler yüzünden şuuru kapanmış bir hastanın beyninde, dalgalar halinde belirli aralıklarla basıncın arttığını ve erken fark edilmediği taktirde ölümle sonuçlanabileceğini vurgulayan Op. Dr. Soner ŞAHİN, 1 mm çapında bir basınç ölçüm kateterinin beyinin yaklaşık yarım santimetre içine konulup monitöre bağlanmasıyla, cihazın herhangi bir basınç artışı durumunda alarm vererek tam zamanında ve etkin müdahaleye olanak sağladığını belirtti.
Ayrıca beyinde oluşan hasar sonrası, beyine giden kan akımının azalması nedeniyle bir takım zararlı maddelerin ortaya çıktığını belirten Op. Dr. Soner ŞAHİN, intraserebral mikrodiyaliz yöntemiyle de bu maddelerin yoğunluğunun ölçülebileceğini ve fırtınanın geleceği hissedildiği anda olayı önlemeye yönelik tedbirler alınabileceğini belirtti. Yoğun Bakımında yatan hastalara nöromonitorizasyon yöntemleri uygulayarak hastanın basınç değerlerinin kontrol edildiğini, basıncı tolere edebilecek derecede olan hastalara gereksiz yere ameliyat yapılmadığı söyledi.
Şuuru kapalı bir hastanın herhangi sözlü bir uyarıya cevap veremediğini sadece nörolojik muayene gibi muayene yöntemleriyle yapılan kontrollerde hastanın durumunda oluşan değişikliklerin ancak hasta kötüleştikten ve en son noktaya gelindiğinde farkedildiğini belirten

Op. Dr. Soner ŞAHİN sözlerine şöyle devam etti : Yoğun bakım servislerinde hasta takibi, hemşirelerin dikkatine ve ihtimamına bırakılıyor. Hemşire yaklaşık on beş dakikada bir hastanın yanına giderek, hastayı ağrı yada başka tekniklerle uyarıp reflekslerini kontrol ediyor. Bu hem hemşirelerin yükünü arttırıyor, hem her 15 dakikada bir ağrılı uyaran verilmesi hastaya zarar veriyor hem de zamanında müdahale şansını çok azaltıyor. Oysa intrakranial basınç monitörizasyon tekniği ile ölçüm yapılması halinde, çok daha sağlıklı, doğru ve zamanında teşhis konulup, zamanında tedavi yapılıyor. Basınç monitörizasyon cihazı, hastanın durumundaki herhangi bir değişikliği alarmla hemen haber veriyor. Bu sayede hastaya verilecek ilacın zamanlaması bile en doğru şekilde ayarlanıyor ve tedavinin etkinliği arttırılıyor. Beyindeki herhangi bir basınç değişimini hemen engellenip hasta beyninin yeni bir darbe alması önlenebiliyor. Dolayısıyla, yoğun bakım hemşirelerinin de yükü azalıyor. Bu tekniği kullanabilmek için doktor ve hemşirelerin iki günlük bir kurstan geçmesi yeterli oluyor. Hastahanelerin de bu tekniği kullanabilmesi için çok büyük yatırımlar yapmasına gerek yok, kaldı ki insan sağlığının maddi değeri ölçülemez. Bu yöntem Amerikada 1980 li yıllardan itibaren kullanılıyor. 1998 yılında Amerikada kullanılma yüzdesi %98 civarındaydı.. Oysa tüm hastanelerin yoğun bakım servislerinde bu yöntemin kullanılması, hastanın sağlıklı ve doğru tedavi edilebilmesi açısından şart.

HANGİ GRUP HASTALARDA KULLANILIR ?

Op. Dr. Soner ŞAHİN, beyin içi basınç monitörizasyon tekniğinin; beyin kanamalı ve damar tıkanıklığına bağlı inmeli hastalarda, ağır kafa travmalı hastalarda, şuuru kapanıklığı neden tam olarak anlaşılamayan hastalarda, örneğin alkol almış ve kafa travması geçirmiş olanlarda, durumunu açık ve doğru bir şekilde ifade edemeyen yaşlı hastalarda ve çocuklarda kullanılabileceğini belirtirken, basınç nöromonitörizasyon tekniği ile ilgili yaptıkları bir takım klinik çalışmaları şöyle açıkladı: Nöromonitörizasyon cihazına bağlı hastaların bir birimden diğer bir birime nakilleri sırasında verdikleri tepkileri inceledik. Hastaları sedyeden sedyeye koyarken bile, beyin içi basınçları artıyor. Bu çalışma sonucunda, hastanın sedyeden sedyeye naklini kaldırdık ve hastayı yoğun bakım yatağı ile diğer birimlere gönderiyoruz. Ayrıca bazen hastanın kafa duruş şeklinin ufak bir bozulmasında bile basınç artıp cihaz alarm verebiliyor. Ve hastanın duruş şekli düzeltiğinde basınç normale dönüyor. Bunun gibi ufak detaylar bile hastanın yaşamını devam ettirebilmesi beynin yeni bir darbe almaması açısından çok önemli. Dolayısıyla sağlıklı ve çağdaş bir yoğun bakım takibinin yolu artık nöromonitörizasyondan geçiyor.