Gönderen Konu: ''Ya bitecekti ya kanser olacaktım'' 10.06  (Okunma sayısı 786 defa)

Çevrimdışı m3t3d1nh0

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 15.446
  • Puan 9028
  • Cinsiyet: Bay
  • olm kişisel mesajdan sanane
    • MSN Messenger - m3t3_d1nh0@windowslive.com
    • Profili Görüntüle
''Ya bitecekti ya kanser olacaktım'' 10.06
« : 10 Haziran 2008, 20:13:08 »
''Ya bitecekti ya kanser olacaktım'' 10.06
Ebru Destan dördüncü albümüyle yaz aylarına damgasını vurmaya hazırlanıyor.

Podyumlardan sahneye geçen Ebru Destan dördüncü albümü 'Üç Vakte Kadar' ile yaz aylarına damgasını vurmaya hazırlanıyor. Herkesin bu albümle dans edeceğini söyleyen Destan, beş ay önce ayrıldığı sevgilisi eski futbolcu Vedat İnceefe ile yaşadıklarını da anlattı..

Podyumların en çok iş yapan mankenlerinden biriyken müziğe yönelen ve albüm çıkaran Ebru Destan, dördüncü albümü ile çok iddialı geldiğini söylüyor. Destan yeni albümü için çekilen fotoğraflarda fotoşoptan kaçındıklarını da sözlerine ekliyor: "İnsanlar beni dışarıda gördüklerinde yadırgasınlar istemem. Bir insanı yeniden yaratmak doğru gelmiyor."

* Albümlerinize verdiğiniz isimler bir mesaj niteliğinde galiba...
Evet, biraz öyle. İlk albümüm 'Sözümü Yemedim' ikinci albümüm 'Tokat' üçüncü albümüm 'Ayrılık Soğuk İklim' ve son olarak 'Üç Vakte Kadar'. Hepsini biraraya getirirsek şarkı sözü çıkıyor...

* Hayatınızda üç vakte kadar neler olabilir?
Evlenebilirim mesela.. Ama bu üç vakit mi, üç yıl mı olur, üç ay mı, onu bilemem...

* Her albümüzde olduğu gibi bu albümde de bir Serdar Ortaç şarkısı var...
Serdar'ın bana uğurlu geldiğini düşünüyorum. İlk günden bu yana birbirimizden hiç kopmadık. Ve bana her albümümde mutlaka bir-iki şarkı besteliyor. Bu albüm tamamıyla bir dans albümü oldu.

* Şarkı sözleri neden sitemkâr?
Kimi zaman insanlar kızgınlıklarını, beslediği öfkesini dışa vuramaz. Bu şarkılar sayesinde mesaj gönderebiliyor. Ben herkesin söyleyemediği şeyleri dile getiriyorum.

* Fotoğrafları kim çekti?
Cem Talu teknede çekti. Fotoşopu elimizden geldiğince çok az kullandık. Çünkü yüzümde fazla bir değişiklik yapılsın istemedim. İnsanlar beni dışarıda gördüklerinde yadırgasınlar istemem. Bir insanı yeniden yaratmak doğru gelmiyor.

* Yani siz diyorsunuz ki, selülitlerimi fotoşopla kapattırsam, yazın gazetecilere yakalanırım o zaman her şey ortaya çıkar, öyle mi?
Bir kere selülitim varsa o bölgeyi ortaya çıkaran görüntü vermem ve akıllıca bir hamle ile olayı toparlarım. Zaten kadınların belirli aylarda bu tarz problemleri oluyor, bunu engelleme şansımız yok. Beni rahatsız eden şey, eskiden erkekler selülit nedir bilmezlerdi. Bu yüzden kadınların da böyle sorunları olmazdı. Ama şimdi erkekler buna dikkat ediyorlar. Biz erkeklerin kocaman göbeklerine bir şey söylüyor muyuz! Kadınlar bu selüliti kafalarına takarlarsa delirme noktasına gelebilirler. Çünkü artık insanlar yürürken birbirlerinde selülit arar oldu.

* Geçen yıl çıkardığınız albümünüzde sevgiliniz Vedat Bey'e gizli bir mesaj ve teşekkür vardı. Bu albümde var mı bir mesaj?
Hayır, artık yok. Daha önceki albüme de maddi anlamda bir desteği söz konusu olmamıştı bu albümde de ne maddi ne de manevi katkısı yok!

* Aşk hayatınız nasıl?
Ben bir ayrılıktan çıktıktan sonra hemen yeni bir ilişkiye başlamanın sağlıklı olduğuna inanmıyorum. Beklemek, dinlenmek gerekiyor.

* Yoruldunuz mu?
Uzun süreli ilişkiler insanı yoruyor. Yılların kattığı güzel şeyler de var. Ama bazen öyle bir noktaya gelirsiniz ki yolları ayırmanın zamanı gelmiştir. Çünkü yollar uzayınca yoruluyorsunuz ve bir yerde mola verip sorgulamaya başlıyorsun. Bizim ilişkimizde zaman geçince birbirimizin farklı huyları olduğunu keşfettik. İyi bir arkadaşlık kurabileceğim, yanında kendimi güvende hissedebileceğim bir insan arıyorum. Artık delilik yapacak zamanları geride bıraktım. Ayakları yere basan, hayattan ne istediğini bilen bir kızım. Bundan sonra yaşayacağım ilişki evlilikle sonuçlanır.

* Vedat Bey hayatınızda olsaydı şimdiki gibi mayolu fotoğraflarınız ve klibiniz olur muydu?
Olurdu. Çünkü biz tatile gittiğimizde de bikiniyle fotoğraflarım çekiliyordu.

* Bu konuda rahatsızlık duyuyor muydu?
Bilmiyorum. Çünkü bunu hiç konuşmadık eğer bu konuyu konuşuyor olsaydık daha kötü olurdu. Konuşmak mutsuzluk getirir. Bazen anlamak gerekiyor. Anlayacaksın, dillendirmeyeceksin.

* Siz mi anlıyordunuz o mu anlıyordu?
O! Çünkü ben Ebru Destan'ım, kameraların önündeyim. Ben mayo mankenliği de yaptım. İşime saygı duyuyorum. Bu işten paramı da kazanıyorum. Bir erkek beni olduğum gibi kabul edecek ya da etmeyecek. Ben kimse için değişmem ve kimseyi değiştirmem. Bir insanı olduğu gibi seviyorsanız bu gerçek aşktır. Ben değiştirdiğim, kendi kalıbıma göre ayarladığım bir şeyi sevemem ki. Değiştirdiğiniz şey hayranlık duyduğunuz şey değil.

* Vedat Bey ile bir küs bir barışık bir ilişkiniz oldu. Son olarak yeniden barıştığınız için pişmanlık duyuyor musunuz?
Hayır, pişmanlık duymuyorum çünkü denemem gerekiyordu. Bu ilişki sancılarıyla her şeyiyle güzeldi. Ama baktın ki işin içinden çıkamıyorsun benim gibi yapıp tamamen bitireceksin. Zaten bir ilişkiye ayrılık kelimesi giriyorsa aşkın büyüsü kaçıyor.

* Nasıl bir sevgili istiyorsunuz?
Dürüst olsun, kızdığı şeyi de, mutlu olduğu şeyi de söylesin içine atıp sonra patlamasın. Hırs ve kin barındırmak istemiyorum.

* Vedat Bey'den evlilik teklifi aldınız mı?
Evet aldım.

* Bir dönem sizin evlenmek istediğiniz, ancak Vedat Bey'in buna yanaşmadığı söylendi.
Hayır, asla böyle bir şey yok! Tabii ki ikimiz de ilişkiye başlarken evlenelim diye başlamadık. Önce hoşlandık birbirimizden, sonra sevdik ve üç yıl içinde ilişki evlilik noktasına geldi. Fakat sonrasında baktık ki ikimiz arasında bazı şeyler aşılmıyor. Bu anlatılmaz ki kelimelere dökülecek gibi değil...

* Sizin kafanızdaki eş portresine uygun olmadı mı?
Aslında çocuk yapmakla alakalı bir şey. Ben çocuğa hazır olunca evlilik isterim. Çocuk yapmaya hazır değildim. Bitmesi gerekiyordu, bitti.

* Vedat Bey sizinle barışmak için hamlede bulundu mu?
Hayır, çok ayrılıp barıştığımız için bu kez olmadı. Artık bıçak gibi kesmemiz gerekiyordu. Ya kesecektik ya da kanser olacaktım. Acı çekiyorduk...

* Albüm kapağınız bize mankenlik yaptığınız dönemi hatırlattı...
Manken olmayanlarda artık böyle giyiniyor. Bence manken olmak demeyelim de fiziğine güvenmek diyelim. Ben şöyle söylüyorum artık; şarkı söylemek sesle olmuyor insanlar güzel bir kadın görmek istediği için sahne şovları büyük beğeni kazandı. Vücuduma iyi bakıyorum. Şarkıcı oldum diye etli butlu bir kadın olmam. Bir de Power Plate diye bir makine aldım onun büyük etkisini gördüm.

* Sizi uzun bir süredir mayo ve bikinili görmemiştik. Neden şimdi bu tarz bir klip çektiniz?
Henüz albüm çıkmadı ama klibim büyük beğeni kazandı. Havuz kenarında 20 tane yabancı manken bana eşlik etti. Çok renkli bir klip oldu. Ayrıca 20 kızın çoğu Brezilyalı ve İspanyol. Tamer Aydoğdu çekti klibi. Etrafımdaki olayları izliyorum, kavga dövüş herkes gergin. Bu yüzden benim klibimdeki görüntüler, izleyen herkesin içini ısıtıyor.

* Geçmişe oranla kıyafetinizde, tarzınızda bir sadelik göze çarpıyor. Bunun özel bir nedeni var mı?
Ben her yıl farklı tarzlarda izleyicinin karşısına çıkan bir insanım. Bir dönem abartılı kıyafetler, aksesuvarlar modaydı ve ben de o akıma uymuştum. Eski fotoğraflarıma baktığım zaman "Allahım bunları ben nasıl giymişim böyle" diyebiliyorum. Ama o zamanlar onlar beğeniliyordu. Şimdiler de daha sade oldum. Mesela geçen yıl saçlarım platin sarıydı ve o rengi kendime çok yakıştırıyordum. Ama şimdi bu koyu renk saçlarım hoşuma gidiyor. Galiba artık sadeliğin daha keyifli olduğunu öğrendim...

* Eski sevgiliniz Özcan Deniz vurulduğu zaman aradınız mı?
Evet tabii aradım..

* Olayı duyduğunuzda ne hissettiniz?
Tüylerim diken diken oldu bir insan olarak tanıdığım herhangi birinin kılına zarar gelse üzülürüm ki bu benim bir dönem birlikte olduğum, özel şeyler paylaştığım bir insan. İyi günde Özcan'ı hiç aramadım ama kötü durumda ararım. Aynı şeyin Özcan tarafından da geleceğini bilirim. Benim de başıma bir şey gelse Özcan'ın ilk arayacak insan olduğunu biliyorum.

* Vedat Bey ile ayrılmamış olsaydınız yine de arar mıydınız?
Tabii arardım. Tutup da ben onu "Ne güzel albüm yapmışsın" ya da "Ne güzel giyinmişsin" diye aramıyorum ki. Vurulmuştu, aramam gerekiyordu. Vedat olsun olmasın arardım.

* Şaşırdı mı aramanıza?
Mutlu oldu.