'... Geçen yıllardaki en büyük sorunlardan biri Nobre'nin transferiyle aşılıyor. Birincisi Brezilyalı forvet takım hücum yaptığında sağdan soldan gelen ortalarda ön ve arka direklere yapacağı koşularla rakiplerine üstünlük sağlayabilir...' Rıdvan Dilmen'in gözüyle Beşiktaş;
Ev kâbusunu Nobre bitirir
Beşiktaş için ne olduysa ilk yarısını Fenerbahçe'nin 8 puan önünde bitirdikleri 2003 - 2004 sezonundan sonra oldu. O sezon başlayan düşüş iki sene daha devam etti. Takım ve camia olarak o kadar demoralize oldular ki birçok transfere rağmen hep sezonlara kötü başladılar. Devamında da sezon başlarında kaybettikleri puanlardan dolayı şampiyonluk yarışından erken koptular. Ezeli rakipleri Fenerbahçe ile Galatasaray'ın sürekli gerisinde kalmak camiayı çok olumsuz etkiledi.
Bu dönemde antrenör ve büyük oyuncu kıyımı da oldu. Dünyanın tanıdığı Vicente Del Bosque ve siyah - beyazlı camiada çok sevilen Rıza Çalımbay bu süreçte gitti. Geçen sezon Jean Tigana ile ikinci yarıya başlandıktan sonra Fransız hocayla devam etme kararı da çok doğruydu. Tigana bu süreçte hem takımı, hem ligi tanıdı. Hem de istediği şekilde transfer yapma şansı buldu.
İstatistikler ortada
Örneğin hedef santrfor eksikliği ilk tespit ettiği olaydı. Nobre ile muhtemelen sezon bitmeden anlaşma sağlandı. Tigana'nın bu tespiti doğruydu. Çünkü istatistikler de açıkça gösteriyor ki, Beşiktaş'ın son iki sezonda ligden erken koparak ligi gerilerde bitirmesinin en büyük sebebi İnönü Stadı'nda kaybettiği puanlardı. Siyah - beyazlı takımın geçen yıl İnönü'de kaybettiği 26 puan bunu zaten gösteriyor. İnönü'de kapanan takımlara karşı, hakkını vermek lazım taraftarın büyük istek, arzu ve iştahına rağmen rakipleri açacak bir santrforu yoktu Beşiktaş'ın. Şuursuz ataklarla rakip takımların direnci kırılamayınca, kontrataklardan goller yediler ve farklı mağlup olmamalarına rağmen yarıştan kopmalarına neden olan ciddi puan kayıpları yaşadılar. Bu pencereden baktığımızda Nobre, Beşiktaş'a kesin ilaç olur.
Her anlamda faydalı
Geçen yıllardaki en büyük sorunlardan biri Nobre'nin transferiyle aşılıyor. Birincisi Brezilyalı forvet takım hücum yaptığında sağdan soldan gelen ortalarda ön ve arka direklere yapacağı koşularla rakiplerine üstünlük sağlayabilir. Zaten her yere ayağını, kafasını sokuyor. İkincisi ve bu çok önemli; Gökhan Güleç, Bobo ve Youla gibi oyuncular topu aldıklarında rakiplerini geçme şansları yüzde elli. Yani geçen sezon top bir türlü rakip yarı alanda kalmıyordu. Bunu yapabilecek Sergen Yalçın ile Tümer Metin de yeni sezonda yoklar. Şimdi Nobre ile hem tehlikeli bölgelerde bol bol faul alırlar, hem de Brezilyalı yapacağı presle kendi savunmasına nefes aldırır.
Takım çok iştahlı
Önceki iki yılda Beşiktaş savunmasının şöyle 30 saniye bile dinlenme şansı olmuyordu. Beşiktaş da, Galatasaray ve Fenerbahçe gibi 4-3-1-2 oynayacağı için forvet arkası oyuncu tercihini Delgado için kullandılar. Delgado, İliç tipinde bir oyuncu. Yaratıcı özelliği var. İkiye bir yapmayı seven ve araya oynayabilen bir oyuncu. Bu özellikle Gökhan Güleç ve Bobo tipindeki oyunculara çok yarar.
Orta sahadaki üç oyuncuya baktığımız zaman hazırlık maçlarında Kleberson, Fahri ve İbrahim Üzülmez oynadı. Bu isimler top rakipteyken etkili pres yapıyorlar. Hücum taraflarında ise biraz problem görünüyor. Çünkü çok üretken değiller. Fahri yeteneğiyle üretkenlik anlamında faydalı olabilir. Rize'de uzun süre ön libero oynadığı için uyum döneminden geçecektir.
Özetleyecek olursak Beşiktaş çok iştahlı bir takım. Eğer geçmiş yıllarda başarıyı getiren bu arzu, teknik beceriyle birleştirilirse siyah - beyazlılar, "şampiyonluk yarışında ben de varım" derler.
