Yeni bir dünya için kardeşler
Yeni bir dünya için bu kavga
bu kan
bu zulüm
Yeni bir dünya için kardeşler
Yeni bir dünya için bu sabır
bu kin
bu sancı
Bu dağlara vuruldu boyunduruk
Kınalı türkülerin koynuna
Halkların kardeşliği adına
Bu dağlarda deşildi gebe kadınların karnı
Bu dağlarda boğazlandı istiklal-i tam
Oysa namlular daha soğumamıştı
Ekmeğimiz yoktu
Mermimiz yoktu
Bin can ile
Bir umut ektiğimiz
Toprağımız yok.
Dağlar gibi yığıldı ölüler
Ve ayaklar altında namusumuz
Lanetlenmiş
Aç çoluk çocuk
Kadınlarımız, davarlarımız
Haldan bilmez
Geçit vermez kanlı zilan
Of off offf be
Tifüs ve kanser
Ve siyatik
Difteri
Kalp yetersizliği, ülser vesaire
Ve cümle illeti muzır haşeratım
Bir de açlık
Bir de zulüm
Bir de zindanlar
Issız bir uğultudur doğanın padişahı
Fideler cılız
Dağlarda umudurn hazin sancısı
Toprağın bağrında tohum
Kan revan içindedir.
Ve kan revan içindedir türkülerimiz;
"Kış günüdür güller açmaz
Dallarda bülbüller ötmez
Can arzular elim yetmez
Vahh lımım
Bırindarım
İçerden
İçerden yar içerden
Kes bağrım yar içerden"
İşte namus
İntiharı düşünür kederinden
Ve bu boş tencerenin
Onulmaz kahrı
Utanır kendikendinden
Birebir vermeyen toprak
Karabasan
Yaşlı öküz.
Sebisübyan
Aç-susuz
Ne giden
Ne beklenen var
Ve dağlarda
Çırılçıplak eşkiyalar.
* Orhan Kotan ve Ahmet Kaya,
bedenlerini sürgüne,
şarkılarını ülkeye
emanet ettiler.