Gönderen Konu: Medieval 2: Total War  (Okunma sayısı 579 defa)

Çevrimdışı Force23

  • 1. SINIF ÜYE
  • *****
  • İleti: 32.652
  • Puan 334
  • Cinsiyet: Bay
  • !!ƒяєєѕтуℓєя!!
    • Profili Görüntüle
Medieval 2: Total War
« : 10 Ağustos 2007, 19:35:28 »
Ortaçağ… Bilirsiniz, pek çok ders kitabına, filme, oyuna konu olmuş bir tarih aralığıdır. Özellikle o dönemlerde din öyle bir boyut almıştır ki, dinî çatışmalar en üst düzeyde, ısrarla devam etmiştir. Haçlı Seferleri’dir, Papa’dır, Mekke’dir, İslam’dır, Ortadoksluk’tur derken, böyle bir sekiz yüz yılın daha yaşanamayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Karışık diplomatik ilişkiler, dinler, savaşlar, gelişen bilim ve edebiyat, seferler, arkadan vuranlar üstüne kurulu bir dönem.

Oyunumuza yavaştan giriş yapmak istiyorum, ama önce serîyi şöyle bir değerlendirelim. Önce gelen bir Shogun: Total War, ardından onu izleyen Medieval: Total War, Rome: Total War ve Medieval 2: Total War. Medieval 2’den önce diğer üç oyunu oynarken aralarından bana en çok haz veren Rome olmuştu. Ciddi şekilde birçok şey aşılmış, alışılandan sanki ayrılmıştı. Rome’un iki yıl ardından gelen Medieval 2 ise serîye en parlak dönemini yaşatacaktır, alınan zevk tavana vuracaktır. Konumuz, bunu nasıl ve ne şekilde yapacağıdır.

Oyunu yükledikten sonra giriş videosunu izleyerek ana menüye geçiş yapıyoruz. Giriş videosunda Türkler, Moğollar ve İngilizler ön plânda tutulmuş. Gerçi nedendir pek anlayamadım ama kılıçtan geçenler hep Türkler olmuş. Ben tek bir İngiliz askerinin öldüğüne rastlayamadım. Ana menüde -alışılmış şekilde- Single Player, Multi Player, Options ve Load Game hüküm sürüyor. Bizi şu anlık ilgilendiren ise, Single Player kısmı. Bu bölüme girdiğimizde karşımızda Tutorial, Grand Campaign, Quick Battle, Custom Battle, Historical Battle beşlisini buluyoruz. Gene bunlar da serînin eski oyunlarından bildiğimiz şeyler.

Medieval 2’ye başlamadan önce bu seriyi ilk kez tadacaklara Tutorial’ı da oynamalarını tavsiye ederim. Ardından Campaign kısmına geçmeleri daha doğru olur. Oyuna başlarken ilk olarak beş Hristiyan devletten birini seçebiliyoruz. Bunlar: İspanya, İngiltere, Fransa, Almanya ve Venedik. Diğer devletleri açmanın yolu Campaign’i bitirmek. Şimdi oyunun biraz daha derinine inmek lâzım. Öncelikle, oyunda her devletin özel bir birimi (elite) var. Campaign kısmından, devletleri seçerken bu birimi görebiliyoruz. Mesela Türkler için bu yeniçeriler iken, Almanlar’da gothic knights. Artık şimdi devletimizi seçip start butonuna tıklayabiliriz.

Medieval 2’nin en önemli olaylarından biri olan parayı, üst düzeyde tutmak sizin elinizde. Her şehrinize öncelikli olarak ticarete ve tarıma yönelik binaları yapmanızı öneririm. Deniz kenarındaki şehirlerinizin doğal olarak deniz ticaretinden bayağı bir para getirdiğini varsayarsak, bu coğrafyada bulunan yerlere limanları yapmayı unutmayın, öncelik tanıyın. Sıra tüccar (merchant) çıkarmakta. Tüccarınızı çıkardıktan sonra harita üzerinde görünen halı, koyun, taş gibi öğelerin üzerine ilerletin. Ardından tüccarınızın üzerinde fareyi bir süre tutunca zaten oradan yıllık ne kadar getiri olduğu yazıyor. Bazen başka devletler tarafından tüccarlarınız öldürülebiliyor, bu yüzden her tüccarınızın yanında ufak bir birlik bulundurmanızda fayda görüyorum. Parayı yüksek tutmanın bir başka anahtar olayı ise diplomatlarla ticarî anlaşmalar yapmak. Oyunun başında size tavsiyem başta iki üç diplomat çıkararak bunlarla karşınıza çıkan her devletle ticarî anlaşma imzalamanız. Böylece yıllık devletinizin hazinesine güzel bir miktar para girecek.

Şimdi gelelim Haçlı Seferi ve Cihad Ordusu konusuna. Hristiyan bir devletsek Papa’dan, istediğimiz bir bölgeye Haçlı Seferi düzenleme haberini yaymasını istiyoruz. Papa haberi Hristiyan devletlere haber veriyor ve sırasıyla katılımlar başlıyor. Cihad’da da aynı olay. Herhangi bir imamınızla Cihad’ı başlatıyorsunuz ve haber İslam dinini benimsemiş devletlere yayılıyor.

Bildiğiniz üzere Rome’da bir senato vardı ve bu senatodan bize görevler verilirdi. Medieval 2’de görevleri Papa’dan alıyoruz –Hristiyan bir devletsek-. Bir limanı bloklama, bir şehri alma gibi bilindik görevleri yerine getirmemiz, Papa’nın gözünde önemimizin artmasına yol açıyor ve belki de bizim Cardinal’imiz, mevcut Papa öldükten sonra Papalık mevkiine yükseliyor. Görevi tamamlarsak Papa ödül olarak bize para veya asker gibi şeyler sunuyor. Kimseyi takmam moduna girersek, Haçlı Seferleri’nin ilk hedefi hâline geliyoruz. Bu seferlerin başlangıcı belki de devletimizin çöküşünün ilk belirtileri olabilir. Yani anlayacağınız Papa ve görevleri önemli. Zaten yıllar yılı kovalayıp biz yeterince güçlü olduktan sonra Papa falan tanımayın, girişin. Ben mesela İskoçya ile oynamıştım bir kez. Fantezi olsun diye Papa’yı yıkmıştım daha oyunun başlarında, ama pek hayırlı bir iş değil. Kontrol edememiştim zaten şehirleri, sürekli bir ayaklanmadır gitmişti. Britanya, İtalya… Mesafe uzak.

Medieval 2’de Amerika’nın keşfi, Moğol ve Timur’un oyuna katılması gibi önemli tarihsel olaylar var. Gerçi Moğol ve Timur sizi bayağı bir uğraştıracak. Amerika’nın keşfi ile birlikte ise Aztekler’i tanıyacağız. Oyunun bir başka ayrıntısı ise, lonjalar. Bu lonjalar size başvuruyor ve herhangi bir şehrinizde etkinliklerini sürdürmek istediklerini açıklıyorlar. Bunları kendi içinize almadan önce, iyice bir düşünün derim, çünkü lonjalar da görevler veriyor ve bu emirler bazen Papa’nınkiler ile ters düşünce ortada kalabiliyoruz. Fakat bu lonjaların da getirileri çok iyi. Mesela bir grup, kılıçlarınızın daha sağlam vuruş yapmasını sağlarken, bir diğeri de tüccarların daha fazla para kazanmasına yarayabiliyor. Üstelik görevi başarıyla tamamlayınca verdikleri ödüller de hiç fena sayılmaz. Söyleyeyim, güzel para ödülleri var.

Şimdi gelelim fasulyenin faydalarına (hı?). Şaka bir yana, savaş kısmından bahsetmek daha doğru olacaktır. Baştan söylemeliyim ki bilgisayarın yapay zekası biraz kıt, yarım akıllı. Şöyle örnekleyeyim bu tezimi: Mesela siz okçularla adamların üzerine ok yağmurunda bulunuyorsunuz. Bilgisayar ise buna bazen hiçbir tepki vermiyor. Sizin adamlarınızın ok kapasitesi bitene kadar bekliyorlar. Böylece savaşın cıvkı da çıkabiliyor ara ara. Ama bunları geçip -hele hele- piyadelerin çarpışmalarına gelince ise resmen bir şenlik sunulmuş bize. Artık askerlerimizin hareketleri çok daha gerçekçi, kombo bile yapabiliyorlar. Öte yandan kan öğesi de mevcut. Hele koşan bir atlı grubunun üstüne okçularınızı çalıştırırsanız, kanların havaya nasıl sıçradığını göreceksiniz. Kısacası bayağı zevkli savaşlar geçireceğiz. Bazen insanın, ben durayım, sadece izleyeyim bu güzelliği, ne halt yerlerse yesinler diyesi geliyor.

Grafiklere fazla değinmek istemiyorum. Muhteşem olmuşlar. Zırha güneş ışınları çarpınca görünen yansımalar tam anlamıyla mükemmel. Oyunun grafikleri o kadar güzel ki, film izliyormuşçasına oynuyorsunuz. Sırf o grafikleri sık sık görebilmek için arada Campaign’imden çıkarak, Custom Battle’dan kendi savaşımı yaratıp oynuyorum. Zevk verici şeyler bunlar…

Bir diğer konu ise müzikler. Hatırlarsınız, Rome çıkınca herkesi müzikleriyle ağzı beş karış açık bırakmıştı, kulaklarımızın pasını silmişti. Şimdi şöyle desem; Medieval 2’nin müzikleri Rome’u üçe beşe katlar… Evet? Ihm, ehm.

Son paragrafı yazarken hislerim bir değişik. Medieval 2’yi oynayan her normal insan evladında da böyle olmalı zaten. Creative Assembly çalışanları sanırım bir gaz olayı içerisindeler. Hayırlı olsun herkese, Medieval 2: Total War!
Only God Can Judge Me !!
They''ll Never Take Me Alive