Gönderen Konu: Türkleri anlama sanatı :)  (Okunma sayısı 432 defa)

Çevrimdışı YuRY

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 17.264
  • Puan 1606
  • Cinsiyet: Bay
    • MSN Messenger - Tr_YuRY@hotmail.com
    • Profili Görüntüle
Türkleri anlama sanatı :)
« : 27 Kasım 2006, 12:31:03 »
>Madde 3: Çocuk yüzmeyi çabuk öğrensin diye babası tarafından
>kucaklanıp denize atılır..
>
>Türkiye'de babalar sahillerin olmazsa olmazlarıdır. Yüzme öğrensin
>diye çocuklarını kucaklar ve 'Sıkma kendini, rahat bırak' diye suya
>atarlar. Bahane de hazırdır. 'Olur mu? Bak Rusya'ya. Orada çocukları
>doğar doğmaz havuza atıyorlar, yüzmeyi öğrensin diye. Olimpiyatlarda
>görüyoruz herhalde...'
>
>Madde 7: Hesap ödeyen erkek, hesabı ödemek için gereken işlemi masanın
>altında yapar.
>
>Türk erkeği ödediği hesabı masadakilerin görmesini istemez. Eğer
>görürlerse ayıp olacağını düşünür ve karşıdakilerin '*bu kelimeyi kullanmak yasak* amma da
>görgüsüz herif, hem ısmarlıyor hem de hesabı gözümüze sokuyor'
>demesinden çekinir. Böyle bir davranışa bir de Eskimo erkeklerinde
>rastlanılabilir. Hesabı açıkta ödeyen Eskimo'nun eli haliyle
>donacaktır.
>
>Madde 11: Türkiye'de ilk, orta, lise, üniversite, yüksek lisans,
>doktora fark etmez, sınav kağıtları dağıtılırken, bir öğrenci mutlaka
>'Hocam istediğimiz sorudan başlayabilir miyiz?' sorusunu sorar.
>
>Aynı öğrenci, öğretmen haftaya sınav yapacağını bildirdiğinde 'kaçıncı
>sayfaya kadar sorumluyuz hocam' sorusunu soran ama yine de sınava
>çalışmayan öğrencidir.
>
>Madde 25: Tüm ısrarlara rağmen misafir 'Yemeyeceğim yeter!' diyorsa,
>ev sahibi son kozunu değerlendirir ve ilahi gücü cümle içinde kullanıp
>'Bak Allah'ın adını verdim' diyerek misafiri köşeye sıkıştırır.
>
>Misafir bunun üzerine midesi dolu olsa da, ilahi kudret korkusundan
>mıdır kaçış yolu kalmamasından mıdır, ne var ne yoksa bir çırpıda yer.
>
>Madde 31: İşyeri açılışının yapıldığı gün satılan ilk üründen elde
>edilen para (siftah parası) bereket getireceğine inanılıp
>çerçeveletilir ve işyerinin duvarına asılır.
>
>İşyerleri açılışı çok önemlidir. Alışveriş yapanlar ürünlerin gerçek
>karşılığını değil, gönüllerinden geçeni kasaya bırakırlar. İlk
>alışveriş parası herkese gösterilir.
>
>Madde 34: Üzerinden araç geçsin ve temizlensin diye işyeri paspasları
>cadde ortasına fırlatılır.
>
>Sinek avlayan esnaf Türkiye'de temizlik hastası kesilir. Alır eline
>hortumu baştan aşağı dükkanının bulunduğu caddeyi, kaldırımları bir
>güzel sular. O da yetmez, yandaki caddeleri ve sokakları da sulamayı
>iş edinir. O arada paspaslar da temizlikten payını alır.
>
>Madde 42: Misafirlikte kolonya ikram edilirken büyüklerin ellerine
>çocukların kafasına dökülür.
>
>Aynı misafirlikte biraz büyük bir çocuk varsa mutlaka 'Geçen bunu
>hamama götürdük. Babasını da getirseydin bari dediler' geyiği mutlaka
>yapılır.
>
>Madde 46: Durakta değil de, her el kaldıran yolcu gördüğünde duran
>otobüse halk otobüsü denir. Halk otobüsü halkı kırmaz, durur.
>
>Halk otobüsünün belediye otobüsünden tek farkı budur.
>
>Madde 49: Sehirlerarası otobüs yolculuklarında kan bağı yoksa (karı,
>koca, yeğen, yenge gibi) bayan yanına erkeğin oturması firma
>tarafından kabul edilmez..
>
>Türkiye'de en önemli namus bekçileri otobüs muavinleridir. Muavinlere
>göre birbirlerini hiç tanımayan iki karşı cinsin, mesafe olmaksızın
>seyahat etmesi, ateşle barutun birbirine bitişik iki koltuktan bilet
>alması gibi bir şeydir. Buna asla izin vermezler. Ancak gidilecek yol
>boyunca erkeğin yanına oturtmadıkları genç kızı kesmeyi de ihmal
>etmezler.
>
>Madde 63: Gelinin belinde yer alan kırmızı kuşak bekareti simgeler.
>
>Damadın elbisesi üzerinde renkli bir çaput parçası, herhangi bir
>işaret bulunmadığından cinsel geçmişi hakkında fikir yürütmek mümkün
>değildir. Aslında bu geçmişle pek ilgilenen de yoktur.
>
>Madde 64: Kafa bir yere çarptığında şişmesin diye çiğnenmiş ekmekle
>ovalanır.
>
>Türklerin 'Kendi kendine tedavi' yöntemleri sadece bunlarla bitmez.
>Ağrıyan yere sıcak tuğla konur. Isıtılmış çay bardakları ile sırt
>çekilir. Arpacık çıkmış göze sarmısak sürülür. Sarılık olmuş kişiye
>kendi idrarı içirilir. Kesilen ve kanayan yere tütün basılır. Paslı
>çivi batan yer sopayla dövülür. Burkulan yere biftek bağlanır. Yanan
>yere diş macunu sürülür.
>
>Madde 66: Bütün ilaçlar buzdolabında saklanır.
>
>Buzdolabının kola, su, gazoz koyulan bölgesi ilaçlara yetmeyince,
>ilaçlar yumurtaların bulunduğu alanda, kurumuş yarım limonlara
>komşuluk yapar.
>
>Madde 75: Sokak ortasında aşka gelip sevişen, kedi, köpek at gibi
>hayvanlar önce 'Hoşt, kışt, pişt, aloooo' denilerek uyarılır. Sevişme
>halinin devam etmesi durumunda hayvanlar sopa benzeri bir cisim
>kullanılarak ayrılır.
>
>Üç-beş güvercin bir araya gelip, buldukları kırıntıları kafalarını
>delirmişçesine öne arkaya sallayarak tetikte yerken, kendilerine doğru
>aniden koşan birini gördüklerinde topluca kaçarlar. Güvercinler neden
>böyle bir davranışla karşılaştıklarını anlamazlar. 'Kışşşt' diye ses
>çıkarıp güvercinlerin ortasına dalan bir Türk'ün de anlaşılacak bir
>hali yoktur zaten.
 
 
 

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
Türkleri anlama sanatı :)
« Yanıtla #1 : 17 Ağustos 2007, 19:39:27 »
Paylaşım için teşekkürler
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive