Gönderen Konu: "Emre en iyi transfer"  (Okunma sayısı 768 defa)

Çevrimdışı Saw

  • 2. SINIF UYE
  • ****
  • İleti: 9.123
  • Puan 1000
  • Cinsiyet: Bay
  • | |......S€N! S€V!Y0RUM......| |
    • Profili Görüntüle
"Emre en iyi transfer"
« : 04 Eylül 2008, 11:36:43 »
Okan Buruk, Futbol Federasyonu'nun resmi yayın organı Tam Saha Dergisi'nin Eylül ayı sayısında yer alan röportajında, sezonun en faydalı ve çarpıcı transferinin kim olduğu sorusuna, Emre Belözoğlu yanıtını verdi.

Fenerbahçe'nin Guiza'yı, Galatasaray'ın da Meira'yı almasının da önemli olduğunun altını çizen Okan, şöyle devam etti:
''Ama yine de Emre'nin 1 numaralı transfer olduğunu düşünüyorum. Emre ile sık sık görüşüyorum ve Fenerbahçe'ye alıştığını görüyorum. Olumsuz yönde etkileneceğini sanmıyorum. Hem başkandan hem de seyirciden destek aldı. Bu desteği hissettiği sürece zorluk çekeceğini sanmıyorum. Emre'nin geçmişte sakatlıkları oldu ve futbol kariyerinde işler tam anlamıyla istediği gibi gitmedi. Fenerbahçe onun için yeni bir çıkışın başlangıcı olacak. Sakat Emre imajını üzerinden atmak için daha istekli olduğunu yakından görüyorum. Elbette ortada zor bir durum var. Ben de aynı şeyi Beşiktaş'a gittiğimde yaşamıştım. Taraftara kendinizi kabul ettirene kadar bir süre geçiyor. Ancak iyi oynadığınız takdirde sorun kalmıyor. Benim transfer olduğum dönemde Beşiktaş iyi gitmiyordu. Fenerbahçe'de işler yolunda giderse taraftarın Emre'yi kabullenmesi de kolay olur.''

-''ARAGONES VE SKIBBE DOĞRU SEÇİM''-
Okan, Fenerbahçe ve Galatasaray'ın bu sezon yaptıkları teknik direktör seçimleriyle ilgili olarak da şunları söyledi:
''Bence ikisi de doğru tercih. İkisi de üst düzey takımları çalıştıran teknik adamlar. Galatasaray'da geçen sezondan beri başlayan gençleştirme operasyonu göz önünde tutularak Skibbe gibi bir teknik direktör getirilmiş olabilir. Ümit Davala gibi hem insanlığı hem de Ümit Milli Takım'daki teknik adamlık kariyeriyle değerli bir ismin Galatasaray'da görev alması önemli bir adım. Çünkü Ümit, Galatasaraylı futbolcuları çok iyi tanıyan birisi. Oyunculara saha içinde ve dışında çok yardımcı olabilecek. Bence Ümit'in varlığı Skibbe için de büyük bir avantaj.''

-ÇALIŞTIĞI TEKNİK DİREKTÖRLER-
Okan Buruk, daha önce çalıştığı teknik direktörlerle ilgili olarak da, ''Gerçekten de çok önemli teknik direktörlerle çalıştım. Del Bosque hem antrenör hem de insan olarak dört dörtlük birisiydi. Fatih Hoca ile uzun süre çalıştım, birlikte birçok başarı elde ettik ve dolayısıyla ondan da çok şeyler öğrendim. Feldkamp'la iki kez çalıştım, Mustafa Denizli ile öyle. Yurt dışında Cuper ve Zacceroni ile çalıştım. Hepsinden bir şeyler alıyorsunuz ama önemli olan onları kafanızın bir yerine yazabilmek ve bir senteze ulaşabilmek. Futbolu bıraktıktan sonra da kendimi geliştirmek istiyorum'' diye konuştu.

-MİLLİ TAKIM-
Dünya Kupası elemelerinde (A) Milli Takım'ın şansı ile ilgili olarak da Okan, şunları söyledi:
''Bizim takımımız futbol oynayan rakiplere karşı daha iyi performans sergiliyor. Futbol oynamayan, defansa çekilen, katı savunma yapan takımlara karşı çok zorlanıyor. Dolayısıyla ben İspanya maçlarında iyi futbol oynayacağımızı düşünüyorum. Elbette İspanya en güçlü rakibimiz ama bence diğer maçların sonuçları daha önemli olacak. İspanya maçına özel olarak hazırlanmanıza bile gerek yok. Bir gün önceden toplansanız bile sahaya çıktığınızda bambaşka bir maç oynarsınız. Ama diğer maçlar çok ciddiye alınması gereken karşılaşmalar. Ermenistan deyip geçmemek lazım. Bundan önce de bu tip rakipler karşısında sıkıntılar yaşadık. Kesinlikle onların motivasyonu iki katı olur. Daha önce Bosna'ya, Azerbaycan'a gittik, kardeş takımlarla oynuyoruz dedik ama bizi neredeyse tekme tokat dövdüler. Ermenistan'ın durumu ise çok daha farklı. Dolayısıyla çok daha fazla dikkat etmemiz gerekiyor.''

-''AYRILIKLAR ONORE EDİCİ OLMALI''-
Galatasaray'da bazı sembol oyuncuların buruk bir şekilde ayrıldıklarının belirtilip, kendisinin de şimdi İstanbul Büyükşehir Belediyespor'a gittiğinin hatırlatılması üzerine Okan, şöyle konuştu:
''Ben bunu Galatasaray'daki vefasızlık olarak değerlendirmiyorum. Türkiye'de genel olarak böyle bir anlayış var. İnsanlara hak ettikleri değer çok fazla verilmiyor. Başarılarda hep göz önündesiniz ama belli bir yere geldikten sonra güle güle deniliyor. Aslında bu ayrılma noktasında her şey daha iyi bitebilir. En azından futbolcu küçük şeylerle onore edilebilir. Ayrılıklar futbolun gerçeği. Kulüp elbette oyuncunun verimli olup olmadığına göre karar verecek. Ancak sembol olmuş ve büyük başarılar yaşamış oyuncuların onore edilmesi gerekiyor. Aslında biz böyle bir şey beklemesek bile dışarıdan bakanların bu tür konuşması Galatasaraylı olarak bizleri üzüyor. Bugüne kadar hiçbir oyuncu için ayrılıklar doğru biçimde düzenlenmedi ama inşallah bundan sonrası için bazı şeyler değişir. Ben ayrılırken de (Seni çok seviyoruz, ileride yine aramızda görmek isteriz) dediler. Dilerim bundan sonra bizim jenerasyonumuza kulüp içinde aktif görevler verilir. Çünkü hem insan olarak hem de altyapı olarak hepimiz çok önemli tecrübeler yaşadık. Bundan sonra da Galatasaray'a hizmet etmek isteriz.''

Okan Buruk, İstanbul Büyükşehir Belediyespor'a transferi konusunda da, ''Galatasaray'dan ayrılır ayrılmaz Belediyespor'la anlaştım. Başkanımız Göksel Gümüşdağ ve teknik ekip eskiden beri tanıdığım insanlar. Antrenörler Arif Erdem ve Mert Korkmaz yıllarca birlikte oynadığım ve sevdiğim arkadaşlarım. Zaten ben bu takımı iki sezondur gönül bağıyla takip ediyordum. Bir de futboldan sonra antrenörlük yapmayı düşündüğüm için hedefleri olan bir teknik ekiple çalışmak bana çok fayda sağlayacak'' dedi.